Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

SAVAŞ-MA!

Yazının Giriş Tarihi: 26.06.2025 13:11
Yazının Güncellenme Tarihi: 26.06.2025 13:12

Hiçbir zaman, hiçbir savaşın haklısı yoktur...

Bireysel yaşantılarımızı bağımlı hale getiriyor ve sonra kimi zaman inançlarımız için, kimi zaman özgürlüklerimiz için,kimi zaman varlığımızı ortaya koymak ve hissedebilmek için, kimi zaman da düşüncelerimizin görülmesi ve saygı duyulması isteğimiz için savaşlara girişiyoruz.

Anlaşılmak kaygısına bağlı olarak en umursamaz görünenimiz bile, farkındalığını yitirip bu savaşın içinde bulabiliyor kendisini...

"VAHŞİ HAYAT İHTİYACI OLANDAN FAZLASINA TAMAH ETMEYECEK KADAR BİLGE VE ÜSTÜNDÜR İNSANDAN!"

İnsanlık, duygusal çıkar, maddi çıkar ya da kendini en haklı, akıllı, en üstün görmenin küstahlığı içinde vahşi hayvanlar misali baskıladığı tüm yırtıcılığı ile birbirlerini; bazen duygusal,ruhsal ve bazen de fiziksel olarak parçalarlar. Oysa vahşi hayat ihtiyacı olandan fazlasına tamah etmeyecek kadar bilge ve üstündür insandan...

Bu küçükmüş gibi görünen savaşlar büyük dünya savaşlarının minimize hali gibidir. Yani o yüzbinleri yok eden büyük dünya savaşlarının gerekçeleri içinde büyük nedenler aramamalıdır. Egolar, bencillikler, çıkarlar, benmerkezcilikler ve daha nice basit, insana ait doyumsuzluklar yatar temellerinde. Sonrasın da ise; gerekçeler uydururlar ve haklılık bulmaya yani yaptıklarını mantığa büründürüp duygusal olarak vicdanlarını rahatlatmaya çalışır ve bunu da dünyaya bu şekilde sunarak kendilerine taraf oluştururlar.

Oysa hiçbir savaşın haklısı yoktur. Çünkü savaşa girmiş olan tüm taraflar mutlaka hasar alır-almıştır ya da alacaktır. Bir kazananı yoktur...

Topraklar için verilmiş savaşlara bakın ki insanın ömrünün sınırlı bir zamanı olduğunu düşününce çok saçma değil midir?

Ölüm ve sonrası büyük bir muamma...

Çözülmemiş, keşfedilmemiş bir alan. Buna sadece dinsel boyutlardan bakanlar için bile sonrası "mış,muş" bir bilinmezlik iken bize kalmayacaklar için gerçekten bu savaşlara değer mi?

Ne kadar savaşsan da sana ait olmayan ve hiçbir zaman olmayacak birşey için...

Dünyanın her yeri kan revan acı içinde buna değer mi?

Daha iyi bir insan olmak için, daha iyiyi hak etmek için, huzur, huşu ve neşe için kendini bulmak için kendini geliştirmek için kendisiyle savaş vermek daha güzel değil midir?

Ve kendini sorgulayan, bulan, olgunlaşan insan sayısı arttıkça farkındalık artmaz mı?

Artan farkındalık duyarlılığı doğurmaz mı?

Duyarlılık dünyayı daha huzurlu bir yer kılmaz mı?

Kılar elbet!

İşte burada başka bir soru doğuyor;

Ey insanlık sen gerçekten huzuru istemiyor olabilir misin?

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar (0)
Yükleniyor..
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.