“Kan susar birgün

 Zulüm biter

 Menekşeler de açılır üstümüzde

 Leylaklar da güler.

 Bugünlerden geriye,

 Bir yarına gidenler kalır

 Bir de yarınlar için direnenler.”

Ve bugün İran'da başlayan bu direnişin ateşi, Mahsa Amini'nin sözde ahlak polisi tarafından hicapsızlıkla suçlanıp öldürülmesiyle fitillendi.

22 yaşındaki gencecik bir kadın sadece saçının bir tutamı gözüktü diye birilerinin dünya görüşüne uyumadığı için katledildi.

22 yaşında pırıl pırıl bir kadının katledilme sebebi saçının gözükmesi...

2022 yılında, dünya uzay ve yapay zeka çağına girmenin arifesinde iken daha hala arap mitolojisine ve binlerce yıl öncede kalmış hurafelere göre insanların hayatını zindana çevirmeye çalışan ve siyasal islam denen rezilliğe kurban giden Mahsa Amini gibi bir çok kadın var. Özgürce yaşayabilmeyi canıyla ödemiş binlerce kadın.. Bir tutam saçın gözükmesini ahlaksız olarak nitelendirenlerin can alması ahlak mı ?

Özgür olmak, özgür bir ülkede yaşamak, hukuk, adalet, din, laiklik. İran halkı, bunları sorgulamaya başladı ve hakları için direniyorlar.  İran toplumunda birikmiş öfkenin dışa vurumunu görüyoruz. Modern İran’ın en karanlık dönemini yaşayan, toplumdan dışlanan, kendilerini ifade edemeyen, hayatlarını gizli saklı idame ettirmek zorunda kalan insanlar özgürlükleri için mücadele ediyor.

Yıllardır süregelen bir hoşnutsuzluk ortadaydı, İslamcı rejimler bi noktada baskıcı niteliğinde olduğundan, kontrol mekanizmaları sınırlı olduğu için derin bir yolsuzluk vardı ve halk ise bunun bilincinde. Bir yandansa ekonomik rahatsızlıklar söz konusu. Amerika’nın yaptırımları İran üzerinde devam ediyor. Obama’yla yapılan nükleer anlaşmadan Trump çekilince tekrardan yaptırımlara geçti. Bu durum da ekonomiyi zorladı, enflasyon yükseldi, İran parası değer kaybetti. Bu huzursuzlukların neticesinde de halkın ayaklanma dalgalanması başladı.

Genel olarak baktığımızda İran’daki kadınların toplumsal hareketlere katılımı oldukça eskilere uzanıyor aslında.1979 İran İslam Devrimi’nden beri kadınların verdiği bir savaş var orada. Devrimden sonra ilan edilen örtünme yasası aslında kadınlara yeni bir yaşam biçimi dayatmış oldu.

Daha önceleri, Vida Movahed 28 Aralık 2017’de kamusal alanda başörtüsü takma zorunluluğuna karşı yeni bir hareket tarzı ortaya çıkarmıştı. Movahed, Tahran’ın en kalabalık caddelerinden biri olan İnkılap Meydanında bir elektrik kutusunun üzerine çıkmış ve bir sopanın ucuna beyaz bir başörtüsü takarak sallandırmıştı. Movahed’in bu davranışı İran’daki kadın hareketleri açısından yeni bir eylem tarzı ortaya çıkardı ve devamında gelen 2018-2019 protestolarıysa farklı nedenlerle meydana geldi fakat bir yandan da kadın hareketlerini tetikledi.

Tabi İran rejimi bu protestoları sert bir biçimde bastırdı. Dayatmaları kabul etmeyince yobaz rejim tarafından suçlanmaya mahkum bırakılıyorsunuz. Dün olmadı, bugün ama yarın. Bu direniş için mücadele veren, diğer protestolardan ayrı kadınıyla, erkeğiyle genciyle hep birlikte mücadele eden insanlar karanlıktan aydınlığa çıkacak. Yarınları umuyorum esaretten kurtulmuş, köklü ve medeni bir tarihi olan İran’ın özgürlük kapılarını açacak.