Bursa’nın geleceğini planlarken, şehrin Türkiye’deki ve Dünya’daki konumunu çok iyi hesaplamak zorundayız. Bursa ile ilgili özellikle son dönemde yazdığım yazıların bugüne ve bundan sonrasına dair birer tetikleyici yazı olduğunu fark etmeyenler için daha açık ve net ifadeler ile bazı hususlara değinmek istiyorum. Bursa, tarih boyunca imparatorluklar şehri olmuştur. Su gibi günümüzün ve hatta gelecek on yılların uğruna en büyük savaşları yapacakları çok kıymetli bir varlığın ev sahibi olan Bursa, aynı zamanda yüzlerce hatta binlerce yıldır küresel bir ticaret yoludur…
Tabiatın tüm nimetlerini Bursa ovasında ve Uludağ’da gözlemlediğimiz şehir, tüm inançlar ve dünyevi hazlar için bulunmaz bir “Nirvana” diyebiliriz. Tarihsel konumunu son dönem Osmanlı İmparatorluğu içerisinde değerlendirdiğimiz Bursa; Hüdavandigar Eyaleti’dir. 1918 yılına kadar “Hüdavendigar Eyaleti” olarak anılan bölge bu tarihten sonra Bursa olarak anılmaya başlanmıştır. Hüdavendigar Sancağı olarak da bilinen Bursa, Osmanlı Devleti’nin ilk büyük başkenti olması dışında Marmara Bölgesi’nin İstanbul’dan sonra gelen ikinci büyük şehri ve Türkiye’de Ankara, İzmir ve İstanbul’dan sonra “Metropol” olmaya aday ilk şehirdir…
Tarih boyunca ama zanaatkârları ile ama sanatkârları ile ticaret ve üretim şehri olan Bursa, günümüzde Bursa Sanayi Bölgeleri ve Esnafları ile bu tarihsel görevini başarı ile sürdürmektedir. Tarihsel bir vazifeyi onurla ve çoğu kez farkında bile olmadan nesilden nesile omuzlayan Bursalılar, bu kutsal vazifenin artık farkında olmalı ve Bursa için Bursa adına karar vermelidirler!
Bursa “Metropol” olmalı mıdır?
Sözlük anlamı olarak “metropol”, “anakent” olarak tanımlanmaktadır. Yunanca “metropolis” sözcüğünden günümüze gelen “metropol” kelimesi çevresini kendisine bağlayan “demir çekirdek” olarak da kullanılmaktadır. Her ne kadar Ankara, İzmir, Adana, Mersin gibi şehirler Bursa ile birlikte metropol olarak anılıyor olsalar bile Türkiye’nin dünyada kabul gören üç metropol şehri vardır ve bu şehirler; Ankara, İstanbul ve İzmir’dir. Bursa, teknik anlamda metropol olma özelliklerini barındırıyor olsa bile hem siyasi, hem bürokratik hem de kültürel açıdan ısrarla büyük bir köy refleksi vermekten uzaklaşmamaktadır. Ki, Bursa; Türkiye’nin beşinci Şampiyonu Bursaspor’un evidir…
Göç ve göçmen şehri olduğunu tüm yazılarımda ısrarla vurguladığım Bursa ile ilgili yeni bir yolculuğa ve hedefe doğru yeni bir başlangıca hep birlikte merhaba diyoruz. Yeniden birçok alanda şampiyon olan Bursa’nın Türkiye’nin en güçlü ihracat şehri olduğunu, turizm ve kültür açısından dünyanın en değerli varlıklarının sahibi olduğunu, ulaşım ve lojistik açısından merkezi bir konumda olduğunu ve daha ötesinde on yıllardır atıl durumda bir Hüdavendigar yani Metropol olduğunun farkına varmalıyız…
Elbette tarihi tarihçilere bırakmak, işi üstadına bırakmak gerekir. Lakin gazeteci olarak adeta bir dedektif titizliği ile tüm parçaları bularak ve birleştirerek masaya koymak bizim kamusal görevimiz. Bugün Bursa’nın Metropol olması için tüm motivasyonlar hazırdır. Peki; Bursa Metropol olmaya Bursalılar, Metropol Bursa’da yaşamaya hazır mıdır? Asıl sormamız gereken soru “Bursa Metropol olmalı mıdır” değil, aksine “Bursalılar Metropol Bursa’da yaşamaya hazır mıdır” olmalı diye düşünüyorum…
Küçük değil, büyük Bursa…
Yol, medeniyettir değerli okurlarım. Yolu kıymetli kılan, yolcu kadar yolculuğun yapıldığı rotadır. Bursa’nın geleceğinin, metropol yolculuğunun rotasında ve gelişiminde gizli olduğunu belirtmek isterim. Yıllardır vilayet olma mücadelesi veren İnegöl gibi Karacabey ve Mustafakemalpaşa’da coğrafyanın sıkışmışlığının kurbanıdır. Peki, bu üç büyük ilçe gerçekten kurban mıdır yoksa bu sıkışmışlık onlara Bursa için verilen tarihi bir görev midir?
