Hürriyet Köyü Gençlik ve Kadın Dayanışma Derneği Başkanı Bayram Efe ve yönetim kurulu üyeleri, Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Hüseyin Baş’a Hürriyet köyün mağduriyetini anlattı.
Başkan Bayram Efe ve görüşme yapan dernek temsilcileri Baş’a “Köylerin mahalle olması bir fayda sağlamadı köylerin mahalle olması yasayla birlikte bir çok mağduriyet getirdi. Siyasi bir karar ile alınan bu yasanın değişmesi gerekli” ifadelerini kullandı.
HÜR OLMAK İÇİN…
Başkan Bayram Efe “başka köylerde arazi satışlarından müzdarip bu sorun tüm köylerde başka sorunları da beraberinde getirdi, belediyeler bu durumu kötüye kullandı. Bizim köyümüz evveliyatı çiftlik özel mülkiyetten gelme şahsi mülk biz 1951 de Bulgaristan dan gelip bu özel mülkü köy yaptık. Bir köye gelmedik şahsi mülkümüzde bir köy inşa ettik adını da Hür olmak için HÜRRİYET KÖYÜ adını verdik. Bizim bu yasaya dahil edilmemiz bir yanlışlıktan ibaret muhakkak bir çözüm bulunacağına inanıyoruz.” dedi.
MAĞDURİYETİMİZ SONA ERMELİ
Genel Başkan Hüseyin Baş; “Mağduriyetinizle ilgili bir dosya il başkanlığı vasıtasıyla tarafıma ulaştı. İlgili kamu birimleri ile mağduriyetinizin çözümü için temasa geçtik. Süreci takip ediyoruz ama sonuç noktasında verilecek karar sizlere nasıl bir fayda sağlayacak onu şuan göremiyoruz. TBMM’de sizin durumunuzda olan yerlerle ilgili mutlaka bir kanun çıkmalı ve mağduriyetleriniz bu çıkacak kanunla sona ermeli. Biz bu konuda üstümüze düşen görevi yerine getirmeye hazırız.” dedi.
***
Türkiye’nin milli birliğini ve güvenliğini tehdit eden bir girişimdir.
Zafer Partisi Kestel İlçe Başkanı Kazım Özçar’dan “Apo Mektubuna” keskin bakış! Özçar; “Kamuoyuna açıklanan ve terör örgütü lideri Abdullah Öcalan tarafından kaleme alındığı belirtilen mektup, ülkemizin milli birliğine ve hukukun üstünlüğüne yönelik ciddi bir tehdit oluşturmaktadır. Öncelikle, Öcalan’ın açıklamasına Kürtçe başlaması Anayasa’ya aykırıdır. Türkiye Cumhuriyeti’nin resmi dili Türkçedir ve devlet kurumları ile yetkilileri nezdinde yapılan tüm resmi açıklamaların Türkçe olması zorunludur. Bu durum, devletin hukuk düzenine ve egemenliğine meydan okuyan bir tavırdır ve kabul edilemez.
Mektubun içeriğine baktığımızda, Öcalan’ın terör örgütü PKK’ya “Kandil’de kongrenizi toplayın, silah bırakın ve kendinizi feshedin” çağrısında bulunduğu ifade edilmektedir. Ancak, geçmiş deneyimler göstermektedir ki bu tür açıklamalar, terör örgütünün kendini yeniden yapılandırmasına, stratejik bir değişime gitmesine veya uluslararası kamuoyunda algı yönetimi yapmasına yönelik taktiksel hamlelerdir. Açıkça görülmektedir ki, burada bir çözüm arayışı yoktur; aksine, top terör örgütünün kendisine atılarak bir sorumluluk devri yapılmaktadır.
HİÇBİR UNSURLA PAZARLIK YAPILMAMALIDIR
Zafer Partisi olarak, terörle mücadelede müzakere ve uzlaşma değil, kararlı ve tavizsiz bir mücadele gerektiğini vurguluyoruz. PKK, sadece silah bırakmakla yetinmemeli; Türkiye Cumhuriyeti devleti, bu terör yapılanmasını tamamen ortadan kaldırmak için gerekli tüm adımları atmalıdır. Devletin bütünlüğünü ve milletin huzurunu tehdit eden hiçbir unsurla pazarlık yapılmamalıdır.
TEHDİT EDEN BİR GİRİŞİMDİR
Bu bağlamda, Öcalan’ın mektubu bir “çözüm” metni değil, aksine Türkiye’nin milli birliğini ve güvenliğini tehdit eden bir girişimdir. Bu tür çağrılar, devletin kararlı duruşunu bozmamalı, aksine terörle mücadelede daha net ve kesin adımların atılmasına vesile olmalıdır.
Zafer Partisi Kestel İlçe Teşkilatı olarak, devletimizin ve milletimizin yanında durmaya devam edeceğimizi, terörle mücadelede hiçbir taviz verilmemesi gerektiğini bir kez daha vurguluyoruz. Türkiye Cumhuriyeti, terörle pazarlık yapılacak bir devlet değil, terörün kökünü kazıyacak bir iradeye sahiptir.” dedi.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Sevinç ÇELEBİ
Sevinç Çelebi İle Vatandaş Hattı
Hürriyet Köyü özel mülkiyettir!
