Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Trafik denetimi radardan çıkmış !

Yazının Giriş Tarihi: 13.06.2025 00:11
Yazının Güncellenme Tarihi: 13.06.2025 00:11

Acı tatlı anılarla bir Kurban Bayramını daha geride bıraktık. Bayramlar, bazıları için aile ve dost buluşması olurken bazıları içinde tatil olma özelliği nedeniyle de yollardaki trafik akımı ve ulaşıma katılan araç sayısı normalin belki de dört katı olabiliyor.

İşte bu yüzden de şehirlerarası hangi yola girerseniz giren, karşınıza trafik sıkışıklığı, ana yolda, otoyollarda duran, durdurulan trafik akımı ile karşı karşıya kalınıyor. Tabi ki insanların olduğu yerde düzenin sağlanması gerekiyor. Trafikte de bazı kişilerin kurallara uymamaları işte bu kazaların meydana gelmesinin ana nedeni.

Denetim şart. Özellikle de kural tanımayan, kanun tanımayanlara karşı denetim ve verilen cezalara kimsenin itirazı yok. Bana göre de trafikte tehlike yaratanların, kurallara uymayanların en ağır şekilde cezalandırılması gerekiyor.

Bunun de belli dengeler içinde, insanlara zarar verilmeden, eziyet çektirilmeden, ulaşımı sürekli ve insanların zevk aldıkları bir hale getirme amaçlı yapılması lazım. Ceza yazılıp, para toplanma mantıkları yapılan her uygulama haklı olarak vatandaşın tepkilerini çekiyor.

İstenmeyen kazaları, insanların hayatlarını kaybetmesi, ölmesi, vefat etmesinin yanı sıra yaralanıp sakat kalmasına yol açan olaylar zincirlerini tetikliyor bu trafik akımı. Şimdi rakamlara bakalım.

Kurban Bayramının 5 günlük tatili boyunca meydana gelen 3 bin 913 trafik kazasında 44 vatandaşımız hayatını kaybetti, 6 bin 370 vatandaşımız yaralandı.

Bugünden 2 ay 10 gün önce idrak ettiğimiz geçen Ramazan Bayramının ilk 4 gününde meydana gelen trafik kazalarında 34 vatandaşımız hayatını kaybetmiş, 4 bin 784 vatandaşımız yaralanmıştı.

İşte bu yüzden Kurban Bayramı öncesinde ve sonrasında kamu yönetimi, trafik kazalarını önleme, yollarda güvenliği sağlama, can ve mal emniyeti açısından bir takım önlemler aldı. Uygulamaya konulan en önemli önlem ise 30 kilometre aralıklarla hız kontrolü yapılması amaçlı radar cihazları yerleştirilmesi oldu.

Ne yapıldı?

Her kentin girişine ve çıkışına, olmadı, diğer şehirlerle olan bağlantı yollarının giriş ve çıkışlarına radar yerleştirildi. Bu yetmedi, yollardaki trafik ulaşım şeritleri daraltıldı. Üç veya dört şeritli olan ana yollar, bölünmüş yollar, duble yollar, otoyollardaki bu şerit daraltması, insanların büyük tepkilerini çekti.

Düşünüz bir kez, Bursa İstanbul arasında seyahat edeceksiniz. İki türlü seçenek var. Ya, Güney Marmara otoyolunu kullanıp, paralı seyahat edeceksiniz. Ya da normal karayolunu kullanıp, ücretsiz seyahat edeceksiniz.

Her iki yolda ulaşım açısından Avrupa standartlarında. Söylenen o. Ama gelin görün ki, Avrupalı misafirlerimiz bu yollardaki düzenlemenin trafik ve uluslar arası ulaşım yönetmeliklerine uygun olmadığını iddia ediyorlar. Çünkü, bilhassa otoyollarda, arızalı araçların yol kenarına çekilmesi, ulaşımın aksatılmaması adına yapılması zorunlu bekleme cepleri, bu yolda yapılmamış.

Onlarca kilometre gidiyorsunuz, arızalı aracınızı park edip, yardım bekleyebileceğiniz uygun bir cep veya bekleme yeri yok. Bu durumda, araç arızası meydana geldiğinde önce Emniyet şeridine çekilip, bu yol ve yolu kullanan insanların can ve mal emniyeti tehlikeye atılıyor. Eğer emniyet şeridi yok ise, yolda tek şeritlik daralma ve tıkanma başlıyor.

Hani, “ulaşımda çağ atladık, yollar genişledi, Bursa İstanbul arası 4 saatten bir saat 20 dakikaya indirildi” diye açıklamalar var ya, işte o açıklamalar ile yollarda fiili yaşanılanlar bir birine pek de tutmuyor.

