İçinde bulunduğumuz hafta Halk Sağlığı haftası. Her sene 3-9 Eylül tarihleri arasında Halk Sağlığı Haftasını kutluyoruz. Halkın sağlığı, çevre sağlığı ve insanların toplu yaşam merkezlerindeki sağlık sorunlarıyla ilgili sürekli çalışmalar yapılıyor.
Tabi, yapılan bu çalışmalar, beklentiler, istekler ne kadar netice alınıyor diye sorarsanız, verilecek cevap, “laf çok, icraat yok.” Oluyor.
Yine de güzel bilgiler, projeler, halkın bilinçlenmesi, toplumun bilinçlenmesi adına çok güzel çalışmalara imza atılıyor. Bursa Teknik Üniversitesi, üniversite kent bütünleşmesine yönelik yeni bir çalışmanın fitilini ateşledi.
Yapılan açıklamalara göre, bu çalışma hem evsel ve sanayi atık sularının gidişat yönlerini hem de yer altı kaynakların son durumu konusunda veri hazırlanmasına ışık tutacak. Hanelerde ya da işletmelerde kullanılan suyun altyapıdaki akışını ortaya koyacak proje aynı zamanda Bursa’nın kuraklık durumu, iklim değişikliğinin şehirde oluşturduğu riskler ve şehrin su geleceğini de araştıracak.
Bursa Teknik Üniversitesi Denizcilik Fakültesi Denizcilik İşletmeleri ve Yönetimi Bölümü Öğretim Görevlisi Dr. Gökhan Gökmen’in önderliğinde yapılacak çalışmalara "AquaSavvy" projesi ismi verildi. Proje, Ufuk Avrupa, Kentsel Geçişleri Sürdürülebilir Bir Geleceğe Yönlendirme Ortaklığı desteği de almaya hak kazandı. Su duyarlı kentsel tasarımın yapılmasının hedeflendiği çalışmada; Portekiz, Danimarka ve İsveç’ten partner kuruluşular bulunuyor.
Üç yıl sürecek olan çalışmada, Bursa Teknik Üniversitesi ve Büyükşehir Belediyesinin ortaklaşa koordine edeceği Nilüfer Yaşayan Laboratuvarı kurulacak. Böylece, Bursa’nın su altyapılarının "gizli"doğası ve karmaşık su akışları tespit edilecek. Bursa ölçeğinde kuraklık ve yağışlardaki değişkenlik gibi iklim kaynaklı riskler ile sanayi ve tarıma ilişkin baskılar, yaşayan laboratuvarda birlikte değerlendirilecek. Bursa’nın su altyapılarını görselleştirerek görünür hale getirecek olan çalışma şehrin su geleceğini de ortaya koyacak. Yapılacak çalışmalar sonunda şehrin "su duyarlı kentsel tasarımı" yapılacak.
Nereden bakılırsa bakılsın, kente sahip çıkılması ve kentin kronik sorunlarının çözümlenmesi adına altına herkesin imza atıp destek olmak isteyeceği bir çalışma.
Özellikle, herkesin dilinde olan ama arındırılması, temizlenmesi adıma adım atılmayan Nilüfer Çayı’nın Bursa merkez evsel atıkların, sanayi atıklarının temizleme kanalı gibi olmasının nedenleri ve niçinleri yada bir başka deyimle bilinen gerçekler, uluslar arası bir çalışma ile gün yüzüne çıkarılmış ve bilimsel, akademik bir çalışma haline getirilmiş olacak.
Proje hakkında bilgi veren Öğretim Görevlisi Dr. Gökhan Gökmen, "AquaSavvy, su-duyarlı kentsel tasarımı, kentlerin dijital ikizlerine taşıyarak su döngülerini görünür kılan görsel, etkileşimli bir web aracı geliştirmeyi hedefleyen, üç yıllık disiplinler-arası bir araştırma projesidir. Çalışma kapsamında su altyapılarının ‘gizli’ doğasını ve karmaşık su akışlarını; görselleştirme yaklaşımıyla ele alacağız. Böylece yerel toplulukların katkı sunduğu veri platformlarıyla desteklenen, birlikte tasarlanmış bir ‘görsel tuval’ üzerinde kent içi su akışları takip ve tartışma konusu yapağız. Bu çalışma ile vatandaş şebekeden kullandığı suyun nasıl bir yoldan ilerleyip, hangi sulara karıştığını görmüş olacak" dedi.