Bursa, Osmanlı İmparatorluğu’na başkentlik yaptığı gibi akabinde “Sancak Şehir” yani “Hüdavendigar” olarak önemli görevler üstlenmiştir. Bursa’yı anlamak için Bursa’ya tepeden bakmakta fayda olduğunu düşünüyorum. Kuş bakışı bir gözlem gerçekleştirdiğimizde görmekteyiz ki; Güney Marmara’nın tek sahibi olan Bursa, doğusunda Bilecik ve Adapazarı, kuzeyinde Yalova, İzmit ve İstanbul ve beraberinde Marmara Denizi, güneyinde Eskişehir ve Kütahya, batısında Balıkesir ile çevrelenmiş hatta zenginleşmiştir.
Her ne kadar içerisinde yaşayanlara ulaşım aksları ve rota kolaylıkları ile alışılagelmişlerden ötürü köy gibi geliyor olsa bile Bursa, aslında coğrafi açıdan ve ekonomik gerçeklikler ile tarihi açısından büyük ve fırsatlarla dolu bir şehirdir…
İçerisinde yaşadığımız koskoca denizi, bir akvaryum gibi değerlendirdiğimizde asla muvaffak olamayız! Bursa, silkinerek kendine gelmeli ve hızla Türkiye’deki asıl konumunu sahiplenmelidir. Bugün küçük değil, büyük Bursa için tüm motivasyonlar mevcuttur. Bursa; sadece bir Asya şehri değil, Asya ile Avrupa’yı birleştiren güçlü olduğu kadar köklü bir Dünya kentidir…
Metropol Bursa’yı inşa etmek…
Yazımızın genelinde ifade ettiğimiz; “bugün küçük değil, büyük Bursa için tüm motivasyonlar mevcuttur” sözünü açarak yazıma bir sonraki yazı için virgül bırakacağım. Bir şehri büyüten en önemli kavramlardan birisi de liderleridir. Şehrin siyasi, bürokratik, ekonomik ve sosyal liderleri tamamlandığında coğrafi konumu da müsait olduğu sürece o şehir büyümeye mecburdur. Bu husus ülkeler içinde geçerlidir. Bugün, dünyada söz sahibi bir Türkiye’den bahsedebiliyorsak eğer bunu ülkeyi lider ülke konumuna taşıyan Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a borçlu olduğumuzu kabul etmeliyiz. Bugün “lider ve metropol şehir Bursa” diyebilmek için şehrin doğal liderlerini kabullenerek ve şehir içerisinde ki güç ve denge ayarları ile oynamaktan korkmayarak, tarihsel sorumluluklarımızı üstlenmeli ve ana hedefe ulaşmalıyız.
