Pek çok işyerine girerken dikkat çeken bazı tabelaları görüyoruz. Üzerlerinde “Dikkat. Tehlikeli madde. İş güvenliği için dikkatli olan. Çalışırken, başka işlerle ilgilenmeyin.” Yazıları bulunan bu tabelalar, aslında iş güvenliği açısından büyük önem taşıyor.

İş güvenliği, 1 Ocak 2025 tarihinden itibaren kapsamı genişletilip, sadece işyerleri için değil, ikamet edilen apartmanlar, siteler içinde geçerli sayıldı. Hatta, cadde ve sokaklardaki işleyişin ve insan yaşantısının kolaylaştırılması adına da iş güvenliği kanunuyla kamu yönetimine bazı görevler yüklendi. Başta, kent güvenliği ve yaya kaldırımlarının güvenliği gibi işlemlerle sadece polis değil, şimdi de belediyeler görev ve sorumluluk sahibi.

Hani, İzmir’de bir elektrik kablosunun su birikintisi olan yola düşmesi ve elektrik kaçağı nedeniyle insanların ölmesi olayı üzerine hatıralarda kalan şekliyle, İzmir Belediyesinin sorumlu ve görevlileri de yargılanmaya devam ediyor.

Bunun içinde, herkesin üzerine düşen görevi layıkıyla yerine getirmesi lazım. Lafta değil, icraatta etkin ve yeterli kamu yönetimi istemek vatandaşlar olarak bizlerin en doğal hakkı.

Çünkü, bu devlete vergi veriyoruz. Bu devlete, kamu kurumlarına, belediyelere vergi veriyoruz. Onları da bize hayatı kolaylaştırmaları için tercih edip seçtik.

Herkesin bu bilinç içinde hareket etmesi gerekiyor. Kanunlarda böyle yazmasına rağmen “uygulamada aynı şekilde dikkat ve özenle karşılaştığımıza dair şahitlik eder misiniz?” Diye sorulsa, ben kendi şahsıma bu konuda şahitlik etmem. Çünkü, yeterli özen ve dikkat yok kamu yönetiminde.

Vurdum duymaz bir yönetim ve günü kurtarmanın hesabı ile yürütülen pek çok belediye yönetimi mevcut.

Bursa Belediyeler Birliği’nin, şehrin kamu kurumlarının ve sektör temsilcilerinin katılımıyla düzenlediği ‘Kamusal Alanlarda İş Sağlığı ve İş Güvenliği Çalıştayı” Bursa’da yapıldı.

Deyim yerinde ise belediye başkanları nerede ise tam tekmil hazır bulundular çalıştayda.

Kamusal alanlardaki iş sağlığı ve iş güvenliği alanlarında, yeni yaklaşımlar ortaya koymak, belediyeler arasındaki iş birliğini ve kamusal verimliliği arttırma amaçlı olduğu açıklanan ‘Kamusal Alanlarda İş Sağlığı ve İş Güvenliği Çalıştayı” Merinos Atatürk Kongre Kültür Merkezi’nde, Bursa Belediyeler Birliği ve Yıldırım Belediye Başkanı Oktay Yılmaz’ın ev sahipliğinde gerçekleşti.

Çalıştaya, Uludağ Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ferudun Yılmaz, birliğe üye belediye başkanları, kamu kurumları ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri, uzmanlar ve çok sayıda davetli katıldı. Toplantının amacı gayet iyi ve güzel. Sadece Belediye veya kamu çalışanları değil, insan hayatını kolaylaştıran konularında tartışılması lazımdı ama galiba bir başka toplantıya da bu konular ele alınır diye düşünüyorum.

