Mahalli idareler seçimleri malum 2024 Mart ayında yapıldı. O günden bu yana bir buçuk yıl geldi, geçti. Şöyle geriye doğru baktığımızda, seçim öncesi verilen sözler, konuşulanlar ile bir buçuk yılda yapılanlar arasındaki farkı fark etmemiz seçim öncesindeki verilen vaatlerin boş olduğunu ortaya çıkması, son günlerin eleştiri malzemesi oldu.
Malum, Bursa’da bir heybe kültürü vardır. Genellikle dağ yöresinden gelen insanlarımız, tarladan, bağdan, bahçeden elde ettikleri ürünleri, kendilerine yetecek kadar olanları heybesine koyup, akşam evdeki yemeği hallederlerdi. Bu kişiler şehre geldiklerinde de ihtiyaçları için aldıklarını heybeye koyup, öyle taşırlardı. Çünkü o devirde çanta kullanmak bugünkü kadar yaygın değildi.
Heybe, denilince akarsular durur.
Hoş, Velhasıl Bursa sudan ibarettir ifadesine rağmen sularımız yeterli gelmediği için akmayınca, dursa ne olur durmasa ne olur?
Gelelim, seçim vaatleri ve yapılanlara.
Zaten ülkemizdeki geçmiş dönemlerdeki yapılan işlerden akılda kalanlar bilinir. Çünkü, seçilen bir belediye başkanı eğer göreve yeni gelmiş ise geçmişte yapılanları incelemeye başladıklarını söyler. Bu durumda bir yıl zaman kazanılır.
Sonra, inceleme neticeleri merak edilir. Bu kez de kötüleme başlar. Şöyle yapılmalı idi, böyle yapılmaya başlanmış falan filan diye bir altı ay da zaman kazanılır. Bir bakmışsınız, lafla sözle günler geçiyor. Ortada yapılan iş ve icraat yok. Elle tutulur, gözle görülür hizmet de yok. Çünkü, lafla peynir gemisi yürümez demiş atalarımız.
O zaman, konserlere takılınır. Özel günlere takılınır. Kültür, sanat muhabbeti ile yol, su, çocuk parkı, semt pazarı olması gereken paralar böylece kültür-sanat başlığı altında harcanıp kasalar boşaltılır.
Bir bakarsınız, kasada para yok. Hemen geçmiş dönem “bize çok fazla borç bıraktılar” diye suçlamaya devam edilir. Oysa, bugün çalışanların alın teri maaşlarını bile ödeyemeyen belediyeler var Bursa’da. Yazık günah değil midir?
Zaman kazanmak iyi. Zaten ne söyleseniz inanacak olan sizlere güvenip oy vermiş belli bir seçmen gurubu var. Ama, vatandaşlar, mahallelerine, sokaklarına bekledikleri hizmetleri alamayınca başlarlar konuşmaya.
İşte, zor süreç o dönemlerde başlar.
Heybe boş çıktı diye başlık atmamın sebebi de bu.
Evet, Bursa’da özellikle de büyükşehir için heybenin boş çıktığı artık her köşe başında konuşuluyor. Tabi, bununda bir hal yolu var. Hemen, halka yönelik bir çalışma başlatılıp, “sizin fikriniz bizim için değerli!” denilerek vatandaşlardan fikir ve projeler toplanır.
Bir nevi, işi gücü, projesi ve ne zaman ne yapacağını bilmeyen yönetimler, bu şekilde hareketle, sanki yönetime halkı kazandırıp, birlikte, ortak akılla kenti yönettikleri izlenimi vermeye çabalarlar.
Bu tip gelişmeleri, söylemleri de geçmiş yıllarda çok gördük, yaşadık.
Hani halk deyimiyle olaya sıfat bulmak gerekirse, artık hayvan terli.
Yürüyemiyor. Gitmiyor. Bu yükü taşıma gücünü çoktan kaybetmiş.
Eh, şimdi ne olacak?
