Yıllar geçtikçe değişmeyen ve kötüye giden hayat şartları vatandaşların yaşama sevincini söküp atarken, toplum büyük bir cinnet içerisinde diyebiliriz. Geçtiğimiz günlerde gururla ziyaret ettiğimiz IDEF 2025 fuarı dönüşü, 11 orman işçisi ve sivil toplum gönüllüsünün Şehit olmasının acı haberi ardından vatandaşlar birçok gerçek ile bir kez daha yüzleşti. Ülkeyi vergiler ile yöneten iktidarın 11 Şehit sonrasında bile Tarım ve Orman Bakanının istifasını alamamış olması hükümete karşı büyük bir toplumsal güvensizlik yarattı diyebiliriz. Gelinen noktada görmekteyiz ki; IDEF 2025 fuarında dünyaya meydan okuyan Türkiye ile ormanlarında 11 Şehit veren Türkiye aynı iktidar tarafından yönetiliyor! Peki, bir yanda küresel bir başarı öte yanda alevlere teslim olmuş şehirler gerçeği ile iktidarı nasıl başarılı veya başarısız olarak değerlendireceğiz! İşte vatandaşın ilk sorusu bu değerli okurlarım. Türkiye, Başkanlık sistemi ile yönetiliyor ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan hem takdirlerin hem de tepkilerin muhatabı olan tek adam…
Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminde toplum önüne sürekli olarak cevap veren tek adam, tek yetkili, tek sorumlu olarak Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın sunulması büyük bir iletişim suikasti değilde nedir? 50 yaş ve üstünün hafızalarında var olan “hep Süleyman hep Başbakan” söylemleri sosyal medyada yeniden gündem olurken, başarısızlıklarla dolu bir Kabine ile Türkiye düştüğü ekonomik girdaptan nasıl kurtulabilir? Vatandaş diyor ki; AK Parti, başarılı olanları ödüllendirmekten kaçınırken ve başarısız olanlarla yola ısrarla devam etme arzusu içerisindeyken Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın yeniden seçilebileceğini nasıl öngörüyor?
Dev koruma duvarları ve ulaşılmaz bir Cumhurbaşkanı ve Bakanlar makamı yarattığımızı kabul etmek zorundayız. Deve de kulak, faiz indirimleri ve fareye fil kulağı diyebileceğimiz ÖTV ve tüm vergi artışları ile vatandaş, kendisini “modern köle” olarak görmekte haksız mı? Taksi şoförlerinin bile taksi ücret artışlarını yüksek olarak gördüğü şehrimizde ve ülkemizde Ticaret Bakanı neden halen görevde diye soruyor vatandaşlar. Ve elbette en zor soru ise seçimden seçime petrol kuyuları bulunan cennet vatanımızda akaryakıt fiyatlarının Dolar ve Euro üzerinde seyreden ve yükselişi önlenemeyen litre fiyatları diyebiliriz. Ki; artık otomobil ve ev almak, işyeri açmak hayal bile edilmiyor…
Ormanlar yanıyor, şehirler ateş ile kavruluyor, yerel yönetimlerin itfaiyeleri dahil olmak üzere Tarım ve Orman Bakanlığı yetersiz kalıyor. Önce ormanlarımız akabinde ciğerlerimiz ve şimdide canlarımız yanarak Şehit düşüyor. Ve sokaklarda birileri diyor ki; Tarım ve Orman Bakanı lüks komuta aracında kalmak yerine lüks otellerde kalıyor ve gündüz yangınları takip ediyor. Sayın Bakan, köylüler ve yerel halk ile kameralar karşısında görüşüyor diyorlar. Üç beş poz fotoğraf çekimi ve birkaç basın açıklaması sonrasında en sevdiği kahvaltı olan kaşar peyniri, çay ve simit eşliğinde yangın yerlerini lüks koordinasyon tırınının ekranlarından izliyor diyenlerde yok değil! Ve bunların ötesinde bir başka vahim iddia! Ormanlarımızın yangın yollarının uzun zamandır bakım görmediği, yeni orman yangın yollarının açılmadığı, keçi yetiştiriciliğinin orman köylülerine yasaklanması ve/veya keçiler ile vatandaşların ormanlara girmesinin yasaklanması ile ormanların kendi haline terk edildiği hususları önemli detaylar. Hatta var olan orman yollarının ihmal ve bakımsızlık nedeniyle kapandığını ifade edenler bile var! Ki, orman köyleri başta olmak üzere dağ ve ova köylerinin genelinde ağırlıklı olarak ihtiyarlar yok mu? Ve bunların ötesinde konunun uzmanı olarak görebileceğimiz orman köylüleri, mühendisler ve hayatını ormanlara adamış insanlar diyorlar ki; Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı görev süresi içerisinde yanan ormanlar başta olmak üzere Uludağ dahil kaç orman bölgesinde kaç kilometre ve kaç yeni mevkide orman yolu açıldığını açıklasın diyorlar. İddialar vahim elbette lakin Tarım ve Orman Bakanlığı Basın Müşavirliğinin bunca iddiaya bir cevabı vardır diye düşünüyorum. Sonuç itibariyle yangın uçaklarını, orman itfaiye araç sayısını, göreve başlamayı bekleyen personellerin akıbetini, görevde olan kurum personellerinin maaş ve özlük haklarına dair mağduriyetleri sormuyor vatandaşlar!
