Okula Alışmakta Zorlanan Çocuklar İçin Ebeveynlere Tavsiyeler
Yazının Giriş Tarihi: 06.09.2025 00:10
Yazının Güncellenme Tarihi: 06.09.2025 00:10
Okulların açıldığı ilk haftalar, çoğu çocuk için heyecanlı ve güzel bir dönemdir. Yeni arkadaşlar, yeni oyunlar, keşifler… Ama bazı çocuklar içinse bu dönem hiç de kolay geçmez. Özellikle ilk kez okul hayatıyla tanışanlar ya da okul değiştirenler, sabahları kalkmakta, sınıfa girmekten kaçınmakta zorlanabilir. “Gitmek istemiyorum.”, “Seni bırakmak istemiyorum.” gibi cümleler, aslında çocuğun kendini ifade etme biçimidir ve çoğu zaman normaldir. Burada önemli olan, ebeveynin çocuğun duygularına nasıl yaklaşacağıdır.
Çocuğun “ben zorlanıyorum” duygusunu kabul etmek, sürecin ilk ve en kritik adımıdır. Panik yapmak ya da “Hadi canım, öyle şey olur mu?” demek yerine, “Okula gitmek seni biraz zorluyor, anlıyorum.” demek, çocuğun kendini anlaşılmış hissetmesini sağlar. Bu basit cümle, çocuğun güven duygusunu besler ve kaygısını azaltır.
Vedalaşmalar da genellikle drama sahnesine dönüşebilir. Kapıda dakikalarca beklemek, çocuğu ikna etmeye çalışmak aslında kaygıyı büyütür. Bunun yerine kısa, net ve güven verici bir veda yeterlidir: “Ben işimi halledeceğim, çıkışta seni alacağım. Görüşürüz!” Hem sizin hem çocuğunuzun günü sakin başlamış olur.
Rutinler de bu süreçte çok önemlidir. Sabah kahvaltısı, giyinme, servis saati gibi küçük ritüeller, çocuğa güven verir. Uyku düzeni de ihmal edilmemeli; yeterince dinlenmemiş bir çocuk, sabahları gergin olur ve uyum süreci zorlaşır.
Öğretmenle iş birliği yapmak ise süreci kolaylaştırır. Çocuğun zorlandığı noktaları öğretmenle paylaşmak, sınıfta özel destek almasını sağlar. Küçük sorumluluklar vermek, oyunlarla sosyal etkileşime yönlendirmek, çocuğun uyumunu hızlandırır.
Başarıları kutlamak da çok önemlidir. “Bugün sınıfa tek başına girdin, ne cesur davrandın!” gibi sözler, çocuğun kendine güvenini artırır ve motivasyonunu besler. Küçük başarılar, büyük adımların habercisidir.
Anne-babaların kendi kaygılarını yönetmesi de kritik. Çocuklar ebeveynlerinin ruh halini çok hızlı hisseder. Endişeli, kaygılı bir ebeveyn, çocuğun kaygısını artırır. Sakin ve güven verici olmak, çocuğa “Her şey yolunda.” mesajını verir.
Kıyaslamalardan uzak durmak gerekiyor. “Arkadaşın hiç ağlamıyor.” ya da “Kardeşin bu dönemi kolay atlattı.” demek, çocuğu yetersiz hissettirir. Her çocuk farklıdır ve her uyum süreci farklı hızda ilerler. Sabırlı olmak, çocuğu kendi temposunda desteklemek gerekir.
Evde okul hakkında konuşurken de pozitif dil kullanmak çok önemli. Okulu bir tehdit gibi göstermek, motivasyonu düşürür. Bunun yerine, okulun eğlenceli yanlarını, yeni arkadaşlıkları ve öğrenilecek güzel şeyleri konuşmak çocuğun merakını ve ilgisini artırır.
Bazı çocuklar için uyum süreci biraz uzun sürebilir. Bu durumda kademeli geçişler yapmak faydalı olur. İlk günlerde okulda daha kısa süre kalmak, sonra süreyi kademeli artırmak çocuğun güven duygusunu pekiştirir.
Unutmayalım ki okula alışmak bir süreçtir ve sabır gerektirir. Çocuğun yanında olduğunuzu hissettirmek, en büyük destekçiniz olmanızı sağlar. Zamanla kaygının yerini merak, korkunun yerini güven alır. Küçük adımlar, büyük farklar yaratır.
Türkan Öğretmen’den Tavsiyeler:
1. Çocuğun duygularını küçümsemeyin, önce anlamaya çalışın.
2. Vedaları kısa ve net tutun; kararlı olun.
3. Günlük rutinler oluşturun, uyku ve kahvaltıyı ihmal etmeyin.
4. Öğretmenle iletişimi koparmayın; iş birliği yapın.
