Ülkemizdeki kanayan yara haline gelen konuların başında eğitim geliyor. Bunu, sağlık, güvenlik ve adalet sistemi izliyor. Aslında bana göre en fazla sıkıntılı durum adalet ve hukuk siteminde.
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, medyada en fazla eleştiri alan bakan. Nedeni, ekonomik olaylar ve amiyane tabir ile tamamen duygusal konular. Bu duygusal konular, aşk meşk konuları değil, para pul olaylarını içeriyor.
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Turkuvaz Medya’nın düzenlediği '5. Finansın Geleceği Zirvesi'nde ekonomideki son tabloyu ve yeni yol haritasını paylaşırken eğitim enflasyonu hakkında da önemli mesajlar verdi.
Şimşek, Türkiye'de eğitim enflasyonunun temel kaynağının özel okullar ve vakıf üniversiteleri olduğunu belirterek, sektördeki fiyat dinamiklerinin dezenflasyon sürecinde kritik rol oynayacağını söyledi.
Şimşek, Türkiye'de öğrencilerin yaklaşık yüzde 90'ının devlet okullarına gittiğini, kitaplar dahil tüm eğitim materyallerinin ücretsiz sağlandığını hatırlatarak, "dolayısıyla asıl sorun kamu tarafında değil, özel eğitim kurumlarındaki fiyat davranışlarında" dedi.
Devlet özel okulların para basan veya halk deyimiyle altın yumurtlayan tavuk olduğunun farkına nihayet varmış. Çok olumlu bir gelişme.
Özel okullarla ve vakıf üniversiteleriyle ilgili olarak konuşan ve "Kâr amacı yok deniliyor ancak fiyat davranışları bununla uyumlu değil" diyen Şimşek, şunları kaydetti:
Vakıf üniversitelerinin bazı programlarında harçlar 10 kat arttı. Sektördeki fiyat dinamikleri dezenflasyon sürecinde kritik rol oynayacak.
Şimşek, özel eğitim kurumlarında uzun süre yaklaşık yüzde 36'lık fiili bir tavan uygulandığını, bu sınır kaldırıldığında fiyatlamanın hızla serbestleşip eğitim enflasyonunu yukarı taşıdığını kaydetti.
Biriken farkın son yıllarda fazlasıyla giderildiğini vurgulayan Şimşek, "Bugün geldiğimiz noktada tavanın yarattığı boşluk tamamen telafi edildi. Artışlar enflasyonun çok üzerinde seyretti" ifadelerini kullandı.
Şimşek, 2026'da enflasyonda beklenen hızlı düşüşün nedenlerinden birinin bu alandaki yapısal düzenlemeler olacağını belirterek, "Hem özel okullar hem de üniversiteler için ‘kural bazlı fiyatlama’ dönemine geçildi" dedi. İfadeleri, açıklamaları ve ne demek istediğine dair düşünceleri iyice anladıktan sonra, duruma baktığımızda hükümet, her köşe başında apartman dairelerinde bile açılan özel okulların karlı iş ve meslek olduğuna kanaat getirmiş.
Biraz geç olsa da önemli bir gelişme.
Hele, üniversitelerin bu konulardaki kazançları, holdinglerin kazançlarından bile fazla olduğu konuşuluyor. Nasıl olmasın ki, belli bir bölümde vakıf üniversitelerinde okuyan öğrencilerin yıllık ödemeleri nerede ise milyonu buluyor.
Bazıları hali vakti yerinde olan, zengin aile çocukları. Yerleşme sınavlarında yeterli puanı kazanamadıkları için özel üniversite kapılarını zorluyorlar. Bazıları ise eğitim yetersizliği, maddi imkan kısıtlığı ve dershane, şimdiki ismiyle etüt merkezlerine verecek paraları ve aile güçleri olmadığı için sınavlarda devlet üniversiteleri kadrolarına girebilecek seviyede kazanamıyorlar.
Sonra, aileleri bu çocukların eğitim alması içinde vakıf üniversiteleri kapılarında, halden sebze meyve alır gibi eğitim, öğretim pazarlıkları yapmak zorunda kalıyorlar.