Vatandaştan gelen sorular aslında ülkede yaşadığımız sorunlar ile eşgüdümlü kıymetli büyüklerim. Seçim üstü ekonomiyi alt üst eden “erken yaşta emeklilik yasası” başta olmak üzere sürekli artan SGK ve BAĞ-KUR primleri ile asgari ücretli ve emeklilerin geçinemediği maaşların akıbetini de soruyor bizlere vatandaşlar. Biz, ülkemize ve hükümetimize güveniyoruz. Biz, devletimize güveniyoruz. Elbette böyle gelmedi ve böyle gitmeyecek! Bu zor günlerde geçecek elbette.
Bazen kaderdir, bazen talihsizlik. Hayat her zaman güneş ile karşılamaz insanları. Hiç istermiydi Bilecik Valisi göreve başlar başlamaz Orman yangınları ile karşı karşıya kalmayı ve mülki amiri olduğu şehrin alevler içerisinde kalmasını! Veyahut çiğ köfte dağıtırken kendisini koruyan polis memuruna içi boş marul vermek ister miydi ilgili Vali bey! Sonunda halkalı tatlı ile tatlıya bağlanıyor değil mi herşey! Yaklaşırken seçimler hatırlanır polisler, verilir bazı özlük hakları ile maaş avantajları ve akabinde Orman İşçilerinin zor şartlarda çalıştığı hatırlanarak iyileştirilir yaşam koşulları. Dedim ya değerli okurlarım, kıymetli vatandaşlar, Aziz Büyüklerim; biz devletimize güveniyoruz ve biliyoruz ki, devletimizde milletine güveniyor. 100 küsür yaşında olan Türkiye Cumhuriyeti Devletinde, kimler geldi kimler geçti ama Türk Milleti yine ve her daim vatanı için her fedakarlığa hazır. Cenabı Allah, daha zor günlerden memleketimizi ve milletimizi korusun diyerek hayırlara vesile olmasını her daim dua ederek beklediğimiz Kabine ve Valiler Kararnamesini tez zamanda çıkarmak Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'a nasip olsun inşallah diyerek hepimize hayırlı Cumalar diliyorum…
Yorum Ekle
Yorumlar (0)
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Ömer KÜÇÜKKAYA
Vatandaştan gelen sorular…
Yıllar geçtikçe değişmeyen ve kötüye giden hayat şartları vatandaşların yaşama sevincini söküp atarken, toplum büyük bir cinnet içerisinde diyebiliriz. Geçtiğimiz günlerde gururla ziyaret ettiğimiz IDEF 2025 fuarı dönüşü, 11 orman işçisi ve sivil toplum gönüllüsünün Şehit olmasının acı haberi ardından vatandaşlar birçok gerçek ile bir kez daha yüzleşti. Ülkeyi vergiler ile yöneten iktidarın 11 Şehit sonrasında bile Tarım ve Orman Bakanının istifasını alamamış olması hükümete karşı büyük bir toplumsal güvensizlik yarattı diyebiliriz. Gelinen noktada görmekteyiz ki; IDEF 2025 fuarında dünyaya meydan okuyan Türkiye ile ormanlarında 11 Şehit veren Türkiye aynı iktidar tarafından yönetiliyor! Peki, bir yanda küresel bir başarı öte yanda alevlere teslim olmuş şehirler gerçeği ile iktidarı nasıl başarılı veya başarısız olarak değerlendireceğiz! İşte vatandaşın ilk sorusu bu değerli okurlarım. Türkiye, Başkanlık sistemi ile yönetiliyor ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan hem takdirlerin hem de tepkilerin muhatabı olan tek adam…
Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminde toplum önüne sürekli olarak cevap veren tek adam, tek yetkili, tek sorumlu olarak Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın sunulması büyük bir iletişim suikasti değilde nedir? 50 yaş ve üstünün hafızalarında var olan “hep Süleyman hep Başbakan” söylemleri sosyal medyada yeniden gündem olurken, başarısızlıklarla dolu bir Kabine ile Türkiye düştüğü ekonomik girdaptan nasıl kurtulabilir? Vatandaş diyor ki; AK Parti, başarılı olanları ödüllendirmekten kaçınırken ve başarısız olanlarla yola ısrarla devam etme arzusu içerisindeyken Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın yeniden seçilebileceğini nasıl öngörüyor?
