Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

İMO uyarıları ve Kuraklık

Yazının Giriş Tarihi: 10.07.2025 00:10
Yazının Güncellenme Tarihi: 10.07.2025 00:10

İnsanların bu dünyadaki yaşantıları sırasında en büyük endişeleri su kaynaklarının doğru kullanılmayışı ve kuraklık tehlikesi. Çünkü, suların yetersizliği, eksikliği sadece insan yaşantısını değil, doğal dengesi de alt üst edebiliyor.

Yağdır Mevlam Su, ifadesiyle şarkılar, türküler bestelediğimiz suyun anlamını ve kullanım öncülüğünü anlatmaya gerek yok. Sabah kalktığımızda, uyku mamurluğunu üzerimizden atmak için yüzümüzün yıkanması, vücudumuzun ihtiyacı olan suyun içilmesi, sıcak günlerde bir yudum su ile serinlemek, insanlık için bulunmaz bir fırsat.

Geçtiğimiz günlerde İnşaat Mühendisleri Odası Bursa Şubesi, Bursa’nın içme ve kullanma suyu ile ilgili olarak belki de bugüne kadar pek çok kişinin bilmediği ince ayrıntılarla dolu bir rapor hazırlayıp, bu çalışmasını basın aracılığıyla kamuoyu ile paylaştı. Yönetim Kurulu Başkanı Serdar Atilla Erdem, Çınarcık Barajı ve Bursa'nın Su Kaynaklarının Yönetimi” başlıklı çalışmayı anlatırken şöyle konuştu;

“Artan sıcaklıklar, değişen yağış rejimleri ve uzun süreli kuraklıklar dünya genelinde ekosistemleri ve su kaynaklarını tehdit etmektedir. Türkiye, coğrafi yapısı gereği iklim değişikliğinden ciddi biçimde etkilenen ülkeler arasında yer almaktadır. Bir zamanlar su zengini olduğu düşünülen ülkemiz, bugün “su stresi yaşayan ülkeler” sınıfına dahil edilmiştir.

Dünya Doğal Kaynaklar Enstitüsü’nün (WRI) 2023 yılında yayımladığı Su Stresi Risk Haritası’nda Türkiye, su sıkıntısı çeken ülkeler arasında 39.sırada. Bursa’nın içme ve kullanma suyu ihtiyacının yarısı Doğancı ve Nilüfer barajlarından, diğer yarısı ise yeraltı suları ve doğal kaynaklardan temin edilmektedir. 1983 yılında devreye alınan Doğancı Barajı ile 2007 yılında hizmete giren Nilüfer Barajı, kentin su ihtiyacını karşılamak üzere inşa edilmiştir. 2024 yılı itibarıyla Bursa’nın yıllık su tüketimi 187 milyon metreküp düzeyindedir. Bu miktarın yaklaşık 93 milyon metreküpü barajlardan sağlanırken kalan kısmı kuyu ve kaynak sularından elde edilmektedir.

1998 yılında yapılmış kent anayasamızın korunamamış, geliştirilememiş ve tüm kırmızı çizgilerinin delik deşik edilmiş olması önümüzde duran en önemli problemdir. Çınarcık Barajı 1987 yılında DSİ tarafından Bursa’nın gelecek projeksiyonu nüfus ve büyüme açısından planlanırken içme/kullanma suyu, tarımsal sulama ve Uluabat Gölü’nün ekolojik yaşamının sürdürülebilirliği amacıyla projelendirilerek gündeme alınmıştır.

Çınarcık Baraj yerinde yıllık ortalama akım 743,4 milyon m³’tür. Bu suyun %77’si Uluabat Gölü’ne çevrilerek enerji üretilmesi ve tarımsal sulama için planlanmıştır. Şu bilgiyi de aktarmak isteriz ki 1998 yılında yazılmış olan kent anayasamızda 2030 yılı nüfusu 2,3 milyon öngörülmüşken bugün yani 2025 yılında 3,2 milyonu aşmıştır.

