Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Yüksek Seçim Kurulu Başkanı Ahmet Yener'i Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde kabul etmesi malumun ilamından öte bir şey değildir. Son dönemde ortaya çıkan kabine ve kararname başarısızlıkları hükümetin kendi içerisinde dev bir çıkmaz ve kaos içerisinde olduğunun en önemli kanıtlarından biri diyebiliriz. Hükümetin kendi içerisinde derin ve dev çatışmalar içerisine girdiği bir dönemde, uyuşturucu partilerine varan düzeyde yaşanan aymazlıkların siyasetin ve bürokrasinin zirvesini ele geçirdiğine dair iddialar toplumun ve sokağın geldiği şiddet sürecinin nedenlerini daha iyi okumamızı sağladı. İşte böyle bir dönemde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ülkenin genelinde yapılan temizlik operasyonlarına destek vermemesi beklenemezdi. Ve devlet, düğmeye basınca erken seçim mecburi oldu diyebiliriz…
Adalet ve Kalkınma Partisi hükümetleri döneminde çok ilginç süreçler yaşandı. AK Parti “Emekliler Yılı” ilan etti emeklinin düştüğü durum ortada. AK Parti, “Aile Yılı” ilan etti daha iki gün önce bir babanın kızını öldürüp ardından intihar etmesi şokunu yaşıyoruz. Toplum, öz değerlerini ama aşırı zenginleşme ama aşırı fakirleşme ile kaybetti. Öyle bir duruma geldik ki; camideki imamın arkasındaki cemaatte ve yine okulda ki öğretmenin arkasında eğitim gören öğrencilerde şiddet başta olmak üzere birçok olağanüstü olaylar ile karşılaşma oranımız yüzde ellinin üzerine çıktı.
Aşırı özgürleşen Türkiye’nin kendi kendisine yetemeyen işçileri, polisleri, yargı çalışanları ve daha niceleri Ankara’dan çözüm beklerken, Bursa’nın halen daha kasaba siyaseti kuralları ötesine çıkamaması elbette üzücü değerli okurlarım. Erken seçim hayırlı olsun demek ile bitmiyor hiçbir şey. Şimdi sıra olası erken seçimde Bursa’da Milletvekili olması beklenen isimleri markaja almakta. Gıyasettin Bingöl ile ilgili Milletvekili veya Milli Eğitim Bakan Yardımcısı olabilir çıkışlarımıza o taraftan ne olumlu ne de olumsuz bir ses gelmedi. Bu da gösteriyor ki; Gıyasettin Bingöl yeniden BTSO Meclis Üyesi olmakta kararlı. E tabi Ali Mollasalih’in bu kadar sahalarda olduğu ve spor yaparak yarınlara ısındığı bir dönemde Gıyasettin beyin kendisine bir ağabeylik yaparak yerinde oturma niyetini çok değerli buluyoruz. Ali Mollasalih ismi önümüzdeki seçimlerde Yıldırım’da Milletvekili olacaklar arasında öne çıkan bir isim olmaya devam ediyor. Lakin Ali Mollasalih, AK Parti’den mi yoksa farklı bir siyasi partiden mi aday olur onu kendisi bilir. Ve yine aynı cenahta öne çıkan bir diğer isim ise; Abdulkadir Karlık diyebiliriz. Yıldırım, Gürsu ve Kestel bölgesinde güçlü bir altyapısı bulunan Abdulkadir Karlık ismini AK Parti’nin ıskalama şansı yok…
Bursa’nın sivil toplum ruhunu uzun yıllardır diri tutan ve yine AK Parti’nin samimi mihmandarlarından birisi olarak her daim Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yanında adeta bir uçbeyi gibi çalışan Dinçer Akyel’i unutmamalıyız. Yörük ve Türkmen dinamizminin önemli isimlerinden olan Dinçer Akyel aynı zamanda İçişleri ve Dışişleri anlamında Bursa’nın Ankara’daki dili ve kulağı diyebiliriz. Bu minvalde azmi, çalışkanlığı, fedakârlığı ve vefası ile Dinçer Akyel’in AK Parti’den Bursa Milletvekili olmasının şehre önemli artı değerler katacağını belirtmek isterim.