Bursa, kurulduğu günden bugüne bir devlet şehridir. İmparatorluklar ve Başkent geçmişi olan Bursa, bugün metropol olmak için en doğal liderine tüm tecrübeleri ile sahiptir. Çocukluk, gençlik ve eğitim yıllarının önemli bir kısmı metropol İstanbul’da geçen Vali Erol Ayyıldız; Türkiye’nin metropol şehri İzmir Valisi olarak yaklaşık 5 yıl görev yapmış ve Türkiye’nin metropol şehri Ankara’da, Emniyet Genel Müdürlüğü yaparak İçişleri başta olmak üzere ülke yönetimine dair birçok ana aktör ile omuz omuza tecrübe kazanmış tecrübeli ve güçlü bir bürokrat olmakla birlikte devlet adamıdır.
Türkiye’yi yöneten Adalet ve Kalkınma Partisi’nin en güçlü ikinci ismi önceki dönemler İçişleri Bakanı, AK Parti Genel Başkan Vekili Efkan Ala, Bursa Milletvekili olarak küresel oyuncu ve liderdir. Tecrübeleri ötesinde engin devlet bilinci ile güçlü bir kişiliğe sahip olan Sayın Efkan Ala, şehrin metropol olması için gerekli olan tüm siyasi yetkilere sahip Türkiye’deki ikinci isimdir.
Cumhuriyet Halk Partisi’nin Türkiye’deki en tecrübeli Büyükşehir Belediye Başkanı ve yine Bursa’nın en tecrübeli yerel yöneticisi olan Mustafa Bozbey, Büyükşehir Belediye Başkanı olarak tüm yeterliliklere sahip olması ötesinde 20 yıllık belediyecilik tecrübesi ve Bursalı kimliği ile şehir adına mesleki açıdan yetkin isimlerdendir.
Her ne kadar belli bir kesim kendisini Bakan olarak görmeyi arzuluyor olsa bile geleceğin TOBB Başkanı olmayı en çok hak eden isimlerden olan Bursa Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı İbrahim Burkay, ihracat ve sanayi ile ticaret tecrübeleri ve icraatları ile birçok yeterliliğe sahip bir isim.
Elbette ki Bursa adına birçok anlamda başarılı izler bırakan, şehirde kitle ve söz karşılığı bulunan ve aynı zamanda Ankara’da şehrimizi her daim öne çıkaran Artvin Milletvekili Faruk Çelik gibi güçlü bir tecrübeyi de es geçmemek gerekir.
Bursa’dan bahsederken sürekli tarihinden ve geçmişinden bahsediyoruz. Şehrin ekonomik tarihini de doğru okuyabilmek ve şehrin neler yaptığını neleri başarabileceğini ortaya çıkarmak adına esnafların ağabeyi hatta yaşı ve tecrübeleri ile babası olarak nitelendirilen Bahri Şarlı’yı anmadan geçmek olmaz. TESKOMB Başkan Vekili Bahri Şarlı ile birlikte BESOB Başkanı Fahrettin Bilgit’in engin tecrübeleri ve Bursa kimlikleri ile yeterlilikleri de çok değerli…
Şimdi biraz geriye gelerek sözlerimi tamamlamak istiyorum. Bizim çocukluk yıllarımızın eğlenceli şarkılarından olan ünlü sanatçımız Mahmut Tuncer’in seslendirdiği “Kalbim Sende” albümünden “Bakkal Amca” isimli parçanın söz yazarı Muzaffer İzgü, aslında bize tüm şifreyi veriyor değerli okurlarım. Ne diyordu Muzaffer İzgü dizeleri ile sanatçı Mahmut Tuncer; “Yağın var mı? Unun var mı? Şekerin var mı? Ne duruyorsun? Helva yapsana…”
Şimdi bende size diyorum kıymetli Bursalılar; yağ var, un var, şeker var neden helva yapmıyoruz? Buyurun Bursa Valisi Erol Ayyıldız gibi tecrübeli bir usta da başımızda ne daha bekliyoruz? Metropol Bursa’yı inşa etmeye başlayalım. Gayrı bundan sonrası Bursalılar ile Bursa’yı Ankara’da temsil eden kıymetli büyüklerimizin diyerek ilk adımı biz attık, Cenabı Allah hayırlısı ile muvaffak eylesin inşallah…
Yorum Ekle
Yorumlar (0)
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Ömer KÜÇÜKKAYA
Bursa kararını vermeli!