Dev koruma duvarları ve ulaşılmaz bir Cumhurbaşkanı ve Bakanlar makamı yarattığımızı kabul etmek zorundayız. Deve de kulak, faiz indirimleri ve fareye fil kulağı diyebileceğimiz ÖTV ve tüm vergi artışları ile vatandaş, kendisini “modern köle” olarak görmekte haksız mı? Taksi şoförlerinin bile taksi ücret artışlarını yüksek olarak gördüğü şehrimizde ve ülkemizde Ticaret Bakanı neden halen görevde diye soruyor vatandaşlar. Ve elbette en zor soru ise seçimden seçime petrol kuyuları bulunan cennet vatanımızda akaryakıt fiyatlarının Dolar ve Euro üzerinde seyreden ve yükselişi önlenemeyen litre fiyatları diyebiliriz. Ki; artık otomobil ve ev almak, işyeri açmak hayal bile edilmiyor…
Ormanlar yanıyor, şehirler ateş ile kavruluyor, yerel yönetimlerin itfaiyeleri dahil olmak üzere Tarım ve Orman Bakanlığı yetersiz kalıyor. Önce ormanlarımız akabinde ciğerlerimiz ve şimdide canlarımız yanarak Şehit düşüyor. Ve sokaklarda birileri diyor ki; Tarım ve Orman Bakanı lüks komuta aracında kalmak yerine lüks otellerde kalıyor ve gündüz yangınları takip ediyor. Sayın Bakan, köylüler ve yerel halk ile kameralar karşısında görüşüyor diyorlar. Üç beş poz fotoğraf çekimi ve birkaç basın açıklaması sonrasında en sevdiği kahvaltı olan kaşar peyniri, çay ve simit eşliğinde yangın yerlerini lüks koordinasyon tırınının ekranlarından izliyor diyenlerde yok değil! Ve bunların ötesinde bir başka vahim iddia! Ormanlarımızın yangın yollarının uzun zamandır bakım görmediği, yeni orman yangın yollarının açılmadığı, keçi yetiştiriciliğinin orman köylülerine yasaklanması ve/veya keçiler ile vatandaşların ormanlara girmesinin yasaklanması ile ormanların kendi haline terk edildiği hususları önemli detaylar. Hatta var olan orman yollarının ihmal ve bakımsızlık nedeniyle kapandığını ifade edenler bile var! Ki, orman köyleri başta olmak üzere dağ ve ova köylerinin genelinde ağırlıklı olarak ihtiyarlar yok mu? Ve bunların ötesinde konunun uzmanı olarak görebileceğimiz orman köylüleri, mühendisler ve hayatını ormanlara adamış insanlar diyorlar ki; Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı görev süresi içerisinde yanan ormanlar başta olmak üzere Uludağ dahil kaç orman bölgesinde kaç kilometre ve kaç yeni mevkide orman yolu açıldığını açıklasın diyorlar. İddialar vahim elbette lakin Tarım ve Orman Bakanlığı Basın Müşavirliğinin bunca iddiaya bir cevabı vardır diye düşünüyorum. Sonuç itibariyle yangın uçaklarını, orman itfaiye araç sayısını, göreve başlamayı bekleyen personellerin akıbetini, görevde olan kurum personellerinin maaş ve özlük haklarına dair mağduriyetleri sormuyor vatandaşlar!
Vatandaştan gelen sorular aslında ülkede yaşadığımız sorunlar ile eşgüdümlü kıymetli büyüklerim. Seçim üstü ekonomiyi alt üst eden “erken yaşta emeklilik yasası” başta olmak üzere sürekli artan SGK ve BAĞ-KUR primleri ile asgari ücretli ve emeklilerin geçinemediği maaşların akıbetini de soruyor bizlere vatandaşlar. Biz, ülkemize ve hükümetimize güveniyoruz. Biz, devletimize güveniyoruz. Elbette böyle gelmedi ve böyle gitmeyecek! Bu zor günlerde geçecek elbette.
Bazen kaderdir, bazen talihsizlik. Hayat her zaman güneş ile karşılamaz insanları. Hiç istermiydi Bilecik Valisi göreve başlar başlamaz Orman yangınları ile karşı karşıya kalmayı ve mülki amiri olduğu şehrin alevler içerisinde kalmasını! Veyahut çiğ köfte dağıtırken kendisini koruyan polis memuruna içi boş marul vermek ister miydi ilgili Vali bey! Sonunda halkalı tatlı ile tatlıya bağlanıyor değil mi herşey! Yaklaşırken seçimler hatırlanır polisler, verilir bazı özlük hakları ile maaş avantajları ve akabinde Orman İşçilerinin zor şartlarda çalıştığı hatırlanarak iyileştirilir yaşam koşulları. Dedim ya değerli okurlarım, kıymetli vatandaşlar, Aziz Büyüklerim; biz devletimize güveniyoruz ve biliyoruz ki, devletimizde milletine güveniyor. 100 küsür yaşında olan Türkiye Cumhuriyeti Devletinde, kimler geldi kimler geçti ama Türk Milleti yine ve her daim vatanı için her fedakarlığa hazır. Cenabı Allah, daha zor günlerden memleketimizi ve milletimizi korusun diyerek hayırlara vesile olmasını her daim dua ederek beklediğimiz Kabine ve Valiler Kararnamesini tez zamanda çıkarmak Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'a nasip olsun inşallah diyerek hepimize hayırlı Cumalar diliyorum…