Siyasette yeni bir yol haritası hazırlayan ve uygulayan Cumhuriyet Halk Partisi, genel seçimlere 3,5 yıl süre varken partisinin Cumhurbaşkanı adayını belirlemek için adımlar atıyor. Bu işinde odağında, başrolünde İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğılu var.
Genel Başkan Özgür Özel’in genel başkanlık koltuğuna oturmasında en büyük payı bulunan Ekrem İmamoğlu, 23 Mart günü yapılacak olan parti içi önseçim çalışmaları nedeniyle partisinin tek Cumhurbaşkanı aday adayı olarak Bursa’ya geldi.
Kendisini, Çanakkale, İstanbul, Balıkesir, Bilecik, Eskişehir, Kütahya ve Yalova illerinin gerek milletvekilleri gerekse belediye başkanları yalnız bırakmadılar. Hep Beraber Bursa Nilüfer’deki Cengiz Göllü Spor salonunda deyim yerinde ise tam bir gövde gösterisi yaptılar.
Parti örgütü belki de seneler sonra böylesine canlı ve heyecanlı bir toplantı yaptı Bursa’da. Yerel seçimlerde Büyükşehir Belediye başkanlığının kazanılmasına rağmen, o tarihten bugüne kadar bizler böylesine coşkulu toplantıya sahip olmadık. Her yaştan insanlar, hatta partili olmayan bazı bürokratları bile salonda görebilme imkanımız oldu.
Salon hazırlığı ve yerleşim düzeni olarak Bursa il örgütünü kutlamak gerek. Çünkü, İstanbul’dan gelen İmamoğlu’nun iş bilen görevlileriyle birlikte çok güzel bir salon hazırlamışlar. Seçilen sloganlar ve pankartlar ise epey ilgi çekti. Kürsünün tam karşısındaki balkona yerleştirilen gençlerin coşkusu ve destekleri ise tarihe kayıt edildi. Aslında, bizler CHP örgüt toplantılarında pek alışkın olmadığımız bir şekilde bir çalışmaya tanıklık ettik. Hem de Ramazan ayı içinde ve vatandaşların pek çoğunun oruçlu olduğu bir zaman diliminde.
CHP il başkanı Nihat Yeşiltaş ve ekibinin çok güzel iş çıkardığını da burada unutmadan yazmamda fayda var.
Tabi, toplantının amacı, CHP örgütü ve üyelerini 23 Martta yapılacak olan parti içi önseçimde sandıkların başına getirebilmek ve olabildiğince çok fazla sayıda partilinin katıldığı oylama ile Ekrem İmamoğlu’nu Cumhurbaşkanı adayı olarak şimdiden ilan etmek.
Ekrem İmamoğlu, Cumhurbaşkanı önseçim adayı olarak Gençlik Marşı eşliğinde kürsüye çıktı. Konuşmasına Ramazan kutlamasıyla başladı. İftar sofralarının bereketli olması dileğinde bulundu. Hemen de lafı gediğine koyup, gerekli ekonomik mesajları vermeye başladı.
“Kime sorarsanız, tadımız kaçtı. Elimize geçen paranın bereketi kalmadı. 200 TL ilk zamanlarda çok büyük para idi. Şimdi bozuk para bile değil. Ekonomi o hale geldi ki, emeklilerimiz hak ettiklerini bırakın almayı elindeki varlıkları bile kaybediyorlar. İnsanların, iş insanları, yatırımcıların borçlanması gayet normal. Çünkü, iş yapıp para kazanacaklar. Ama, maaşından başka hiçbir geliri olmayan emeklilerimiz, emekçilerimiz, çocuklarının eğitim masrafları için mahalle esnafından borç alıp borçlanıyorlar. İşte ülkemizin ekonomi durumu bu” dedi.
Sonra, kendisine yönelik suçlamalar ve ülkemizdeki adalet sistemine yönelik eleştirilerle gündeme dair görüşlerini paylaştı. İmamoğlu dedi ki; “bu ülkeyi yönetenlerin vicdanlarında zerre kadar adalet yok. Gelir dağılımında adalet yok, eğitimde adalet yok, sağlıkta adalet yok, adalet duygusu kalmamış!”