AK Parti’de sessizce işine gücüne bakan ve Osmangazi’ye kattığı değerler ile övünen önceki dönem Milletvekili ve Belediye Başkanı Mustafa Dündar’ı unutmamak gerekiyor. AK Parti’nin yenilenme ve diriliş sürecinde Mustafa Dündar ismine fazlasıyla ihtiyacı var. AK Parti’nin erken seçimlerde yeniden iktidara gelebilmesi için yapılabilirse yeni kabinede başarılamazsa erken seçimde Milletvekili listesinde Mustafa Dündar ismini liste dışı bırakmaması kendi öz değerlerine dönüş anlamında kritik bir gerçeklik diyebiliriz.
Milliyetçi Hareket Partisi’nin artık daha güçlü bir saha çalışması ile Bursa’yı kucaklayan bir siyasi hamleler bütünüyle erken seçime hazırlanması şart. MHP Genel Sekreteri ve Bursa Milletvekili İsmet Büyükataman’ın özellikle şehrin doğusunda oluşan Milliyetçi oy potansiyelini daha iyi okuyarak buradan doğu ve güneydoğulu bir aday ile sahaya inmesinde fayda olduğu kanaatindeyim. Son gelinen süreçler bize gösterdi ki; MHP artık merkez parti konumuna gelmiştir. Bu minvalde MHP içerisinde öne çıkan isimleri kendileri daha iyi bilir diyerek şimdilik o kanata karşı sessiz takibimize devam ediyoruz…
Cumhuriyet Halk Partisi’nde Nihat Yeşiltaş’ın güçlü saha çalışmalarını es geçmemiz beklenemez. Kabul etmeliyiz ki; Cumhuriyet Halk Partisi Bursa’da iyi bir basın ve halkla ilişkiler süreci yönetemiyor! Ancak Nihat Yeşiltaş başta olmak üzere CHP içerisindeki bazı isimlerin saha varlığı çok güçlü. Nihat Yeşiltaş’ın Osmangazi’nin, Yıldırım’ın, Orhangazi’nin, Gemlik’in, Karacabey’in ve İnegöl’ün büyük mahallelerinde biraz daha güçlü organizasyonlar ile boy göstermesinde fayda var. Tabi ki basın ve halkla ilişkiler sürecini doğru yöneterek köşe yazarları ve televizyon programcıları ile gerçekleştireceği hamleleri de önemsemek lazım. Cumhuriyet Halk Partisi yerelde iktidar olduğunu artık hatırlamalı diye düşünenlerin sayısı çok fazla diyebiliriz. Nilüfer mi? Sahi orası neresi? Unutturdular orayı!
Özgü Özel mi? Açıkçasını ifade etmek gerekirse Bursa’yı kazandığı halde Silivri’den öte gidemeyen Özgür Özel yerine Kemal Kılıçdaroğlu’nun lider olduğu bir Cumhuriyet Halk Partisi’nin seçimlerde iktidar olabilme olasılığını daha güçlü gördüğümü belirtmek isterim. Cumhuriyet Halk Partisi’nin son iki yıllık siyaseti Ekrem İmamoğlu avukatlığı ötesine çıkamadı! Oysa Cumhuriyet Halk Partisi’nin içerisinde Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün çizgisinde koşan o kadar değerli gençleri var ki, bu gençler ile değil Bursa’nın Türkiye’nin CHP bayrakları ile donatıldığı bir iktidar coşkusunu yakalamamak imkânsız. Şayet ben Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel’in yerinde olsaydım Bursa’da, Uludağ’da veyahut Kocayayla da dev bir “Atatürk Gençliği Buluşması” zirvesini bu kış çıkmadan organize eder ülkenin dört bir yanından gelen binlerce genç ile “Haydi Gençler İktidara” sloganı ile CHP’yi erken seçimin favori partisi yapardım. Ama Özgür Özel’in ruhu ihtiyar arkadaş, ne yapsak ne desek boş…
İYİ Parti’de sessizlik ve içten kırılma devam ediyor. Zafer Partisi’nin yükselişte olduğu bir dönemde Yeniden Refah Partisi olası erken seçimlerde yüzde 5’i geçemez. Ve yine Saadet Partisi’de ölü gibi. Büyük Birlik Partisi’nin kongre davetine bilerek ve isteyerek gitmedim. Merhum Muhsin Yazıcıoğlu’nun katillerini bulamayan ve bu yöndeki sözlerini tutamayan Destici’nin liderliğini kabul etmiyorum! Sonuç itibariyle lider değil genel başkan…
