Katil İsrail’in ipini koparmışçasına Ortadoğu’yu kan gölüne çevirme saldırılarında yeni rotası İran! İsrail ile İran arasında yaşanan çatışmaları bir savaş olarak tanımlamak doğru değildir. Nitekim İsrail, hiçbir zaman ve hiçbir koşulda İran’ın muhatabı olamaz! İran’ın tarihsel geçmişi ile İsrail’in Siyonist geçmişini kıyasladığınızda bile bu mümkün değildir. İsrail, İran’ın bile muhatabı olamazken Türkiye’nin İsrail’i muhatap olarak görebileceğini konuşmak bile en hafif şekli ile aymazlık ve aptallıktır…
Parası olan üç beş zübbenin Osmanlı’nın sallantı da olduğu bir dönemde para ile aldıkları topraklarda kurduğu eyaleti, devlet olarak tanımlamaları ve akabinde zorbalıkla genişletmelerini kabul etmemiz elbette mümkün değildir. Ve yine İsrail, bir devlet olmadığını her savaşta kaçarak sığındığı sığınıklarda ağlayan sözde ve çoğu kadın askerleri ile kanıtlamıştır. Türkiye, kadını ve erkeği ile savaşçı bir millettir! Türk’ün tek korkusu mazlumun saçının teline halel gelmesidir. Gerisi tamamen teferruattır…
Bugün bilmediğiniz, görmediğiniz, duymadığınız Türkiye’den bahsetmek istiyorum. Siz, FETÖ ile mücadelenin cidden 17/25 Aralık sonrasında mı başladığını düşünüyorsunuz? Siz, söz konusu Türkiye olduğunda tek istihbarat teşkilatının MİT ve tek silahlı gücün Türk Silahlı Kuvvetleri olduğunu mu düşünüyorsunuz? Siz, hayatınızda bir gün bile Türkiye için çalıştınız mı? Bakınız Türkiye için savaştınız mı diye sormuyorum! Türkiye için 1 gün bile çalıştınız mı?
İran üzerinden Türkiye’yi küçük ve eksik göstermeye çalışanların görmediklerini, bilmediklerini, duymadıklarını bugün söylemek zorunda olduğum için bu satırlardan okuyorsunuz. Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti Genel Başkanı olduğu için değil Türkiye Cumhuriyeti Devleti Cumhurbaşkanı olduğu için çok kıymetlidir!Bu şekli ile Türkiye Cumhuriyeti Devleti makamlarının tamamı koltuklarında kim oturursa otursun değerlidir! Her makam sahibi günü geldiğinde makamı ile ilgili hesabı verir! Varsa bedelini veya borcunu öder! Bu Türk Devleti’nin varoluş kodlarında gizli bir algoritmadır. Türkiye, bedel ödeyenlerin vatanıdır. Türkiye, kendisine bedel ödetmeye çalışanların ise mezarıdır!
FETÖ yani Fethullahçı Terör Örgütü yapılanması başladığı günden bugüne ve halen daha Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin sinir uçlarınca takip edilmektedir. Tıpkı sözde Dünya’nın en iyi istihbarat örgütü olduğu düşünülen MOSSAD gibi! FETÖ’nün de diğer terör ve istihbarat örgütlerinin de Türkiye faaliyetlerinde yabancı ve yerli devletlerin desteği ile yurt içi destekçileri olmadığını mı düşünüyorsunuz? Türkiye, kardeşlerine bile temkinli yakınlık gösteren bir devlettir. Nitekim Türkiye, Türklerin Anavatanıdır ve İslamiyet’in son sancağıdır…
Bursa başta olmak üzere Türkiye’nin genelinde 2004 yılından bugüne yürütülen istihbarat ve değerlendirme faaliyetlerinin neticesinde birçok olay olmadan önlenirken birçok olayda çoklu istihbarat ve terör algoritmalarına iç desteklerin artması nedeniyle engellememiştir. Türkiye, bugün nefes kesen bir istihbarat ve polis ile askeri güce sahip olmasının ötesinde derinliği ölçülemeyen kudretli bir devlet olarak kendisi ile final maçı oynamak isteyen herkes için hazırdır. Nitekim voleybol maçlarına gidenler iyi bilir ki; Türkler iyi bir ekip kurucudur!
