Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Karar Name…

Yazının Giriş Tarihi: 16.07.2025 00:10
Yazının Güncellenme Tarihi: 16.07.2025 00:10

Her ne kadar Türk Dil Kurumuna göre doğru yazılışı “kararname” olsa bile bugün halk dili ile “karar name” üzerinden sizlere önemli konu başlıkları üzerinden değerli bir yazı sunacağım. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin Amerikalılar tarafından sürekli baskılandığı dönemlerden birine daha şahitlik etmekteyiz. Sosyal medyada “Türkiyeliyim” kavramını eleştirenler sürekli olarak Avrupa ülkeleri üzerinden örnekler vermektedir. Aslında “Türkiyeli” kavramı “Amerikalı” siyasi algısından gelmektedir. Son dönemde Amerikalıların çok sık zikrettikleri “Türkiyeli” vurgusu ve ABD Ankara Büyükelçisi Thomas J. Barrack’ın 2025 yılı Mart ayından beri ülkemizde “Osmanlı Milleti” siyaseti ile kendince hüküm sürdüğünü hatırlatmak gerekiyor. Bay Barrack unutmuş olacak ki; biz onların çocuklarını bu gece “Türk Milleti” olarak tek yürek derdest etmiştik…

Elbette Amerika Birleşik Devletleri’nin 4 Temmuz 1776 tarihinde İngiltere’den icazet alarak bağımsız bir ülke olarak dünyanın bir ucundan bu ucuna yürüttüğü 250 yıllık varlık mücadelesini küçümsemiyorum. Lakin Amerika Kıtasının bulunduğu 1492 yılında Dünya’nın egemen güçleri arasında biz varken, Amerika’nın adının bile olmadığını birilerinin ABD Ankara Büyükelçisi Barrack’a hatırlatmasında fayda var diye düşünüyorum. Bugün Ankara’nın kimilerine göre tiyatro, kimilerine göre ütopya olarak görülen “Türk Devletler Birliği” veyahut “İslam Birliği” hedeflerinin Washingon’dan nasıl okunduğunu bilmiyorum lakin önceki dönem Osmangazi Belediye Başkanı Mustafa Dündar’ın tüm dünyanın gezip görmesine fırsat verdiği Ustalık eseri olan Panorama 1326 Fetih Müzesi’ni gezmenizi tavsiye ederim. Bay Barrack, sizi de Panorama 1326 Fetih Müzesi başta olmak üzere Bursa’yı görmeye ve Bursa’nın surlarında sırlarını hissetmeye beklediğimizi de belirtmek isterim. Unutmayınız ki; Bursa, bir uç beyliği değil bir köktür! Çınar, Bursa’dadır. Ve güneş Bursa’nın üzerinden Vatikan’a doğru ilerlemektedir. Kafkaslarda açılan sancak gün gelecek Vatikan üzerinde de dalgalanacaktır. Avrupa, sizin İngiliz atalarınızın kudret yetiremediği bizim ise Türk atalarımızın atını bağlayarak adalet ve medeniyet getirdikleri topraklardır. Gün yeniden doğduğunda göreceksiniz ki; Türk Milleti “karar verecek” Türk Devleti, “karar name” yayınlayacaktır. Aydınlık, hepimize ve hepinize geceden çok daha yakındır…

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın iyiden iyiye yaşlandığından bahisle son dönemde ortaya konulan lakırdılar elbette boş kelamlar değildir. Bahse konu bu cümlelerin her biri birer ihanet tohumudur! Lakin unutulmalıdır ki; Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan bir Aslan’dır. Ve yoldaşı Bozkurt’tur. Kanuni Sultan Süleyman’a vakti zamanında benzer lakırdılar yapanların ondan sonrasına akıl yetiremediklerini hatırlamak gerekir. Bugün ABD Ankara Büyükelçisi Bay Barrack her ne kadar Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne “Osmanlı Milleti” yakıştırması yapsa bile Anadolu, Selçuklu İmparatorluğu ve Osmanlı İmparatorluğu dönemlerinde dahi “Türk” olmuş, “Türk” kalmış, “Türk” kalacaktır!

“Türk”, “72 Millet” “Tek Devlet” demektir! Türk demek “İslam” demektir. Türk demek; hoşgörü, adalet, bereket, barış, güven, medeniyet ve ilim demektir. Türk demek; Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve Türk Bayrağı sancağı altında “ben Türküm” diyen hepimiz demektir…

