Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Nilüfer’e çare aranıyor

Yazının Giriş Tarihi: 26.05.2025 00:11
Yazının Güncellenme Tarihi: 26.05.2025 00:11

Mahalli idarelerin idare edilmesi ve yönetilmesi gerçekten çok güç. Çünkü, yedi, sekiz başlı değil tam tamına 200 ayrı görevi bulunan bir belediyenin yönetilmesi öyle dışarıdan görüldüğü gibi kolay olmuyor.

Doğumdan ölüme kadar hayatın en adımında insanların yanında, hayvanların yanında, topluma hizmet edebilme adına pazaryerinden temizliğe, cadde ve sokak bakımlarından toplu taşımaya, inşaat işlemlerinden denetime kadar her konuda görev ve yetkisi bulunan belediyelerde bu görevlere, belediyelere fren yaptıran en önemli etken ise siyaset olarak göze çarpıyor.

Demokrasi, olmazsa olmazımız ama, belediye yönetimindeki yandaş ve adam kayırma iddialarına yönelik demokrasiyi biz kabul etmiyoruz. Hizmetlerin kişiye özel değil de toplumun geneline hitap edebilecek düzeyde olması zaten kanuni gereklilik. Gelin görün ki kanun bir yana siyaset bir yanda, yandaş ve adam kayırma iddiaları bir yana atıldığında, rant cephesinin ekmeğine yağ sürülen hizmetlerle karşılaşılıyor.

Bu konularda en fazla eleştirilen belediye de Bursa’nın yeni gelişim ve rant bölgesi Nilüfer. Son 35 yılın gelişen ve modernleşen bu ilçesinde, halkın pek çok sorunu, sıkıntısı ve derdi var. Mesela, ilçenin betonlaşması, yeşil alanların birer ikişer arsaya çevrilip, belediye eliyle imarlı arsa olarak satılması iddiası. Modern şehircilik ilkesine yüzde yüz aykırı, fakat kimse bu konuya dikkat çekmiyor. Gündeme getirmiyor.

Bunlar sadece birer ikişer örnek. Mesela, kentsel dönüşüm adı altında yapılan ve mülkiye kayıtlarına göre bin 965 tanesi hormonlu olan inşaatları yapanlarla, yaptıranlarla ilgili nelerin yapıldığını Nilüfer’de oturan, bu ilçeye vergi ödeyen pek çok vatandaşımız bilmiyor.

Nilüfer’in bir başka sıkıntısı ise belediyenin mali kriz içinde olması. Eski ve yeni yönetimleri aynı partiden olması hasabiyle de kamuoyuna “biz enkaz devir aldık” edebiyatı yapılamıyor. Çünkü, oy veren seçmen kitlesi aynı. Yöneten parti aynı. Tek sıkıntı, mali güçsüzlük. Bunun nedenleri de halka, kamuoyuna açıklanmıyor.

Bütün bunlar, siyasetin ana malzemesi olmasına rağmen, rakip partilerinde birbirlerini korur ve kollar nitelikteki duyarsızlık iddiaları, Nilüfer’in sonu ne olacak? Sorularını gündeme taşıyor.

Evet, Nilüfer ilçesinde Kurban Bayramı öncesinde yine iki ayrı sıkıntı baş gösterdi. Birincisi çalışan işçilerin 29 Mayıs’ta grev kararı almaları. İkinci sıkıntı ise esnafa belediye eliyle gönderilen katı atık toplama bedel ücretlerinin çok yüksek ve fahiş bulunması iddiası.

Birçok esnaf, Nilüfer Belediyesi tarafından uygulamaya konulan fahiş katı atık bedellerine tepki gösteriyor. İddialara göre, geçtiğimiz yıl 4.644 TL olan katı atık bedeli, bu yıl 87.120 TL’ye çıkarıldı.

Esnaf, yapılan bu artışın hukuki hiçbir dayanağı olmadığını savunurken, yaşanan durumu “hukuksuz ve adaletsiz” olarak nitelendiriyor. Özellikle küçük ve orta ölçekli işletmeler, bu tür zamların ekonomik krizin ortasında ayakta kalma mücadelelerini daha da zorlaştırdığını dile getiriyor.