Çınarcık Barajı’nın %23’ü içme suyu için planlanmış iken %23’ü tarım sulama, %54’ü de enerjiye ayrılarak kuyruk suyundan Uluabat Gölü’nü beslemek adına planlanmıştır. Yani baraj suyunun 145 milyon m³ suyunun kullanım ve tahsisat hakları tamamen Büyükşehir Belediyemize ait olup enerji üretimi sonrası Uluabat Gölü’nü besleyen kuyruk suyu ise DSİ’ye aittir. Belirtmiş olduğumuz gibi Çınarcık Barajı’nın sadece içme suyu ve enerji temini için değil; Uluabat Gölü’müzün çamur tehdidi altındaki ve sulama ihtiyacının yetersiz kalmasını engellemek adına da planlandığı apaçık ortadadır. Büyükşehir Belediye Başkanımızın Çınarcık Barajındaki 70 milyon m³ suyumuzun sanayiye aktarılacağı yönündeki açıklamasını aceleci ve kent anayasası çalışmalarının ruhuna aykırı düştüğünün altını çizmek isterim.

Ayrıca Uluabat Gölümüzün yaşamı için kıymetli olan kuyruk suyundan, batıdaki sanayi bölgelerimizin DSİ ile yapmış olduğu protokollerle 34 milyon m³ civarında suyun TEKNOSAB ve TOSAB’a tahsis edildiği bilinmektedir. Bu sebeple bugünlerde yazmakta olduğumuz 2050 Kent Anayasamızın fizibiliteleri henüz tamamlanmamış, hedef nüfus ve analizler belirlenmemişken, geçerliliğini yitirmiş bu planlamalar üzerinden Çınarcık Barajı’nın suları için hiçbir vaatte bulunmamak en doğru yaklaşım olacaktır.

Çınarcık Barajı yapılırken Bursa’nın batısında yapılan sanayi alanları, tarım alanlarını ve Ramsar etkileşim alanını etkileyen ve daha da önemlisi kent anayasası içerisinde bulunmayan TEKNOSAB, TEKSTİL OSB gibi sanayi bölgelerinin, onlarca milyon metreküp su ihtiyacının karşılanması asla amaçlanmamış ve böyle bir planlama yapılmamıştır. “

Evet, İMO’nun dikkat çektiği dört önemli husus var.

Birincisi, Bursa’nın nüfusu çok fazla arttı. Hesaplanmayan bu artış nedeniyle kentin içme ve kullanma suyu sıkıntısı baş gösterdi. Bunun içinde can suyu olarak Çınarcık Barajı yapıldı.

İkincisi, kuraklık ve iklim değişiklikleri de Bursa’yı olumsuz etkiledi. Çınarcık Barajı Bursa için can suyu olacak.

Üçüncüsü, baraj inşa edilirken planlaması olmayan sanayi bölgeleri, iddialara göre de Çınarcık Barajının hazır suyunu kullanma adına hiçbir zahmete girmeden, baskılarla kentin geleceğine ipotek konulan kararları diretiyor.

Dördüncüsü ve en önemlisi ise Uluabat Gölü’nün doğal yaşam alanı ve içindeki varlıkların yaşaması için Çınarcık Barajının suyuna ihtiyacının olması.

Başta İnşaat Mühendisleri Odası olmak üzere pek çok uzman, yaşanılabilir bir çevre ile sürdürülebilir bir sanayi, endüstri sistemi oluşturulması için sanayinin kullandığı ve arıtma sistemlerinden geçirilen suların, ters osmos sistemi ile yeniden sanayi tesislerinde kullanımı için çalışmalar yapılmasını öneriyor. Bunun içinde, Bursa’da Doğu Arıtma Tesisi, Batı Arıtma Tesisi ve Yeşil Çevre Arıtma tesislerinin arıtma sistemlerinden çıkan suların, yeniden sanayi tesislerinde kullanımı hem ekonomik masrafları azaltacak hem de çevreye bırakıldığı iddia edilen atık ve zehirli maddelerin verdiği çevre ve insan hayatı, canlı yaşantısına zararları önleyecek sistem gerekli.

Bu esnada önemli bir konuya daha dikkat çekelim. BUSKİ yetkilileri, Barajlardaki doluluk oranının bir yıl içinde yüzde 85'ten yüzde 45'e düştüğünü bildirdiler. Bugün kentimizin en önemli içme suyu kaynaklarından biri olan Doğancı Barajı'nın toplam doluluk oranı yüzde 85 iken, bugün bu oran yüzde 45 seviyelerine gerilemiştir. Yani yarı yarıya bir düşüş söz konusudur. Kentimizin hiç yağış almaması durumunda 78 günlük soyumuz kaldı.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar (0)
Yükleniyor..
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.