AK Parti’nin Bursa’da, Doğu ve Güneydoğu oylarını almak için üç isim üzerinde yoğunlaştığını ifade edebiliriz. Bu isimlerden birisinin üstü düzey bir bürokrat olduğunu belirtmek isterim. Ve yine AK Parti’nin her iki bölge için ilk beş içerisinde demografik değerlendirme ve oy yönlendirmesi sürecinde Erzurumlular ve Samsunlular ile birlikte Dağ yöresine ve Bulgaristan göçmenlerine daha fazla şans vereceğini belirtmekte fayda var. Bursa’da olası erken seçimlerde Milletvekili listelerinde bir İnegöllü, bir Karacabeyli, bir Mustafakemalpaşalı, bir Gemlikli, bir İznikli, bir Orhanelili ve bir de Kelesli Milletvekili adayı olacağı ifade ediliyor. İnegöl, Gürsu, Kestel ve Yıldırım adaylarının Davut Gürkan tarafından hassasiyetle araştırıldığını ve bu bölge de bir doğulu ve iki göçmen aday ile başarının yakalanmasının mümkün olduğu kulislere yansıyor. Ki, Yıldırım’da geçtiğimiz yerel seçimlerde CHP, doğu ve güneydoğulu bir aday ile sahalara inmiş ve buna rağmen Oktay Yılmaz sandıktan iktidar olarak çıkmıştı…
Tüm bu gerçekler ışığında diğer siyasi partileri, BTSO başta olmak üzere BESOB ve diğer dinamikleri de ıskalamamak lazım. Ancak kendi içerisinde birlik ve beraberliği daha kuvvetli olan ve yine ekip ruhu ile kitle dinamizmine daha hızlı entegre olan demografik adayların ön plana çıkacağını belirtmekte fayda var. Bir başka husus ise bu yerel seçimlerde ve geçen tüm seçimlerde cepleri ellerinde gezenlerin hiçbir siyasi partide listeye girme şansları bile olmadığını belirterek onları Uludağ’a kartopu oynamaya davet ediyorum…
Yorum Ekle
Yorumlar (0)
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Ömer KÜÇÜKKAYA
Erken seçim hayırlı olsun
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Yüksek Seçim Kurulu Başkanı Ahmet Yener'i Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde kabul etmesi malumun ilamından öte bir şey değildir. Son dönemde ortaya çıkan kabine ve kararname başarısızlıkları hükümetin kendi içerisinde dev bir çıkmaz ve kaos içerisinde olduğunun en önemli kanıtlarından biri diyebiliriz. Hükümetin kendi içerisinde derin ve dev çatışmalar içerisine girdiği bir dönemde, uyuşturucu partilerine varan düzeyde yaşanan aymazlıkların siyasetin ve bürokrasinin zirvesini ele geçirdiğine dair iddialar toplumun ve sokağın geldiği şiddet sürecinin nedenlerini daha iyi okumamızı sağladı. İşte böyle bir dönemde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ülkenin genelinde yapılan temizlik operasyonlarına destek vermemesi beklenemezdi. Ve devlet, düğmeye basınca erken seçim mecburi oldu diyebiliriz…
Adalet ve Kalkınma Partisi hükümetleri döneminde çok ilginç süreçler yaşandı. AK Parti “Emekliler Yılı” ilan etti emeklinin düştüğü durum ortada. AK Parti, “Aile Yılı” ilan etti daha iki gün önce bir babanın kızını öldürüp ardından intihar etmesi şokunu yaşıyoruz. Toplum, öz değerlerini ama aşırı zenginleşme ama aşırı fakirleşme ile kaybetti. Öyle bir duruma geldik ki; camideki imamın arkasındaki cemaatte ve yine okulda ki öğretmenin arkasında eğitim gören öğrencilerde şiddet başta olmak üzere birçok olağanüstü olaylar ile karşılaşma oranımız yüzde ellinin üzerine çıktı.
