CHP yönetimindeki Nilüfer Belediyesi bir kez daha yeşil alan talanı ve yeşil alan olarak ayrılan alanların imarlı arsaya dönüştürülüp bazı yandaşlara satıldığı iddialarıyla gündeme geldi.
Olaylardan bazıları, iddialara göre 31 Mart 2024 tarihinde yapılan ve aynı partinin kazanmasına rağmen, başkanı değiştirilen Nilüfer Belediyesi’ndeki “geçmişte neler yapılmış?” araştırmaları sırasında ortaya çıkarılmış. İşlem eski ama öğrenilmesi, ortaya çıkarılması çok yeni.
Bursa gündeminde Nilüfer’deki Yeşil alanların talan edilip, ticarethaneye açıldığı ve yandaş partililere işyeri olarak verildiği iddialarıyla senelerdir tartışmalara süren Nilüfer ilçesinde bu kez, akıllara durgunluk verebilecek bir olaya imza atılmış. Belediye yönetimi, Bursa İzmir Yolu üzerindeki Orhaneli Keles kavşağında yapılan hizmet binasının çürük olduğunu öne sürüp, yıkması ve yerine, belediye hizmet binası yapılması gerekirken, AVM tarzı bina yapılması için başkalarına ihale edilmesiyle hizmet binası yeri arayışına girmiş.
O tarihlerde, iddia ve öne sürülen tezlere göre Kaymakamlığın önündeki bugünkü Nilüfer Belediye Hizmet binası olarak kullanılan binanın konuçlandırıldığı arsa göze kestirilmiş ve iktidar AKP yandaşlarının da katkılarıyla burası tahsisli olarak alınmış. Amaç, hizmet binası yeri başkalarına AVM ve kazanç kapısı yapılan belediyeye hizmet binası kazandırmak.
Bina yapımına finans olarak ta Nilüfer Belediyesi’nin ilk kurulduğu tarihlerde hizmet için seçilen Barakaların konuçlandırıldığı Beşevler Mahallesindeki alan göze kestirilmiş. Belediyeye bina yapılması karşılığında da burası, arsa haline getirilip olağandışı imar izinleriyle donatılıp, müteahhitlere verilmiş.
İşte bu olayların ortaya çıkmasıyla beraber, BARO, Şehir Plancıları Odası ve İnşaat Mühendisleri Odası hem yapılan imar planı değişikliklerine hem de ihale yöntemine ve müteahhitlere yönelik ekstra kazanım iddialarına karşı itirazlarda bulunmuşlar. Konu Bursa kamuoyunun gündemine taşındığında o tarihlerde, özellikle Nilüfer belediyesi yönetimi ile akademik odalar arasında tartışmalara yol açan olayları yaşadık.
Bursa 2. İdare Mahkemesi, 2015 yılında 2015/1338 Esas ve 2017/1232 Karar sayılı kararıyla, Barakalarla ilgili imar planlarını ve yapılan bütün değişiklikleri, deyim yerinde ise yeşil alan talanı olduğu gerekçesiyle iptal etmişti. Bunun yanı sıra Lotus Park’ın da inşaat ruhsatları iptal edilmişti.
Sonra, mahkeme kararına göre, yeniden imar planları düzenlenmesi yapılırken, Beşevler mahallesindeki 197.78 m2 yeşil alanı Barakaların yeşil alanı gibi gösterilmiş, yine İhsaniye mahallesindeki 419.07 m2 alan da aynı işlem için kullanılıp, mahkeme kararına karşı yeşil alanları belirledik şeklinde kararlar alınmıştı.
Bu kararlar 08.12.2011 tarihinde 2011/19 sayılı kararla Nilüfer Belediye Meclisinden geçmiş. Yine 3194 sayılı İmar Kanunu gereğince 19/04/2012 tarihinde de Büyükşehir Belediye meclisinden geçirilmiş. Kabul edilmiş.
Nihai kararlar böyle. Ama sonradan, Nilüfer Belediyesi bu iki yeşil alanı imarlı arsa haline getirmiş. Belediye adına tapularını çıkarmış. Zaman geçirilmeden de arsalar satışa çıkmış. Belediye yönetimine yakın olanların iddiasına göre de bu arsalar, CHP’li olarak tanınan, belediyeye yakınlığı ile bilinen kişilere satılmış. Tapuları da devir edilmiş.
