Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Milli bilinç ve insanlık lazım

Yazının Giriş Tarihi: 30.07.2025 00:10
Yazının Güncellenme Tarihi: 30.07.2025 00:10

Pek çok konuda karşılaştığımız olaylara bakıldığında aklımıza gelen ilk yorum şu oluveriyor; insanlık ölmüş!.

Evet, gerçekten de beklenmedik olaylar karşısında insanların duyarsızlığı, ilgisizliği ve bana ne? Türünden yaklaşımları nedeniyle toplumsal huzura bir türlü erişemiyoruz. Birde insanların birbirlerine yönelik kıskançlık beslemeleri ise ayrı bir sorun. Neyi, neden paylaşılamadığına dair sorulara cevap aramamıza rağmen ortaya elle tutulur, gözle görülür bir cevap çıkmıyor.

Evet, Bursa son beş gündür yangınlarla mücadele edilen bir kentimiz oldu. Basın mesleğinde bir görüş var,”İstanbul’a kar yağmazsa Türkiye’ye kar yağdığı konuşulmaz!” diye.

Çok doğru bir söz. Çünkü, medyanın ana göbeği İstanbul. Çalışanların Van’da, Bahçesaray ilçesinde 6 aylık mahsur kalan insanların kar yağması ve yaşadığı olayları öğrenmesi için Van’a gelmesi lazım. Tabi, olağandışı bir durum söz konusu olmayınca bu durum gerçekleşmeyeceği içinde basın çalışanları ne zaman evlerinden başını dışarı çıkarıp, yolda kar yağdığını görseler, o zaman Türkiye’ye kar yağdığını haber yapılıyorlar.

Bu örnekten yola çıkarsak, bizlerde Bursa’da herhangi bir afet, olay olmadıkça, başka yerlerde meydana gelen olayları film izler gibi izliyoruz TV ekranlarından. Yada gazetelerde internet sitelerinde yazılan haberleri okuyup bilgi sahibi oluyoruz.

Şimdi ise ateş tam bizim bağrımıza düştü.

Kestel, Gürsu, Orhaneli ve Harmancık ilçelerimizde orman yangınları, Bursa’nın dört bir köşesini sardı. Arada bir çıkan Yenişehir, İznik, Orhangazi, Karacabey ve Kemalpaşa yangınları da ateş çemberinin ne kadar zarar verdiğini gözler önüne serdi.

Yangını söndürmek için çalışan görevlilerin yanında Köylülerimizin orman yangını başta olmak üzere yaşam merkezleri olan köylerini tehdit eden alevlere, orman yangınlarına karşı yaptığı mücadele tam bir milli mücadele gibi.

Vatan haini FETÖ uzantılarının Harmancık ilçesinde ormanları yakması ise tam bir vatan ve millet, devlet düşmanlığı örneği.

Bu olay ortaya çıktıktan sonra Bursa halkının pek çoğunun söylediği sözler şöyle;

“Allah bin türlü belalarını versin. O yaktıkları ateş içinde kendileri de yanıp kül olurlar inşallah!”

Bu bedduamızı da sizlerle paylaştıktan sonra asıl önemli bir olayı daha hatırlamakta fayda var.

Harmancıklı bir köylümüz, traktörünün arkasına su deposunu bağlamış. Ama, su deposunun römorkunun arka lastiği patlak. Yine de buna aldırmadan, orman yangının söndürülmesine katkı sağlamak, belki de bir avuç suyu alevlerin üzerine atılmasını sağlama adına basıyor traktörün gazına. Konu, sosyal medyada deyim yerinde ise büyük alkış aldı.

Bana göre de alkışlanması gerekli bir anlayış ve davranış. Tam bir milli düşünce. Yaşadığı yeri koruma, gelecek nesillere sağlam ve güvenli bir liman olarak teslim edebilme adına, bu köylümüzün yaptığı hareket ve çalışmalar en büyük onur madalyasını hak ettiriyor.

Nasıl ki, Çanakkale Savaşında, İstiklal ve Kurtuluş Savaşlarında dedelerimiz, nenelerimiz o günün güç şartları altında, siperde düşmanla savaşan vatan evlatlarına yardım ve destek sağlama adına binbir güçlüğe göğüs germişlerse o traktörlü köylümüzde, patlak lastikle yanan orman alevlerinin söndürülmesi için mücadele etmesi, her türlü takdire değer.