Aşırı özgürleşen Türkiye’nin kendi kendisine yetemeyen işçileri, polisleri, yargı çalışanları ve daha niceleri Ankara’dan çözüm beklerken, Bursa’nın halen daha kasaba siyaseti kuralları ötesine çıkamaması elbette üzücü değerli okurlarım. Erken seçim hayırlı olsun demek ile bitmiyor hiçbir şey. Şimdi sıra olası erken seçimde Bursa’da Milletvekili olması beklenen isimleri markaja almakta. Gıyasettin Bingöl ile ilgili Milletvekili veya Milli Eğitim Bakan Yardımcısı olabilir çıkışlarımıza o taraftan ne olumlu ne de olumsuz bir ses gelmedi. Bu da gösteriyor ki; Gıyasettin Bingöl yeniden BTSO Meclis Üyesi olmakta kararlı. E tabi Ali Mollasalih’in bu kadar sahalarda olduğu ve spor yaparak yarınlara ısındığı bir dönemde Gıyasettin beyin kendisine bir ağabeylik yaparak yerinde oturma niyetini çok değerli buluyoruz. Ali Mollasalih ismi önümüzdeki seçimlerde Yıldırım’da Milletvekili olacaklar arasında öne çıkan bir isim olmaya devam ediyor. Lakin Ali Mollasalih, AK Parti’den mi yoksa farklı bir siyasi partiden mi aday olur onu kendisi bilir. Ve yine aynı cenahta öne çıkan bir diğer isim ise; Abdulkadir Karlık diyebiliriz. Yıldırım, Gürsu ve Kestel bölgesinde güçlü bir altyapısı bulunan Abdulkadir Karlık ismini AK Parti’nin ıskalama şansı yok…
Bursa’nın sivil toplum ruhunu uzun yıllardır diri tutan ve yine AK Parti’nin samimi mihmandarlarından birisi olarak her daim Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yanında adeta bir uçbeyi gibi çalışan Dinçer Akyel’i unutmamalıyız. Yörük ve Türkmen dinamizminin önemli isimlerinden olan Dinçer Akyel aynı zamanda İçişleri ve Dışişleri anlamında Bursa’nın Ankara’daki dili ve kulağı diyebiliriz. Bu minvalde azmi, çalışkanlığı, fedakârlığı ve vefası ile Dinçer Akyel’in AK Parti’den Bursa Milletvekili olmasının şehre önemli artı değerler katacağını belirtmek isterim.
AK Parti’de sessizce işine gücüne bakan ve Osmangazi’ye kattığı değerler ile övünen önceki dönem Milletvekili ve Belediye Başkanı Mustafa Dündar’ı unutmamak gerekiyor. AK Parti’nin yenilenme ve diriliş sürecinde Mustafa Dündar ismine fazlasıyla ihtiyacı var. AK Parti’nin erken seçimlerde yeniden iktidara gelebilmesi için yapılabilirse yeni kabinede başarılamazsa erken seçimde Milletvekili listesinde Mustafa Dündar ismini liste dışı bırakmaması kendi öz değerlerine dönüş anlamında kritik bir gerçeklik diyebiliriz.
Milliyetçi Hareket Partisi’nin artık daha güçlü bir saha çalışması ile Bursa’yı kucaklayan bir siyasi hamleler bütünüyle erken seçime hazırlanması şart. MHP Genel Sekreteri ve Bursa Milletvekili İsmet Büyükataman’ın özellikle şehrin doğusunda oluşan Milliyetçi oy potansiyelini daha iyi okuyarak buradan doğu ve güneydoğulu bir aday ile sahaya inmesinde fayda olduğu kanaatindeyim. Son gelinen süreçler bize gösterdi ki; MHP artık merkez parti konumuna gelmiştir. Bu minvalde MHP içerisinde öne çıkan isimleri kendileri daha iyi bilir diyerek şimdilik o kanata karşı sessiz takibimize devam ediyoruz…
Cumhuriyet Halk Partisi’nde Nihat Yeşiltaş’ın güçlü saha çalışmalarını es geçmemiz beklenemez. Kabul etmeliyiz ki; Cumhuriyet Halk Partisi Bursa’da iyi bir basın ve halkla ilişkiler süreci yönetemiyor! Ancak Nihat Yeşiltaş başta olmak üzere CHP içerisindeki bazı isimlerin saha varlığı çok güçlü. Nihat Yeşiltaş’ın Osmangazi’nin, Yıldırım’ın, Orhangazi’nin, Gemlik’in, Karacabey’in ve İnegöl’ün büyük mahallelerinde biraz daha güçlü organizasyonlar ile boy göstermesinde fayda var. Tabi ki basın ve halkla ilişkiler sürecini doğru yöneterek köşe yazarları ve televizyon programcıları ile gerçekleştireceği hamleleri de önemsemek lazım. Cumhuriyet Halk Partisi yerelde iktidar olduğunu artık hatırlamalı diye düşünenlerin sayısı çok fazla diyebiliriz. Nilüfer mi? Sahi orası neresi? Unutturdular orayı!