Bursa’nın geleceğini planlarken, şehrin Türkiye’deki ve Dünya’daki konumunu çok iyi hesaplamak zorundayız. Bursa ile ilgili özellikle son dönemde yazdığım yazıların bugüne ve bundan sonrasına dair birer tetikleyici yazı olduğunu fark etmeyenler için daha açık ve net ifadeler ile bazı hususlara değinmek istiyorum. Bursa, tarih boyunca imparatorluklar şehri olmuştur. Su gibi günümüzün ve hatta gelecek on yılların uğruna en büyük savaşları yapacakları çok kıymetli bir varlığın ev sahibi olan Bursa, aynı zamanda yüzlerce hatta binlerce yıldır küresel bir ticaret yoludur…
Tabiatın tüm nimetlerini Bursa ovasında ve Uludağ’da gözlemlediğimiz şehir, tüm inançlar ve dünyevi hazlar için bulunmaz bir “Nirvana” diyebiliriz. Tarihsel konumunu son dönem Osmanlı İmparatorluğu içerisinde değerlendirdiğimiz Bursa; Hüdavandigar Eyaleti’dir. 1918 yılına kadar “Hüdavendigar Eyaleti” olarak anılan bölge bu tarihten sonra Bursa olarak anılmaya başlanmıştır. Hüdavendigar Sancağı olarak da bilinen Bursa, Osmanlı Devleti’nin ilk büyük başkenti olması dışında Marmara Bölgesi’nin İstanbul’dan sonra gelen ikinci büyük şehri ve Türkiye’de Ankara, İzmir ve İstanbul’dan sonra “Metropol” olmaya aday ilk şehirdir…
Tarih boyunca ama zanaatkârları ile ama sanatkârları ile ticaret ve üretim şehri olan Bursa, günümüzde Bursa Sanayi Bölgeleri ve Esnafları ile bu tarihsel görevini başarı ile sürdürmektedir. Tarihsel bir vazifeyi onurla ve çoğu kez farkında bile olmadan nesilden nesile omuzlayan Bursalılar, bu kutsal vazifenin artık farkında olmalı ve Bursa için Bursa adına karar vermelidirler!
Bursa “Metropol” olmalı mıdır?
Sözlük anlamı olarak “metropol”, “anakent” olarak tanımlanmaktadır. Yunanca “metropolis” sözcüğünden günümüze gelen “metropol” kelimesi çevresini kendisine bağlayan “demir çekirdek” olarak da kullanılmaktadır. Her ne kadar Ankara, İzmir, Adana, Mersin gibi şehirler Bursa ile birlikte metropol olarak anılıyor olsalar bile Türkiye’nin dünyada kabul gören üç metropol şehri vardır ve bu şehirler; Ankara, İstanbul ve İzmir’dir. Bursa, teknik anlamda metropol olma özelliklerini barındırıyor olsa bile hem siyasi, hem bürokratik hem de kültürel açıdan ısrarla büyük bir köy refleksi vermekten uzaklaşmamaktadır. Ki, Bursa; Türkiye’nin beşinci Şampiyonu Bursaspor’un evidir…
Göç ve göçmen şehri olduğunu tüm yazılarımda ısrarla vurguladığım Bursa ile ilgili yeni bir yolculuğa ve hedefe doğru yeni bir başlangıca hep birlikte merhaba diyoruz. Yeniden birçok alanda şampiyon olan Bursa’nın Türkiye’nin en güçlü ihracat şehri olduğunu, turizm ve kültür açısından dünyanın en değerli varlıklarının sahibi olduğunu, ulaşım ve lojistik açısından merkezi bir konumda olduğunu ve daha ötesinde on yıllardır atıl durumda bir Hüdavendigar yani Metropol olduğunun farkına varmalıyız…
Elbette tarihi tarihçilere bırakmak, işi üstadına bırakmak gerekir. Lakin gazeteci olarak adeta bir dedektif titizliği ile tüm parçaları bularak ve birleştirerek masaya koymak bizim kamusal görevimiz. Bugün Bursa’nın Metropol olması için tüm motivasyonlar hazırdır. Peki; Bursa Metropol olmaya Bursalılar, Metropol Bursa’da yaşamaya hazır mıdır? Asıl sormamız gereken soru “Bursa Metropol olmalı mıdır” değil, aksine “Bursalılar Metropol Bursa’da yaşamaya hazır mıdır” olmalı diye düşünüyorum…
Küçük değil, büyük Bursa…
Yol, medeniyettir değerli okurlarım. Yolu kıymetli kılan, yolcu kadar yolculuğun yapıldığı rotadır. Bursa’nın geleceğinin, metropol yolculuğunun rotasında ve gelişiminde gizli olduğunu belirtmek isterim. Yıllardır vilayet olma mücadelesi veren İnegöl gibi Karacabey ve Mustafakemalpaşa’da coğrafyanın sıkışmışlığının kurbanıdır. Peki, bu üç büyük ilçe gerçekten kurban mıdır yoksa bu sıkışmışlık onlara Bursa için verilen tarihi bir görev midir?
