Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Gıda enflasyonunun CHP’ye göre hesabı

Yazının Giriş Tarihi: 06.03.2025 00:10
Yazının Güncellenme Tarihi: 06.03.2025 00:10

Sokağa çıkıp kime sorarsak soralım alacağımız cevap hep aynı oluyor; ülkemizdeki gıda fiyatları, çarşı Pazar fiyatları çok pahalı.

Bu pahalılık aslında senelerdir var. Vatandaşlarımız hayatları boyunca sürekli kemer sıkmaya alıştıkları için çarşı Pazar fiyatlarına yönelik eleştiri yapsalar bile aç kalmaktansa biraz alıp karnını tam olmasa da doyurmanın hesabını yapıyorlar.

Enflasyon hesabına özel sektör ve bazı iş insanları derneklerinin yaptığı hesap ile Türkiye İstatistik Kurumu’nun yaptığı belirleme arasında fark çıkıyor. Biz, ne kadar eleştiri yapsak bile ülkemizdeki fiyat dengelemesi ve ekonomik politikalar TÜİK rakamlarına göre şekilleniyor.

CHP Bursa Milletvekili ve PM Üyesi Orhan Sarıbal, TÜİK verilerine göre son üç yılda gıda enflasyonunun yüzde 289 olduğunu ileri sürdü. Sarıbal,“halkın artık satın almasının mümkün olmadığı kuzu etinin fiyatı yüzde 537, dana etinin fiyatı ise yüzde 460 oranında arttı. Meyve fiyatlarındaki artış yüzde 368, çay fiyatlarındaki artış yüzde 325, tereyağı fiyatlarındaki artış yüzde 321’i buldu. Halk neredeyse ekmek alamaz hale geldi. Çünkü son üç yılda ekmek fiyatları yüzde 293 oranında arttı. Tek ekonomistin ülkesinde işçinin, emeklinin cebinden çıkan her kuruş, yandaşın cebine giriyor. Mutlu azınlığın keyfi kaçmasın diye, milyonlar açlığa, borca, yoksulluğa mahkum ediliyor” dedi.

Tarlada, bağda, bahçede izi olan ve sahadan gelen bir üretici olarak Orhan Sarıbal’ın yaptığı bu hesap kitap bana göre çok önemli. İşin siyasi tartışmasını bir kenara bırakırsak, rakamların nereden nereye geldiğini, vatandaşların ile kazançlarındaki kayıpların neler olduğunu yine ekonomik baz alınarak politikalar üretilen TÜİK rakamlarıyla gözler önüne sermiş.

Orhan Sarıbal, TBMM’de düzenlediği basın toplantısında, tarımdaki büyüme rakamlarını ve Şubat ayı gıda enflasyonunu değerlendirdi. Özellikle enflasyon verilerinin manipüle edilerek halkın gerçek enflasyonla yüzleşmesinin engellendiğini iddia eden Milletvekili Sarıbal, gıda fiyatlarındaki artışın özellikle dar gelirli ve emekli kesim için büyük bir yük oluşturduğunu belirtti.

Süt, tereyağı, peynir gibi temel gıda maddelerinin fiyatlarının ciddi şekilde arttığına dikkatleri çeken Sarıbal, TÜİK’in açıkladığı enflasyon verileri ile ENAG’ın verileri arasındaki büyük farkları eleştirdi.

Sarıbal; “TÜİK’e göre Şubat ayında aylık enflasyon yüzde 2,27, yıllık enflasyon ise yüzde 39,05 olarak açıklanırken, ENAG’a göre bu rakamlar aylık yüzde 3,37, yıllık yüzde 79,51 olarak kaydedildi. TÜİK’e göre 2003’ten bu yana ortalama fiyatlar 29 kat, gıda fiyatları ise 41 kat arttı. Fiyatlarda herhangi bir düşüş söz konusu değil; sadece artış hızı yavaşlıyor. TÜİK verilerine göre son üç yılda gıda enflasyonu yüzde 289 oldu. Halkımızın artık satın almasının hemen hemen mümkün olmadığı kuzu etinin fiyatı yüzde 537, dana etinin fiyatı ise yüzde 460 oranında arttı. Meyve fiyatlarındaki artış yüzde 368, çay fiyatlarındaki artış yüzde 325, tereyağı fiyatlarındaki artış yüzde 321’i buldu. Halk neredeyse ekmek alamaz hale geldi. Çünkü son üç yılda ekmek fiyatları yüzde 293 oranında arttı. Tek ekonomistin ülkesinde işçinin, emeklinin cebinden çıkan her kuruş, yandaşın cebine giriyor. Mutlu azınlığın keyfi kaçmasın diye, milyonlar açlığa, borca, yoksulluğa mahkum ediliyor” diye konuştu.

Yüksek enflasyon ve gıda fiyatlarındaki artışın Ramazan'da mutfağa yansıdığını belirten Sarıbal, “derinleşen ekonomik krizin gölgesinde günden güne artan gıda enflasyonu gündemdeki yerini koruyor. Gıda fiyatlarındaki artış dar gelirlileri ve çalışanları daha fazla etkiliyor. Örneğin 2023 yılında hissedilen enflasyon, açıklanan enflasyonun yaklaşık iki katı oldu. Türkiye Ziraat Odaları Birliği’nin tespitlerine göre; 2024 Şubat ayında üretici ve market arasındaki en yüksek fiyat farkı 3,2 kat ile kuru fasulyede görüldü. Kuru fasulyeyi 3,1 kat ile havuç, 3 kat ile kuru kayısı ve Antep fıstığı izledi. Üreticide 33 lira olan kuru fasulye markette 106 liraya, 13 lira olan havuç 40 liraya, 150 lira olan kuru kayısı 447 liraya, 250 lira olan Antep fıstığı 742 liraya satıldı. Üretici ve market arasındaki fiyat farkı nohutta 2,9 kat, kırmızı mercimekte 2,7 kat, yeşil mercimek, mandalina ve portakalda 2,5 kat, salatalık ve pırasada 1,9 kat, patlıcan, patates ve elmada ise 1,8 kat oldu” dedi.

Mübarek Ramazan ayındayız. Vatandaşlarımız oruç tutabilme adına iyi beslenme yapmak zorundalar. İyi beslenmenin ana kaynağı da kaliteli gıdalardan geçiyor. Mesela, süt, yoğurt, tereyağı, et, balık, ekmek ve Ramazan aylarının vaz geçilmesi tabi ki pide. Pide fiyatlarına baktığımızda ise emekli ve dar, sabit gelirlilerin günde iki adet Ramazan pidesi alması, fiyatının ise 30 liradan hesaplanması halinde, aylık bin 800 TL gibi masrafa girmesi gerekiyor. Emekli maaşına oranladığımızda ise maaşın yüzde sekizlik diliminin sadece pide için harcandığı ortaya çıkıyor.

Hesap, kitap olanca şeffaflığıyla ortada. CHP’nin Bursa milletvekili Orhan Sarıbal’ın yaptığı gıda enflasyonu hesabı da gerçek piyasa değerleriyle uyumlu gözüküyor.

Türk milleti olarak biz neler gördük. Benzin kuyrukları, yağ, şeker, un kuyrukları, tüp kuyruklarında çocuk yaşta başlayan hayatımız hala ekonomik sıkıntılarla devam ediyor.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar (0)
Yükleniyor..
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.