Anadolu'yu yekpare dolaşmaya kalkarsanız,Çanakkale'den çıktığınız yolu yine Çanakkale'de sonlandırırdınız. Ve hatta Anadolu'nun ötesine Balkanlara gitseniz, Doğu'ya, Kuzey'e, Güney'e ve hatta daha ilerilere gidecek olsanız dahi yine de dönüp dolaşacağın yer Çanakkale olurdu değerli okurum. Çanakkale sadece bir şehir veyahut “Şehitlik Abidesi” değildir! Çanakkale; Payitaht kentler olan Bursa, Edirne ve İstanbul arasında dimdik ayakta duran bir tarih ve aynı zamanda “Kahramanlık” Destanıdır…
Günümüzde Çanakkale maalesef beklentileri ile hedefleri arasına sıkışmış bir şehirdir. Nüfusu 600 bini geçmeyen Çanakkale'de bazı camilerde günde 5 defa sela okunduğu ifade edilir. Bu demektir ki; ölüm ve doğum oranı açısından Çanakkale, doğurganlık açısından yeterli seviyede değildir. Yeni evlenen gençlerin geç yaşta evlenmeleri, tek çocuk yapmaları veya hiç çocuk yapmama tercihleri nüfus artışını olumsuz yönde etkilemektedir. Elbette iş sahası yeterli olmayan Çanakkale'de tarım ve hayvancılık köylerde tükenmeye hızla devam ederken, gençler okuyarak büyük şehirlere göç etmektedirler. Çoğu köylerde ve ilçelerde vatandaşlar 80 yaşına gelmelerine rağmen il sınırları içerisinde bulunan Çanakkale Şehitliğini bile hiç görmemişlerdir!
Çanakkale, her ne kadar göç alıyor olsa bile göze çarpan bir dış göç olduğundan bahsedemeyiz. Çanakkale'de ağırlıklı olarak Ağrı, Van, Erzurum nüfusları göze çarparken Romen vatandaşlarında sayısında ciddi bir azalma olduğunu ifade edebiliriz. Etkin ve etnik çoğunluğu Çanakkale ve ilçelerinden olan şehrin; eğitim başarı düzeyi her geçen gün düşerken, İl merkezi ve İlçelerini incelediğimizde okul yapımı konusunda şehrin yetersiz kaldığını görmekteyiz. Milli Eğitim bürokratları ile hayırsever iş insanlarının bu konuda yeterli olduklarını ifade edemeyiz.
Elbette Bozcaada ve Gökçeada başta olmak üzere Çanakkale şehir merkezi dahil olmak üzere ilçelerde uzman doktor ve sağlık alanları yetersizliği gün yüzüne çıkarken, Üniversite hastanesinin de yetersiz olduğunu çevre illere giden hasta yoğunluğundan anlayabiliriz.
Çanakkale'nin üretime ve kırsal kalkınmaya dönük ilçesi olan Çan ilçesinin eğitim kapasitesi, bitmeyen okulları, onlarca yıldır atıl durumda bırakılan eğitim ve iş potansiyelini değerlendirdiğimizde, ilçenin neden iktidardan muhalefete yönelik bir belediye tercihi yaptığını da okumuş oluruz. Benzer durumları turizm ilçelerinde de görmekteyiz. Lakin Çan ilçesinin yaşadığı siyasi deformasyon hem ilçenin hem şehrin kalkınmasını da olumsuz yönde etkilemiştir. Sanayi başta olmak üzere tarım, hayvancılık ve orman sahaları açısından çok değerli olan Çan, meslek liseleri ve üretim alanları açısından yeterli kalkınma yatırımlarına maalesef ulaşamamıştır.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Prof. Dr. Numan Kurtulmuş başta olmak üzere önceki dönemler İçişleri Bakanları, Bakanlar, mevcut dönem Bakan ve Milletvekilleri ile çok sayıda yerli ve yabancı misyon lideri Çanakkale'de kalmaktadır. Çanakkale; Payitaht Bursa, Edirne ve İstanbul'un adeta çekirdeği olurken aynı zamanda Başkent Ankara'nın da izdüşümü olmayı başarmış bir kenttir. Elbette uzun yıllardır Cumhuriyet Halk Partisi yönetiminde olan Çanakkale maalesef yerel anlamda yeterli hizmetleri alamazken, şehir merkezi ve ilçelerinde su kesintileri başta olmak üzere hayati öneme sahip hizmetlerin aksadığını ifade edebiliriz. Ve yine Çanakkale CHP tarafından Ankara'da yeterince gündeme taşınmazken, iktidarında Çanakkale'yi hakkıyla sahiplendiğini ifade etmemiz doğru olmaz! Milli Mücadele ruhu olan Çanakkale, uzun yıllardır Milliyetçi Hareket Partisi'nin Milletvekili çıkaramadığı bir kent olmuştur.