Yola çıkacaksınız, internetten yol durumunu kontrol ediyorsunuz. Bursa İstanbul arası, gideceğiniz yere göre kilometre farklılığı gözükse de otoyolu kullandığınız bir saat gibi gözüküyor. Otoyala giriyorsunuz. Bursa çıkışı, Orhangazi yakınlarında denetim var. Ovaakça, Gemlik, Orhangazi ve Yalova kavşaklarına da denetim var. Bursa’dan çıkmadan 4 ayrı denetim noktasında yol daraltılmasına veya denetime tabibi tutuluyorsunuz. Bu nedenle, trafik ulaşımı yavaşlıyor. Her bir denetim için 10 dakika zaman kaybetseniz, yol sadece Bursa şehir sınırları içinde kendiliğinden 40 dakika fazladan zaman alıyor.

Buna, Yalova, İzmit, Kocaeli, Sakarya il sınırları dahilinde yapılan denetimleri de eklerseniz, bir saat 20 dakikalık yol oluveriyor 4 saatlik yol.

Kurban Bayramında işte bu tür uygulama ve yaşanılan olaylar pek çok kişide, denetimlerin eziyete dönüştürüldüğü görüşü ağırlık kazandı. İktidar partisinden bile yapılan bu denetimlere maksadı aştığı yönünde eleştiriler geldi.

Tabi, radar cezası yiyip, “madem yolları tıkayacaktınız, şeritleri daraltacaktınız, otoyollar için neden bu kadar yatırım yapılıp, paralar harcandı?” şeklindeki ağır eleştirileri de duyduk etrafımızdaki insanlardan.

Birde, yollardaki kazalara baktık. Ayrıntılı değerlendirmeler yapma imkanına sahip olduk. Sağ olsun, eleştirilerin merkezine oturtulan İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, “yolların kuralı olur, kralı olmaz” başlığı ile hangi yollarda nasıl kazaların meydana geldiğini sosyal medya hesaplarında paylaştı.

Orantısız radar tedbirine rağmen hem ölüm hem yaralı sayısı azalmamış aksine artmış.

Hız sınırı 140 km olan otoyollarda hiç ölümlü kaza yaşanmamış. Hız sınırı 130 km olan otoyollardaki kazalarda sadece 2 kişi hayatını kaybetmiş. Hız sınırı 50 km ile 80 km arasında değişen yollardaki kazalarda rekor kırılmış, hayatını kaybedenlerin sayısı 22’ye çıkmış. Hız sınırı 90 km ile 110 km arasında değişen yollardaki kazalarda ise 20 kişi hayatını kaybetmiş.

Ortaya çıkan duruma bakın; yol kalitesi nitelikli hale geldikçe, kurallar standarda bağlandıkça, otoyollarda hızı arttırsanız bile diğer yollardakine oranla kaza riski yükselmiyor.

İşte bu rakamlar uzmanlarca incelendiğinde de yapılan değerlendirmelere göre, orantısız denetim, radar hız uygulaması ve yol kapatılmasına vatandaşların verdikleri tepkiler bir nebze haklı olduklarını gösteriyor.

Nitekim, İçişleri ile Ulaştırma Bakanlıkları ortak komisyonla hız uyarı levhalarını tekrar gözden geçirme kararı almışlar. Kamu yönetimi ve karar vericilerin iyi niyetinden şüphe zaten yok. Ve de yollardaki denetim uygulamasına da kimsenin itirazı yok. Fakat, denetim adı altında yapılan uygulamaların vatandaşa fayda değil zarar sağladığı iddia ve söylemleri, yollarda yaşanılan fiili olaylar zaten bunun sonuçlarını rakamlarla ifade etmiş.

Son beş yılda ülkemizde meydana gelen ölümlü ve yaralanmalı trafik kazalarının yüzde 77.6 oranında artış var. Aynı dönemde trafik cezalarının reel tahsilatı ise yüzde 61.5 arttı. Ancak, yazılan bu cezaların trafik kazalarını azaltmakta etkili olmadığı gözleniyor. Pek çok vatandaşın iddiasına göre de cezaların bir caydırıcılıktan ziyade hazineye gelir kapısı olarak kullanıldığı izlenimi yaygınlaşıyor.

2021’de ceza gelirlerinin genel bütçedeki payı binde 4.9 iken, 2024’te bu oran binde 5.1’e, 2025’in ilk dört ayında ise binde 6.4’e çıktı.

2023’te 21 milyar liralık trafik cezası kesilmesi hedefi yerine bu hedefin iki katından fazla 43.5 milyar lira trafik para cezası geliri toplandı.

2024’te hedef yüzde 168 artırılarak 55 milyar lira yapıldı. Bir yıl için hesaplanan bu gelir ilk dört ayda yapılan 53.5 milyar lira tahsilat ile aşılmış oldu.

Eleştiriler işte burada başlıyor. İddia ve düşüncelere göre de Devletin trafik cezalarını vergi dışı bir gelir kalemi olarak gördüğünü açıkça ortaya çıkıyor. Ekonomik daralma içindeki bütçe, küçük kalemlerden maksimum tahsilat arayışında. Kamu maliyesi için trafik cezaları da artık ‘sinekten yağ çıkarma’ politikasının haline gelmiş durumda. Hesaplamalara bakıldığında ortaya çıkan sonuçlar maalesef bunu işaret ediyor.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar (0)
Yükleniyor..
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.