Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Hızır İdi Yunus İdi…

Yazının Giriş Tarihi: 05.01.2020 00:01
Yazının Güncellenme Tarihi: 05.01.2020 00:01

Şabanoğlu Şaban filminde Karadenizli bir kaptanı canlandıran Şevket Altuğ’nun unutulmaz repliği idi.

Hızır idi, Yunus İdi…

Cancağızım(Hüseyin Demirgıran) da sık kullanır bu repliği.

Özellikle laf salatası yapıp top çevirenleri kastederken. Çok ta yakışır diline…

Ne güzel değil mi?

Herkes her şeyi biliyor, bilmekle de kalmıyor bilmediklerini siper yapıp ölümüne birbiri ile tartışıyor.

Yaşı kemale ermişleri geçtim gençler de aynı durumdalar.

Dinlemiyorlar ya da dinlermiş gibi yaparak yanıt verecekleri anı kolluyorlar.

Asgari müşterekte anlaşıp ortak akıl üretmek filan hava.

Kimsenin söylediği kimseyi bağlamıyor.

Dolayısı ile muhabbetler darmadağın oluyor.

Etraftan duyduğunuz o gümbürtü var ya, işte o da bu hengamede maytap misali ses çıkartan özgüven patlaması.

Böylesi içi boş ve bilgiden uzak harala gürele diyaloglarda insanın özne olmak çıkıp nesne olması kaçınılmaz.

Kaçılamıyor da zaten, bir taraf neyi ne kadar anlayıp anlatabilirse onunla yetinirken diğer taraf da ağzından çıkanı duymamakta ısrar ediyor.

Böylece ortaya çok haklıların ve dahi çok bilenlerin başaramadıkları işler çıkıyor. Bilgi ise bir köşeye sinip neden olmadığı sonuçların suçluluğuna bulanıyor.

Tartışıyoruz;

Mütemadiyen ve soluksuz sadece tartışıyoruz.

Tartışmayı kapışmaya çevirenlerimizin sayıları da hiç az değil.

Tartışmayı kişiselleştirip onur meselesi yapanlarımızda  yapamayanlarımızdan fazla. Hani birinin dediği bir şeye doğru dememek için yemin etmiş gibiyiz.

Doğru dersek karizmayı çizdireceğimizi sanıyoruz.

Bu futbol konuşurken de böyle, ekonomi, siyaset konuşurken de, işler ile ilgili sohbet(!)ederken de.

Sohbetin yanına ünlem koydum çünkü artık sohbette edemiyoruz birbirimiz ile.

Garip bir üste çıkma arsızlığının pençesinde kuruyoruz cümlelerimizi.

Cümlelerimizi dedim de,bu cümle kurma meselesinde de fena halde bir çuvallaya tabiyiz artık.

 Özellikle gençlerin kendi aralarında ki konuşmalara bir kulak verilince sözcük dağarcıklarının çok kısıtlı olduğunu derhal gözlemlenebiliyor.

 ’’Aynen, kanka, onu bırak ta..’’ gibi joker olarak kullandıkları daha birkaç sözcüğü de yasaklayın cümle kuramayacak pek çok insan var.

Bilmeden bildiğini sanmak bile mümkün değilken düşündüğü gibi sanan insanlar hem kendilerini hem de karşılarındakileri yora yora bezdire bezdire sürekli konuşuyorlar.

İşin bir de fikir boyutu var;

Hazretler her konu da fikir öne sürebilecek kadar bilgisiz oldukları için cin fikirli olmayı tercih ediyorlar.

Aslında kimsenin kimse ile anlaşmak gibi bir kaygısı da yok.

Laf olsun torba dolsun yeter.

Mühim olan üste çıkıp çayır pehlivanı olabilmek.

Söyler misiniz Allah aşkına hangi dil de ‘’Laf sokmak’’diye bir tabir vardır?

Bu dil bilimcilerin yanıt verecekleri bir soru olsa da bizde olduğunu hepimiz biliyoruz. Bilmediğimiz lafı sokarken gafı neremizde saklayacağız konusu.

Bu yazı daha sürer de uzatmanın alemi yok.

Var var; yaz bir paragraf daha.

Yok, yazmayayım yeter bu kadar.

Yaz sen yaazz…

Sabah oluyor, yeter bence.

Yahu yaz dedim sana!

Peki madem;yazıyorum

Hızır idi Yunus idi…

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.