İnsanların toplu halde yaşadıkları bütün memleketlerin en önemli sıkıntısı ulaşım. Sabah, işe, okula giderken yaşanılan sıkıntılar, akşamüzeri okul çıkışı, mesai bitimi sendromları, kalabalık ve ulaşımda, ulaştırmayan ulaşım modelleri.
Hepsi, insanlık adına senelerdir çözüm bekleyen konular.
Biz hatırlamıyoruz ama, sanırım bu ulaşım meselesini dünyanın belli bir bölgesinde tam anlamıyla çözmüş, insanların rahat ettikleri herhangi bir toplu yaşam merkezi var mıdır, yok mudur? Bilemiyoruz.
Tek bildiğimiz, ulaşımda¸toplu taşıma yapan otobüslerde, minibüslerden bozma araçlarda, sıkış tepiş, ite kaka yapılan seyahatler. Birde, otobüs şoförlerinin ara sıra frenlere sert basmasıyla ulaşan ileri geri hareketler ve insanların midelerinin bozulmasına, hastalanmasına kadar varan çeşitli yorum, iddia ve söylemler.
Hepsi bizim çektiğimiz çileler.
Kimi vatandaşlarımız, trafik kalabalıklığından özel araçların çokluğundan dert yanıyor. Kimisi, ulaşımda toplu taşıma araçlarının planlı hizmet vermeyişi nedeniyle özel araçlarını mecburen kullanmak zorunda oldukları için yaşadıkları ekonomik kayıplardan söz ediyorlar.
Kime sorsanız, kendi hesabına göre haklılar.
Haksız olan ise her gün bu çileleri çekmek zorunda olan vatandaşlarımız gibi gözüküyor.
Oysa ki bu vatandaşlarımız bizleri yönetenlerin bizlere doğru dürüst hizmet edebilmesi için onların masraf ve maaşlarını ödeyen vergilere katlanmak zorunda kalıyorlar. Çözüm için iş, proje geliştirmek zorunda olanlar ise kendilerinden önce görev yapanları “zamanında önlem almamışlar” diye suçlayıp topu çok güzel taca atıyorlar.
Mecburen de vatandaşlar olarak bizler bu çilelere katlanmak zorunda kalıyoruz.
Hani, büyüklerimiz söylemişler ya,”zararın neresinden dönülürse kardır” diye. Ama, çözüm bulma noktasında görev yapanların, iş plan¸proje geliştirme yerine galiba mazeret üretmekte ustalaşması¸işlerin kör düğüm haline gelmesine yol açabiliyor.
Şimdi gelelim Bursa’ya. Kent merkezindeki toplu taşıma ne yapılırsa yapılsın, senelerdir hiç kimseyi memnun eden neticeler vermiyor. Halkımızın son döneme kadar belli bir düzene alışmış olması nedeniyle, yeni yapılan yapılmak istenilen güzergah değişiklikleri eleştirilmeye başlandı. Sabah saatlerinde okula gitmek için bekleyen öğrencilerin, küçük minibüslerin çalışması nedeniyle araçlara alınmayıp yolda bırakılması veya okullarına zamanında erişememesi meselesi, başlı başına bu kentin en büyük derdi.
Birde bu dertlere T 1 Tramvay hattındaki güzergah değişikliği denemesi imza attı. Vatandaşların tepkisine en güzel Anavatan Partisi eski il başkanı Meliha Zanat Bağcıoğulları, geçtiğimiz hafta sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımında, durduk yere tramvay hattı güzergahının değiştirilmesine tepki gösterdi.
Aynı tepkiyi vatandaşlarda gösteriyor. Bazı vatandaşlarımız, sosyal medya aracılığıyla başkana açık mektup bile gönderdiklerini yazıyorlar. Çünkü, Eskiden Kent Meydana ile Terminal arasında çalışan T 3 Tramvay hattı şimdi Heykele kadar uzatıldı. Heykel Osmangazi arasında çalışan Tramvay seferleri iptal edildi. Tramvay, Osmangazi’ye uğramadan, Kent meydanı durağından direkt olarak Terminale geçiş yapıyor. Çarşamba, Altıparmak, Heykel istikametine gidecek olanlar ise Terminal’den gelen tramvaya aktarma yapılıyorlar.
Bu sistem deneme amaçlı başlatılmış. Eğer başarı olursa, Terminal Heykel arasında her 10 dakikada bir sefer yapan 38 nolu otobüs hattının sefer sayısı azaltılıp¸yolcuların tramvay ile seyahat etmesi sağlanacakmış. Birde, otobüs seferlerinin maliyetinden tasarruf edilecekmiş. Amaç ve düşünce böyle.
Bakalım, deneme sonrasında ne gibi kararlar verilecek?
Vatandaşlar, eskiden alışık oldukları düzen ile mi toplu taşımayı kullanacaklar yoksa aktarma ile devam mı edecekler? Merakla bekliyoruz.
Ulaşım meselesi açılmışken, Bursa’da yaşanılan eski olayları hatırlatmak istedim. Birden aklıma geliverdi.