Ulusaldan yerele döndüğümüzde, bazı siyasi denklemleri doğru okuyarak süreçleri değerlendirmek gerekiyor. Son günlerde yeniden gündeme gelen Bursa Milletvekili Mustafa Varank’a yönelik saldırıların altında yatan ana sebepler nelerdir? Sayın Mustafa Varank, beni pek sevmez! Hâsılı Of’ludur. Of’lular beni, bende onları hasletten çok severiz. Hâsılı merhum Mahmut Ustaosmanoğlu Efendi Hazretleri de Of’ludur ve dualarına bizzat nail olmak nasip olmuştur. Allah mekânında dinlendirsin…
Varank aslında bir “Milli Güvenlik” meselesidir! Atom karınca olarak isimlendirdiğimiz Mustafa Varank; Türkiye’nin en stratejik sanayi ve teknoloji yatırımlarında yer almış, ülkenin bugünlerine ışık tutan projelerinin tamamlanmasında rol üstlenmiş, TOGG gibi milli bir varlığı Bursa üzerinden Türkiye’ye kazandırmıştır. Of’lu olan ve bu sebeple genel itibariyle doğası dışında sakin kalmaya çalışan Milletvekili ve eski Bakan Varank’a yapılan sinir ucu hamleleri aslında Cumhuriyet Halk Partisi’nin Bursa ve ülke genelinde yaratmaya çalıştığı bir gerilim hamlesinden öte değerlendirilmemelidir! CHP, maalesef Bursa’da sandıkta kazandığı gücü siyasi anlamda Milletvekilleri ve örgüt yöneticileri ile sahaya sürememektedir…
Cumhuriyet Halk Partisi içerisinde yaşanan ve ülkenin genelinde rahatsızlık uyandıran parti içi ve yerel yönetimleri karıştıran gerginliğin ana nedeni CHP’nin Türkiye partisi olma arzusudur! Bu sebeple CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in en yakın yol arkadaşlarından Osmangazi Belediye Başkanı Erkan Aydın, şehirde kazandığı doğal liderlik rolünü belediye içerisindeki ve örgüt içerisindeki ekiplerinin yanlış yönlendirmeleri ile hızla yitirmektedir. Yakın gelecekte Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı olması istenen Erkan Aydın’ın, en az bir dönem daha Osmangazi Belediye Başkanı olarak kalması için gerekli stratejik hamleleri atmaması kendi ekibinin kendisine yansıttığı korku senaryolarından başka bir şey değildir! Cesur bir Yörük ve Türk evladı olan Erkan Aydın’ı geriye çekerek ileri hedeflere fırlatma arzusu taşıyanların Balkan turları yerine Osmangazi turları ile Başkan Erkan Aydın’ın saha hâkimiyetlerini güçlendirmesini tavsiye ederim…
Kabul etmeliyiz ki; Mustafa Bozbey, Cumhuriyet Halk Partisi’nin üzerinde bir dinamik ve güçtür. Sayın Bozbey’e Bursa Büyükşehir Belediye Başkanlığı koltuğu kazandıran oy potansiyeli, Cumhuriyet Halk Partisi’ne değil aksine Milliyetçi ve Muhafazakâr kimliği ile bilinen Bursa halkına aittir!Bu sebeple Sayın Bozbey’in ısrarla CHP politikaları ve yöneticileri ile şehirde varlık gösterme telaşını doğru bulmadığımı ifade etmek isterim. Tarımsal faaliyetleri, mahalle ziyaretleri, festivaller ve daha birçok artı değer ile Bursa’ya kendini on yıllardır kanıtlamış olan Sayın Mustafa Bozbey’in olası CHP iktidarında hak ettiği koltuk Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’dır. Bu sebeple Sayın Bozbey’in son dönemde Büyükşehir Belediye yöneticilerinin sığ ve sığlaşma politikalarına dur demesinde kendi istikbali adına fayda vardır…
Adalet ve Kalkınma Partisi’nin doğal Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı olarak tanımlanan Yıldırım Belediye Başkanı Oktay Yılmaz’ın pozitif hamleleri tüm ekonomik imkânsızlarına rağmen toplumda artı değer buluyor. Lakin yine de 3 yıl sonrasını hesaplayarak AK Parti ve Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı veyahut olası AK Parti Genel Başkanını doğru okuyarak hamle yapmakta fayda görüyorum. Siyaseti bilirsiniz, gün gelir şöyle bir sağınıza solunuza bakarsınız ve sonra o meşhur sözü söylersiniz; “kim varmış kim yokmuş…”
Başladığımız yere geri döndüğümüzde ifade etmek isterim ki; Mehmetçik her daim 18 yaşında olsa bile komuta kademesi o kadar genç ve tecrübesiz değildir! Gün gelir gençler kenara çekilir ve emekli oldu dedikleriniz makama gelir! Devlet işi Aile işi gibidir! Sabır, özgüven ve tecrübe ister. Bu sebeple aile fertlerinin ve vatandaşların sabır ile devletlerine güvenmeleri elzemdir…
Yorum Ekle
Yorumlar (0)
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Web.tv
Ömer KÜÇÜKKAYA
Bilmediklerinizi ve görmediklerinizi anlatalım!
