Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Vatandaşa eziyet, trafiğe külfet !

Yazının Giriş Tarihi: 18.10.2025 00:10
Yazının Güncellenme Tarihi: 17.08.2025 00:10

“Bursa, Bursa olalı bu kadar vurdum duymazlık görülmedi” diye başlanıyor konuşulmaya. Ardından da “yapılan şikayetlerle ilgili olarak herhangi bir işlem yapılmadığı” iddialarla söze nokta konuluyor.

Zamanında yapılan uyarıların dikkate alınmadığı için tarihinde ilk defa susuz kalan bir kentte yaşıyoruz. Burada, yapılan eleştiriler üzerine, bizlere kızan, hatta küfür eden pek çok kişi var. Eski, yeni siyasetçilerimizde “bırakın artık bu su edebiyatını!” diye aba altından sopa gösterir gibi konuşuyorlar. Ama, kendilerini de çok iyi biliyorlar ki bu meselede yılların ihmali ve vurdum duymaz tutumları var.

Siyaset, halka hizmet için yapılır. Köşe başına yüksek katlı, imara aykırı bina yapılmasına izin verilmesi, bir takım kişilerin kamu kaynaklı ihaleleri üç yerine beşi alması için yapılmaz. Bize böyle öğretildi. Bizlerde, kendimizden gelen nesillere bu şekilde öğretmek zorundayız. Bursa’nın kamu eliyle çözümlenmesi gereken üç ana temel sorunları var.

Birinci sorun; Asayiş, Ulaşım + trafik. İkinci sorun; eğitim + sağlık. Üçüncü sorun; kamu yatırım ve ihalelerin şeffaflığı ve denetimsizliği.

Belki bunlar dünyanın pek çok ülkesinde ve kentinde kronik hale gelmiş sorunlar ama, Bursa’da son 30 yıldır, siyaset yapanların ticaretle kol kola girmiş olması nedeniyle epey bir karma karışık hal ve vaziyet almış durumda.

Bana göre, susuzluğun ana kaynağı, plansız programsız yapılan sanayileşme. Her beldede, bazı köylerde bile geçmişte sanayileşme yapıldı. Kaçak başladı. Sonra Islah edildi. Bu sanayi bölgelerinin başına da kentin mülki amirleri getirilip Müteşebbis Heyet başkanı yapıldı.

Dert çok. Çare ve sorunların çözümü içinde formüller belli. Ama, elini kıpırdatıp da memlekete hizmet etmek isteyenlerin sayısı sanırım pek fazla bulunamıyor. Hangi derdinizi anlatamaya kalksanız, belediye yönetimlerinden “para yok!” cevabı geliyor. Merkezi idareden ise, “planlama yapılıyor. Projesi hazırlanıyor!” diye gelen cevaplar. Sanırım günü kurtarma adına söylenen sözler.

Bursa’nın genel sorunlarına bakış açısını bu şekilde özetledikten sonra gelelim, kentin batısında senelerdir yaşanılan ama bugüne kadar çözümlenemeyen, yarın da çözüleceğinin garantisi olmayan dertlere.

Ülkemizin gözbebeği, Bursa’nın da gurur kaynağı olan eğitim abidemiz Bursa Uludağ Üniversitesi’nin Görükle kampusu ile ne kadar gurur duysak yeridir. Çünkü, pek çok kentte böylesine güzel bir eğitim kurumu kampusu yok. Ama, bu kampusun dertleri çok. Mesela, Rektör Prof. Dr. Ferudun Yılmaz, üniversite içi trafik düzeni ve asayiş güvenlik önlemleriyle ilgili olarak düzenlediği basın toplantısı sırasında, kampusu giriş çıkışlarla ilgili karşılaşılan sorunları anlattı.

Kampusun 100. Yıl mahallesi, Batıkent giriş kapısı ile ilgili olarak, “bu kapıyı daha çok üniversite görevlilerimiz kullanıyor. Ama, mesai bitişi çıkışlarımız sırasında, bölgedeki özel okulların ve öğrencileri almaya gelen velilerin yol ortasındaki durmaları, park etmeleri nedeniyle ulaşım aksıyor. “

Rektörün ikinci derdi; “yine Görükle çıkışı sırasında, köprü altı trafiğinde düzenleme yapılmadığı için, ayrıca, kampusten iki şeritli gelen çıkış yolunun tek şeride düştüğü içinde trafik sıkışıklığı yaşanıyor. Karayolları ve Belediye görevlileriyle görüştük, sorunların çözümü için bekliyoruz.”

Aynen, bizlerde senelerdir sorunların çözümü için beklemedeyiz. Tabi, kampus içindeki trafik sıkışıklığına birde, kampusu giriş yolu olmamasına rağmen, İzmir Yolu ile Görükle giriş bağlantısını sağlayan kavşaktaki eksiklik, köprü altında ışık düzeni bulunmayışı, araç sürücülerinin birbirlerine yol vermek yerine, önlerini kesmesi gibi sorunları var bölge halkının. Özellikle de Kayapa toplu konut bölgesinde yaşayan nüfusu 32 bini aşmasıyla, ulaşımdaki tek çare olan bu kavşak, insanlara sabah ve akşam saatlerinde sinir harbi yaşatıyor.

