Halk arasında sürekli gündeme gelen ve konuşulan bir benzetmeye göre, “birisine yetki ver, sonra kalkıp senin kafası koparsın!” anlamına gelen konular gündeme gelir.

Evet, aynen ve tıpa tıp benzeyen bir konu da Bursa’da bazı kamu hizmetlerinde yaşanıyor. Bırakın denetlemeyi, halkın ve vatandaşların uyarılarına kulak asıp, hizmetin olması gibi yapılmasına yönelik işlemler yapmayı, kim kime dum duma mantığı ile hareket ediliyor.

Özellikle, mahalli hizmetler, eş, dost, akraba, çıkar çevresi birinci sırada yer alıyor. Kim ne derse desin, eğer belediyelerde tanıdığın yoksa, hiçbir iş ve hizmet yapılmıyor. Yapılıyormuş gibi gösterilen ama yapılmayan binlerce hizmet sayarım size.

Yazık günah ya, bu millete.

Bu milletin ödediği vergilerle gelen paraları kullanıp, sözde vatandaşa hizmet etme adına, yandaş müteahhitlere nasıl para kazandırıldığı iddialarına ulaşan eylemlere imza atılıyor. Hem de göz göre göre. İnsanların gözlerinin içine batırılıncaya kadar. Ne soran var ne de ne oldu bu işin sonu diye merak edip, olayları irdeleyen, inceleyen.

En son vaka, Nilüfer ilçesinin en yeni gelişen ve CHP’li başkanların yaklaşık 20 yıldır Dubai Kent, Ekokent hayallerini süsleyen, bu günlerde ise ismi Ekorant olarak anılan 30 Ağustos Zafer Mahallesi. Yaklaşık 10 yıldır vatandaşların ikamet ettikleri, nüfusu 20 bine ulaşan ama kamu hizmetlerinden hak ettiği hizmeti alamayan, ulaşım sorunu hala çözümlenmeyen, yolları yapılmayan, kamu hizmetleri yeterli olmayan, her köşesi, sokakları başıboş hayvanlarla dolu olan, sürekli de sayıları artan bu mahallede vatandaşlar eziyet üzerine eziyet çekiyorlar.

İmar planları 5 kat ama bazı müteahhitlerin 8 ile 10 kat inşaat ve imalat yaptıkları bu bölgede, vatandaşların deyimlerine göre, belediyeden torpilli müteahhitlerin yaptıkları inşaatların önü, arkası hemen düzenlenip, asfaltlanıp, kullanıma hazır hale getiriliyor. Ama, bazı inşaat alanlarında ise ne belediye hizmeti geliyor nede ulaşımı mümkün.

Bursa’nın varoş mahallelerine daha fazla hizmet yapılıyor diyebilmek mümkün bu görüntülere göre. Yüz binlerce insanın yaşam alanı olarak planlanan, konut fiyatları ise Bursa’nın merkezine göre nerede ise iki katı yüksek olan bölge bazen, kaderine terk edilmiş yaşam alanı görüntüsü verebiliyor.

Geçtiğimiz günlerde de kamu hizmeti adına, müteahhit ekiplerinin halka ve vatandaşlara, haberleri bile olmadan nasıl eziyet ettiklerine dair olaylara tanıklık ettim. Bazı söylemleri bizzat kendim yaşadım. Utanç verici sahne!...

Denetimsizlik, başıbozukluk, “ben yaptım oldu” zihniyetinin hakim olduğunu görünce inanın önce Bursa adına sonra da kamu hizmetinde böylesine iş bilmez, halkı ve vatandaşları düşünmez müteahhitlerin ceplerinin ihale veya emanet usulü doldurulması iddiaları adına yaşanılan olaylara göz yumulup ses çıkarılmayışını hayret içinde izledim.

Biz büyüklerimizden böyle gördük, herhangi bir iş veya hizmet yapılacaksa, bu işlemleri yaparken başkasına zarar vermeyeceksin. Zarar vermeyi bir kenara bırakın, rahatsızlık vermeyeceksiniz. Çünkü, sizin iş ve eylem özgürlüğünün, bir başkasının özgürlük alanına, yaşam alanlarına, yoldan gelip geçmelerine engel oluyorsa, o zaman siz işinizi doğru yapmıyorsunuz demektir.