Bir başka söylemi ise bana göre ülke gündeminde ve adli çevrelerde sanırım çok ses getirecek. İmamoğlu’nun ifadesine göre, Türkiye’deki mahkemelerde adalet yok. Vicdan sahibi, hakim ve savcılar var ama, iktidar onlara gerçek adaletin tecellisi için izin vermiyor. İktidarın yönettiği adaletin ise, özellikle de kendisine yöneltilen ve toplamda 25 yıl hapis cezası, 5 kez olmak üzere yine 25 yıl siyasi yasaklama cezası verilmesi kararları ve iddianamelerinin savcılığını ise isim vermeden işaret ettiği Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yaptığını iddia ediyor.
Bu söylemlerine dayanak olarak ise, kendisinin 35 yıl önce aldığı ve bugüne kadar gerek askeriyede, erek seçim zamanları ilçe, il seçim kurullarında ve Yüksek Seçim Kuruluna yapılan itirazlarda kullanılan diplomanın iptal edilmesi için harekete geçilmesini gösterdi.
Siyasi olarak 100 metrekarelik Kent lokantası ile birkaç metrelik küçücük kreşlerden iktidarın korktuğunu bu yüzdende akıl almaz olaylara tanıklık ettiklerini ileri süren İmamoğlu, “bir vatandaşa Kent lokantasında yemek yediği için soruşturma açılıyor. Belediye kreş açtı diye bizim kreşleri kapatmak için çalışıyorlar. Amaç, belli, çünkü bizler Kent lokantası ve kreşlerde halkımızdan, milletimizden alınanları yine milletimize vererek, onların hizmetine sunduk. Bu hizmetlerimizde halkımızca kabul gördüğü için iktidar bir türlü kabullenemiyor. “ ifadesiyle konuştu.
Halkın huzur ve refahı, millet parasının kaynaklarının eşit paylaşımı ve mevcut adalet düzeninin değişimi içen CHP’nin 23 Mart itibariyle yeni bir yola çıkacağı ve Demokrasi devrimine başlayacaklarını açıklayan İmamoğlu, “Millet en kısa zamanda yapılacak olan erken seçimde sandıklarda hükmünü verecek, herkes bu sandıklarda boyunun ölçüsünü alacak” diye konuştu.
Ekrem İmamoğlu sürekli söylediği “bu millet seni evine gönderecek” sözleriyle konuşmasını tamamladı.
Salondaki yaşanılanları özetlersek, toplantı amacına ulaştı. CHP içinde de “bizden bir şey olmaz” diye eski düşüncelerin yerini yavaş yavaş, “bu sefer olabilir” düşüncesi aldığını gördük. İmamoğlu’da yaptığı konuşmasıyla çok iyi bir hatip olduğunu gösterdi. Halkın nabzına göre şerbet verilmesi siyasetin geleceği ve kalıcılığı için çok önemli.
Toplantıların ismine Demokrasi Devrimi Yolculuğu ismi verilmiş. Siyasette yarım yüzyıldır ite kaka tutunmaya çalışan CHP’de çok erken olsa da Cumhurbaşkanı adayının böylesine seçilmek için caba harcanması, mesai tüketilmesinin amacı, sanırım sadece Ekrem İmamoğlu’na yönelik soruşturma ve iddiaların halı altı edilmesi talebi olmasa gerek. Çünkü, uzun senelerdin iktidara hasret olan CHP’liler, Bursa salonunda sürekli, iktidar, iktidar diye slogan attılar.
Toplantı salonundan çıkarken, Bursa’nın geçmiş dönem milletvekili İlhan Demiröz ile karşılaştık. Çok güzel ve tamda parti adına slogan olabilecek bir cümle söyledi;
“Yok bu işin sağı, solu, halkın yolu İmamoğlu.”
Ekrem İmamoğlu’nun salona gelmesini beklerken görüştüğüm bazı partililer de aynı şekilde görüş beyanında bulunuyordu. Çünkü, CHP’nin her ne kadar oy oranları artış gösterse bile kararsızların çok olması nedeniyle seçimlerde başarı şansının ancak birleşmeden geçtiğini, bu kez 6’lı masa yerine bütün muhaliflerin aynı aday etrafında birleştirilmesi için güç birliği yapılması gerektiğine bütün CHP’liler hem fikirmiş gibi konuşuyorlar.
