Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Deprem ve unutulanlar

Yazının Giriş Tarihi: 25.04.2025 00:01
Yazının Güncellenme Tarihi: 24.04.2025 15:07

Deprem olduğunda tehlikenin farkına varıyoruz, sonrasında unutuyoruz. Tekrar yer sarsılmaya, binalar sallanmaya başladığında hatırlıyoruz ama, meydana gelen zaiyat, bizim bu hatırlamamızın bir anlamı olmadığını ifade ediyor.

Yani sözün kısası, insanlar başlarına herhangi bir olumsuzluk meydana geldiğinde her türlü çareye başvuruyorlar. Deprem anında da ve sonrasında yaşadıklarından ders alıp bir daha böyle olayların başlarına gelmemesi için yapılması gerekenleri konuşuyorlar, anlatıyorlar, projeler hazırlıyorlar. Sonra da zaman geçince, söylenenler unutuveriyor.

Geçmişten günümüze yaşadığımız tecrübelere göre de bu konuda, günü kurtarma operasyonları yapılıyor denilebilir. “Kaç tane ölümcül deprem atlattık, hala akıllanmadık” diye konuşan milyonlarca insanımız var memlekette.

Gelelim, İstanbul Silivri Depremi ve sonrasında yapılan konuşmalara. Bir kere kamuoyuna doğru bilgi verme görevi bulunan yöneticilerin, kısa zamanda bilgi toplayıp ,halkı aydınlatma görevlerindeki aksamalar eleştiriliyor. Bunun içinde vatandaşların böylesi günlerde, sıkıntı yaşanmaması için bazı önerileri ve istekleri var. Dünkü köşemde de bu olayı yazmıştım.

İletişim ve haberleşmenin sağlıklı bir şekilde devam ettirilmesi adına, bende bu önerileri önemsiyorum. Öncelikli istek; Cep telefonu operatörleri afet anları için yedek altyapı sistemleri kurmalı, Bilgi Teknolojileri Kurulu ve ilgili kurumlar, bu konuda bağımsız denetim yapmalı, kimsenin gözünün yaşına bakmadan, ne gerekiyorsa yapılmalı. Acil durumlarda ücretsiz internet & SMS erişimi sağlanmalı, Starlink acilen ülkemize getirilmeli. (Pek çok ülkede, ortak haberleşme ve kesintisiz haberleşme sistemi olarak hizmet veriyor.)

Deprem gibi hayati anlarda iletişim kurmak her vatandaşın hakkıdır. Ancak Türkiye’de yaşanan her büyük afette bizler aynı dertleri yaşayıp, aynı sıkıntılarla karşılaşıyoruz.

Operatörler çöküyor. Elimizdeki, cebimizdeki binlerce dolar değerindeki telefonlar kullanılmaz hale geliveriyor. İnsanlar sevdiklerine ulaşamıyor, yardım çağıramıyor, bilgi akışı sağlanamıyor.

Deprem veya herhangi bir doğa olayı yaşadığımız zaman, ardından bu tür olayların bir daha yaşanmaması adına neler yapılması gerekenleri konuşuyoruz. Fakat, önceki gün yaşadığımız deprem bize bir kez daha gösterdi ki, bu istek, beklenti ve öneriler hep konuşma olarak kayıtlarda kalmış. Hizmet adına ilerleme yok maalesef.

Vatandaş olarak bizler belki de her saniyesine, salisesine para ödediğimiz cep telefonu kullanımı veya kontörleri için para ödemeye devam ediyoruz ama güvenli, yeterli ve kesintisiz iletişim sağlamakta güçlük çekiyoruz. İşte, sıkıntı burada. Tekrar aynı konuların tartışılması ve gündeme gelmesi insanlık adına acı veren olay değil midir?

Deprem konusunda, önlem, eğitim ve insanların can ve mal emniyetinin sağlanması adına sürekli konuşulan ama göstermelik dışında herhangi bir iş veya eylem yapılmayan bir başka konuda da Bursa’nın Kent Müfettişi Cemil Aydın bizlere hatırlatmalarda bulundu.

İşin yansıyan tarafı ise bu konuda görev başındakiler konuşup bilgi vermesi gerekirken, onların sus pus kalmaları çok düşündürücü.