Bursa, Osmanlı İmparatorluğu’na başkentlik yaptığı gibi akabinde “Sancak Şehir” yani “Hüdavendigar” olarak önemli görevler üstlenmiştir. Bursa’yı anlamak için Bursa’ya tepeden bakmakta fayda olduğunu düşünüyorum. Kuş bakışı bir gözlem gerçekleştirdiğimizde görmekteyiz ki; Güney Marmara’nın tek sahibi olan Bursa, doğusunda Bilecik ve Adapazarı, kuzeyinde Yalova, İzmit ve İstanbul ve beraberinde Marmara Denizi, güneyinde Eskişehir ve Kütahya, batısında Balıkesir ile çevrelenmiş hatta zenginleşmiştir.
Her ne kadar içerisinde yaşayanlara ulaşım aksları ve rota kolaylıkları ile alışılagelmişlerden ötürü köy gibi geliyor olsa bile Bursa, aslında coğrafi açıdan ve ekonomik gerçeklikler ile tarihi açısından büyük ve fırsatlarla dolu bir şehirdir…
İçerisinde yaşadığımız koskoca denizi, bir akvaryum gibi değerlendirdiğimizde asla muvaffak olamayız! Bursa, silkinerek kendine gelmeli ve hızla Türkiye’deki asıl konumunu sahiplenmelidir. Bugün küçük değil, büyük Bursa için tüm motivasyonlar mevcuttur. Bursa; sadece bir Asya şehri değil, Asya ile Avrupa’yı birleştiren güçlü olduğu kadar köklü bir Dünya kentidir…
Metropol Bursa’yı inşa etmek…
Yazımızın genelinde ifade ettiğimiz; “bugün küçük değil, büyük Bursa için tüm motivasyonlar mevcuttur” sözünü açarak yazıma bir sonraki yazı için virgül bırakacağım. Bir şehri büyüten en önemli kavramlardan birisi de liderleridir. Şehrin siyasi, bürokratik, ekonomik ve sosyal liderleri tamamlandığında coğrafi konumu da müsait olduğu sürece o şehir büyümeye mecburdur. Bu husus ülkeler içinde geçerlidir. Bugün, dünyada söz sahibi bir Türkiye’den bahsedebiliyorsak eğer bunu ülkeyi lider ülke konumuna taşıyan Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a borçlu olduğumuzu kabul etmeliyiz. Bugün “lider ve metropol şehir Bursa” diyebilmek için şehrin doğal liderlerini kabullenerek ve şehir içerisinde ki güç ve denge ayarları ile oynamaktan korkmayarak, tarihsel sorumluluklarımızı üstlenmeli ve ana hedefe ulaşmalıyız.