Esnafın yükselen sesine kulak veren Belediye Başkanı Şadi Özdemir, BESOB Başkanı Fahrettin Bilgit ve yönetiminden Fahrettin Tüccaroğlu, Lokantacılar Odası Başkan yardımcısı Baki Bara ile Matbaacılar ve Kırtasiyeciler Odası Başkanı Akif Erol ile görüşüp, bu soruna çare bulabilme adına çalışacaklarını söyledi. Esnaftan istenildiği öne sürüler rakamlar gerçekten günümüz ekonomik şartlarında pek de uygun değil gibi gözleniyor. Bu konuda, iki tarafında iyi niyetle hareket ettiği zaman çözümleneceğini ümit ediyoruz.

Aslında, bayram öncesinde Nilüfer’in en büyük sıkıntı Belediye işçilerinin grev kararı alması. Büyükşehir Burulaş’ta yaşanılan ve Bursa’yı derinden etkileyen kısa süreli grev bile günlük hayatı alt üst etmeye yetti.

Nilüfer Belediyesi çalışanları için2025 yılının Şubat ayı itibariyle geçerli olacak toplu sözleşme görüşmelerinde Belediye Yönetimi’nin ilk 6 ay için yövmiyelerine ortalama %20, yemek ücretine %8, yan sosyal haklara %18, 6’şar aylık periyotlarla enflasyon farkı, Şubat’tan itibaren yatırılacak farkların 3 ay sonra ödenmesi teklifi sendika tarafından reddedildi ve 29 Mayıs’ta başlayacağı açıklanan grev kararı tüm işyerlerine asıldı.

Söz konusu teklif sonrası Belediye en düşük işçi maaşını 51 bin lira yaptığını iddia ederken sendika bu zamdan sonra en düşük işçi maaşının Şubat itibariyle %15 vergi dilimindeyken giydirilmiş 43bin lira olduğunu Ağustos ayında da bu rakamın enflasyon oranında artacağını ve bu artışların büyük oranda vergiye gittiğini açıkladı. Ağustos ayında ödeneceği iddia edilen ücretlerin sanki Şubat’tan itibaren ödenecekmiş gibi aktarılmasının kamuoyunu yanıltmak ve halkla işçiyi karşı karşıya getirmek olduğunu iddia eden sendika yönetimi “Bizler Nilüfer’i Nilüfer yapan işçileriz nasıl biz bugüne kadar hep Nilüfer Halkı’nın yanında olduysak, hizmetlerinizi en kaliteli şekilde verdiysek, bugün de aynı desteği bekliyoruz.” dedi.

Belediye ile çalışanlar arasında süren toplu iş sözleşmesi görüşmelerinden sonuç alınamazken, Belediye Başkanı Şadi Özdemir’in çalışanlara yönelik söylediği iddia edilen sözler tartışma yarattı. Edinilen bilgilere göre, Yüksek Hakem Kurulu tarafından belirlenen zam oranı %15 ila %21 arasında değişiyor. Ancak Başkan Özdemir’in, çalışanlara yönelik “Siz çok bile maaş alıyorsunuz” diyerek yalnızca %5 oranında zam yapılacağını söylediği iddia edildi. Özdemir’in daha önce de “Bu kadar maaş verilir mi?, Bu kadar zam yapılmış, maaşları ödeyemiyoruz” şeklinde ifadeler kullandığını ileri sürdü. Belediye çalışanları ise maaşlarını zamanında toplu alamadıklarını “yüzde 80’ini ödüyorlar, bir hafta sonra da kalan yüzde 20’si yatırılıyor.” Diye iddialarda bulunuyorlar.

Nilüfer Belediye Başkanı Şadi Özdemir, sendikanın daha iyi yaşam şartları için ücret artışı talep etmesini doğal karşıladığını belirtti. Özdemir, “En alt kademede çalışan bir personel için 1 Ağustos itibarıyla ödenmesi teklif edilen en düşük ücret 50 bin 756 lira. Bu öneri mevcut bütçe imkânları zorlanarak yapıldı. Ortada resmi bir talep yok, sadece “Bu ücret az, daha fazla artırın” yönünde bir yaklaşım var. Sendikanın ilk resmi talebi yüzde 40 artıştı. En düşük önerdiğimiz 50 bin liranın bir önceki sözleşme karşılığı 14 bin lira idi. 14 bin lirayı 1 Ağustos itibariyle 50 bin liraya çıkarıyoruz” diye konuştu.

Nilüfer ilçesindeki sıkıntı, senelerdir aynı siyasi partinin yönettiği belediye ile belediye yönetiminin siyasi ve ideolojik olarak kendisine yakın olan sendika ile arasındaki pazarlıkların anlaşmazlıkla sonuçlanmasının izahı çok zor.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar (0)
Yükleniyor..
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.