Gençlik ve Spor Bakanlığı Milli Takımlar tesislerinin hemen karşısındaki Güzelyalı plajını gezdiğimizde görmekteyiz ki; pislik ve kirlilik hatta safhada olmasına rağmen ne Valilik, ne de bağlı kuruluşları ile ana sorumlu olan Çanakkale Belediyesi mesire alanlarına, sahillere ve plajlara gereken önemi vermemektedir! Trafik hız kurallarının hem İzmir hem Bursa giriş çıkışlarında 70 kilometre hıza kadar sabitlendiği ve çoğu kez 50 kilometreye düştüğü Çan, Biga ve Lapseki başta olmak üzere Bursa ve İzmir giriş çıkışlarında EDS ve Radar cezaları turist ve çevre halk akışını olumsuz yönde etkilemektedir. Vatandaşlar, trafik hız cezaları ve park cezalarından ötürü gezi planlarına Çanakkale rotasını dahil etmemektir! Bozcaada'ya gelen araçlardan zabıtanın “ayak bastı parası” aldığı ifade edilirken, güvenlik güçlerinin sürekli alkol muayenesi ile dönüş yolunda uzun kuyruklar oluşturması turistleri diğer şehirlere ve Yunan Adalarına yönlendirmektedir…
Birçok yatırımcı firmanın nitelikli insan kaynağı bulamadığı için uzak durduğu Çanakkale, emeklilerin dinlenme noktası olma yolunda kendi öz dinamiklerini hızla kaybeden bir şehir konumuna gerilemiştir…
Çanakkale'nin yerel yönetimlerinde iktidar Cumhuriyet Halk Partisi'nde olmasına rağmen CHP Genel Başkanı Özgür Özel ve 3 CHP Milletvekili ile eski CHP Milletvekili İl Belediye Başkanı Muharrem Erkek adeta şehri sahipsiz bırakmışlardır. Deprem yapı stoku yüksek olan Çanakkale; askerlerin ve öğrencilerin varlığı ile ayakta duran ekonomisi ile kritik bir yaşam mücadelesi verirken, İl Özel İdare bütçesi kendisine bile yeter diyemeyiz!
“Türkiye Yüzyılı” ve “Terörsüz Türkiye” ifadelerinin güç kazandığı günümüzde başta yerelde iktidar olan Cumhuriyet Halk Partisi'ni ve Belediyelerini şehre dair göreve davet ederken, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı ve Bakanları da Çanakkale konusunda daha duyarlı olmaya davet ediyorum. Çanakkale'ye gerekli önemi vermediğimiz takdirde “IDEF 2025” fuarındaki silahların yurt savunması için bir anlam taşıdığını ifade edemeyiz. Nitekim Çanakkale, yedi düvele iman gücü ile verilerek kazanılan Kurtuluş Savaşı'nın “Kahramanlık Abidesi” ve Başkentidir. Bu şekli ile Çanakkale'ye “Büyükşehir” unvanı verilmesi teklifinin öncelikle şehirde ikamet eden Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Prof. Dr. Numan Kurtulmuş'a düştüğünü belirtmek isterim. İnşallah 2025 yılı bitmeden TBMM geç kaldığı süreci tamamlayarak Çanakkale'ye “Büyükşehir Belediyesi” ünvanı verir ve Aziz Şehitlerimizin ruhu bir kere daha şad olur…
Yorum Ekle
Yorumlar (0)
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Ömer KÜÇÜKKAYA
Çanakkale'den Çanakkale'ye Türkiye…
Anadolu'yu yekpare dolaşmaya kalkarsanız,Çanakkale'den çıktığınız yolu yine Çanakkale'de sonlandırırdınız. Ve hatta Anadolu'nun ötesine Balkanlara gitseniz, Doğu'ya, Kuzey'e, Güney'e ve hatta daha ilerilere gidecek olsanız dahi yine de dönüp dolaşacağın yer Çanakkale olurdu değerli okurum. Çanakkale sadece bir şehir veyahut “Şehitlik Abidesi” değildir! Çanakkale; Payitaht kentler olan Bursa, Edirne ve İstanbul arasında dimdik ayakta duran bir tarih ve aynı zamanda “Kahramanlık” Destanıdır…