Bu sebeple “Milli Eğitim” çok değerlidir değerli okurlarım, kıymetli vatandaşlarım ve Aziz Devlet Büyüklerimiz. Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in göreve başlaması ile birlikte eğitim ve öğretim dengelenmiş, yeni okulların inşası kadar yeni ve kudretli bir eğitim öğretim sisteminin de temelleri hızla yükselmiştir. Sabır, bugün bizler için en değerli kavramdır. Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in hayata geçirdiği projeler hayal değil aksine Müsteşarlık zamanındaki devlet terbiyesi ve aklının bugünlere somut birer yansımasıdır. Türkiye’nin Milli Eğitim kalitesini güçlendirmek adına Yusuf Tekin ile yürüdüğü yolu genişletmek ve onun yeni ve daha güçlü yol arkadaşları ile 2026 bütçesinde daha geniş bütçeler ile başarıya ulaşmasını sağlamak hepimizin Milli görevi olmalıdır. Yeni bir 15 Temmuz yaşamak istemiyorsak eğer geçen yıl 13 olan LGS başarısının bu yıl 20 LGS başarısı olarak artış gösterdiği Bursa’da, devlet okullarının payını iyi okumamız gerekmektedir! Mutlaka Vali Erol Ayyıldız’ın ayağı Bursa’ya hem uğurlu hem hayırlı gelmiştir. Lakin Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in Bursa’yı önemseyen adımları ve çalışmaları da asla es geçemeyeceğimiz gerçeklerdir. En son hangi Milli Eğitim Bakanı bu kadar Bursa’yı öne çıkarmıştır?

Ankara’da birkaç gün içerisinde yayınlanmasını beklenen “Kararname” hem kabine hem Valiler açısından kritik öneme sahiptir. Telefonlara çıkmayan, şehrinin dinamikleri ile hemhal olamayan Valiler daha birkaç ay öncesinde atanmış olsalar bile vakit kaybıdır! Ankara’nın “Millet” nezdinde zamanı kalmadığı gibi Milletimizin de sabrı tükenmiştir. Kapsamlı bir Valiler Kararnamesi ve Kabine değişimine “Türk Milleti” ve “Türk Devleti” ivedilikle ihtiyaç duymaktadır!

Türkiye’nin yarınları için kudretli lider Recep Tayyip Erdoğan’ın kanatları olacak güçlü bir Kabine ve Valiler kararnamesi ihtiyacı hâsıl olmuştur. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in ülkenin üzerinde oluşturduğu kambur, kendisinin gitmesi ile bile telafi edilemeyecek bir vaziyet almıştır. Her ne kadar Bursa’nın hızlı tren başta olmak üzere birçok yatırımı on yıllardır gerçekleşmemiş olsa bile Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu’nun emekleri zayi edilmemelidir. Bakan Uraloğlu’nun vatandaş ve bürokratlar ile yürüttüğü samimi diyaloglar, çalışmalarına ve ülkenin geneline fayda sağlamaktadır. Bakan Uraloğlu ile bir dönem daha gitmekte fayda olduğu aşikârdır…

Turizm sektörünün hayat verdiği ekonomimizin güçlendirilmesi adına Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın ayrılarak yeni bir yol haritası çizilmesi ne kadar doğrudur? Lakin turizm ile kültür kavramlarını birbirlerinden ayırarak güçlendirmekte fazlası ile doğrudur. Bu minvalde Mehmet Nuri Ersoy’un Turizm Bakanı, Batuhan Mumcu’nun Kültür Bakanı olarak birbirleri ile uyumlu bir süreç yöneteceğinden endişemiz yoktur. Şehirlerin ruhunu hisseden ve Anadolu’nun bağrından yetişen Batuhan Mumcu ile Kültür Bakanlığı güç kazanırken, her iki Bakanlığın kurumsal yetkinlikleri artarken Turizm Bakanlığı da kendi öz hizmet alanında Mehmet Nuri Ersoy’un tecrübelerinin ışığında başarılarına yeni başarılar ekleyecektir.

Tarım ve Orman Bakanı ile Ticaret Bakanı mutlaka Bursa’dan olmalıdır demiyorum! Ancak bu iki Bakanlık kadar kıymetli olan Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı da Bursa gibi güçlü üretim şehirlerinden çıkmalıdır. Bursa’nın üretim, ihracat, tarım, kalifiye personel, Avrupa fırsatları, deniz ve hava ulaşımı ile ulaşım fırsatlarını çok doğru değerlendirmek zorundayız. Bursa’nın sadece tekstil ve otomotiv şehri olmadığını kabul etmeliyiz. Güçlü Türkiye’yi inşa ederken, bu mottoya uygun niteliklerde bir Vali ile Bursa’yı yönetirken bürokrasinin ve iş dünyasının elini güçlendirecek nitelikte Bakanlar ile şehrin yatırım alabilme kapasitesini güçlendirmek zorundayız.

Bu sebeple yeni Kabine ve Valiler kararnameleri en kısa sürede hayata geçirilerek Bursa’dan, 2 Bakan ve 2 Vali çıkarılarak hem şehrin hem Türkiye’nin kaderini yeni baştan çizmek zorundayız. Daha Güçlü Bursa ile Daha Güçlü Türkiye inşa etmek mümkündür. Çağrı Türk Milletinden olmakla son söz Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ındır…

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar (0)
Yükleniyor..
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.