Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

HABERCİLİK Mİ?... 

Yazının Giriş Tarihi: 03.07.2025 12:01
Yazının Güncellenme Tarihi: 03.07.2025 12:01

Haber nedir? İlk ne zaman ortaya çıkmıştır? Osmanlı da ilk gazete ne zaman çıkmıştır? Amaçları nelerdir? Ve günümüz medyasında haber hala haber niteliğinde midir?

Buna benzer bir çok soruyu yanıtladıktan ve bu konular hakkında bilgi sahibi olduktan sonra ancak bugünün medyasında bize sunulanın habercilik olup olmadığını ayırt edebiliriz.

Kısa kısa bu sorulara yanıt verdikten sonra "günümüz haberciliğinin üretme kabızı halini ve algı bakımından ne gibi psikolojik çöküntü yarattığını ve bu durumun zerre kadar habercilikle alakası olmadığı" konusuna, birazda ben değinmek istiyorum. Tabi ki sözüm "İşini gerçekten mesleki etik ve kamusal sorumluluk anlamında doğru yapanların meclisinden dışarı"...

Öncelikle dünya da haberciliğin başlangıcına bir göz atalım; Louvre Müzesi’nde bulunan bazı Mısır papirüslerinden gazetenin geçmişinin M.Ö. 1750’li yıllara kadar gittiği anlaşılmaktadır.

"Bunun dışında M.Ö. 59’da Sezar’ın buyruğu ile halkı ilgilendiren günlük önemli olayları kapsayan “Acta Diurna” adıyla bildiriler yayımlanmıştır. El ile yazılan bu bültenlerde önemli toplumsal ve siyasal olaylar, iflaslar, idamlar, cenaze ve düğün törenleri, yangınlar, kamuoyunu ilgilendiren anlaşmalar, hatta gladyatör oyunlarına dair halkı ilgilendiren çeşitli haberlere yer verilmiştir. Bu haberleri toplamak için özel kişiler görevlendirilmiştir.Bir çeşit duvar gazetesi olan Acta Diurnalar halkın görebileceği şekilde kentin belli başlı yerlerine asılmış, aynı zamanda evlere ve diğer eyaletlere gönderilmiştir. Bu nedenle,

Acta Diurna’yı bugünkü modern gazetelerin atası, haberleri toplayan görevlileri ise bugünkü muhabirlerin ilk örneğidir"

Avrupa'da ise 1200 yıllarda "Avvisi" yani haber mektupları gazete ve haberin atası sayılır. Avrupa kentlerinde meydana gelen olağanüstü durum ve olaylara ilişkin bilgileri içeren bu mektuplar dolaşmaya başlamıştır. Bunların 13. yüzyıl civarında önemli bir ticaret merkezi olan Venedik’te ‘Avvisi’ adıyla doğduğu sanılmakta olup, ticaretin gelişmesiyle birlikte tüm Avrupa genelinde görülmeye başlamışlardır.

Osmalı'da ise; İlk gazeteler Fransız Büyükelçiliğince yayımlanmış olan gazetelerdir. Bunlardan ilki Bulletin des Nouvelles (İstanbul -1795- Vermainac)’dir.

Osmanlı Devleti’nde gazeteler yerleşik Levantenler tarafından yayımlanmıştır.

• Le Spactetaur Oriental (Alexandre Blacque-İzmir-1821-1824)

• Smyrnéen (İzmir-1824- Charles Trican)

• Courrier de Smyrne (A.Blacque-İzmir- 1828-1829)

• Le Moniteur Ottoman (A.Blacque-İstanbul-1831)

• Journal de Smyrne (1832-1842 - İzmir)

• Echo de l’Orient (1838-1846 - İzmir)

• L’Impartial (1841-1915 - İzmir)

Türkçe ilk gazete ise: Vekâyî-i Mısriye yayınlanmıştır.

Mısır Valisi Mehmet Ali Paşa’nın isteği ve emriyle 4 Aralık 1828’de yayınlanmaya başlamıştır.

.