Birde, ülkemizde eğitim ve fırsat eşitliği olmadığı iddiaları ve konuşmaları var ki akıllara zarar. Üniversiteler sanki kurtarılmış bölge gibi. Özellikle üniversiteleri denetleyen Yüksek Öğretim Kurulu hakkında da akıl almaz iddia ve eleştiriler mevcut. Pek çok iddialar var. Özellikle, vakıf üniversitelerinin yüksek fiyat ve ücret uygulamasına ses çıkarmayan YÖK’ün, yurt dışı eğitimde tanınırlık verdiği üniversitelerden mezun olan gençlere, öğrencilere çeşitli bahaneler öne sürüp diploma denklik belgesi vermediği, vermek istemediği gerçeği var. Bu iddialarla pek çok kişiyi mahkeme kapılarında süründürdüğü ve yüz binlerce mağdur yarattığı iddiaları, sanırım iktidarı gelecek seçimlerde epey bir zorlayacak.
Çünkü, yurt dışı eğitim fiyatları, Türkiye’deki vakıf üniversitelerin fiyatlarından nerede ise dörtte biri kadar. Yani, Türkiye’deki özel üniversitede bir yıllık eğitim ödemesiyle yurt dışında dört yıl okuyup üniversite diploması almak mümkün.
İddialar vahim, YÖK işte bu nedenle yurt dışı eğitime diploma denklik belgesi vermiyor. Özel üniversitelerde bayram edip, istedikleri gibi fiyat belirleyip, öğrencilerin sırtından geçiniyorlar.
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in yaptığı bu tespit belki, hükümeti bu konularla ilgili gerekli önlemleri almaya zorlar. Belki, eğitimdeki fırsat eşitliğinin sağlanması ve yüz binlerce öğrencinin yurt dışı diplomalarının denklik işlemlerinin çözülmesine vesile olur.
Çünkü, öğrencilerin düşüncelerine göre bu işin vebali sadece YÖK’de değil, bu kurumun yasadışı uygulama iddialarına kulak tıkayıp gözlerini yuman siyasete de faturası kesilmesi mümkün.
Yorum Ekle
Yorumlar (0)
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Muharrem KARABULUT
Eğitimde fırsat eşitliği
Ülkemizdeki kanayan yara haline gelen konuların başında eğitim geliyor. Bunu, sağlık, güvenlik ve adalet sistemi izliyor. Aslında bana göre en fazla sıkıntılı durum adalet ve hukuk siteminde.
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, medyada en fazla eleştiri alan bakan. Nedeni, ekonomik olaylar ve amiyane tabir ile tamamen duygusal konular. Bu duygusal konular, aşk meşk konuları değil, para pul olaylarını içeriyor.
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Turkuvaz Medya’nın düzenlediği '5. Finansın Geleceği Zirvesi'nde ekonomideki son tabloyu ve yeni yol haritasını paylaşırken eğitim enflasyonu hakkında da önemli mesajlar verdi.
Şimşek, Türkiye'de eğitim enflasyonunun temel kaynağının özel okullar ve vakıf üniversiteleri olduğunu belirterek, sektördeki fiyat dinamiklerinin dezenflasyon sürecinde kritik rol oynayacağını söyledi.
Şimşek, Türkiye'de öğrencilerin yaklaşık yüzde 90'ının devlet okullarına gittiğini, kitaplar dahil tüm eğitim materyallerinin ücretsiz sağlandığını hatırlatarak, "dolayısıyla asıl sorun kamu tarafında değil, özel eğitim kurumlarındaki fiyat davranışlarında" dedi.
Devlet özel okulların para basan veya halk deyimiyle altın yumurtlayan tavuk olduğunun farkına nihayet varmış. Çok olumlu bir gelişme.
Özel okullarla ve vakıf üniversiteleriyle ilgili olarak konuşan ve "Kâr amacı yok deniliyor ancak fiyat davranışları bununla uyumlu değil" diyen Şimşek, şunları kaydetti:
Vakıf üniversitelerinin bazı programlarında harçlar 10 kat arttı. Sektördeki fiyat dinamikleri dezenflasyon sürecinde kritik rol oynayacak.