İşin ince ayrıntısı şu; CHP’li Nilüfer Belediyesi, Lotus Parkı, mahkeme kararlarına uygun hale getirmek için Yeşil alan Takiyyesi ile İhsaniye ve Beşevler’deki iki alanı sanki buranın parsel terkleri imiş gibi yeşil alan olarak tescil etmiş.
Sonrasında ise bu konu unutturulmuş.
Nilüfer Belediyesi ise unutmamış. Seçim sonrasında çalışanların maaşlarını bile ödeyemeyecek duruma gelen, aldıkları arabalar nedeniyle kapısına HACİZ memurları dayanan Nilüfer Belediyesi, gelir elde etme amaçlı olarak, bu iki yeşil alanı arsa yapıp satmış.
İddialara göre de Belediyenin böyle bir işlemi yapabilmesi için, yeşil alanların aynı ada veya aynı imar planı bölgesinde bir başka alana kaydırması ve karşılığında yeşil alan göstermesi gerekiyormuş. Fakat, zaten yeşil alanları arsa yapan belediyenin, başka bir arsayı yeşil alan yaptığına dair şimdiye kadar herhangi bir kayda rastlanılmamış. Belki, bir yerde kaydı, meclis kararı veya Encümen kararı vardır. Zamanla ortaya çıkabilir. Şu ana kadar yeşil alan takası, değişikliğiyle ilgili elde yeterli bilgi yok diye konuşuyor, belediye ilgilileri, yetkilileri.
Bu olay bizlere, AK Parti içinde dönemin Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç ile Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek arasındaki “Ankara’yı parsel parsel sattınız!” tartışmasını tekrar akıllara getirdi.
Oysa ki, burnumuzun hemen dibinde, bütün söylemlere, iddialara, resmen yapılan şikayetlere rağmen Nilüfer ilçesindeki yeşil alanlarla ilgili parsel parsel satışı konusunda örnekler varmış. Bu yepyeni bir halka oldu bu örneklere eklenen.
Bu konuyu araştırırken, Lotus Park için çevre esnafından gelen şikayetleri de eklemek istiyorum. Binanın etrafındaki yeşil alanların alt katlarına otopark yapılmış. Bu otopark Lotus parka iddia ve söylemlere göre cuzi bir miktar ücretle sözde kiralanmış. Halka hizmet edeceği söylenip yapılan bu hizmet, olmuş Lotus Parka özel kamu hizmeti.
Ne Lotus Parkmış?
Senelerdir tartışması bir türlü bitmedi. Her gün de yeni iddialarla gündeme geliyor.
Bakalım, bu yeşil alan kör düğümü nasıl çözümlenecek?
Bu esnada, Nilüfer Belediyesi ve kasasında para olmayışı ve iflas bayrağını çekmiş söylemlerinin ortaya çıkması üzerine, yapılan incelemelere göre, belde belediyeleri dahil, ilçe belediyesine intikal eden araç gereçler, arsalar, tarlalar hepsi parsel parsel satılmış. Bazıları, belediye ile ihale bağlantısı olan müteahhitlere, bazıları da yandaş emlakçılar aracılığıyla pazarlanmış. Yenilir, yutulur iddialar değil.
Nilüfer Belediyesi, algı operasyonlarıyla iyi belediyecilik örneği sergilerken, kamu malları ve ilçe mirasını bir güzel tüketmiş.
Nilüfer Belediye yönetimi ve bazı AKP’liler arasındaki iş, siyaset ve ticaret bağlantılarına yönelik doğru veya yanlış pek çok iddialar var. Ama, vakti zamanı gelince, iddialarda evraklarla, belgelerle ayrıntılı şekilde ortaya serilince, sizlerle paylaşırız. Çünkü, kamu malı, tüyü bitmemiş yetim malıdır.Şehreeminlerin görevi, (Belediye başkanı ve yönetimi) mevcut malları, mirası satıp savmak değil, üstüne yeni kamu malları ekleyip, yetimleri, halka, vatandaşları hizmetleriyle sevindirmektir.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Web.tv
Muharrem KARABULUT
İşte CHP’li Belediyenin Parsel parsel satışları
CHP yönetimindeki Nilüfer Belediyesi bir kez daha yeşil alan talanı ve yeşil alan olarak ayrılan alanların imarlı arsaya dönüştürülüp bazı yandaşlara satıldığı iddialarıyla gündeme geldi.