Katil İsrail’in ipini koparmışçasına Ortadoğu’yu kan gölüne çevirme saldırılarında yeni rotası İran! İsrail ile İran arasında yaşanan çatışmaları bir savaş olarak tanımlamak doğru değildir. Nitekim İsrail, hiçbir zaman ve hiçbir koşulda İran’ın muhatabı olamaz! İran’ın tarihsel geçmişi ile İsrail’in Siyonist geçmişini kıyasladığınızda bile bu mümkün değildir. İsrail, İran’ın bile muhatabı olamazken Türkiye’nin İsrail’i muhatap olarak görebileceğini konuşmak bile en hafif şekli ile aymazlık ve aptallıktır…
Parası olan üç beş zübbenin Osmanlı’nın sallantı da olduğu bir dönemde para ile aldıkları topraklarda kurduğu eyaleti, devlet olarak tanımlamaları ve akabinde zorbalıkla genişletmelerini kabul etmemiz elbette mümkün değildir. Ve yine İsrail, bir devlet olmadığını her savaşta kaçarak sığındığı sığınıklarda ağlayan sözde ve çoğu kadın askerleri ile kanıtlamıştır. Türkiye, kadını ve erkeği ile savaşçı bir millettir! Türk’ün tek korkusu mazlumun saçının teline halel gelmesidir. Gerisi tamamen teferruattır…
Bugün bilmediğiniz, görmediğiniz, duymadığınız Türkiye’den bahsetmek istiyorum. Siz, FETÖ ile mücadelenin cidden 17/25 Aralık sonrasında mı başladığını düşünüyorsunuz? Siz, söz konusu Türkiye olduğunda tek istihbarat teşkilatının MİT ve tek silahlı gücün Türk Silahlı Kuvvetleri olduğunu mu düşünüyorsunuz? Siz, hayatınızda bir gün bile Türkiye için çalıştınız mı? Bakınız Türkiye için savaştınız mı diye sormuyorum! Türkiye için 1 gün bile çalıştınız mı?
İran üzerinden Türkiye’yi küçük ve eksik göstermeye çalışanların görmediklerini, bilmediklerini, duymadıklarını bugün söylemek zorunda olduğum için bu satırlardan okuyorsunuz. Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti Genel Başkanı olduğu için değil Türkiye Cumhuriyeti Devleti Cumhurbaşkanı olduğu için çok kıymetlidir! Bu şekli ile Türkiye Cumhuriyeti Devleti makamlarının tamamı koltuklarında kim oturursa otursun değerlidir! Her makam sahibi günü geldiğinde makamı ile ilgili hesabı verir! Varsa bedelini veya borcunu öder! Bu Türk Devleti’nin varoluş kodlarında gizli bir algoritmadır. Türkiye, bedel ödeyenlerin vatanıdır. Türkiye, kendisine bedel ödetmeye çalışanların ise mezarıdır!
FETÖ yani Fethullahçı Terör Örgütü yapılanması başladığı günden bugüne ve halen daha Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin sinir uçlarınca takip edilmektedir. Tıpkı sözde Dünya’nın en iyi istihbarat örgütü olduğu düşünülen MOSSAD gibi! FETÖ’nün de diğer terör ve istihbarat örgütlerinin de Türkiye faaliyetlerinde yabancı ve yerli devletlerin desteği ile yurt içi destekçileri olmadığını mı düşünüyorsunuz? Türkiye, kardeşlerine bile temkinli yakınlık gösteren bir devlettir. Nitekim Türkiye, Türklerin Anavatanıdır ve İslamiyet’in son sancağıdır…
Bursa başta olmak üzere Türkiye’nin genelinde 2004 yılından bugüne yürütülen istihbarat ve değerlendirme faaliyetlerinin neticesinde birçok olay olmadan önlenirken birçok olayda çoklu istihbarat ve terör algoritmalarına iç desteklerin artması nedeniyle engellememiştir. Türkiye, bugün nefes kesen bir istihbarat ve polis ile askeri güce sahip olmasının ötesinde derinliği ölçülemeyen kudretli bir devlet olarak kendisi ile final maçı oynamak isteyen herkes için hazırdır. Nitekim voleybol maçlarına gidenler iyi bilir ki; Türkler iyi bir ekip kurucudur!
