Zor günleri aşarak büyük fedakârlıklar ile inşa ettiğimiz ve her geçen gün biraz daha yükselttiğimiz ve yücelttiğimiz Türkiye Cumhuriyeti Devleti, “Türkiye Yüzyılı” mottosu ile büyümeye ve güçlenmeye devam ediyor. Elbette Ankara’dan ötesine Anadolu’ya doğru, tüm kademelerde ve büyük bir kültürel çeşitlilik ile büyümemizi sürdürebiliriz. Suriye’den, Irak’tan, Afganistan’dan ve daha nice coğrafyalardan gelenlere kapılarımızı açtığımız gibi farklı siyasi görüşlerden olsa bile kalbi Türkiye için atanlara da hem gönül hem makam kapılarını açmalıyız. Ortak paydası Türkiye ve İnsanlık olan tüm kişi, kitle ve inanç odakları ile aynı ahengi yakaladığımızda göreceğiz ki; “Türkiye Yüzyılı, tarihe adını yeni bir “Türkiye İmparatorluğu” olarak yazdıracaktır…

Siyaset, tarihi okuduğunuzda başarı elde edebileceğimiz bir alandır. Türkiye’nin köklerini yüzyıllar içerisinde doğru okuduğumuzda görmekteyiz ki; İstanbul’un yeniden “Başkent” olma zamanı gelmiştir. Dünya tarihinin merkezi olarak kabul edilen çoğu medeniyetin varoluş ve yaşam izlerini her fırsatta yakaladığımız Anadolu’nun Avrupa’ya uzanan ucu İstanbul’un yeniden “Başkent” olması ile birlikte Türkiye Yüzyılı’nın yeni bir şahlanış dönemine kapılar açacağından kimsenin endişesi olmayacaktır.

Elbette her şeyin bir başlangıcı ve bir yolculuğu vardır. Türkiye Yüzyılı için ilk adımı Bursa’dan atmak mecburidir. Bu sebeple; Türkiye’nin her anlamda üretim üssü olan büyük ve kadim şehri Bursa’nın güçlendirilmesi ve şahlandırılması gerekiyor. Bursa’nın Osmangazi, Yıldırım, Nilüfer, Orhangazi, Mustafakemalpaşa ilçelerinde güçlü yatırımlara imza atılması şarttır. Türkiye’nin kalbi İstanbul ise o kalbi besleyen ana damar Bursa’dır. Bursa; hem Avrupa, hem Asya hem de Ortadoğu kimlikleri ile güçlü Türkiye’nin kültürel sırlarını ve medeniyet hazinelerini buluşturmaktadır. Bu sebeple artık o partili bu partili gibi kimi ayrımcılıklara girmeden ve hatta oralı, buralı, şuralıdan veya onlardan, bunlardan, şunlardan demeden doğru ve yetkin kişileri doğru makamlara getirerek hem Bursa’yı hem de Türkiye’yi bütünleştirerek ülkemizi güçlendirmek zorundayız.

Ben demiyorum ki; gidin Osmangazi Kaymakamı Ali Partal’ı Vali olarak atayın. Ve yine ben demiyorum ki; Türkiye Belediyeler Birliği Başkanlığı’na Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey’i getirin. Ama ben diyorum ki; Bursa’nın kalbinden Vali çıkaramazsanız, Bursa Büyükşehir Belediyesi’ni Türkiye’nin merkezine taşıyamazsanız başarılı olamazsınız! Başarmanın sırrı; her şeyden önce hedef birlikteliğidir. Hep beraber başarmak istiyorsak eğer hep beraber ortak hedefler için omuz omuza olmak zorundayız. Bursaspor şampiyon olurken Bursa’da işletmeler, fabrikalar konkordato açıklarken veya işçi çıkarırlarken güçlü bir şehir inşa edemeyiz!

Siyasetten ve bürokrasiden güç devşirmek değil, anlatmaya çalıştığım. Aksine siyasete ve bürokrasiye güç katacak hamleler yapmalıyız. CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in yanına CHP Bursa İl Başkanı Nihat Yeşiltaş’ı Genel Başkan Yardımcısı olarak taşırken, Ticaret Bakanı olarak Davut Gürkan’ın göreve başlamasını sağlamalıyız. Ortak hedefleri güçlü Türkiye inşa etmek olan tüm dinamikleri ama iktidar ama muhalefet demeden “Türkiye Yüzyılı Aklı” mottosu ile bütünleştirmeliyiz.

Başarmanın sonu yok! Ama yolu uzun bir mücadeleye ram olduk. Selçuklu İmparatorluğu sonrası Osmanlı İmparatorluğu’nu kuran Bursa’nın, Türkiye Yüzyılı için var gücü ile kenetlenmesi hem Millet hem Ümmet hem de İnsanlık için elzemdir…