Yorum Ekle
Yorumlar (0)
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Web.tv
Muharrem KARABULUT
İmamoğlu’ndan demokrasi devrimi
Siyasette yeni bir yol haritası hazırlayan ve uygulayan Cumhuriyet Halk Partisi, genel seçimlere 3,5 yıl süre varken partisinin Cumhurbaşkanı adayını belirlemek için adımlar atıyor. Bu işinde odağında, başrolünde İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğılu var.
Genel Başkan Özgür Özel’in genel başkanlık koltuğuna oturmasında en büyük payı bulunan Ekrem İmamoğlu, 23 Mart günü yapılacak olan parti içi önseçim çalışmaları nedeniyle partisinin tek Cumhurbaşkanı aday adayı olarak Bursa’ya geldi.
Kendisini, Çanakkale, İstanbul, Balıkesir, Bilecik, Eskişehir, Kütahya ve Yalova illerinin gerek milletvekilleri gerekse belediye başkanları yalnız bırakmadılar. Hep Beraber Bursa Nilüfer’deki Cengiz Göllü Spor salonunda deyim yerinde ise tam bir gövde gösterisi yaptılar.
Parti örgütü belki de seneler sonra böylesine canlı ve heyecanlı bir toplantı yaptı Bursa’da. Yerel seçimlerde Büyükşehir Belediye başkanlığının kazanılmasına rağmen, o tarihten bugüne kadar bizler böylesine coşkulu toplantıya sahip olmadık. Her yaştan insanlar, hatta partili olmayan bazı bürokratları bile salonda görebilme imkanımız oldu.
Salon hazırlığı ve yerleşim düzeni olarak Bursa il örgütünü kutlamak gerek. Çünkü, İstanbul’dan gelen İmamoğlu’nun iş bilen görevlileriyle birlikte çok güzel bir salon hazırlamışlar. Seçilen sloganlar ve pankartlar ise epey ilgi çekti. Kürsünün tam karşısındaki balkona yerleştirilen gençlerin coşkusu ve destekleri ise tarihe kayıt edildi. Aslında, bizler CHP örgüt toplantılarında pek alışkın olmadığımız bir şekilde bir çalışmaya tanıklık ettik. Hem de Ramazan ayı içinde ve vatandaşların pek çoğunun oruçlu olduğu bir zaman diliminde.
CHP il başkanı Nihat Yeşiltaş ve ekibinin çok güzel iş çıkardığını da burada unutmadan yazmamda fayda var.
Tabi, toplantının amacı, CHP örgütü ve üyelerini 23 Martta yapılacak olan parti içi önseçimde sandıkların başına getirebilmek ve olabildiğince çok fazla sayıda partilinin katıldığı oylama ile Ekrem İmamoğlu’nu Cumhurbaşkanı adayı olarak şimdiden ilan etmek.
Ekrem İmamoğlu, Cumhurbaşkanı önseçim adayı olarak Gençlik Marşı eşliğinde kürsüye çıktı. Konuşmasına Ramazan kutlamasıyla başladı. İftar sofralarının bereketli olması dileğinde bulundu. Hemen de lafı gediğine koyup, gerekli ekonomik mesajları vermeye başladı.
“Kime sorarsanız, tadımız kaçtı. Elimize geçen paranın bereketi kalmadı. 200 TL ilk zamanlarda çok büyük para idi. Şimdi bozuk para bile değil. Ekonomi o hale geldi ki, emeklilerimiz hak ettiklerini bırakın almayı elindeki varlıkları bile kaybediyorlar. İnsanların, iş insanları, yatırımcıların borçlanması gayet normal. Çünkü, iş yapıp para kazanacaklar. Ama, maaşından başka hiçbir geliri olmayan emeklilerimiz, emekçilerimiz, çocuklarının eğitim masrafları için mahalle esnafından borç alıp borçlanıyorlar. İşte ülkemizin ekonomi durumu bu” dedi.
Sonra, kendisine yönelik suçlamalar ve ülkemizdeki adalet sistemine yönelik eleştirilerle gündeme dair görüşlerini paylaştı. İmamoğlu dedi ki; “bu ülkeyi yönetenlerin vicdanlarında zerre kadar adalet yok. Gelir dağılımında adalet yok, eğitimde adalet yok, sağlıkta adalet yok, adalet duygusu kalmamış!”
