Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Kentsel dönüşüm lafta mı kalıyor?

Yazının Giriş Tarihi: 19.02.2025 00:10
Yazının Güncellenme Tarihi: 19.02.2025 00:10

Başka ülkelerdeki uygulamalarını ibretle izlediğimiz kentsel dönüşüm veya diğer ismiyle kentsel yenilene çalışmalarının ülkemizde pek fazla hızlı ilerlemeyişinin nedeni çok iyi araştırılmalıdır. Hatta bu konularla ilgili üniversitelerin teknik eleman yetiştiren fakültelerinde de ayrıca ders ve tez konusu olması beklentilerimiz arasında yer alıyor.

Dünkü Bursa’nın kurtuluş reçetesi başlıklı yazımda belirttiğim gibi, kentsel dönüşüm denildiğinde akla rantsal dönüşüm geliyor.

Bu anlayışı yıkmak içinde özellikle merkezi idare hükümetle, mahalli idareler arasında sen-ben tartışmasının son bulup, yerine bütüncül ve kalıcı bir çözüm getirilmesi gerekiyor. Çünkü, ada bazlı, parsel bazlı, bölge bazlı kentsel dönüşüm planları vatandaşların dertlerine çare değil, bazı müteahhitlerin ceplerine daha fazla para doldurması için yapılan planlar olarak iddia edilip konuşuluyor.

Bu çok sakıncalı ve halka yönelikte hoş olmayan bir sonuç.

Bu düşüncenin en kısa zamanda mümkünse bugün dahi zihinlerden silinmesi, halkın ihtiyaçlarını karşılayan, kamu kurum ve kurumlarına plan dahilinde istimlak edilmeden, kasalarından para çıkmadan sosyal donatı alanları, çocuk parkı, otopark, cami, okul alanları gibi ihtiyaç duyulan alanlarında, parsellerinde oluşturulmasına zemin hazırlanmalıdır. Bugün geldiğimiz noktaya baktığımızda, bazı belediye başkanları, seçim öncesinde bol keseden attıkları vaatlerle seçim kazanıp oturdukları koltuklarında, şimdi “para yok” edebiyatı ile iş, hizmet ve proje üretememenin açısını vatandaşa yüklüyorlar.

Bunu kabul etmek tabiî ki ideolojik körlük olarak isimlendiren durumdan başka bir durum söz konusu değil. Bazı kişiler öyle inanmışlar ki, gerçekleri bile görseler, ideolojik körlük zihinlerini tıkamış, konuşmuyorlar. Konuşamıyorlar.

İşte bu yüzden de kentsel dönüşüm planları rantsal dönüşüm planları olarak gündeme getiriliyor. Hal ve durum böyle olunca da vatandaşlar arasında bir fikir ve düşünce birliğinin sağlanması güç. Eski ve yıkık dökük veya yıkılmaya yüz tutmuş, ayakta güçlükle duran yapılarda oturmak, barınmak veya çalışmak zorunda olanların kentsel dönüşüme razı olmalarına rağmen, bu dönüşümü gerçekleştirecek olan müteahhit bulunmasındaki sıkıntılar nedeniyle de insanların ömrü bitiyor, kentsel dönüşüm bir türlü gerçekleşemiyor.

Bunun içinde kanunda değişiklik yapılarak yüzde 51 çoğunluk sağlanması halinde kentsel dönüşüm yapılacağı kararı alınması, sadece rant dönüşümü mümkün olan bölgelerde yapılabiliyor. Diğer bölgelerde, özellikle gecekondulaşma bölgelerinde bu sistemin işlemesi mümkün olmuyor. Oysa ki kentsel dönüşümde gerçek ihtiyaç sahiplerinin bu bölgeler olduğu dikkate alınması bile yapılmıyor.

Neticede, kentsel dönüşüm çalışması pek çok konuyla beraber lafta kalıyor.

Belediyeler ise olayların reklamı peşinde olmakla suçlanıyor. Çünkü, halkımız, vatandaşlarımız gerçek kentsel dönüşüm plan ve projelerini beklerken, bazı belediyelerin gözlerini yeni yapılanmış. Dünkü yazımda da örneğini verdiğimim gibi Bursa’nın Nilüfer ilçesindeki Ataevler ve çevresindeki kentsel dönüşüme vize vermesi, haklı olarak rantsal dönüşüm iddiaları gündeme taşıyor.

Oysa ki, sağlam, modern ve çevresi insanlara huzur veren sosyal donatılarla çevrili bir mahallede, sitede, merkezde oturmak herkesin hakkı.

Bunun içinde İstanbul’da İklim Değişikliği ve Çevre Bakanlığı’nın uyguladığı “yarısı sizden, yarısı bizden” kentsel dönüşüm projelerinin bir an evvel Bursa’ya gelmesi, ülkemizin bütün kentlerinin bu imkandan faydalandırılması şart. Elindeki avucundaki gelirleriyle ikamet ettikleri apartmanın aidatını bile ödemekte güçlük çeken bir emekli ailenin, kentsel dönüşüm masraflarını karşılamaya gücü hiç mi hiç yetmiyor.

Bursa halında da yerleşmiş bir kentsel dönüşüm fikri var. Gerek AK Parti döneminde gerekse bir yılını yeni dolduracak olan CHP dönemlerinde Belediyelerin sürekli kentsel dönüşümle ilgili projeler, fikirleri ortaya atıp, vatandaşların kafalarını karıştırmasına rağmen, Bursa adına eklenen projeler başlanmadığı görüşü hakim.

Bir başka görüş ise Bursa adına galiba üzüntü verici bir düşünce. Bazı vatandaşlarımız kentsel dönüşüm projelerinde müteahhitlerin isteklerinin olduğunu, vatandaşların estik ve beklentilerinin ise göz ardı edildiği, bundan da vatandaşlar değil, müteahhitlerin karlı çıktıklarını iddia ediyorlar.

Bu görüş ve böyle fikirlerin düşünülmesinin de önüne geçilmesi şart. Çünkü, bazı iddialar, iddia olarak akıllarda kalsa bile büyüklerimizin eskiden yaşanılan olaylardan çıkardıkları sonuçlara göre, ateş olmayan yerden duman tütmez deyimi unutulmamalı.

Bir okurumdan gelen not; olayları gerçekten çok güzel özetlemiş.

Evden, marketten mal, para, ekmek çalanları dövdük. Peki ya, çimentodan, demirden çalanı, buna göz yumanları, hakkı dışında imar izni verenleri, projelere kanuna aykırı imza atanları, ruhsat verenleri, arada sırada imar affı çıkarıp, yapılan bütün kötülükleri affedenlere acaba ne yaptık?

Çok güzel bir benzetme. Ülkemizdeki imar uygulamalarını harfiyen yerine getiren, kanunlara, nizamlara göre iş yapan, kentsel dönüşüm gerçekleştirenleri kutlamak isterim. Ama, okurumun da ifade ettiği gibi, iş demir, çimento ve imar yolsuzluğu iddialarına gelenleri de kanuna ve adalete teslim edilmesi gerekmez mi?

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar (0)
Yükleniyor..
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.