Siyasette senelerdir yapılan ama bir türlü başarılamayan Sine-i Millet meselesi tekrar gündeme gelip oturdu. Teklifi, bu kez CHP’nin eski genel başkanı Kemal Kılıçtaroğlu, İstanbul Esenyurt Belediye başkanının terör suçlaması iddiasıyla tutuklanması ve belediyeye kayyum atanmasıyla ilgili, iktidara karşı demokratik halk ayaklanması gösterisi amaçlı olarak yaptı.
Peki, mevcut siyasi tabloya göre, 128 CHP milletvekilinin istifası halinde yani sine-i millete dönmeleri halinde Türkiye’de erken genel seçim olur mu?
Bu durum gayet açık. Erken genel seçim olmaz. Erken genel seçim için iyi yol var.
Birincisi Cumhurbaşkanının meclisi feshi kararı alıp, erken seçim tarihini belirlemesi.
İkincisi ise mecliste beşte üç vekilin, yani 360 vekilin erken seçim kararı alması.
Önce, Sine-i Millet nedir? Sorusu son günlerde yaşanan seçim tartışmalarından sonra tekrardan gündeme oturdu. Türkiye her seçim öncesi döneminde sine-i millet tartışması yaşadı. Ancak bugüne kadar sine-i millet yalnızca siyasi bir koz olarak kaldı ve hiçbir parti bunu gerçekleştirmedi. İşte sine-i millet ile ilgili merak edilenleri ve geçmiş yıllarda yaşanılan, hatırlanan örneklere bir göz atalım.
Ayrıntılı olarak, Sine-i millet, meclis zeminini terk etmek, halkın arasına katılıp, halk hareketi başlatmak ve siyasi iktidarı ya da egemenlere başkaldırı anlamını taşıyor. Kavram, siyasi arenada muhalefetin iktidara karşı son ‘silahı' olarak tanımlanıyor. Bugüne kadar Meclis’te tek bir milletvekili sine-i millete döndü. O da Turgut Özal’ın cumhurbaşkanı seçiminde gerçekleşti. Sine-i millet diyen DYP Hatay milletvekili Murat Sökmenoğlu milletvekilliğinden istifa etmişti.
“Sine-i millete dönme” kavramı Türk siyasetine ilk kez Atatürk ile girdi. Harbiye Nazırlığı’nı kabul etmeyen Mustafa Kemal "Biz de sine-i millete döneriz" deyip ordudan istifa etti ve kurtuluş mücadelesini başlattı. Siyasi partilerin bu terimi kullanması ise Demokrat Parti döneminde oldu. 1946 seçimlerini “şaibeli” bulan parti, CHP’yi sine-i millete dönmekle tehdit ettiyse de tartışmaların ardından bu tehdit sözde kaldı sadece.
Demokrat Parti’nin “sine-i millet”i siyasi platforma taşımasının ardından kavram hemen hemen her cumhurbaşkanlığı seçiminde gündeme geldi. 1966’da Cevdet Sunay’ın ve 1973’te Fahri Korutürk’ün cumhurbaşkanlığı seçilmesinden önce AP ve CHP dayatmaya karşı sine-i millete dönebileceklerini açıkladılarsa da uygulayan olmadı.
1989 yılında Turgut Özal’ın cumhurbaşkanlığı seçiminin öncesinde de sine-i millet tartışmaları gelip gündemin başına oturdu. DYP lideri Demirel ve SHP lideri İnönü, “Özal’ın cumhurbaşkanlığını engelleyebilmek” için bilindik bir yönteme sine-i millete dönme tehdidine başvurdular. Ancak Özal Çankaya’ya çıktı. Demirel tehdidini unuttu. İnönü ise sine-i millet için "Başvurmayı düşündüğümüz yöntemlerden biriydi, yanlış anladınız" açıklaması yaptı. İnsanlar unutabilir ama tarih unutmaz.
Bir sonraki sine-i millet tartışması 28 Şubat muhtırasında ortaya çıktı. İstifa etmek zorunda kalan dönemin başbakanı Erbakan, “sine-i millet” dediyse de devamını getiremedi.