Helal olsun.

Bu vatan sizin gibi insanların sayesinde ayakta duruyor. Ülkemizin toprakları, vatan, millet aşkıyla yetişen ve günü geldiğinde, devletine olan borcunu ödeme adına böylesi davranışları sergileyen bu köylümüzü canı gönülden kutlamak gerekiyor. Buradan sesleniyorum, sayın valimizin ve Harmancık Kaymakamı başta olmak üzere İçişleri Bakanlığımız, Orman Bakanlığımızın da bu köylümüze üstün cesaret ve fedakarlık madalyası vermesini bekliyorum.

Bursa’da orman yangınları konusunda, orman köylümüzün örnek davranışları gerçekten sevindirici. Herkes eline ne geçirdi ise alevlerle savaşmaya başlayıp, yangını söndürme adına mücadele etmeleri, görevlilerle koordineli olarak örnek bir çalışma göstermeleri tarihe yazıldı. Artık unutulmaz bu olaylar.

Birde, orman yangınları bizlere başka durumları da hatırlattı. Örnek, ihmaller zinciri. Bana ne zinciri. Bana dokunmayan yılan bin yıl yaşayın düşüncesi.

Her sene yaz ayları gelmeden önce, orman yangınları ve alınması gerekli önlemlerle ilgili bazı kişiler açıklamalar yapıyorlar. Bazıları doğru ama bazıları yasak savma gibi. Çünkü açıklama yapılmasına rağmen denetim yoksunluğu var.

Ormanda mangal yakılması yasak deniliyor. Ama, aşağıdan, yukarıdan bakıldığında ormanın derinliklerinden tüten dumanlar gözüküyor. Bazen de vatandaşlar, mangal yakanların tutum ve davranışlarından rahatsız olup durumu zabıtaya bildiriyorlar. Denetleme veya uyarı için gelen giden yok. Hemen her kurumu kötülemek istemiyoruz ama toplumda böyle bir iddia, algı ve düşünce hakim. Sonrasında ise durum çok farklı noktalara gidiyor. Karşımıza böylesi orman yangınları çıkabiliyor.

Sadece ormanlarla ilgili değil, iddialara göre de çevre konusunda, kamu hizmetleri konusunda, yapılan şikayetlerle ilgili soruşturma, incelemeler konusunda da bir vurdum duymazlık hakim olduğu görüşü var vatandaşlarımız arasında.

Mesela, yerel yönetim hizmetleri konusunda Bursa’da son bir yıldır en fazla şikayet konusu, zabıtaya yapılan ihbarların pek çoğunun, “orası site, apartman, siz bu sorunu kendi aranızda çözün!” şeklinde işleme konulmadan değerlendirilmeden kapatıldığı iddiaları.

Vatandaş, apartmanda oturuyor ama kent kültürü eksikliğinden komşular arasında başta çöp koyma, ortam alan işgalleri gibi meselelerde anlaşmazlık çıkabiliyor. Mekan kirlenmesinden tutun da hayvan atıkları vb. gibi konularda insanlar gerçekten birbirleriyle tartışmaktan bıkmışlar. İddialara göre de yaşadıkları olumsuzlukları, konuyu Belediye zabıtasına iletiyormuşlar, zabıta ise “apartmanın içine, sitenin içine karışmıyoruz.” Cevabı geliyormuş.

Neymiş, belediye zabıta yönetmeliğini değiştirmiş. Yönetmelikle bu iş saf dışı bırakılamaz. Çünkü,Kanun belli. Bu işin sorumlusu Belediye Zabıtası diyor, ama gelin görün ki, bu konuyu kimseye anlatamadıklarından yakınan binlerce insan var etrafımda. Bende dahilim bu insanların arasına.

Yangınlar, sorumluluk kentsel bilinçlilik, insanların yardımlaşması ve karşısındaki saygı göstermesi konuları yeniden gündeme gelince bende toplumsal bir yaraya doğru ilerleyen bu konularla ilgili hatırlatmalarda bulunmak istedim. Bazen, birilerinin birilerine görevlerini hatırlatmalı gerekiyor. Ki, toplumda huzur ve güven ortamı sağlansın.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar (0)
Yükleniyor..
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.