Çalışmanın Bursa’ya özgü bilgi ve çözümler üreteceğini vurgulayan Dr. Gökhan Gökmen, "Nilüfer Yaşayan Laboratuvarı’nda Bursa ölçeğinde kuraklık ve yağışlardaki değişkenlik gibi iklim kaynaklı riskler ile sanayi ve tarıma ilişkin baskıları değerlendireceğiz. Su yönetimi aktör-ilişki haritası ve duygusal dinamikler, mevcut ve ihtiyaç duyulan su verileri, eğilimler ve senaryo matrisi gibi çıktıları ortaya koyacağız. Nilüfer Yaşayan Laboratuvar, Büyükşehir Belediyesinin katkılarıyla kurulacak ve kent ölçeğinde dijital ikiz uygulamaları ve yurttaş katılımı için bir test ortamı görevi görecek. Burada Bursa’ya özgü bilgi ve çözümler üreteceğiz, elde edilen yöntem ve araçlar diğer kentlere aktarılabilir bir model haline gelecek" diye konuştu.
Dr. Gökmen proje kapsamında AquaSavvy Kentsel Peyzaj Sanat ve Tasarım Yarışması da düzenleyeceklerini sözlerine ekledi.
Üçüncü dünya savaşının su yüzünden çıkacağı dikkate alındığında ve Bursa’nın da 2025 yılının en fazla haber yapılan ve konuşulan konusunun su krizi olması dikkate alındığında, böyle bir çalışmanın başlatılması, Bursa adına ve ülkemiz adına sevindirici.
Yine, su konusunda, yer altı sularının zaptı-rap altına alınması, bir başka deyimle kaçak su kullanımın engellenmesi için, tarımın geleceği açısından bakıldığında, yapılacak çalışmaların önemi zaten kendiliğinden ortaya çıkıyor.
Bursa Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Naci Çağlar, AquaSavvy projesine ilişkin yaptığı değerlendirmede, "Üniversite olarak bilimsel araştırmalarımızı yalnızca akademik yayınlarla sınırlı tutmuyor, kentimize ve ülkemize doğrudan katkı sağlayacak projeler üretmeyi de önemsiyoruz. AquaSavvy projesi, Bursa’nın su altyapısına dair derinlemesine bir analiz sunmakla kalmayacak, aynı zamanda iklim değişikliğiyle mücadele ve sürdürülebilir şehircilik açısından da örnek bir model oluşturacak. Uluslararası iş birlikleriyle güçlenen bu projenin, üniversitemizin bilimsel kapasitesini artırmasının yanında, Bursa’nın geleceği için de önemli bir rehber olacağına inanıyorum" ifadelerini kullandı.
Sevindirici bir adım. Bizler, bu proje çalışması ve sonuçlarının açıklanması Bursa adına çok fazla önemsiyoruz.
Su konusunda bir başka haber CHP Bursa milletvekili Orhan Sarıbal aracılığıyla geldi. Sarıbal TBMM Başkanlığına verdiği soru önergesinde, yer altı suları ve kaçak su kullanımına dikkat çekip, ülke genelinde araştırma yapılmasını istemiş. Bakanlık kendisine cevap vermiş.
Orhan Sarıbal, iklim krizinin Türkiye’de su kaynakları üzerindeki baskıyı artırdığını belirterek, yeraltı sularındaki tehlikeye dikkati çekti. Tarım ve Orman Bakanlığı’ndan gelen cevaba göre, ülke genelinde 500 bin belgeli yeraltı suyu kuyusu bulunuyor. Bu kaynakların yüzde 66’sı sulamada, yüzde 25’i içme ve kullanmada, yüzde 9’u ise sanayide tüketiliyor.
Bursa’da ise tablo daha da çarpıcı: yeraltı suyunun yüzde 50’si içme ve kullanmada, yüzde 23’ü sulamada, yüzde 27’si ise sanayide harcanıyor. Bugünkü tablo böyle.