Senelerdir konuşulan ama bir türlü yapılmayan eksiklikler o kadar çok ki, burada sadece acil olanları sizlerle paylaşmak istedim.

Cemil Aydın’ın vermiş olduğu bilgilendirmeye göre eksikliği dikkat çeken hizmetler şöyle sıralanıyor;

Her mahalleye, içinde deprem sonrası ilk müdahalelerin yapılmasını sağlayacak araç gereçler olan konteynerler konulmalıdır. Hayat kurtarabilecek konteynerlerin korunması amacıyla da muhtarlıklara zimmetlenmesi gerekli ve önemlidir. 1999 Gölcük depremi sonrasında bazı illerimizde uygulanan bu proje şehrimizde de eksiksiz olarak uygulanmalı ve vazgeçilmemelidir.

Bu esnada, mahalle meydanları ve toplanma merkezleri oluşturulurken, deprem anında ne yapılması gerektiğini bilen mahalle gönüllülerinin eğitilmesi hayati önem taşımaktadır.

Amaç ise ekipler bölgeye varana kadar mahallelilerin ilk müdahaleleri yaparak kurtarabildikleri kadar kişiyi kurtarmalarıdır.

Konteynerler içinde bulunması gereken bazı araç ve gereçler; Seyyar aydınlatma takımı, Jeneratör, Delici ve kırıcı hitli, Hidrolik kriko (düşük güç kullanarak büyük yükleri kaldırmaya yarayan bir gereç). Manivela demiri (Yan keski ve levyeler kapı açma, cam açma, çivi sökme gibi amaçlarla kullanılan bir gereç). Balyoz, Murç, Çekiç, Kürek, El çapası, Bel baltası, Büyük kazma, Ağaç ve demir el testeresi, Boru anahtarı, Yangın söndürme tüpü, Yangın battaniyesi, Enkaz eldiveni, Ameliyat eldiveni, Toz maskesi, Lambalı baret, El feneri, El projektörü, Kurtarma ipi, Karabina (kanca), Makara, Emniyet şeridi, İkaz yeleği, Katlanabilir sedye, İlk yardım seti, Katlanabilir sürgülü merdiven, Metal benzin bidonu, Musluklu su bidonu, Matara, Çalışma gözlüğü, Demirci el makası, Megafon, Soğuk iklim çadırı, Su deposu, ısınma araçları vb.

Bu olayları ve yapılması gerekenleri bir kez daha hatırlatmakta fayda var. Seçim öncesinde mega projelerle memleketi güllük gülistanlık etmek vaatlerinde bulunan siyasetçilerimizin de bu durumları tekrar tekrar gözden geçirmelerinde fayda var. Çünkü, sayılı günler çok çabuk gelip geçiyor. Beklenmedik bir anda deprem, kapımızı çalabiliyor.

Sonrasında, ah vah etmemek için uyarılara, ikazlara, önerilere ve eleştirilere açık olup, yapılması gerekenlerin yapılması can ve mal emniyeti açısından önem arz ediyor.

Bir okurum, dünkü köşemde ifade ettiğim ve İstanbul’da uygulanan “Yarısı bizden, yarısı sizden” kentsel dönüşüm kampanyasının Bursa’da da uygulanması öneri ve beklentimiz üzerine gönderdiği mesajında, “Bursa yapı stoku ve deprem riski bakımından İstanbul’dan daha tehlikesi fay hatları üzerinde kurulmuş. Bunun içinde bir an evvel kentsel dönüşüm ve yenilenme gerekiyor. Bu konuda merkezi hükümetinde Türkiye’nin sadece İstanbul’dan ibaret olmadığını, iktidarı da sadece İstanbullu seçmenlerin belirlemediğini bir an evvel anlamalı. Bizler, İstanbul’da mevcut iktidarın belediye seçimini kaybedince bu durumu görüp, anlayacağını düşündük, galiba mesaj tam yerine gitmemiş. Bursa’da da aynı kaderi paylaştılar. Geçen zaman içinde halktan kopuk ve vatandaşların dertlerini, sorunlarını çözmekten uzak politikalar uyguladığını düşündüğümüz bu iktidarın en kısa zamanda fabrika ayarlarına dönüp, halkın seslerine kulak vermesini bekliyoruz” diyor.

Vatandaşların bakışı ve eleştirileri böyle.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar (0)
Yükleniyor..
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.