Her sezon transfer dönemlerinde aşina olduğumuz futbolcu geyikleri görüyoruz ki bu yıl da devam ediyor… Bizim işimiz Bursaspor ile olduğuna göre başka kulüp futbolcuları ‘ne demiş, nasıl söylemiş’ kapsama alanımız dışında ama bakıyorum da bizim yenilerden bazıları da modaya uymuş, yerel medyadaki haberci dostlara coşkulu söylemlerde bulunuyorlar!
‘Küçüklüğümden beri Bursasporluydum, kısmet bugüneymiş sonunda geldim…’
‘Bileklerimi kessem, kanım Yeşil Beyaz akar…’
‘Sapına kadar Bursasporluyum…’
‘Hayalimde hep Bursaspor’da oynamak vardı. Çok şükür bugün nasip oldu…’ Bunlar ve buna benzer söylemler transfer dönemlerinde imza törenlerinde tanık olduğumuz geyikler…
Formayı, armayı, Yeşil Beyaz flamaları öpenleri de gördük.
Mesela alt yapı ürünü gol umudu Batuhan Kör…
Formayı öptü, sonrada sezon arası dönemin başkanı Emin Adanur’un katkısı ile de Trabzon’a göçtü!
Ya Enver Cenk Şahin’e ne demeli?
Bursa’dan ayrıldıktan sonra yarım sezon Urfaspor formasıyla top koşturup ardından Erzincan’da kiralık yoluna devam eden eski kaptanın bu sezon bitiminde 1.5 ay süre ile ‘yuvam’ diye nitelediği Özlüce’de kondisyon depolayıp fizik tedavi gördüğüne bütün personel şahit. Belki de bilemiyorum Battala’dan veto yedi ama bildiğim imza attığı Urfaspor’un malı artık!
Otobüsü Yalova vapur iskelesine yanaştığında ya da uçağı Yenişehir’e indikten sonra yere bastığında toprağa kapanıp ‘Şükürler olsun Allahım’ diye dua edenleri de gördük ..
İmza töreninde ‘tutmayın Marodana olacak’ edası ve havasıyla ‘En az 25 gol atarım’ sözü veren ancak sezon sonu ‘5’ de kalınca ‘yeterince beslenmedim’ diye takım arkadaşlarını suçlayanları da hatırlıyoruz…
Sonra ne mi oldu?
Birer birer gittiler, kimileri kulübün arka kapısından sıvıştı, kimileri gece yarısı kulüp personeli ile helallaşıp çaktırmadan yırttı!
Haklı veya haksız çoğunluğu alacakları ödenmediği gerekçesiyle soluğu Futbol Federasyonu’nda, UEFA’da ya da CAS’ta aldı.
Peki; bütün suç sadece futbolcular da mı, yoksa iş bilmez başkanlar ile onların yönetici kurmayların da mı? Bunun yanıtını bir başka yazı konusuna bırakıp özetleyelim.
‘Sakal-bıyık’ hesabı neresinden tutarsan orası elinde kalır!
Yorum Ekle
Yorumlar (0)
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Web.tv
Mustafa ÖZKESKİN
Doğuştan Bursasporluyum!
Her sezon transfer dönemlerinde aşina olduğumuz futbolcu geyikleri görüyoruz ki bu yıl da devam ediyor… Bizim işimiz Bursaspor ile olduğuna göre başka kulüp futbolcuları ‘ne demiş, nasıl söylemiş’ kapsama alanımız dışında ama bakıyorum da bizim yenilerden bazıları da modaya uymuş, yerel medyadaki haberci dostlara coşkulu söylemlerde bulunuyorlar!
‘Küçüklüğümden beri Bursasporluydum, kısmet bugüneymiş sonunda geldim…’
‘Bileklerimi kessem, kanım Yeşil Beyaz akar…’
‘Sapına kadar Bursasporluyum…’
‘Hayalimde hep Bursaspor’da oynamak vardı. Çok şükür bugün nasip oldu…’ Bunlar ve buna benzer söylemler transfer dönemlerinde imza törenlerinde tanık olduğumuz geyikler…
Formayı, armayı, Yeşil Beyaz flamaları öpenleri de gördük.
Mesela alt yapı ürünü gol umudu Batuhan Kör…
Formayı öptü, sonrada sezon arası dönemin başkanı Emin Adanur’un katkısı ile de Trabzon’a göçtü!
Ya Enver Cenk Şahin’e ne demeli?
Bursa’dan ayrıldıktan sonra yarım sezon Urfaspor formasıyla top koşturup ardından Erzincan’da kiralık yoluna devam eden eski kaptanın bu sezon bitiminde 1.5 ay süre ile ‘yuvam’ diye nitelediği Özlüce’de kondisyon depolayıp fizik tedavi gördüğüne bütün personel şahit. Belki de bilemiyorum Battala’dan veto yedi ama bildiğim imza attığı Urfaspor’un malı artık!
Otobüsü Yalova vapur iskelesine yanaştığında ya da uçağı Yenişehir’e indikten sonra yere bastığında toprağa kapanıp ‘Şükürler olsun Allahım’ diye dua edenleri de gördük ..
İmza töreninde ‘tutmayın Marodana olacak’ edası ve havasıyla ‘En az 25 gol atarım’ sözü veren ancak sezon sonu ‘5’ de kalınca ‘yeterince beslenmedim’ diye takım arkadaşlarını suçlayanları da hatırlıyoruz…
Sonra ne mi oldu?
Birer birer gittiler, kimileri kulübün arka kapısından sıvıştı, kimileri gece yarısı kulüp personeli ile helallaşıp çaktırmadan yırttı!
Haklı veya haksız çoğunluğu alacakları ödenmediği gerekçesiyle soluğu Futbol Federasyonu’nda, UEFA’da ya da CAS’ta aldı.
Önlerinde yığılan dosyaları görünce Özlüce’deki müdüriyet neyi neresinden tutacağını bilemedi…
Puanlar silindi, yaptırımlar geldi…
Peki; bütün suç sadece futbolcular da mı, yoksa iş bilmez başkanlar ile onların yönetici kurmayların da mı? Bunun yanıtını bir başka yazı konusuna bırakıp özetleyelim.
‘Sakal-bıyık’ hesabı neresinden tutarsan orası elinde kalır!