Hava Durumu

Her şeyi unutuyoruz

Yazının Giriş Tarihi: 28.03.2023 00:02
Yazının Güncellenme Tarihi: 28.03.2023 00:02

Zaman ne çabuk gelip geçiyor. Bakın, mahalli idareler, belediye seçimleri olalı dört yılı geride bıraktık. Bugünden sonra seçime bir yıl kaldı. Bizler, cumhurbaşkanlığı ve TBMM 28. Dönem milletvekilliği seçimleriyle ilgili tartışırken, kapımıza hizmet getirmesi gereken belediyelerinde sandık zamanı geliyor.

Sayılı günler çok çabuk gelip geçiyor.

Bugün gündem Cumhurbaşkanlığı seçimleri ve anketlerin ne söyledikleri.

Kimine göre sistem değişmeli, kimine göre ise mevcut durum aynen devam etmeli.

Seçimlerin yapıldığı 2018 Haziran tarihinden bu yana yatıp kalkıp, seçimleri tartışıyoruz. Bir yerde hazmedememe gibi anlayış var. Halkımız oyları vermiş, seçmiş, işbaşına getirmiş. Ama, “biz bunları istemiyoruz” diyen bir grup sürekli kötü propaganda yapıyor. Aslı astarı olmayan bazı işleri, olayları varmış gibi gösterip, halkın, vatandaşın kafasını karıştırıyor. Bu işlemlerle, söylemlerde başarılı olamadıklarını söylemek veya düşünmek yanlış olur. Çünkü, epey gündem yaratan olaylara imza attılar.

Sonra, söylentiler ile gerçekleri birbirinden ayırt etmenin güç olduğu dönemlere girdik.

Dün, birbirleriyle kavga eden, görevde bulundukları süreçte, birbirlerini Yüce Divana göndermekle tehdit eden, suçlayan kişilerin bugün bir masa etrafında toplanıp, “bizi istemeyeni biz hiç istemiyiz” düşüncesiyle hareket ettiklerini görünce hayret ediyoruz.

Söylemler desen dün başka, bugün başka, yarın nasıl olacak Allah bilir.

Suçlamaların ardı arkası kesilmiyor.

Hani, “benim yanımda olursan iyisin, başkasının yanına gidersen kötüsün” mantığı var ya aynen bu düşünce hakim oldu ittifaklarda.

Birbirlerini açıkça belirtemeseler bile şöyle suçluyorlar;

Tencere dibin kara, senin ki benden kara!

Gel şimdi çık işin içinden.

Pek çok okumuş, yazmış, toplumda saygın yeri olan insanlar bile bu duruma şaşmış kalmışlar. Hem iktidar hem de muhalefete hizmet eden, ettiklerini sanan, toplumun büyük kesiminden ise “Ben artık gazete okumuyorum, ben artık TV izlemiyorum” tepki toplayan yandaş ve fondaş medya, topluma yön verebilme adına çırpınıp duruyor.

Kırk yılı aşkın bu mesleği yapan ve buradan ekmek yiyen birisi olarak medya gruplarının içine düştükleri bu durumu siyasi çöplük durumunu içime sindiremiyorum.

Yazıklar olsun!

Gazetecilik, A’nın B’nin gemisine üfleyip yelkenlerine rüzgar olmak değil, halka doğruları anlatmak, doğru bilgi vermek, siyasetin söylemlerinin yorumlarını ise halka, vatandaşa bırakmaktır.

Böylesine, yanlı ve taraflı gazetecilik bana göre gazetecilik değil, olsa olsa paralı propaganda memurluğu olur.

Gelelim, söylemlere;

Seçimler öncesinde emekli, memur, işçi ücretlerinde hatırı sayılır zamlar yapıldı. Şimdi de kamuya alınacak olan memur, işçi kadroları açıklandı.

Senelerdir kangren hale gelmiş olan Emeklilikte yaşa takılanların dertlerine çözüm bulundu. Esnaf ve üretim, işyeri açma, sanayi kredilerine destek sağlandı. Ama, yurt dışı üniversite mezunları için beklenen denklik meselesine çözüm getirilmedi.

Ekonomide olumlu sinyaller geliyor.

Kahramanmaraş depremi tam tamına ülkemizin on bir tane vilayetini yıktı geçti. 50 binden fazla vatandaşımız vefat etti. Milyonlarca insanımız evsiz, barksız kaldı. İşyerleri yıkıldı. Üretim durdu.

Atalarımızın söylemleri gibi, “tarlada pulluk çalışmazsa, çift sürülmezse, fabrikada makinelerin çarkları dönmezse, insanlarımız aç ve açıkta kalır” söylemi tam tamına depremle beraber gerçek oldu.

Devletimiz ve milletimiz bir kez daha güçlü olduğunu, herhangi bir siyasi amaç gütmeden mağdur olan vatandaşların yaralarının sarılması adına toplumsal güç birliği oluşturulduğunun çok güzel örneklerini verdiler.

İnsanlarımız can ve mal derde iken, muhalefetinde siyaset derdine düşüp, insanları kötü durumlarıyla imtihan edildikleri sırada kullanmak istemelerine ise akıl ve mantık el vermiyor.

Yukarıda yazdığım gibi, yazımın başlığı gibi her şeyi çok çabuk unutuveriyoruz. Tıpkı, 1999 Marmara Körfez depremini unutup, Belediyelerin rantiyeci müteahhitlerle kol kola insanlara beton mezar yapmaya devam ettiklerini, Maraş Depreminde bir kez daha yaşadığımız gibi.

Maalesef, tehlikenin farkında değiliz.

Biz, tehlikenin farkında olsak bile bazı belediye yönetimleri ve müteahhit tayfaları, her zaman yaptıkları yanlarına kar kaldığı ve kendilerinden herhangi bir şekilde hesap sorulmadığı, bu konuda iktidarında, muhaliflerinde aynı ölçü ve derecede suçlu oldukları görülmesine rağmen adım atılmasına engel olunduğunu gözlemek vicdanları sızlatıyor. 

Böyle bir ortamda bizler hala siyasi nezaket, siyasi duruş, siyasi etkinlik ve siyasi ahlak durumlarını tartışıyoruz. Vakit yaklaştı. Sandık geliyor.

Bakalım, halkımız size nasıl bakıyor? Sandıkta ne mesajları verecek?

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.