Bunun için bir kere değil, belki de bin kere düşünmek, planlamak, en az hasar, zararla hizmeti yapmak gerekli.

Yoksa, mevcut olayda yaşandığı gibi “Ben BUSKİ Müteahhidiyim” diye söze başlayıp, aklına estiğinde yolu kapat. Vatandaşların gelip geçtiği yerlere malzemeleri koy. İşgal et. Günlerce haftalarca insanların evlerine geliş-gidişlerine mani ol. Sonra da “ben hizmet yaptım!” diye konuş.

Olmaz böyle iş. Olmamalı. Hizmet yapılmasın diyen yok. Hizmetin adilane ve çevreye, insanlara, yaşantıya zarar verilmeden yapılması isteniyor.

Adamlar gelmiş, sokağa kanalizasyon döşenecekmiş. İddialar ve konuşulanlara göre, AKP görünümlü ama CHP torpilli bir müteahhidin yaptığı inşaat nedeniyle bölge halkı, çevre halkı zaten sürekli şikayet edip duruyormuş. Mesai saati, hafta sonu, sabahın erken saati dinlemeden yaklaşık 3 yıldır inşaat devam ediyormuş. Şimdi de o inşaatın kanalizasyon bağlantısı için sokağa şebeke döşenmesine karar verilmiş. Aslında, inşaatın ön cephesinde kanalizasyon var. Hemen karşıdaki sitenin kanalizasyonu buraya bağlı. Bu inşaat ve sitenin de kanalizasyonun buraya bağlanmasında herhangi bir engel yok. Fakat, inşaat ve imalat yapım sırasında, kanalizasyon hesabı buna göre yapılmamış.

Her ne ise BUSKİ, bu inşaatın kanalizasyon sorununu çözmek için işi bir müteahhide, taşerona vermiş. Buraya kadar herhangi bir iş ve işlem kusuru yok. Kanalizasyonu yapacaklar sabahın köründe gelip, yolu, 10 yıldır yaşam sürdürülen sitenin giriş, çıkış yolunu kapatmışlar. Ana yolu TIR dayanıp malzeme indirmeye başlamışlar. İşte sıkıntı burada.

Vatandaşlar, yol ortasında boş alan varken, TIR’ın, inşaatın önüne yanaşması için uygun yer varken, gelip ana yolu ve sokağı kapatmasına vatandaşlar tepki göstermişler. Vatandaşlar, yerden göğe kadar haklılar.

İş görenlere ulaşmak ve yolun açılmasını istemişler. Bölgede bulunanlardan koro halinde aldıkları cevaplar; “kardeşim burada iş yapıyoruz. Size hizmet yapıyoruz. Yolu da kapatırız. Geliş-geçişlerini de kapatırız. Biz iş yapana kadar bu durum böyle sürecek!”

Hani derler ya, başını belaya sokmak için bahane aramaya gerek yok, hazır yolda bekleyen bela mevcut. Tamda öyle. Hizmet yapıyoruz diye, halka ve vatandaşa eziyet eden bunca düşünce varken, düşman araya gerek yok.

Tabi ki eksik hizmet tamamlanacak. Ama, hizmetler yapılırken, vatandaş öncelikli ve ortak akılla yapıldığı söylenmesine rağmen, “ban yaptım oldu” zihniyetinin hala orta yerde dolaştığını görmek üzüntü verici.

Oysa ki, bir hizmet yapılırken, mevcut sitelerin, evlerin girişlerine engel olunmayacak şekilde çalışma yapılması, insanlara zarar verilmemesi öncelikli olmalı. Çünkü, engellisi var, hastası var, sabah erken işe gitmesi gerekeni var. Siz, sitenin araç giriş kapısına engel olup, insanların araçlarıyla yoldan geçmesine engel olursanız, alkış beklerken tepki çekersiniz. Özellikle de müteahhit firmanın çalışanların hal ve tavırları, insanları küçümseyen yaklaşımları, sözlerinin faturası seçim zamanı size