Özgü Özel mi? Açıkçasını ifade etmek gerekirse Bursa’yı kazandığı halde Silivri’den öte gidemeyen Özgür Özel yerine Kemal Kılıçdaroğlu’nun lider olduğu bir Cumhuriyet Halk Partisi’nin seçimlerde iktidar olabilme olasılığını daha güçlü gördüğümü belirtmek isterim. Cumhuriyet Halk Partisi’nin son iki yıllık siyaseti Ekrem İmamoğlu avukatlığı ötesine çıkamadı! Oysa Cumhuriyet Halk Partisi’nin içerisinde Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün çizgisinde koşan o kadar değerli gençleri var ki, bu gençler ile değil Bursa’nın Türkiye’nin CHP bayrakları ile donatıldığı bir iktidar coşkusunu yakalamamak imkânsız. Şayet ben Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel’in yerinde olsaydım Bursa’da, Uludağ’da veyahut Kocayayla da dev bir “Atatürk Gençliği Buluşması” zirvesini bu kış çıkmadan organize eder ülkenin dört bir yanından gelen binlerce genç ile “Haydi Gençler İktidara” sloganı ile CHP’yi erken seçimin favori partisi yapardım. Ama Özgür Özel’in ruhu ihtiyar arkadaş, ne yapsak ne desek boş…
İYİ Parti’de sessizlik ve içten kırılma devam ediyor. Zafer Partisi’nin yükselişte olduğu bir dönemde Yeniden Refah Partisi olası erken seçimlerde yüzde 5’i geçemez. Ve yine Saadet Partisi’de ölü gibi. Büyük Birlik Partisi’nin kongre davetine bilerek ve isteyerek gitmedim. Merhum Muhsin Yazıcıoğlu’nun katillerini bulamayan ve bu yöndeki sözlerini tutamayan Destici’nin liderliğini kabul etmiyorum! Sonuç itibariyle lider değil genel başkan…
AK Parti’nin Bursa’da, Doğu ve Güneydoğu oylarını almak için üç isim üzerinde yoğunlaştığını ifade edebiliriz. Bu isimlerden birisinin üstü düzey bir bürokrat olduğunu belirtmek isterim. Ve yine AK Parti’nin her iki bölge için ilk beş içerisinde demografik değerlendirme ve oy yönlendirmesi sürecinde Erzurumlular ve Samsunlular ile birlikte Dağ yöresine ve Bulgaristan göçmenlerine daha fazla şans vereceğini belirtmekte fayda var. Bursa’da olası erken seçimlerde Milletvekili listelerinde bir İnegöllü, bir Karacabeyli, bir Mustafakemalpaşalı, bir Gemlikli, bir İznikli, bir Orhanelili ve bir de Kelesli Milletvekili adayı olacağı ifade ediliyor. İnegöl, Gürsu, Kestel ve Yıldırım adaylarının Davut Gürkan tarafından hassasiyetle araştırıldığını ve bu bölge de bir doğulu ve iki göçmen aday ile başarının yakalanmasının mümkün olduğu kulislere yansıyor. Ki, Yıldırım’da geçtiğimiz yerel seçimlerde CHP, doğu ve güneydoğulu bir aday ile sahalara inmiş ve buna rağmen Oktay Yılmaz sandıktan iktidar olarak çıkmıştı…
Tüm bu gerçekler ışığında diğer siyasi partileri, BTSO başta olmak üzere BESOB ve diğer dinamikleri de ıskalamamak lazım. Ancak kendi içerisinde birlik ve beraberliği daha kuvvetli olan ve yine ekip ruhu ile kitle dinamizmine daha hızlı entegre olan demografik adayların ön plana çıkacağını belirtmekte fayda var. Bir başka husus ise bu yerel seçimlerde ve geçen tüm seçimlerde cepleri ellerinde gezenlerin hiçbir siyasi partide listeye girme şansları bile olmadığını belirterek onları Uludağ’a kartopu oynamaya davet ediyorum…