Hemen anketlere bakalım. Vatandaşlar ne düşünüyor. Anketler yaptırılır. Bu arada, halk, ortada fol ve yumurta olmadığını görünce de başlar eleştirileri sıralamaya. Hani, kendi mahallerinde bir sürü dert varken, yol yokken, yaya kaldırımı yokken, spor sahası, oyun alanları yokken, yan tarafa sonradan eklenen mahalleye bu hizmetlerin sürekli yapılması göze batıp durur.
Halbuki, imar rantı ve mahalli idarelerdeki adam kayırma hizmetleri iddiaları almış başını giderken, bu söylemlerle de tıkanma başlar.
Halkın içinde gezip dolaşan birisi olarak Bursa adına şunu söylemek mümkün. Özeti şöyle;
Laf çok, hizmet yok.
Lafa bakarsanız, iktidar engellemesi var.
Ama, mahalli iktidarın kendileri olduğunu unutacak, hatırlayamayacak kadar da sıkıntılı durum var ortada. Acaba, kendi kendilerine mi engel olup sonrasında da genel iktidarı suçluyorlar?
İş başına gelenlerin, seçim afişlerine “projelerimizle geliyoruz!” diye yazıp, aradan geçen bir buçuk sene sonra da halka “bize proje önerin!” demesi acaba ne anlama geliyor?
Ortak akıl veya yeni vizyon çalışması mıdır?
Yoksa boş heybe ile yola çıkıldığının anlaşılmaması için manevra yapılması mı?
Eleştiri yapılacak, söylenecek o kadar çok söz var ki, fakat zamanı değil. Çünkü, beş yıl süreyle yetki ve vizeler verildi.
Pek çok kişi her ne kadar “oy verdiğime pişmanım” diye konuşsa da atı alan Üsküdarı geçmiş.
Yapılacak şimdilik bir şey yok. Eleştiri, öneri ve halkın dertlerini anlatmaya devam edeceğiz.
Bu devran böyle gelmiş, böyle gitmemeli.
Yorum Ekle
Yorumlar (0)
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Muharrem KARABULUT
Heybe boş çıktı
Mahalli idareler seçimleri malum 2024 Mart ayında yapıldı. O günden bu yana bir buçuk yıl geldi, geçti. Şöyle geriye doğru baktığımızda, seçim öncesi verilen sözler, konuşulanlar ile bir buçuk yılda yapılanlar arasındaki farkı fark etmemiz seçim öncesindeki verilen vaatlerin boş olduğunu ortaya çıkması, son günlerin eleştiri malzemesi oldu.
Malum, Bursa’da bir heybe kültürü vardır. Genellikle dağ yöresinden gelen insanlarımız, tarladan, bağdan, bahçeden elde ettikleri ürünleri, kendilerine yetecek kadar olanları heybesine koyup, akşam evdeki yemeği hallederlerdi. Bu kişiler şehre geldiklerinde de ihtiyaçları için aldıklarını heybeye koyup, öyle taşırlardı. Çünkü o devirde çanta kullanmak bugünkü kadar yaygın değildi.
Heybe, denilince akarsular durur.
Hoş, Velhasıl Bursa sudan ibarettir ifadesine rağmen sularımız yeterli gelmediği için akmayınca, dursa ne olur durmasa ne olur?
Gelelim, seçim vaatleri ve yapılanlara.
Zaten ülkemizdeki geçmiş dönemlerdeki yapılan işlerden akılda kalanlar bilinir. Çünkü, seçilen bir belediye başkanı eğer göreve yeni gelmiş ise geçmişte yapılanları incelemeye başladıklarını söyler. Bu durumda bir yıl zaman kazanılır.
Sonra, inceleme neticeleri merak edilir. Bu kez de kötüleme başlar. Şöyle yapılmalı idi, böyle yapılmaya başlanmış falan filan diye bir altı ay da zaman kazanılır. Bir bakmışsınız, lafla sözle günler geçiyor. Ortada yapılan iş ve icraat yok. Elle tutulur, gözle görülür hizmet de yok. Çünkü, lafla peynir gemisi yürümez demiş atalarımız.