Günümüzde Çanakkale maalesef beklentileri ile hedefleri arasına sıkışmış bir şehirdir. Nüfusu 600 bini geçmeyen Çanakkale'de bazı camilerde günde 5 defa sela okunduğu ifade edilir. Bu demektir ki; ölüm ve doğum oranı açısından Çanakkale, doğurganlık açısından yeterli seviyede değildir. Yeni evlenen gençlerin geç yaşta evlenmeleri, tek çocuk yapmaları veya hiç çocuk yapmama tercihleri nüfus artışını olumsuz yönde etkilemektedir. Elbette iş sahası yeterli olmayan Çanakkale'de tarım ve hayvancılık köylerde tükenmeye hızla devam ederken, gençler okuyarak büyük şehirlere göç etmektedirler. Çoğu köylerde ve ilçelerde vatandaşlar 80 yaşına gelmelerine rağmen il sınırları içerisinde bulunan Çanakkale Şehitliğini bile hiç görmemişlerdir!
Çanakkale, her ne kadar göç alıyor olsa bile göze çarpan bir dış göç olduğundan bahsedemeyiz. Çanakkale'de ağırlıklı olarak Ağrı, Van, Erzurum nüfusları göze çarparken Romen vatandaşlarında sayısında ciddi bir azalma olduğunu ifade edebiliriz. Etkin ve etnik çoğunluğu Çanakkale ve ilçelerinden olan şehrin; eğitim başarı düzeyi her geçen gün düşerken, İl merkezi ve İlçelerini incelediğimizde okul yapımı konusunda şehrin yetersiz kaldığını görmekteyiz. Milli Eğitim bürokratları ile hayırsever iş insanlarının bu konuda yeterli olduklarını ifade edemeyiz.
Elbette Bozcaada ve Gökçeada başta olmak üzere Çanakkale şehir merkezi dahil olmak üzere ilçelerde uzman doktor ve sağlık alanları yetersizliği gün yüzüne çıkarken, Üniversite hastanesinin de yetersiz olduğunu çevre illere giden hasta yoğunluğundan anlayabiliriz.
Çanakkale'nin üretime ve kırsal kalkınmaya dönük ilçesi olan Çan ilçesinin eğitim kapasitesi, bitmeyen okulları, onlarca yıldır atıl durumda bırakılan eğitim ve iş potansiyelini değerlendirdiğimizde, ilçenin neden iktidardan muhalefete yönelik bir belediye tercihi yaptığını da okumuş oluruz. Benzer durumları turizm ilçelerinde de görmekteyiz. Lakin Çan ilçesinin yaşadığı siyasi deformasyon hem ilçenin hem şehrin kalkınmasını da olumsuz yönde etkilemiştir. Sanayi başta olmak üzere tarım, hayvancılık ve orman sahaları açısından çok değerli olan Çan, meslek liseleri ve üretim alanları açısından yeterli kalkınma yatırımlarına maalesef ulaşamamıştır.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Prof. Dr. Numan Kurtulmuş başta olmak üzere önceki dönemler İçişleri Bakanları, Bakanlar, mevcut dönem Bakan ve Milletvekilleri ile çok sayıda yerli ve yabancı misyon lideri Çanakkale'de kalmaktadır. Çanakkale; Payitaht Bursa, Edirne ve İstanbul'un adeta çekirdeği olurken aynı zamanda Başkent Ankara'nın da izdüşümü olmayı başarmış bir kenttir. Elbette uzun yıllardır Cumhuriyet Halk Partisi yönetiminde olan Çanakkale maalesef yerel anlamda yeterli hizmetleri alamazken, şehir merkezi ve ilçelerinde su kesintileri başta olmak üzere hayati öneme sahip hizmetlerin aksadığını ifade edebiliriz. Ve yine Çanakkale CHP tarafından Ankara'da yeterince gündeme taşınmazken, iktidarında Çanakkale'yi hakkıyla sahiplendiğini ifade etmemiz doğru olmaz! Milli Mücadele ruhu olan Çanakkale, uzun yıllardır Milliyetçi Hareket Partisi'nin Milletvekili çıkaramadığı bir kent olmuştur.