Ulusaldan yerele döndüğümüzde, bazı siyasi denklemleri doğru okuyarak süreçleri değerlendirmek gerekiyor. Son günlerde yeniden gündeme gelen Bursa Milletvekili Mustafa Varank’a yönelik saldırıların altında yatan ana sebepler nelerdir? Sayın Mustafa Varank, beni pek sevmez! Hâsılı Of’ludur. Of’lular beni, bende onları hasletten çok severiz. Hâsılı merhum Mahmut Ustaosmanoğlu Efendi Hazretleri de Of’ludur ve dualarına bizzat nail olmak nasip olmuştur. Allah mekânında dinlendirsin…
Varank aslında bir “Milli Güvenlik” meselesidir! Atom karınca olarak isimlendirdiğimiz Mustafa Varank; Türkiye’nin en stratejik sanayi ve teknoloji yatırımlarında yer almış, ülkenin bugünlerine ışık tutan projelerinin tamamlanmasında rol üstlenmiş, TOGG gibi milli bir varlığı Bursa üzerinden Türkiye’ye kazandırmıştır. Of’lu olan ve bu sebeple genel itibariyle doğası dışında sakin kalmaya çalışan Milletvekili ve eski Bakan Varank’a yapılan sinir ucu hamleleri aslında Cumhuriyet Halk Partisi’nin Bursa ve ülke genelinde yaratmaya çalıştığı bir gerilim hamlesinden öte değerlendirilmemelidir! CHP, maalesef Bursa’da sandıkta kazandığı gücü siyasi anlamda Milletvekilleri ve örgüt yöneticileri ile sahaya sürememektedir…
Cumhuriyet Halk Partisi içerisinde yaşanan ve ülkenin genelinde rahatsızlık uyandıran parti içi ve yerel yönetimleri karıştıran gerginliğin ana nedeni CHP’nin Türkiye partisi olma arzusudur! Bu sebeple CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in en yakın yol arkadaşlarından Osmangazi Belediye Başkanı Erkan Aydın, şehirde kazandığı doğal liderlik rolünü belediye içerisindeki ve örgüt içerisindeki ekiplerinin yanlış yönlendirmeleri ile hızla yitirmektedir. Yakın gelecekte Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı olması istenen Erkan Aydın’ın, en az bir dönem daha Osmangazi Belediye Başkanı olarak kalması için gerekli stratejik hamleleri atmaması kendi ekibinin kendisine yansıttığı korku senaryolarından başka bir şey değildir! Cesur bir Yörük ve Türk evladı olan Erkan Aydın’ı geriye çekerek ileri hedeflere fırlatma arzusu taşıyanların Balkan turları yerine Osmangazi turları ile Başkan Erkan Aydın’ın saha hâkimiyetlerini güçlendirmesini tavsiye ederim…
Kabul etmeliyiz ki; Mustafa Bozbey, Cumhuriyet Halk Partisi’nin üzerinde bir dinamik ve güçtür. Sayın Bozbey’e Bursa Büyükşehir Belediye Başkanlığı koltuğu kazandıran oy potansiyeli, Cumhuriyet Halk Partisi’ne değil aksine Milliyetçi ve Muhafazakâr kimliği ile bilinen Bursa halkına aittir! Bu sebeple Sayın Bozbey’in ısrarla CHP politikaları ve yöneticileri ile şehirde varlık gösterme telaşını doğru bulmadığımı ifade etmek isterim. Tarımsal faaliyetleri, mahalle ziyaretleri, festivaller ve daha birçok artı değer ile Bursa’ya kendini on yıllardır kanıtlamış olan Sayın Mustafa Bozbey’in olası CHP iktidarında hak ettiği koltuk Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’dır. Bu sebeple Sayın Bozbey’in son dönemde Büyükşehir Belediye yöneticilerinin sığ ve sığlaşma politikalarına dur demesinde kendi istikbali adına fayda vardır…
Adalet ve Kalkınma Partisi’nin doğal Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı olarak tanımlanan Yıldırım Belediye Başkanı Oktay Yılmaz’ın pozitif hamleleri tüm ekonomik imkânsızlarına rağmen toplumda artı değer buluyor. Lakin yine de 3 yıl sonrasını hesaplayarak AK Parti ve Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı veyahut olası AK Parti Genel Başkanını doğru okuyarak hamle yapmakta fayda görüyorum. Siyaseti bilirsiniz, gün gelir şöyle bir sağınıza solunuza bakarsınız ve sonra o meşhur sözü söylersiniz; “kim varmış kim yokmuş…”
Başladığımız yere geri döndüğümüzde ifade etmek isterim ki; Mehmetçik her daim 18 yaşında olsa bile komuta kademesi o kadar genç ve tecrübesiz değildir! Gün gelir gençler kenara çekilir ve emekli oldu dedikleriniz makama gelir! Devlet işi Aile işi gibidir! Sabır, özgüven ve tecrübe ister. Bu sebeple aile fertlerinin ve vatandaşların sabır ile devletlerine güvenmeleri elzemdir…