Olaylardan bazıları, iddialara göre 31 Mart 2024 tarihinde yapılan ve aynı partinin kazanmasına rağmen, başkanı değiştirilen Nilüfer Belediyesi’ndeki “geçmişte neler yapılmış?” araştırmaları sırasında ortaya çıkarılmış. İşlem eski ama öğrenilmesi, ortaya çıkarılması çok yeni.
Bursa gündeminde Nilüfer’deki Yeşil alanların talan edilip, ticarethaneye açıldığı ve yandaş partililere işyeri olarak verildiği iddialarıyla senelerdir tartışmalara süren Nilüfer ilçesinde bu kez, akıllara durgunluk verebilecek bir olaya imza atılmış. Belediye yönetimi, Bursa İzmir Yolu üzerindeki Orhaneli Keles kavşağında yapılan hizmet binasının çürük olduğunu öne sürüp, yıkması ve yerine, belediye hizmet binası yapılması gerekirken, AVM tarzı bina yapılması için başkalarına ihale edilmesiyle hizmet binası yeri arayışına girmiş.
O tarihlerde, iddia ve öne sürülen tezlere göre Kaymakamlığın önündeki bugünkü Nilüfer Belediye Hizmet binası olarak kullanılan binanın konuçlandırıldığı arsa göze kestirilmiş ve iktidar AKP yandaşlarının da katkılarıyla burası tahsisli olarak alınmış. Amaç, hizmet binası yeri başkalarına AVM ve kazanç kapısı yapılan belediyeye hizmet binası kazandırmak.
Bina yapımına finans olarak ta Nilüfer Belediyesi’nin ilk kurulduğu tarihlerde hizmet için seçilen Barakaların konuçlandırıldığı Beşevler Mahallesindeki alan göze kestirilmiş. Belediyeye bina yapılması karşılığında da burası, arsa haline getirilip olağandışı imar izinleriyle donatılıp, müteahhitlere verilmiş.
İşte bu olayların ortaya çıkmasıyla beraber, BARO, Şehir Plancıları Odası ve İnşaat Mühendisleri Odası hem yapılan imar planı değişikliklerine hem de ihale yöntemine ve müteahhitlere yönelik ekstra kazanım iddialarına karşı itirazlarda bulunmuşlar. Konu Bursa kamuoyunun gündemine taşındığında o tarihlerde, özellikle Nilüfer belediyesi yönetimi ile akademik odalar arasında tartışmalara yol açan olayları yaşadık.
Bursa 2. İdare Mahkemesi, 2015 yılında 2015/1338 Esas ve 2017/1232 Karar sayılı kararıyla, Barakalarla ilgili imar planlarını ve yapılan bütün değişiklikleri, deyim yerinde ise yeşil alan talanı olduğu gerekçesiyle iptal etmişti. Bunun yanı sıra Lotus Park’ın da inşaat ruhsatları iptal edilmişti.
Sonra, mahkeme kararına göre, yeniden imar planları düzenlenmesi yapılırken, Beşevler mahallesindeki 197.78 m2 yeşil alanı Barakaların yeşil alanı gibi gösterilmiş, yine İhsaniye mahallesindeki 419.07 m2 alan da aynı işlem için kullanılıp, mahkeme kararına karşı yeşil alanları belirledik şeklinde kararlar alınmıştı.
Bu kararlar 08.12.2011 tarihinde 2011/19 sayılı kararla Nilüfer Belediye Meclisinden geçmiş. Yine 3194 sayılı İmar Kanunu gereğince 19/04/2012 tarihinde de Büyükşehir Belediye meclisinden geçirilmiş. Kabul edilmiş.
Nihai kararlar böyle. Ama sonradan, Nilüfer Belediyesi bu iki yeşil alanı imarlı arsa haline getirmiş. Belediye adına tapularını çıkarmış. Zaman geçirilmeden de arsalar satışa çıkmış. Belediye yönetimine yakın olanların iddiasına göre de bu arsalar, CHP’li olarak tanınan, belediyeye yakınlığı ile bilinen kişilere satılmış. Tapuları da devir edilmiş.