Yorum Ekle
Yorumlar (0)
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Web.tv
Muharrem KARABULUT
Suyun ayak izi aranıyor
İçinde bulunduğumuz hafta Halk Sağlığı haftası. Her sene 3-9 Eylül tarihleri arasında Halk Sağlığı Haftasını kutluyoruz. Halkın sağlığı, çevre sağlığı ve insanların toplu yaşam merkezlerindeki sağlık sorunlarıyla ilgili sürekli çalışmalar yapılıyor.
Tabi, yapılan bu çalışmalar, beklentiler, istekler ne kadar netice alınıyor diye sorarsanız, verilecek cevap, “laf çok, icraat yok.” Oluyor.
Yine de güzel bilgiler, projeler, halkın bilinçlenmesi, toplumun bilinçlenmesi adına çok güzel çalışmalara imza atılıyor. Bursa Teknik Üniversitesi, üniversite kent bütünleşmesine yönelik yeni bir çalışmanın fitilini ateşledi.
Yapılan açıklamalara göre, bu çalışma hem evsel ve sanayi atık sularının gidişat yönlerini hem de yer altı kaynakların son durumu konusunda veri hazırlanmasına ışık tutacak. Hanelerde ya da işletmelerde kullanılan suyun altyapıdaki akışını ortaya koyacak proje aynı zamanda Bursa’nın kuraklık durumu, iklim değişikliğinin şehirde oluşturduğu riskler ve şehrin su geleceğini de araştıracak.
Bursa Teknik Üniversitesi Denizcilik Fakültesi Denizcilik İşletmeleri ve Yönetimi Bölümü Öğretim Görevlisi Dr. Gökhan Gökmen’in önderliğinde yapılacak çalışmalara "AquaSavvy" projesi ismi verildi. Proje, Ufuk Avrupa, Kentsel Geçişleri Sürdürülebilir Bir Geleceğe Yönlendirme Ortaklığı desteği de almaya hak kazandı. Su duyarlı kentsel tasarımın yapılmasının hedeflendiği çalışmada; Portekiz, Danimarka ve İsveç’ten partner kuruluşular bulunuyor.
Üç yıl sürecek olan çalışmada, Bursa Teknik Üniversitesi ve Büyükşehir Belediyesinin ortaklaşa koordine edeceği Nilüfer Yaşayan Laboratuvarı kurulacak. Böylece, Bursa’nın su altyapılarının "gizli" doğası ve karmaşık su akışları tespit edilecek. Bursa ölçeğinde kuraklık ve yağışlardaki değişkenlik gibi iklim kaynaklı riskler ile sanayi ve tarıma ilişkin baskılar, yaşayan laboratuvarda birlikte değerlendirilecek. Bursa’nın su altyapılarını görselleştirerek görünür hale getirecek olan çalışma şehrin su geleceğini de ortaya koyacak. Yapılacak çalışmalar sonunda şehrin "su duyarlı kentsel tasarımı" yapılacak.
Nereden bakılırsa bakılsın, kente sahip çıkılması ve kentin kronik sorunlarının çözümlenmesi adına altına herkesin imza atıp destek olmak isteyeceği bir çalışma.
Özellikle, herkesin dilinde olan ama arındırılması, temizlenmesi adıma adım atılmayan Nilüfer Çayı’nın Bursa merkez evsel atıkların, sanayi atıklarının temizleme kanalı gibi olmasının nedenleri ve niçinleri yada bir başka deyimle bilinen gerçekler, uluslar arası bir çalışma ile gün yüzüne çıkarılmış ve bilimsel, akademik bir çalışma haline getirilmiş olacak.
Proje hakkında bilgi veren Öğretim Görevlisi Dr. Gökhan Gökmen, "AquaSavvy, su-duyarlı kentsel tasarımı, kentlerin dijital ikizlerine taşıyarak su döngülerini görünür kılan görsel, etkileşimli bir web aracı geliştirmeyi hedefleyen, üç yıllık disiplinler-arası bir araştırma projesidir. Çalışma kapsamında su altyapılarının ‘gizli’ doğasını ve karmaşık su akışlarını; görselleştirme yaklaşımıyla ele alacağız. Böylece yerel toplulukların katkı sunduğu veri platformlarıyla desteklenen, birlikte tasarlanmış bir ‘görsel tuval’ üzerinde kent içi su akışları takip ve tartışma konusu yapağız. Bu çalışma ile vatandaş şebekeden kullandığı suyun nasıl bir yoldan ilerleyip, hangi sulara karıştığını görmüş olacak" dedi.