O zaman, konserlere takılınır. Özel günlere takılınır. Kültür, sanat muhabbeti ile yol, su, çocuk parkı, semt pazarı olması gereken paralar böylece kültür-sanat başlığı altında harcanıp kasalar boşaltılır.
Bir bakarsınız, kasada para yok. Hemen geçmiş dönem “bize çok fazla borç bıraktılar” diye suçlamaya devam edilir. Oysa, bugün çalışanların alın teri maaşlarını bile ödeyemeyen belediyeler var Bursa’da. Yazık günah değil midir?
Zaman kazanmak iyi. Zaten ne söyleseniz inanacak olan sizlere güvenip oy vermiş belli bir seçmen gurubu var. Ama, vatandaşlar, mahallelerine, sokaklarına bekledikleri hizmetleri alamayınca başlarlar konuşmaya.
İşte, zor süreç o dönemlerde başlar.
Heybe boş çıktı diye başlık atmamın sebebi de bu.
Evet, Bursa’da özellikle de büyükşehir için heybenin boş çıktığı artık her köşe başında konuşuluyor. Tabi, bununda bir hal yolu var. Hemen, halka yönelik bir çalışma başlatılıp, “sizin fikriniz bizim için değerli!” denilerek vatandaşlardan fikir ve projeler toplanır.
Bir nevi, işi gücü, projesi ve ne zaman ne yapacağını bilmeyen yönetimler, bu şekilde hareketle, sanki yönetime halkı kazandırıp, birlikte, ortak akılla kenti yönettikleri izlenimi vermeye çabalarlar.
Bu tip gelişmeleri, söylemleri de geçmiş yıllarda çok gördük, yaşadık.
Hani halk deyimiyle olaya sıfat bulmak gerekirse, artık hayvan terli.
Yürüyemiyor. Gitmiyor. Bu yükü taşıma gücünü çoktan kaybetmiş.
Eh, şimdi ne olacak?
Hemen anketlere bakalım. Vatandaşlar ne düşünüyor. Anketler yaptırılır. Bu arada, halk, ortada fol ve yumurta olmadığını görünce de başlar eleştirileri sıralamaya. Hani, kendi mahallerinde bir sürü dert varken, yol yokken, yaya kaldırımı yokken, spor sahası, oyun alanları yokken, yan tarafa sonradan eklenen mahalleye bu hizmetlerin sürekli yapılması göze batıp durur.
Halbuki, imar rantı ve mahalli idarelerdeki adam kayırma hizmetleri iddiaları almış başını giderken, bu söylemlerle de tıkanma başlar.
Halkın içinde gezip dolaşan birisi olarak Bursa adına şunu söylemek mümkün. Özeti şöyle;
Laf çok, hizmet yok.
Lafa bakarsanız, iktidar engellemesi var.
Ama, mahalli iktidarın kendileri olduğunu unutacak, hatırlayamayacak kadar da sıkıntılı durum var ortada. Acaba, kendi kendilerine mi engel olup sonrasında da genel iktidarı suçluyorlar?
İş başına gelenlerin, seçim afişlerine “projelerimizle geliyoruz!” diye yazıp, aradan geçen bir buçuk sene sonra da halka “bize proje önerin!” demesi acaba ne anlama geliyor?
Ortak akıl veya yeni vizyon çalışması mıdır?
Yoksa boş heybe ile yola çıkıldığının anlaşılmaması için manevra yapılması mı?
Eleştiri yapılacak, söylenecek o kadar çok söz var ki, fakat zamanı değil. Çünkü, beş yıl süreyle yetki ve vizeler verildi.
Pek çok kişi her ne kadar “oy verdiğime pişmanım” diye konuşsa da atı alan Üsküdarı geçmiş.
Yapılacak şimdilik bir şey yok. Eleştiri, öneri ve halkın dertlerini anlatmaya devam edeceğiz.
Bu devran böyle gelmiş, böyle gitmemeli.