İşin ince ayrıntısı şu; CHP’li Nilüfer Belediyesi, Lotus Parkı, mahkeme kararlarına uygun hale getirmek için Yeşil alan Takiyyesi ile İhsaniye ve Beşevler’deki iki alanı sanki buranın parsel terkleri imiş gibi yeşil alan olarak tescil etmiş.
Sonrasında ise bu konu unutturulmuş.
Nilüfer Belediyesi ise unutmamış. Seçim sonrasında çalışanların maaşlarını bile ödeyemeyecek duruma gelen, aldıkları arabalar nedeniyle kapısına HACİZ memurları dayanan Nilüfer Belediyesi, gelir elde etme amaçlı olarak, bu iki yeşil alanı arsa yapıp satmış.
İddialara göre de Belediyenin böyle bir işlemi yapabilmesi için, yeşil alanların aynı ada veya aynı imar planı bölgesinde bir başka alana kaydırması ve karşılığında yeşil alan göstermesi gerekiyormuş. Fakat, zaten yeşil alanları arsa yapan belediyenin, başka bir arsayı yeşil alan yaptığına dair şimdiye kadar herhangi bir kayda rastlanılmamış. Belki, bir yerde kaydı, meclis kararı veya Encümen kararı vardır. Zamanla ortaya çıkabilir. Şu ana kadar yeşil alan takası, değişikliğiyle ilgili elde yeterli bilgi yok diye konuşuyor, belediye ilgilileri, yetkilileri.
Bu olay bizlere, AK Parti içinde dönemin Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç ile Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek arasındaki “Ankara’yı parsel parsel sattınız!” tartışmasını tekrar akıllara getirdi.
Oysa ki, burnumuzun hemen dibinde, bütün söylemlere, iddialara, resmen yapılan şikayetlere rağmen Nilüfer ilçesindeki yeşil alanlarla ilgili parsel parsel satışı konusunda örnekler varmış. Bu yepyeni bir halka oldu bu örneklere eklenen.
Bu konuyu araştırırken, Lotus Park için çevre esnafından gelen şikayetleri de eklemek istiyorum. Binanın etrafındaki yeşil alanların alt katlarına otopark yapılmış. Bu otopark Lotus parka iddia ve söylemlere göre cuzi bir miktar ücretle sözde kiralanmış. Halka hizmet edeceği söylenip yapılan bu hizmet, olmuş Lotus Parka özel kamu hizmeti.
Ne Lotus Parkmış?
Senelerdir tartışması bir türlü bitmedi. Her gün de yeni iddialarla gündeme geliyor.
Bakalım, bu yeşil alan kör düğümü nasıl çözümlenecek?
Bu esnada, Nilüfer Belediyesi ve kasasında para olmayışı ve iflas bayrağını çekmiş söylemlerinin ortaya çıkması üzerine, yapılan incelemelere göre, belde belediyeleri dahil, ilçe belediyesine intikal eden araç gereçler, arsalar, tarlalar hepsi parsel parsel satılmış. Bazıları, belediye ile ihale bağlantısı olan müteahhitlere, bazıları da yandaş emlakçılar aracılığıyla pazarlanmış. Yenilir, yutulur iddialar değil.
Nilüfer Belediyesi, algı operasyonlarıyla iyi belediyecilik örneği sergilerken, kamu malları ve ilçe mirasını bir güzel tüketmiş.
Nilüfer Belediye yönetimi ve bazı AKP’liler arasındaki iş, siyaset ve ticaret bağlantılarına yönelik doğru veya yanlış pek çok iddialar var. Ama, vakti zamanı gelince, iddialarda evraklarla, belgelerle ayrıntılı şekilde ortaya serilince, sizlerle paylaşırız. Çünkü, kamu malı, tüyü bitmemiş yetim malıdır. Şehreeminlerin görevi, (Belediye başkanı ve yönetimi) mevcut malları, mirası satıp savmak değil, üstüne yeni kamu malları ekleyip, yetimleri, halka, vatandaşları hizmetleriyle sevindirmektir.