Bursa, kurulduğu günden bugüne bir devlet şehridir. İmparatorluklar ve Başkent geçmişi olan Bursa, bugün metropol olmak için en doğal liderine tüm tecrübeleri ile sahiptir. Çocukluk, gençlik ve eğitim yıllarının önemli bir kısmı metropol İstanbul’da geçen Vali Erol Ayyıldız; Türkiye’nin metropol şehri İzmir Valisi olarak yaklaşık 5 yıl görev yapmış ve Türkiye’nin metropol şehri Ankara’da, Emniyet Genel Müdürlüğü yaparak İçişleri başta olmak üzere ülke yönetimine dair birçok ana aktör ile omuz omuza tecrübe kazanmış tecrübeli ve güçlü bir bürokrat olmakla birlikte devlet adamıdır.
Türkiye’yi yöneten Adalet ve Kalkınma Partisi’nin en güçlü ikinci ismi önceki dönemler İçişleri Bakanı, AK Parti Genel Başkan Vekili Efkan Ala, Bursa Milletvekili olarak küresel oyuncu ve liderdir. Tecrübeleri ötesinde engin devlet bilinci ile güçlü bir kişiliğe sahip olan Sayın Efkan Ala, şehrin metropol olması için gerekli olan tüm siyasi yetkilere sahip Türkiye’deki ikinci isimdir.
Cumhuriyet Halk Partisi’nin Türkiye’deki en tecrübeli Büyükşehir Belediye Başkanı ve yine Bursa’nın en tecrübeli yerel yöneticisi olan Mustafa Bozbey, Büyükşehir Belediye Başkanı olarak tüm yeterliliklere sahip olması ötesinde 20 yıllık belediyecilik tecrübesi ve Bursalı kimliği ile şehir adına mesleki açıdan yetkin isimlerdendir.
Her ne kadar belli bir kesim kendisini Bakan olarak görmeyi arzuluyor olsa bile geleceğin TOBB Başkanı olmayı en çok hak eden isimlerden olan Bursa Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı İbrahim Burkay, ihracat ve sanayi ile ticaret tecrübeleri ve icraatları ile birçok yeterliliğe sahip bir isim.
Elbette ki Bursa adına birçok anlamda başarılı izler bırakan, şehirde kitle ve söz karşılığı bulunan ve aynı zamanda Ankara’da şehrimizi her daim öne çıkaran Artvin Milletvekili Faruk Çelik gibi güçlü bir tecrübeyi de es geçmemek gerekir.
Bursa’dan bahsederken sürekli tarihinden ve geçmişinden bahsediyoruz. Şehrin ekonomik tarihini de doğru okuyabilmek ve şehrin neler yaptığını neleri başarabileceğini ortaya çıkarmak adına esnafların ağabeyi hatta yaşı ve tecrübeleri ile babası olarak nitelendirilen Bahri Şarlı’yı anmadan geçmek olmaz. TESKOMB Başkan Vekili Bahri Şarlı ile birlikte BESOB Başkanı Fahrettin Bilgit’in engin tecrübeleri ve Bursa kimlikleri ile yeterlilikleri de çok değerli…
Şimdi biraz geriye gelerek sözlerimi tamamlamak istiyorum. Bizim çocukluk yıllarımızın eğlenceli şarkılarından olan ünlü sanatçımız Mahmut Tuncer’in seslendirdiği “Kalbim Sende” albümünden “Bakkal Amca” isimli parçanın söz yazarı Muzaffer İzgü, aslında bize tüm şifreyi veriyor değerli okurlarım. Ne diyordu Muzaffer İzgü dizeleri ile sanatçı Mahmut Tuncer; “Yağın var mı? Unun var mı? Şekerin var mı? Ne duruyorsun? Helva yapsana…”
Şimdi bende size diyorum kıymetli Bursalılar; yağ var, un var, şeker var neden helva yapmıyoruz? Buyurun Bursa Valisi Erol Ayyıldız gibi tecrübeli bir usta da başımızda ne daha bekliyoruz? Metropol Bursa’yı inşa etmeye başlayalım. Gayrı bundan sonrası Bursalılar ile Bursa’yı Ankara’da temsil eden kıymetli büyüklerimizin diyerek ilk adımı biz attık, Cenabı Allah hayırlısı ile muvaffak eylesin inşallah…