Cumhurbaşkanı Demirel, hükümet ortağı Tansu Çiller’e hükümet kurma görevini vermeyince DYP de sine-i millet kozunu kullanmaya başladı. Kamuoyu günlerce bu kararı tartıştı. Karar sadece tartışıldı ve hiçbir sonuç alınamadı.
Yukarıda izah ettim, ama tekrar etmemde fayda var. Bugüne kadar Meclis’te tek bir milletvekili sine-i millete döndü. O da Turgut Özal’ın cumhurbaşkanı seçiminde gerçekleşti. Sine-i millet diyen DYP Hatay milletvekili Murat Sökmenoğlu sözünde durdu ve istifa etti.
Zaten, CHP’nin eski genel başkanı Kılıçdaroğlu’nun teklifini gerçekçi bulmayan yeni genel başkan Özgür Özel de gazetecilerin sorusu üzerine seçim kararının bir genel seçim sonucu doğurmayacağını ara seçimin de sadece üyeliğin boşaldığı seçim çevrelerinde yapılacağına işaret etti. Özel, bunun bir seçenek olarak önlerinde durmakla birlikte, artısı eksisinin çok iyi hesaplanması gerektiğini vurguladı.
Yani, ana muhalefet, sine-i millet teklifine pek sıcak bakmıyor. Çünkü, ara seçim olursa, mevcut milletvekillerinin belki de yarısına yakın sayısını iktidar kazanabilir. Böylelikle de Anayasa’yı değiştirecek kozu elinde olmayan mevcut iktidar, AK Parti, MHP, BBP, Hüdapark, DSP ve diğer destekçilerinden oluşan Cumhur ittifakı, ara seçim sonrasında gerekli sayıya ulaşabilir. Böylece bir tehlike mevcut.
CHP sözcülerinin yaptığı açıklama aynen şöyle;
Ülkemizde sine-i millet sözü geçmişte hep şöyle değerlendirildi: Muhalefet partileri istifa etsin, mecburen genel seçim olacak. Örneğin bütün CHP milletvekilleri istifa etse, 128 milletvekilinin boşalttığı yerde seçim yapılacak. Boşalttığınız sandalyelere yeniden talip olmadığınız bir seçimde orası iktidar tarafından doldurulacak ve belki iktidar Anayasa'yı değiştirecek bir çoğunluk sağlayabilecektir. O yüzden sosyal medyada döndürülen 'muhalefet istifa ederse erken seçim olur' ifadeleri doğru değildir.
Sine-i millete dönmek demek tüm meclisin seçime gitmesi demek değildir. sadece istifa eden vekillerin yerine seçime gidilir ve işin sonunda sadece elindeki milletvekillerinden bazılarını da kaybetmene neden olur sadece. Saçma sapan isteklere girmeye gerek yok. Bugünlerin geleceğini biz zaten biliyorduk.
Anayasa'nın 78. Maddesi TBMM üyeliklerinde boşalma olması halinde her seçim döneminde bir kez ara seçime gidilmesine, bazı kriterlerin yerine getirilmesi koşuluyla olanak tanıyor:
"Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeliklerinde boşalma olması halinde, ara seçime gidilir. Ara seçim, her seçim döneminde bir defa yapılır ve genel seçimden otuz ay geçmedikçe ara seçime gidilemez. Ancak, boşalan üyeliklerin sayısı, üye tamsayısının yüzde beşini bulduğu hallerde, ara seçimlerinin üç ay içinde yapılmasına karar verilir. Genel seçimlere bir yıl kala, ara seçimi yapılamaz."
Aynı madde, ara seçimden ayrı olarak "Bir ilin veya seçim çevresinin, TBMM'de üyesinin kalmaması halinde, boşalmayı takip eden doksan günden sonraki ilk Pazar günü ara seçim yapılacağını" hükme bağlıyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da hapis cezası alması nedeniyle 3 Kasım 2002'de parlamentoya girememiş, daha sonra Siirt seçimlerinin iptal edilmesi üzerine bu ilde üç milletvekilliğinin düşmesi üzerine 9 Mart 2003'ta tekrar yapılan seçimlerde Erdoğan Siirt Milletvekili olarak parlamentoya girmiş ve başbakanlık görevini üstlenmişti.