Gençlik ve Spor Bakanlığı Milli Takımlar tesislerinin hemen karşısındaki Güzelyalı plajını gezdiğimizde görmekteyiz ki; pislik ve kirlilik hatta safhada olmasına rağmen ne Valilik, ne de bağlı kuruluşları ile ana sorumlu olan Çanakkale Belediyesi mesire alanlarına, sahillere ve plajlara gereken önemi vermemektedir! Trafik hız kurallarının hem İzmir hem Bursa giriş çıkışlarında 70 kilometre hıza kadar sabitlendiği ve çoğu kez 50 kilometreye düştüğü Çan, Biga ve Lapseki başta olmak üzere Bursa ve İzmir giriş çıkışlarında EDS ve Radar cezaları turist ve çevre halk akışını olumsuz yönde etkilemektedir. Vatandaşlar, trafik hız cezaları ve park cezalarından ötürü gezi planlarına Çanakkale rotasını dahil etmemektir! Bozcaada'ya gelen araçlardan zabıtanın “ayak bastı parası” aldığı ifade edilirken, güvenlik güçlerinin sürekli alkol muayenesi ile dönüş yolunda uzun kuyruklar oluşturması turistleri diğer şehirlere ve Yunan Adalarına yönlendirmektedir…
Birçok yatırımcı firmanın nitelikli insan kaynağı bulamadığı için uzak durduğu Çanakkale, emeklilerin dinlenme noktası olma yolunda kendi öz dinamiklerini hızla kaybeden bir şehir konumuna gerilemiştir…
Çanakkale'nin yerel yönetimlerinde iktidar Cumhuriyet Halk Partisi'nde olmasına rağmen CHP Genel Başkanı Özgür Özel ve 3 CHP Milletvekili ile eski CHP Milletvekili İl Belediye Başkanı Muharrem Erkek adeta şehri sahipsiz bırakmışlardır. Deprem yapı stoku yüksek olan Çanakkale; askerlerin ve öğrencilerin varlığı ile ayakta duran ekonomisi ile kritik bir yaşam mücadelesi verirken, İl Özel İdare bütçesi kendisine bile yeter diyemeyiz!
“Türkiye Yüzyılı” ve “Terörsüz Türkiye” ifadelerinin güç kazandığı günümüzde başta yerelde iktidar olan Cumhuriyet Halk Partisi'ni ve Belediyelerini şehre dair göreve davet ederken, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı ve Bakanları da Çanakkale konusunda daha duyarlı olmaya davet ediyorum. Çanakkale'ye gerekli önemi vermediğimiz takdirde “IDEF 2025” fuarındaki silahların yurt savunması için bir anlam taşıdığını ifade edemeyiz. Nitekim Çanakkale, yedi düvele iman gücü ile verilerek kazanılan Kurtuluş Savaşı'nın “Kahramanlık Abidesi” ve Başkentidir. Bu şekli ile Çanakkale'ye “Büyükşehir” unvanı verilmesi teklifinin öncelikle şehirde ikamet eden Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Prof. Dr. Numan Kurtulmuş'a düştüğünü belirtmek isterim. İnşallah 2025 yılı bitmeden TBMM geç kaldığı süreci tamamlayarak Çanakkale'ye “Büyükşehir Belediyesi” ünvanı verir ve Aziz Şehitlerimizin ruhu bir kere daha şad olur…