Tamamı Türkçe ilk gazete: "Takvim-i Vekayi" II. Mahmut’un isteği ve emriyle 1 Kasım 1831’de İstanbul’da yayınlanmaya başlamıştır.

.

Basın Tarihi debi derya anlatmakla bitmez. Hele Türk Basın Tarihi ki; Onurlu ve hiç bir karşılık beklemeden halk için ses ve kulak olmaya çalışmış onlarca aydınla doludur. O kadar çok sürgün, hapis ve cezaya rağmen verdikleri mücadele takdire şayandır. Ve o aydınlardan belki 100 sene sonra doğacak Atatürk'ün gerçekleştirdiği inkilapların temelini atmıştır.

Şimdi gelelim bugüne...

Basın bir çok anlamda boyut değiştirmiş ve gerek teknolojik anlamda, gerekse dünyanın değişen konjektürel yapısı ile birlikte zemini oynamıştır. Fakat yeni düzen içinde var olabilmek şuan ki yayın politikalarıyla mümkün değil bence. Yeni medya düzeni veya eski düzen fark etmez, medya içinde bulunduğu topluma karşı bilgilendirmenin yanında, yeri geldiğinde eğitmek anlamında da sorumludur. Çağın getirdiği yoğunlukla ve yorgunlukla insanlar birbirleri ile iletişim kurmak yerine, televizyon ve daha çok internet, sosyal medyaya yönelmekte. Kişiler arası iletişim koparken, aşırı ve dağınık iletiye maruz kalan insanlarda içsel huzur ciddi anlamda kaybolmakta. Biriken bu dağınık iletiler kişilerde, sürekli kafa doluluğu hissi ve ruhsal anlamda gerginlik yaratmakta.

Günü kurtarmak için ya da daha fazla tiraj ve reyting için üretilen sabun köpüğü haber gazetecilik etiğine uygun değil bence.

Haber medyasının gazete, radyo ve televizyon olmak üzere kendi kuyusunu kazdığına inanıyorum. Son kalan samimiyet ve etik çalışma parçaları da tükenince ve ayrıca toplumun güvensizlik eşiği son damlayı da alıp taşınca, toplum nezdinde artık hiç bir saygınlığının kalmayacağı zamanların çok ta uzak olmadığını düşünmüyorum. Silkelenip kendine gelmeli halkın sesi ve kulağı olması gereken, sosyal sorumluluğu ağır olan medyanın. Aksi halde ne bireysel anlamda ne de toplumsal anlamda hiç bir vakit bütünlükten söz edilemez. Bu dağılma ve güvensizlik medya kanalından her geçen gün artan bir dozla enjekte edilmekte. Örneğin cinayet, tecavüz ve gasp gibi olaylar gün kurtarıcı nitelikte ballandırıla ballandırıla anlatılmakta. Gazeteci dediğin, editör dediğin biraz olsun toplumsal psikolojiyi, zarar ziyan hesabını, toplum çıkarını göz önünde bulundurmalı. Ülkenin köşesinden bucağından cinayet ve tecavüz haberi toplamak maharet değil bunları önleyecek kanuni yaptırımları sorgulayıp halkın önüne koymak ve çözüm önerileri ile gündeme getirmek maharet. Aksi halde özendirici ve tabiri caiz ise; "Eşeğin aklına karpuz kabuğu sokar" nitelikte duyuru yapmak haber değildir. Bu olsa olsa mahallelerimizin camdan cama dedikodu yapan teyzeleri misali "Kız duydun mu adam oğlunu boğazlamış" "Aşağı mahalleden bilmem kimin kızı kaçmış, abisi gelmiş kızı vurmuş" tarzında, camdan cama dedikodudur, haber değil... O teyze önünü arkasını sorgulamaz, konunun nereye nasıl ulaşacağını, ne gibi zararlara yol açabileceğini sorgulamaz. E şimdi bir düşünelim bu durumda; yaşadığı topluma karşı sorumlu olan gazetecinin ne farkı kalır, farzı misal; "bu teyzeden"...

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar (0)
Yükleniyor..
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.