Hürriyet Köyü Gençlik ve Kadın Dayanışma Derneği Başkanı Bayram Efe ve yönetim kurulu üyeleri, Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Hüseyin Baş’a Hürriyet köyün mağduriyetini anlattı.
Başkan Bayram Efe ve görüşme yapan dernek temsilcileri Baş’a “Köylerin mahalle olması bir fayda sağlamadı köylerin mahalle olması yasayla birlikte bir çok mağduriyet getirdi. Siyasi bir karar ile alınan bu yasanın değişmesi gerekli” ifadelerini kullandı.
HÜR OLMAK İÇİN…
Başkan Bayram Efe “başka köylerde arazi satışlarından müzdarip bu sorun tüm köylerde başka sorunları da beraberinde getirdi, belediyeler bu durumu kötüye kullandı. Bizim köyümüz evveliyatı çiftlik özel mülkiyetten gelme şahsi mülk biz 1951 de Bulgaristan dan gelip bu özel mülkü köy yaptık. Bir köye gelmedik şahsi mülkümüzde bir köy inşa ettik adını da Hür olmak için HÜRRİYET KÖYÜ adını verdik. Bizim bu yasaya dahil edilmemiz bir yanlışlıktan ibaret muhakkak bir çözüm bulunacağına inanıyoruz.” dedi.
MAĞDURİYETİMİZ SONA ERMELİ
Genel Başkan Hüseyin Baş; “Mağduriyetinizle ilgili bir dosya il başkanlığı vasıtasıyla tarafıma ulaştı. İlgili kamu birimleri ile mağduriyetinizin çözümü için temasa geçtik. Süreci takip ediyoruz ama sonuç noktasında verilecek karar sizlere nasıl bir fayda sağlayacak onu şuan göremiyoruz. TBMM’de sizin durumunuzda olan yerlerle ilgili mutlaka bir kanun çıkmalı ve mağduriyetleriniz bu çıkacak kanunla sona ermeli. Biz bu konuda üstümüze düşen görevi yerine getirmeye hazırız.” dedi.
***
Türkiye’nin milli birliğini ve güvenliğini tehdit eden bir girişimdir.
Zafer Partisi Kestel İlçe Başkanı Kazım Özçar’dan “Apo Mektubuna” keskin bakış! Özçar; “Kamuoyuna açıklanan ve terör örgütü lideri Abdullah Öcalan tarafından kaleme alındığı belirtilen mektup, ülkemizin milli birliğine ve hukukun üstünlüğüne yönelik ciddi bir tehdit oluşturmaktadır. Öncelikle, Öcalan’ın açıklamasına Kürtçe başlaması Anayasa’ya aykırıdır. Türkiye Cumhuriyeti’nin resmi dili Türkçedir ve devlet kurumları ile yetkilileri nezdinde yapılan tüm resmi açıklamaların Türkçe olması zorunludur. Bu durum, devletin hukuk düzenine ve egemenliğine meydan okuyan bir tavırdır ve kabul edilemez.
Mektubun içeriğine baktığımızda, Öcalan’ın terör örgütü PKK’ya “Kandil’de kongrenizi toplayın, silah bırakın ve kendinizi feshedin” çağrısında bulunduğu ifade edilmektedir. Ancak, geçmiş deneyimler göstermektedir ki bu tür açıklamalar, terör örgütünün kendini yeniden yapılandırmasına, stratejik bir değişime gitmesine veya uluslararası kamuoyunda algı yönetimi yapmasına yönelik taktiksel hamlelerdir. Açıkça görülmektedir ki, burada bir çözüm arayışı yoktur; aksine, top terör örgütünün kendisine atılarak bir sorumluluk devri yapılmaktadır.
HİÇBİR UNSURLA PAZARLIK YAPILMAMALIDIR
Zafer Partisi olarak, terörle mücadelede müzakere ve uzlaşma değil, kararlı ve tavizsiz bir mücadele gerektiğini vurguluyoruz. PKK, sadece silah bırakmakla yetinmemeli; Türkiye Cumhuriyeti devleti, bu terör yapılanmasını tamamen ortadan kaldırmak için gerekli tüm adımları atmalıdır. Devletin bütünlüğünü ve milletin huzurunu tehdit eden hiçbir unsurla pazarlık yapılmamalıdır.
TEHDİT EDEN BİR GİRİŞİMDİR
Bu bağlamda, Öcalan’ın mektubu bir “çözüm” metni değil, aksine Türkiye’nin milli birliğini ve güvenliğini tehdit eden bir girişimdir. Bu tür çağrılar, devletin kararlı duruşunu bozmamalı, aksine terörle mücadelede daha net ve kesin adımların atılmasına vesile olmalıdır.
Zafer Partisi Kestel İlçe Teşkilatı olarak, devletimizin ve milletimizin yanında durmaya devam edeceğimizi, terörle mücadelede hiçbir taviz verilmemesi gerektiğini bir kez daha vurguluyoruz. Türkiye Cumhuriyeti, terörle pazarlık yapılacak bir devlet değil, terörün kökünü kazıyacak bir iradeye sahiptir.” dedi.