Şimşek, özel eğitim kurumlarında uzun süre yaklaşık yüzde 36'lık fiili bir tavan uygulandığını, bu sınır kaldırıldığında fiyatlamanın hızla serbestleşip eğitim enflasyonunu yukarı taşıdığını kaydetti.
Biriken farkın son yıllarda fazlasıyla giderildiğini vurgulayan Şimşek, "Bugün geldiğimiz noktada tavanın yarattığı boşluk tamamen telafi edildi. Artışlar enflasyonun çok üzerinde seyretti" ifadelerini kullandı.
Şimşek, 2026'da enflasyonda beklenen hızlı düşüşün nedenlerinden birinin bu alandaki yapısal düzenlemeler olacağını belirterek, "Hem özel okullar hem de üniversiteler için ‘kural bazlı fiyatlama’ dönemine geçildi" dedi. İfadeleri, açıklamaları ve ne demek istediğine dair düşünceleri iyice anladıktan sonra, duruma baktığımızda hükümet, her köşe başında apartman dairelerinde bile açılan özel okulların karlı iş ve meslek olduğuna kanaat getirmiş.
Biraz geç olsa da önemli bir gelişme.
Hele, üniversitelerin bu konulardaki kazançları, holdinglerin kazançlarından bile fazla olduğu konuşuluyor. Nasıl olmasın ki, belli bir bölümde vakıf üniversitelerinde okuyan öğrencilerin yıllık ödemeleri nerede ise milyonu buluyor.
Bazıları hali vakti yerinde olan, zengin aile çocukları. Yerleşme sınavlarında yeterli puanı kazanamadıkları için özel üniversite kapılarını zorluyorlar. Bazıları ise eğitim yetersizliği, maddi imkan kısıtlığı ve dershane, şimdiki ismiyle etüt merkezlerine verecek paraları ve aile güçleri olmadığı için sınavlarda devlet üniversiteleri kadrolarına girebilecek seviyede kazanamıyorlar.
Sonra, aileleri bu çocukların eğitim alması içinde vakıf üniversiteleri kapılarında, halden sebze meyve alır gibi eğitim, öğretim pazarlıkları yapmak zorunda kalıyorlar.
Birde, ülkemizde eğitim ve fırsat eşitliği olmadığı iddiaları ve konuşmaları var ki akıllara zarar. Üniversiteler sanki kurtarılmış bölge gibi. Özellikle üniversiteleri denetleyen Yüksek Öğretim Kurulu hakkında da akıl almaz iddia ve eleştiriler mevcut. Pek çok iddialar var. Özellikle, vakıf üniversitelerinin yüksek fiyat ve ücret uygulamasına ses çıkarmayan YÖK’ün, yurt dışı eğitimde tanınırlık verdiği üniversitelerden mezun olan gençlere, öğrencilere çeşitli bahaneler öne sürüp diploma denklik belgesi vermediği, vermek istemediği gerçeği var. Bu iddialarla pek çok kişiyi mahkeme kapılarında süründürdüğü ve yüz binlerce mağdur yarattığı iddiaları, sanırım iktidarı gelecek seçimlerde epey bir zorlayacak.
Çünkü, yurt dışı eğitim fiyatları, Türkiye’deki vakıf üniversitelerin fiyatlarından nerede ise dörtte biri kadar. Yani, Türkiye’deki özel üniversitede bir yıllık eğitim ödemesiyle yurt dışında dört yıl okuyup üniversite diploması almak mümkün.
İddialar vahim, YÖK işte bu nedenle yurt dışı eğitime diploma denklik belgesi vermiyor. Özel üniversitelerde bayram edip, istedikleri gibi fiyat belirleyip, öğrencilerin sırtından geçiniyorlar.
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in yaptığı bu tespit belki, hükümeti bu konularla ilgili gerekli önlemleri almaya zorlar. Belki, eğitimdeki fırsat eşitliğinin sağlanması ve yüz binlerce öğrencinin yurt dışı diplomalarının denklik işlemlerinin çözülmesine vesile olur.
Çünkü, öğrencilerin düşüncelerine göre bu işin vebali sadece YÖK’de değil, bu kurumun yasadışı uygulama iddialarına kulak tıkayıp gözlerini yuman siyasete de faturası kesilmesi mümkün.