Bir başka söylemi ise bana göre ülke gündeminde ve adli çevrelerde sanırım çok ses getirecek. İmamoğlu’nun ifadesine göre, Türkiye’deki mahkemelerde adalet yok. Vicdan sahibi, hakim ve savcılar var ama, iktidar onlara gerçek adaletin tecellisi için izin vermiyor. İktidarın yönettiği adaletin ise, özellikle de kendisine yöneltilen ve toplamda 25 yıl hapis cezası, 5 kez olmak üzere yine 25 yıl siyasi yasaklama cezası verilmesi kararları ve iddianamelerinin savcılığını ise isim vermeden işaret ettiği Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yaptığını iddia ediyor.
Bu söylemlerine dayanak olarak ise, kendisinin 35 yıl önce aldığı ve bugüne kadar gerek askeriyede, erek seçim zamanları ilçe, il seçim kurullarında ve Yüksek Seçim Kuruluna yapılan itirazlarda kullanılan diplomanın iptal edilmesi için harekete geçilmesini gösterdi.
Siyasi olarak 100 metrekarelik Kent lokantası ile birkaç metrelik küçücük kreşlerden iktidarın korktuğunu bu yüzdende akıl almaz olaylara tanıklık ettiklerini ileri süren İmamoğlu, “bir vatandaşa Kent lokantasında yemek yediği için soruşturma açılıyor. Belediye kreş açtı diye bizim kreşleri kapatmak için çalışıyorlar. Amaç, belli, çünkü bizler Kent lokantası ve kreşlerde halkımızdan, milletimizden alınanları yine milletimize vererek, onların hizmetine sunduk. Bu hizmetlerimizde halkımızca kabul gördüğü için iktidar bir türlü kabullenemiyor. “ ifadesiyle konuştu.
Halkın huzur ve refahı, millet parasının kaynaklarının eşit paylaşımı ve mevcut adalet düzeninin değişimi içen CHP’nin 23 Mart itibariyle yeni bir yola çıkacağı ve Demokrasi devrimine başlayacaklarını açıklayan İmamoğlu, “Millet en kısa zamanda yapılacak olan erken seçimde sandıklarda hükmünü verecek, herkes bu sandıklarda boyunun ölçüsünü alacak” diye konuştu.
Ekrem İmamoğlu sürekli söylediği “bu millet seni evine gönderecek” sözleriyle konuşmasını tamamladı.
Salondaki yaşanılanları özetlersek, toplantı amacına ulaştı. CHP içinde de “bizden bir şey olmaz” diye eski düşüncelerin yerini yavaş yavaş, “bu sefer olabilir” düşüncesi aldığını gördük. İmamoğlu’da yaptığı konuşmasıyla çok iyi bir hatip olduğunu gösterdi. Halkın nabzına göre şerbet verilmesi siyasetin geleceği ve kalıcılığı için çok önemli.
Toplantıların ismine Demokrasi Devrimi Yolculuğu ismi verilmiş. Siyasette yarım yüzyıldır ite kaka tutunmaya çalışan CHP’de çok erken olsa da Cumhurbaşkanı adayının böylesine seçilmek için caba harcanması, mesai tüketilmesinin amacı, sanırım sadece Ekrem İmamoğlu’na yönelik soruşturma ve iddiaların halı altı edilmesi talebi olmasa gerek. Çünkü, uzun senelerdin iktidara hasret olan CHP’liler, Bursa salonunda sürekli, iktidar, iktidar diye slogan attılar.
Toplantı salonundan çıkarken, Bursa’nın geçmiş dönem milletvekili İlhan Demiröz ile karşılaştık. Çok güzel ve tamda parti adına slogan olabilecek bir cümle söyledi;
“Yok bu işin sağı, solu, halkın yolu İmamoğlu.”
Ekrem İmamoğlu’nun salona gelmesini beklerken görüştüğüm bazı partililer de aynı şekilde görüş beyanında bulunuyordu. Çünkü, CHP’nin her ne kadar oy oranları artış gösterse bile kararsızların çok olması nedeniyle seçimlerde başarı şansının ancak birleşmeden geçtiğini, bu kez 6’lı masa yerine bütün muhaliflerin aynı aday etrafında birleştirilmesi için güç birliği yapılması gerektiğine bütün CHP’liler hem fikirmiş gibi konuşuyorlar.