Çalışmanın Bursa’ya özgü bilgi ve çözümler üreteceğini vurgulayan Dr. Gökhan Gökmen, "Nilüfer Yaşayan Laboratuvarı’nda Bursa ölçeğinde kuraklık ve yağışlardaki değişkenlik gibi iklim kaynaklı riskler ile sanayi ve tarıma ilişkin baskıları değerlendireceğiz. Su yönetimi aktör-ilişki haritası ve duygusal dinamikler, mevcut ve ihtiyaç duyulan su verileri, eğilimler ve senaryo matrisi gibi çıktıları ortaya koyacağız. Nilüfer Yaşayan Laboratuvar, Büyükşehir Belediyesinin katkılarıyla kurulacak ve kent ölçeğinde dijital ikiz uygulamaları ve yurttaş katılımı için bir test ortamı görevi görecek. Burada Bursa’ya özgü bilgi ve çözümler üreteceğiz, elde edilen yöntem ve araçlar diğer kentlere aktarılabilir bir model haline gelecek" diye konuştu.
Dr. Gökmen proje kapsamında AquaSavvy Kentsel Peyzaj Sanat ve Tasarım Yarışması da düzenleyeceklerini sözlerine ekledi.
Üçüncü dünya savaşının su yüzünden çıkacağı dikkate alındığında ve Bursa’nın da 2025 yılının en fazla haber yapılan ve konuşulan konusunun su krizi olması dikkate alındığında, böyle bir çalışmanın başlatılması, Bursa adına ve ülkemiz adına sevindirici.
Yine, su konusunda, yer altı sularının zaptı-rap altına alınması, bir başka deyimle kaçak su kullanımın engellenmesi için, tarımın geleceği açısından bakıldığında, yapılacak çalışmaların önemi zaten kendiliğinden ortaya çıkıyor.
Bursa Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Naci Çağlar, AquaSavvy projesine ilişkin yaptığı değerlendirmede, "Üniversite olarak bilimsel araştırmalarımızı yalnızca akademik yayınlarla sınırlı tutmuyor, kentimize ve ülkemize doğrudan katkı sağlayacak projeler üretmeyi de önemsiyoruz. AquaSavvy projesi, Bursa’nın su altyapısına dair derinlemesine bir analiz sunmakla kalmayacak, aynı zamanda iklim değişikliğiyle mücadele ve sürdürülebilir şehircilik açısından da örnek bir model oluşturacak. Uluslararası iş birlikleriyle güçlenen bu projenin, üniversitemizin bilimsel kapasitesini artırmasının yanında, Bursa’nın geleceği için de önemli bir rehber olacağına inanıyorum" ifadelerini kullandı.
Sevindirici bir adım. Bizler, bu proje çalışması ve sonuçlarının açıklanması Bursa adına çok fazla önemsiyoruz.
Su konusunda bir başka haber CHP Bursa milletvekili Orhan Sarıbal aracılığıyla geldi. Sarıbal TBMM Başkanlığına verdiği soru önergesinde, yer altı suları ve kaçak su kullanımına dikkat çekip, ülke genelinde araştırma yapılmasını istemiş. Bakanlık kendisine cevap vermiş.
Orhan Sarıbal, iklim krizinin Türkiye’de su kaynakları üzerindeki baskıyı artırdığını belirterek, yeraltı sularındaki tehlikeye dikkati çekti. Tarım ve Orman Bakanlığı’ndan gelen cevaba göre, ülke genelinde 500 bin belgeli yeraltı suyu kuyusu bulunuyor. Bu kaynakların yüzde 66’sı sulamada, yüzde 25’i içme ve kullanmada, yüzde 9’u ise sanayide tüketiliyor.
Bursa’da ise tablo daha da çarpıcı: yeraltı suyunun yüzde 50’si içme ve kullanmada, yüzde 23’ü sulamada, yüzde 27’si ise sanayide harcanıyor. Bugünkü tablo böyle.