Kamusal alanlardaki çalışan sağlığı ve iş güvenliği alanındaki gelişmelerin halka daha nitelikli, hızlı hizmet olarak geri döneceğini savunan Bursa Belediyeler Birliği ve Yıldırım Belediye Başkanı Oktay Yılmaz, “güvenli bir şehir, sadece duvarları sağlam yapılarla değil; insanı önceleyen bir yönetim anlayışıyla kurulur. İş sağlığı ve güvenliği, yalnızca sahada değil; zihniyette de inşa edilmesi gereken bir koruma alanıdır. Bu nedenle, iş sağlığı ve güvenliğine sadece yasal bir zorunluluk veya bireysel bir sorumluluk olarak değil, aynı zamanda toplumsal bir görev olarak bakılmalıdır. Bu çalıştayın temel hedefi bu farkındalığın artmasına katkı sağlamaktır” dedi.

Evet. Bu tespit çok doğru. Altına bende imzamı atıyorum. Çünkü, insanları kentsel dönüşüm söylemleriyle oyalamak ve ikamet ettikleri, binaları, evleri, apartmanları yenilemekle insan sağlığı ve halk sağlığı ve kent güvenliği sağlanmış olmuyor. Asıl farkındalık yaratılması ve insanların uyarılması gereken konular bunlar. Çünkü, beton yenilenmekle sağlıklı ve güvenlikli yaşam inşa edilmiş olmuyor.

Mesela, gece yarısı gürültüye karşı duyarsız kalan güvenlik güçlerinin de güvenlikli kent yaşamından söz etmeleri acaba ne kadar doğru? Alın size kamu yönetiminde şeffaflık ve halkın huzuruna yönelik bir örnek soru.

Kamusal alanlarda karşılaşılan riskler, bu risklerin nasıl yönetilebileceği, mevcut uygulamaların ne ölçüde yeterli olduğu ve daha güvenli bir çalışma ortamı için hangi yeni adımların atılabileceği gibi pek çok konunun çalıştayda mercek altına alınacağına değinen Yılmaz, “Kamu kurumlarımızdan, üniversitelerimizden, sivil toplum kuruluşlarından ve sahada görev yapan iş sağlığı ve güvenliği alanında deneyimli akademisyenler, mühendisler, saha uygulayıcıları ve idari yetkililer çok önemli katkılar sağlayacaklar. Bu değerli çalıştaydan bizler için önemli tavsiye görüş ve önerilerin çıkacağına inanıyorum. Bu çalıştay, çalışan sağlığı ve iş güvenliği alanlarında bize rehber olacak.” diye konuştu.

Son derece faydalı ve güncel bir konu seçilmiş. Kamusal Alanlarda Risk Yönetimi ve Güvenlik Standartları, İSG Eğitim ve Farkındalık Programları, Kamusal Alanlarda İş Kazaları ve Hukuki Süreçler, Altyapı Çalışmaları ve Güvenlik Yönetimi, Yüklenici/Hizmet Veren Kuruluşlar Çalışan Güvenliği ve İSG Yönetimi, İSG Teknolojileri ve Dijital Çözümler, Psikososyal Riskler, Meslek Hastalıkları ve Çalışan Sağlığı, Yangın Acil Durum Yönetimi ve Yangın Planlaması ile Çevresel Riskler ve Sürdürülebilir İSG Politikaları başlıklarında oluşturulan 9 farklı konuda düzenlenen çalıştay, umarım belediye yönetimlerine ışık tutar. 150’nin üzerinde uzmanın bu konularla ilgili bilgileri paylaştığı çalıştayda dikkat çeken husus ise belediye yönetimlerinin olaylara sadece bina güvenliği, binalarda çalışanların güvenliği yönüyle ilgi göstermesi olmuş.

Oysa ki, iş sağlığı ve güvenliği kanununa göre değerlendirme yapılacak olursa, sadece inşaat ve imalat aşaması değil, cadde ve sokakların güvenliği, genel güvenlik, asayiş ve parkların, eğlence mekanlarının güvenliği de bu kanun kapsamında değerlendirilmesi ve dikkate alınması gerekli konuları içeriyor.