5. Küçük başarıları fark edin ve takdir edin.
6. Kendi kaygınızı çocuğa yansıtmamaya özen gösterin.
7. Kıyaslamalardan uzak durun; her çocuk farklıdır.
8. Okul hakkında olumlu, merak uyandırıcı bir dil kullanın.
9. Gerektiğinde kademeli geçişler yaparak süreci kolaylaştırın.
10. Sabırlı olun; her adımda yanında olduğunuzu hissettirin.
Yorum Ekle
Yorumlar (0)
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Türkan ÖZDEMİR
Okula Alışmakta Zorlanan Çocuklar İçin Ebeveynlere Tavsiyeler
Okulların açıldığı ilk haftalar, çoğu çocuk için heyecanlı ve güzel bir dönemdir. Yeni arkadaşlar, yeni oyunlar, keşifler… Ama bazı çocuklar içinse bu dönem hiç de kolay geçmez. Özellikle ilk kez okul hayatıyla tanışanlar ya da okul değiştirenler, sabahları kalkmakta, sınıfa girmekten kaçınmakta zorlanabilir. “Gitmek istemiyorum.”, “Seni bırakmak istemiyorum.” gibi cümleler, aslında çocuğun kendini ifade etme biçimidir ve çoğu zaman normaldir. Burada önemli olan, ebeveynin çocuğun duygularına nasıl yaklaşacağıdır.
Çocuğun “ben zorlanıyorum” duygusunu kabul etmek, sürecin ilk ve en kritik adımıdır. Panik yapmak ya da “Hadi canım, öyle şey olur mu?” demek yerine, “Okula gitmek seni biraz zorluyor, anlıyorum.” demek, çocuğun kendini anlaşılmış hissetmesini sağlar. Bu basit cümle, çocuğun güven duygusunu besler ve kaygısını azaltır.
Vedalaşmalar da genellikle drama sahnesine dönüşebilir. Kapıda dakikalarca beklemek, çocuğu ikna etmeye çalışmak aslında kaygıyı büyütür. Bunun yerine kısa, net ve güven verici bir veda yeterlidir: “Ben işimi halledeceğim, çıkışta seni alacağım. Görüşürüz!” Hem sizin hem çocuğunuzun günü sakin başlamış olur.
Rutinler de bu süreçte çok önemlidir. Sabah kahvaltısı, giyinme, servis saati gibi küçük ritüeller, çocuğa güven verir. Uyku düzeni de ihmal edilmemeli; yeterince dinlenmemiş bir çocuk, sabahları gergin olur ve uyum süreci zorlaşır.
Öğretmenle iş birliği yapmak ise süreci kolaylaştırır. Çocuğun zorlandığı noktaları öğretmenle paylaşmak, sınıfta özel destek almasını sağlar. Küçük sorumluluklar vermek, oyunlarla sosyal etkileşime yönlendirmek, çocuğun uyumunu hızlandırır.
Başarıları kutlamak da çok önemlidir. “Bugün sınıfa tek başına girdin, ne cesur davrandın!” gibi sözler, çocuğun kendine güvenini artırır ve motivasyonunu besler. Küçük başarılar, büyük adımların habercisidir.
Anne-babaların kendi kaygılarını yönetmesi de kritik. Çocuklar ebeveynlerinin ruh halini çok hızlı hisseder. Endişeli, kaygılı bir ebeveyn, çocuğun kaygısını artırır. Sakin ve güven verici olmak, çocuğa “Her şey yolunda.” mesajını verir.
Kıyaslamalardan uzak durmak gerekiyor. “Arkadaşın hiç ağlamıyor.” ya da “Kardeşin bu dönemi kolay atlattı.” demek, çocuğu yetersiz hissettirir. Her çocuk farklıdır ve her uyum süreci farklı hızda ilerler. Sabırlı olmak, çocuğu kendi temposunda desteklemek gerekir.
Evde okul hakkında konuşurken de pozitif dil kullanmak çok önemli. Okulu bir tehdit gibi göstermek, motivasyonu düşürür. Bunun yerine, okulun eğlenceli yanlarını, yeni arkadaşlıkları ve öğrenilecek güzel şeyleri konuşmak çocuğun merakını ve ilgisini artırır.
Bazı çocuklar için uyum süreci biraz uzun sürebilir. Bu durumda kademeli geçişler yapmak faydalı olur. İlk günlerde okulda daha kısa süre kalmak, sonra süreyi kademeli artırmak çocuğun güven duygusunu pekiştirir.
Unutmayalım ki okula alışmak bir süreçtir ve sabır gerektirir. Çocuğun yanında olduğunuzu hissettirmek, en büyük destekçiniz olmanızı sağlar. Zamanla kaygının yerini merak, korkunun yerini güven alır. Küçük adımlar, büyük farklar yaratır.
Türkan Öğretmen’den Tavsiyeler:
1. Çocuğun duygularını küçümsemeyin, önce anlamaya çalışın.
2. Vedaları kısa ve net tutun; kararlı olun.
3. Günlük rutinler oluşturun, uyku ve kahvaltıyı ihmal etmeyin.
4. Öğretmenle iletişimi koparmayın; iş birliği yapın.
5. Küçük başarıları fark edin ve takdir edin.
6. Kendi kaygınızı çocuğa yansıtmamaya özen gösterin.
7. Kıyaslamalardan uzak durun; her çocuk farklıdır.
8. Okul hakkında olumlu, merak uyandırıcı bir dil kullanın.
9. Gerektiğinde kademeli geçişler yaparak süreci kolaylaştırın.
10. Sabırlı olun; her adımda yanında olduğunuzu hissettirin.