Sene1990. Bursa’nın ulaşımında raylı sistemi ihale aşamasında ama görev başındaki belediye güzergah değişikliği için yeni proje yapılacağını söyleyip vatandaşları oyalıyor. Bu esnada, beldelerden ve ilçelerden gelen otobüsler ve minibüslerle ilgili bir düzenleme yapılıp, minibüslerin Şehreküstü Meydanına çıkışları yasaklındı. Zafer Plaza inşaatı başlamak üzere olduğu için bu araçların merkezde kalabalık yapması istenmediği konuşuluyordu. Dönemin Demirtaş belde belediye başkanı İsmet Kutlay, belediye binasının önünden eşeğe binip, Bursa Valiliği’nin Heykel’deki binasının önüne kadar eşekle gelmiş. Eşeği korkuluklara bağlayıp, vali vekili Halit Ziya Tokullugil ile bu meselenin çözümü için görüşmüştü.
Sonrasında olay ne mi oldu? Sorun çözülmedi. Demirtaş Belediye Başkanı İsmet Kutlay ile vali vekili birbirlerine hakaret ettikleri iddiasıyla mahkemelik oldular. Birde, İsmet Başkana, valilik binasının önüne eşeği bağladığı için yüklü miktarda trafik cezası kesildiğini hatırlıyorum.
Bir başka örnek daha. Sene 2000’li yılların başı. Belediye Demokratik Sol Parti yönetiminde. Hani, teröristbaşı Apo yakalandığı için millet dönemin başbakanı Bülent Ecevit’in partisine oy verdiği dönem. Yine, ulaşımla ilgili sıkıntılar ve yüksek fiyat belirlenmesi gündemde. Dönemin CHP il Başkanı Şemsettin Şen, Anavatan Partisi Osmangazi ilçe Başkanı Bener Özcan ve Doğru Yol Partisi Yıldırım ilçe Başkanı Mustafa Bayrak,ulaşım zammını protesto etmek için eşeklere binip, Büyükşehir Belediye binası önüne geldiler.
Çok güzel fotoğraflar ve görüntüler verip, her biri kendi siyasi görüşlerine göre Bursa ulaşımıyla ilgili yapılması gerekenleri halka ve kamuoyuna bizler aracılığıyla, basın aracılığıyla ilettiler.
Meliha Hanımın yaptığı eleştirilerin yorum bölümüne bazı kişilerin kent merkezinde eşekle ulaşım yapalım diye yazdıklarını görünce benim de aklıma bu olaylar geldi. Sizlerle paylaşmak istedim.
Yorum Ekle
Yorumlar (0)
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Muharrem KARABULUT
Kent ulaşımında dene gör modeli
İnsanların toplu halde yaşadıkları bütün memleketlerin en önemli sıkıntısı ulaşım. Sabah, işe, okula giderken yaşanılan sıkıntılar, akşamüzeri okul çıkışı, mesai bitimi sendromları, kalabalık ve ulaşımda, ulaştırmayan ulaşım modelleri.
Hepsi, insanlık adına senelerdir çözüm bekleyen konular.
Biz hatırlamıyoruz ama, sanırım bu ulaşım meselesini dünyanın belli bir bölgesinde tam anlamıyla çözmüş, insanların rahat ettikleri herhangi bir toplu yaşam merkezi var mıdır, yok mudur? Bilemiyoruz.
Tek bildiğimiz, ulaşımda¸toplu taşıma yapan otobüslerde, minibüslerden bozma araçlarda, sıkış tepiş, ite kaka yapılan seyahatler. Birde, otobüs şoförlerinin ara sıra frenlere sert basmasıyla ulaşan ileri geri hareketler ve insanların midelerinin bozulmasına, hastalanmasına kadar varan çeşitli yorum, iddia ve söylemler.
Hepsi bizim çektiğimiz çileler.
Kimi vatandaşlarımız, trafik kalabalıklığından özel araçların çokluğundan dert yanıyor. Kimisi, ulaşımda toplu taşıma araçlarının planlı hizmet vermeyişi nedeniyle özel araçlarını mecburen kullanmak zorunda oldukları için yaşadıkları ekonomik kayıplardan söz ediyorlar.
Kime sorsanız, kendi hesabına göre haklılar.
Haksız olan ise her gün bu çileleri çekmek zorunda olan vatandaşlarımız gibi gözüküyor.
Oysa ki bu vatandaşlarımız bizleri yönetenlerin bizlere doğru dürüst hizmet edebilmesi için onların masraf ve maaşlarını ödeyen vergilere katlanmak zorunda kalıyorlar. Çözüm için iş, proje geliştirmek zorunda olanlar ise kendilerinden önce görev yapanları “zamanında önlem almamışlar” diye suçlayıp topu çok güzel taca atıyorlar.
Mecburen de vatandaşlar olarak bizler bu çilelere katlanmak zorunda kalıyoruz.
Hani, büyüklerimiz söylemişler ya,”zararın neresinden dönülürse kardır” diye. Ama, çözüm bulma noktasında görev yapanların, iş plan¸proje geliştirme yerine galiba mazeret üretmekte ustalaşması¸işlerin kör düğüm haline gelmesine yol açabiliyor.