Bugünkü meclis yapısına şöyle bir göz atalım. Milletvekili dağılımı
AK Parti 267, CHP 128, DEM 57, MHP 50, İP 30, SP 20, Deva 15, Bağımsız 7, Hüdapar 4, YRP 4, DP 3,TİP 3,DBP 2,DSP 1, toplamda 593 aktif görevde milletvekilimiz var.
Ama, seçim hesaplaması 600 milletvekiline göre yapılıyor. Anayasa’nın 116. Maddesinde erken genel seçim şartları belli. Ya, Cumhurbaşkanı TBMM’yi meclisi fesh ederek, erken seçim kararı alacak. Ya da meclisin beşte üç çoğunluk olan 360 milletvekili erken seçim kararı alacak.
Bu rakamları bir kenara yazalım.
Farz edelim ki erken genel seçim için 128 CHP vekili istifa etti. Sine-i millete döndüler. Hoş bu düşünce bir hayalden ibaret. Halkımız arasındaki düşüncelere göre, erken kıyak emeklilik hakkını kazanmamış vekil, partisinden istifa eder, milletvekilliğinden istifa etmez.
Ettiler diyelim.
O zaman, istifa eden milletvekillerinin istifasının da TBMM genel kurulunda kabul edilmesi gerekiyor. Mecliste kabul etti diyelim. En az 30 vekil eksilmesi halinde ara seçim yapılıyor. Yani, 128 vekil veya 360 sayısına kadar kaç vekil istifa ederse etsin, erken genel seçim yapılması mümkün değil.
İşte bu yüzden, sine-i millet tartışmaları, özellikle CHP için gerçekleşmesi mümkün olmayan bir hayal.
Muhalefetin top yekun bir olsalar bile 360 vekil sayısına ulaşmaları mümkün değil.
AK Parti’nin 22 yıllık iktidar dönemini tamamlayıp 23 iktidar yılına adım attığı 3 Kasım 2002’den 3 Kasım 2024 tarihine kadar gelinmiş, hala sine-i millet tartışması devam ediyor.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Muharrem KARABULUT
Sine-i Millet !
Siyasette senelerdir yapılan ama bir türlü başarılamayan Sine-i Millet meselesi tekrar gündeme gelip oturdu. Teklifi, bu kez CHP’nin eski genel başkanı Kemal Kılıçtaroğlu, İstanbul Esenyurt Belediye başkanının terör suçlaması iddiasıyla tutuklanması ve belediyeye kayyum atanmasıyla ilgili, iktidara karşı demokratik halk ayaklanması gösterisi amaçlı olarak yaptı.
Peki, mevcut siyasi tabloya göre, 128 CHP milletvekilinin istifası halinde yani sine-i millete dönmeleri halinde Türkiye’de erken genel seçim olur mu?
Bu durum gayet açık. Erken genel seçim olmaz. Erken genel seçim için iyi yol var.
Birincisi Cumhurbaşkanının meclisi feshi kararı alıp, erken seçim tarihini belirlemesi.
İkincisi ise mecliste beşte üç vekilin, yani 360 vekilin erken seçim kararı alması.
Önce, Sine-i Millet nedir? Sorusu son günlerde yaşanan seçim tartışmalarından sonra tekrardan gündeme oturdu. Türkiye her seçim öncesi döneminde sine-i millet tartışması yaşadı. Ancak bugüne kadar sine-i millet yalnızca siyasi bir koz olarak kaldı ve hiçbir parti bunu gerçekleştirmedi. İşte sine-i millet ile ilgili merak edilenleri ve geçmiş yıllarda yaşanılan, hatırlanan örneklere bir göz atalım.
Ayrıntılı olarak, Sine-i millet, meclis zeminini terk etmek, halkın arasına katılıp, halk hareketi başlatmak ve siyasi iktidarı ya da egemenlere başkaldırı anlamını taşıyor. Kavram, siyasi arenada muhalefetin iktidara karşı son ‘silahı' olarak tanımlanıyor. Bugüne kadar Meclis’te tek bir milletvekili sine-i millete döndü. O da Turgut Özal’ın cumhurbaşkanı seçiminde gerçekleşti. Sine-i millet diyen DYP Hatay milletvekili Murat Sökmenoğlu milletvekilliğinden istifa etmişti.