Gelelim, rektör hocanın açıkladığı Kampusun Doğu giriş kapısı, yani 100. Yıl mahallesi Batıkent girişi. Bizim yolumuz veya diğer gazeteci meslektaşlarımızın yolu bu bölgeye pek düşmüyor. Sapa kalan bir bölge. Ama, bu mahalle ve etrafında yaşayan on binlerce nüfus var. Aile var. Konut var.

Bölge halkının bilmem doğru, bilmem yanlış fakat anlatımlarına ve iddialarına göre, burada üniversite kampus alanı içine, o dönemin yönetimlerinin siyasi veya ideolojik tercihlerine göre bir özel okul yapılmasına izin verilmiş. Bu okul, sözde dar gelirli ailelere ve yardıma muhtaç insanlara eğitim hakkı tanıyacakken, Bursa’nın en pahalı kolejleri arasında yer almaya başlamış.

Sabah, akşam saatlerinde okula öğrenci getiren hali vakti yerinde, halkın ve vatandaşların deyimi ile zenginler, araçları ile okulun önünü, arkasını, sağını, solunu kapatıp, vatandaşa ait yolu otopark gibi kullanmaya, hatta tek şerit yetmeyip çift şeritli park etmeye başlamışlar.

İşte bu durumda, yoldaki trafik tıkanmasına yol açmış. Kampusten çıkan trafikte bekliyor. Evlerine gitmek isteyenlerde bekliyor. Durum ortada, trafik kilit oluyor. Vatandaşa eziyet, trafiğe külfet bir durum var. Burada, kamu idarecilerine yöneltilmek istenilen soru şu; “Öğrencileri okullardan araçlarıyla almak isteyen velilerin, bu yoldaki trafik akımına engel olmaya acaba ne kadar hakları var?”

Bir başka bakışla, bölge halkı, vatandaşlar, üniversite personeli dahil, her mesai gününde bu trafik çilesini çekmek zorunda mıdır?

Bu sorulara vatandaşlarımız kendi kendilerine cevap verirken bir sürü de iddialarda bulunuyorlar; “bu okul, siyasetçilerce korunan bir okul. En ufak bir şikayette bile ortalığı ayağa kaldırıyorlar. Yolda, durmak ve park etmek yasak olmasına rağmen, hiç kimse gelip de “siz neden trafiğe engel oluyorsunuz?” diye denetim yapmıyor, yoldaki trafiğe engel olan araçları ikaz bile etmiyorlar.

Bölge halkı birde örnek veriyor. 15 Ekim Beyaz Baston Dünya Görme Engelliler Günü nedeniyle Nilüfer Belediyesi ekipleri, yaya kaldırımlarına park edip, engelli yollarını otopark gibi kullanan, işyeri önüne malzeme çıkarıp, kendilerine buraları tezgah açılacak alan gibi kullananlara yönelik bir uygulama yapıp ceza yazmışlar.

Çok da iyi yapmışlar. Bu uygulamayı keşke sadece bir gün değil de senenin her günü 365 gün yapsalar da millet rahat etse diye düşünüyorum.

Bir de istekleri var; “madem ki istenildiğinde yollar, yaya kaldırımları engellerden temizlenebiliyor, o halde bizimde ulaşım sorunlarımızın çözümü için valimiz ve kaymakamımız, hatta il emniyet müdürümüzden, hatta ve hatta ilçemizde siyaset yapanlardan, bu bölgede gerekli önlemlerin alınmasını istiyoruz. “

Bana göre yerden göğe kadar haklılar. Normal mesai saatlerinde bile okulun önü ve etrafında araçlar gelişigüzel park edilmiş ve yollardaki şeritler daraltılmış.

Vatandaşlar ne söylerse haklılar. Yolda, sabah akşam yaşanılan eziyet ve çileleri onlar çekiyor. Bu araçlar, halkın istediği gibi, “yola park edip engel olan araçlar, okulun bahçesine veya uygun bir yere toplanmalı. Ayrıca, öğrenci almak için gelen velilerde araçlarıyla, okulun bahçesine girip, öğrencileri aldıktan sonra yola çıkmalı. Yola park edip, ulaşıma engel olunmamalı. Polislerimiz de bölgeye gelip, araçlara gerekli cezaları yazmalı ki, ortadaki sorun böylece çözümlensin. Yoksa, bu sıkıntılarımız ömür boyu devam edecek gibi gözüküyor. “

Bizlerde, halkın haber alma ve kamunun sorun çözmede yol gösterici görevimiz gereği bu olayları siz değerli okurlarımızla paylaşıp, sorunların çözümüne katkı bulunma adına, kamuoyunun takdirlerine, kamuyu yönetenlerinde görev bilinci ile hareket etmeleri gerektiğine dikkat çekiyoruz.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar (0)
Yükleniyor..
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.