Şimdi gelelim Bursa’ya. Kent merkezindeki toplu taşıma ne yapılırsa yapılsın, senelerdir hiç kimseyi memnun eden neticeler vermiyor. Halkımızın son döneme kadar belli bir düzene alışmış olması nedeniyle, yeni yapılan yapılmak istenilen güzergah değişiklikleri eleştirilmeye başlandı. Sabah saatlerinde okula gitmek için bekleyen öğrencilerin, küçük minibüslerin çalışması nedeniyle araçlara alınmayıp yolda bırakılması veya okullarına zamanında erişememesi meselesi, başlı başına bu kentin en büyük derdi.
Birde bu dertlere T 1 Tramvay hattındaki güzergah değişikliği denemesi imza attı. Vatandaşların tepkisine en güzel Anavatan Partisi eski il başkanı Meliha Zanat Bağcıoğulları, geçtiğimiz hafta sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımında, durduk yere tramvay hattı güzergahının değiştirilmesine tepki gösterdi.
Aynı tepkiyi vatandaşlarda gösteriyor. Bazı vatandaşlarımız, sosyal medya aracılığıyla başkana açık mektup bile gönderdiklerini yazıyorlar. Çünkü, Eskiden Kent Meydana ile Terminal arasında çalışan T 3 Tramvay hattı şimdi Heykele kadar uzatıldı. Heykel Osmangazi arasında çalışan Tramvay seferleri iptal edildi. Tramvay, Osmangazi’ye uğramadan, Kent meydanı durağından direkt olarak Terminale geçiş yapıyor. Çarşamba, Altıparmak, Heykel istikametine gidecek olanlar ise Terminal’den gelen tramvaya aktarma yapılıyorlar.
Bu sistem deneme amaçlı başlatılmış. Eğer başarı olursa, Terminal Heykel arasında her 10 dakikada bir sefer yapan 38 nolu otobüs hattının sefer sayısı azaltılıp¸yolcuların tramvay ile seyahat etmesi sağlanacakmış. Birde, otobüs seferlerinin maliyetinden tasarruf edilecekmiş. Amaç ve düşünce böyle.
Bakalım, deneme sonrasında ne gibi kararlar verilecek?
Vatandaşlar, eskiden alışık oldukları düzen ile mi toplu taşımayı kullanacaklar yoksa aktarma ile devam mı edecekler? Merakla bekliyoruz.
Ulaşım meselesi açılmışken, Bursa’da yaşanılan eski olayları hatırlatmak istedim. Birden aklıma geliverdi.
Sene1990. Bursa’nın ulaşımında raylı sistemi ihale aşamasında ama görev başındaki belediye güzergah değişikliği için yeni proje yapılacağını söyleyip vatandaşları oyalıyor. Bu esnada, beldelerden ve ilçelerden gelen otobüsler ve minibüslerle ilgili bir düzenleme yapılıp, minibüslerin Şehreküstü Meydanına çıkışları yasaklındı. Zafer Plaza inşaatı başlamak üzere olduğu için bu araçların merkezde kalabalık yapması istenmediği konuşuluyordu. Dönemin Demirtaş belde belediye başkanı İsmet Kutlay, belediye binasının önünden eşeğe binip, Bursa Valiliği’nin Heykel’deki binasının önüne kadar eşekle gelmiş. Eşeği korkuluklara bağlayıp, vali vekili Halit Ziya Tokullugil ile bu meselenin çözümü için görüşmüştü.
Sonrasında olay ne mi oldu? Sorun çözülmedi. Demirtaş Belediye Başkanı İsmet Kutlay ile vali vekili birbirlerine hakaret ettikleri iddiasıyla mahkemelik oldular. Birde, İsmet Başkana, valilik binasının önüne eşeği bağladığı için yüklü miktarda trafik cezası kesildiğini hatırlıyorum.
Bir başka örnek daha. Sene 2000’li yılların başı. Belediye Demokratik Sol Parti yönetiminde. Hani, teröristbaşı Apo yakalandığı için millet dönemin başbakanı Bülent Ecevit’in partisine oy verdiği dönem. Yine, ulaşımla ilgili sıkıntılar ve yüksek fiyat belirlenmesi gündemde. Dönemin CHP il Başkanı Şemsettin Şen, Anavatan Partisi Osmangazi ilçe Başkanı Bener Özcan ve Doğru Yol Partisi Yıldırım ilçe Başkanı Mustafa Bayrak, ulaşım zammını protesto etmek için eşeklere binip, Büyükşehir Belediye binası önüne geldiler.
Çok güzel fotoğraflar ve görüntüler verip, her biri kendi siyasi görüşlerine göre Bursa ulaşımıyla ilgili yapılması gerekenleri halka ve kamuoyuna bizler aracılığıyla, basın aracılığıyla ilettiler.
Meliha Hanımın yaptığı eleştirilerin yorum bölümüne bazı kişilerin kent merkezinde eşekle ulaşım yapalım diye yazdıklarını görünce benim de aklıma bu olaylar geldi. Sizlerle paylaşmak istedim.