“Sine-i millete dönme” kavramı Türk siyasetine ilk kez Atatürk ile girdi. Harbiye Nazırlığı’nı kabul etmeyen Mustafa Kemal "Biz de sine-i millete döneriz" deyip ordudan istifa etti ve kurtuluş mücadelesini başlattı. Siyasi partilerin bu terimi kullanması ise Demokrat Parti döneminde oldu. 1946 seçimlerini “şaibeli” bulan parti, CHP’yi sine-i millete dönmekle tehdit ettiyse de tartışmaların ardından bu tehdit sözde kaldı sadece.
Demokrat Parti’nin “sine-i millet”i siyasi platforma taşımasının ardından kavram hemen hemen her cumhurbaşkanlığı seçiminde gündeme geldi. 1966’da Cevdet Sunay’ın ve 1973’te Fahri Korutürk’ün cumhurbaşkanlığı seçilmesinden önce AP ve CHP dayatmaya karşı sine-i millete dönebileceklerini açıkladılarsa da uygulayan olmadı.
1989 yılında Turgut Özal’ın cumhurbaşkanlığı seçiminin öncesinde de sine-i millet tartışmaları gelip gündemin başına oturdu. DYP lideri Demirel ve SHP lideri İnönü, “Özal’ın cumhurbaşkanlığını engelleyebilmek” için bilindik bir yönteme sine-i millete dönme tehdidine başvurdular. Ancak Özal Çankaya’ya çıktı. Demirel tehdidini unuttu. İnönü ise sine-i millet için "Başvurmayı düşündüğümüz yöntemlerden biriydi, yanlış anladınız" açıklaması yaptı. İnsanlar unutabilir ama tarih unutmaz.
Bir sonraki sine-i millet tartışması 28 Şubat muhtırasında ortaya çıktı. İstifa etmek zorunda kalan dönemin başbakanı Erbakan, “sine-i millet” dediyse de devamını getiremedi.
Cumhurbaşkanı Demirel, hükümet ortağı Tansu Çiller’e hükümet kurma görevini vermeyince DYP de sine-i millet kozunu kullanmaya başladı. Kamuoyu günlerce bu kararı tartıştı. Karar sadece tartışıldı ve hiçbir sonuç alınamadı.
Yukarıda izah ettim, ama tekrar etmemde fayda var. Bugüne kadar Meclis’te tek bir milletvekili sine-i millete döndü. O da Turgut Özal’ın cumhurbaşkanı seçiminde gerçekleşti. Sine-i millet diyen DYP Hatay milletvekili Murat Sökmenoğlu sözünde durdu ve istifa etti.
Zaten, CHP’nin eski genel başkanı Kılıçdaroğlu’nun teklifini gerçekçi bulmayan yeni genel başkan Özgür Özel de gazetecilerin sorusu üzerine seçim kararının bir genel seçim sonucu doğurmayacağını ara seçimin de sadece üyeliğin boşaldığı seçim çevrelerinde yapılacağına işaret etti. Özel, bunun bir seçenek olarak önlerinde durmakla birlikte, artısı eksisinin çok iyi hesaplanması gerektiğini vurguladı.
Yani, ana muhalefet, sine-i millet teklifine pek sıcak bakmıyor. Çünkü, ara seçim olursa, mevcut milletvekillerinin belki de yarısına yakın sayısını iktidar kazanabilir. Böylelikle de Anayasa’yı değiştirecek kozu elinde olmayan mevcut iktidar, AK Parti, MHP, BBP, Hüdapark, DSP ve diğer destekçilerinden oluşan Cumhur ittifakı, ara seçim sonrasında gerekli sayıya ulaşabilir. Böylece bir tehlike mevcut.
CHP sözcülerinin yaptığı açıklama aynen şöyle;
Ülkemizde sine-i millet sözü geçmişte hep şöyle değerlendirildi: Muhalefet partileri istifa etsin, mecburen genel seçim olacak. Örneğin bütün CHP milletvekilleri istifa etse, 128 milletvekilinin boşalttığı yerde seçim yapılacak. Boşalttığınız sandalyelere yeniden talip olmadığınız bir seçimde orası iktidar tarafından doldurulacak ve belki iktidar Anayasa'yı değiştirecek bir çoğunluk sağlayabilecektir. O yüzden sosyal medyada döndürülen 'muhalefet istifa ederse erken seçim olur' ifadeleri doğru değildir.
Sine-i millete dönmek demek tüm meclisin seçime gitmesi demek değildir. sadece istifa eden vekillerin yerine seçime gidilir ve işin sonunda sadece elindeki milletvekillerinden bazılarını da kaybetmene neden olur sadece. Saçma sapan isteklere girmeye gerek yok. Bugünlerin geleceğini biz zaten biliyorduk.
Anayasa'nın 78. Maddesi TBMM üyeliklerinde boşalma olması halinde her seçim döneminde bir kez ara seçime gidilmesine, bazı kriterlerin yerine getirilmesi koşuluyla olanak tanıyor:
"Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeliklerinde boşalma olması halinde, ara seçime gidilir. Ara seçim, her seçim döneminde bir defa yapılır ve genel seçimden otuz ay geçmedikçe ara seçime gidilemez. Ancak, boşalan üyeliklerin sayısı, üye tamsayısının yüzde beşini bulduğu hallerde, ara seçimlerinin üç ay içinde yapılmasına karar verilir. Genel seçimlere bir yıl kala, ara seçimi yapılamaz."
Aynı madde, ara seçimden ayrı olarak "Bir ilin veya seçim çevresinin, TBMM'de üyesinin kalmaması halinde, boşalmayı takip eden doksan günden sonraki ilk Pazar günü ara seçim yapılacağını" hükme bağlıyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da hapis cezası alması nedeniyle 3 Kasım 2002'de parlamentoya girememiş, daha sonra Siirt seçimlerinin iptal edilmesi üzerine bu ilde üç milletvekilliğinin düşmesi üzerine 9 Mart 2003'ta tekrar yapılan seçimlerde Erdoğan Siirt Milletvekili olarak parlamentoya girmiş ve başbakanlık görevini üstlenmişti.
Bugünkü meclis yapısına şöyle bir göz atalım. Milletvekili dağılımı
AK Parti 267, CHP 128, DEM 57, MHP 50, İP 30, SP 20, Deva 15, Bağımsız 7, Hüdapar 4, YRP 4, DP 3,TİP 3,DBP 2,DSP 1, toplamda 593 aktif görevde milletvekilimiz var.
Ama, seçim hesaplaması 600 milletvekiline göre yapılıyor. Anayasa’nın 116. Maddesinde erken genel seçim şartları belli. Ya, Cumhurbaşkanı TBMM’yi meclisi fesh ederek, erken seçim kararı alacak. Ya da meclisin beşte üç çoğunluk olan 360 milletvekili erken seçim kararı alacak.
Bu rakamları bir kenara yazalım.
Farz edelim ki erken genel seçim için 128 CHP vekili istifa etti. Sine-i millete döndüler. Hoş bu düşünce bir hayalden ibaret. Halkımız arasındaki düşüncelere göre, erken kıyak emeklilik hakkını kazanmamış vekil, partisinden istifa eder, milletvekilliğinden istifa etmez.
Ettiler diyelim.
O zaman, istifa eden milletvekillerinin istifasının da TBMM genel kurulunda kabul edilmesi gerekiyor. Mecliste kabul etti diyelim. En az 30 vekil eksilmesi halinde ara seçim yapılıyor. Yani, 128 vekil veya 360 sayısına kadar kaç vekil istifa ederse etsin, erken genel seçim yapılması mümkün değil.
İşte bu yüzden, sine-i millet tartışmaları, özellikle CHP için gerçekleşmesi mümkün olmayan bir hayal.
Muhalefetin top yekun bir olsalar bile 360 vekil sayısına ulaşmaları mümkün değil.
AK Parti’nin 22 yıllık iktidar dönemini tamamlayıp 23 iktidar yılına adım attığı 3 Kasım 2002’den 3 Kasım 2024 tarihine kadar gelinmiş, hala sine-i millet tartışması devam ediyor.