Dünyanın pek çok bölgesinde savaşlar devam ediyor. Bazen emperyalist güçler bazen de silah tüccarı ülkelerin destekledikleri bu savaşlarda, olan iki ülke vatandaşlarına oluyor.

Türkiye olarak bizler, yeni bir dönüm noktasının, kavşağın kapılarını açtık. Ülkemizde yıllardır terör eylemleri yapan eli kanlı terör örgütü, 10 Temmuz’da bir gurup militanının silahları bırakıp yakmasıyla, silahlı eylem yapmama kararının açıklanmasıyla ülkemiz derin ve rahat bir nefes almaya başladı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Terörsüz Türkiye özleminin gerçekleşmesi için bundan böyle AK Parti, MHP ve DEM Parti olarak bu konuların çözüme kavuşturma adına beraber yol yürüyeceklerini açıkladı. Ülkemize yeni bir umut, yeni bir kardeşlik ve yepyeni bir gelecek için yeni umutlar filizlendi.

Bu önemli ve güzel gelişmeleri tartışırken, yine 9 yıl önce yaşadığımız hain darbe girişiminin yıl dönümü ile karşılaştık.

Bu olayları belki de binlerce kez yaşayıp gördük. Özellikle, Türkiye üzerine oynanmak istenilen oyunlara karşı, milli birlik ve beraberlik göstergesinin en büyük ve en son örneği olan 15 Temmuz hain darbe girişiminin püskürtülmesi, devlet, vatan ve millet düşmanlarına vurulan en ağır darbelerden birisi oldu.

Bizler bugün, ülkemizde hür, bağımsız ve demokrasinin gereklilikleri içinde yaşayabiliyorsak, bunun en büyük güvencesi, halkımızın, milletimizin birlik ve beraberlik içinde hareket etmesidir. Bugünden tam 9 yıl önce, 15 Temmuz 2016 tarihinde Cumhuriyetimizi, Anayasal Düzenimizi yok etmeye, Devletimizi yıkmaya ve Milli İrademize karşı kin ve düşmanlık besleyen, insanların dini ve manevi duygularını sömüren FETÖ/PDY hain terör örgütü tarafından darbe girişimi düzenlendi.

Bu darbe, TBMM’ne, demokrasimize, Cumhuriyetimize, ülkemizin geleceğine, gençlerin ve çocukların yarınlarımıza ve şanlı ordumuza karşı hain FETÖ örgütü tarafından yapılmaya çalışılmıştır. Eli kanlı gözü dönmüş militanların silahlı darbe girişimi, demokrasi aşağı milletimizin azim ve kararlılığıyla bozguna uğratıldı.

Bugün vatan, millet, istiklal ve diğer bütün mukaddes değerler uğruna gözlerini kırpmadan, hainlerin kullandığı tankların, uçakların, helikopterlerin, silahların önlerine kendilerine kalkan edip, darbeyi önleyen, canlarını feda eden aziz şehitlerimizi minnetle yâd ederken milletimizin iradesinin tecellisi olan demokrasi zaferini kutluyoruz. Demokrasi ve Milli Birlik Günümüzde yaşadığımız acı olayları unutmamak, unutturmamak adına tekrar hatırlıyoruz.

Türkiye genelinde 63'ü emniyet personeli, 6'sı askeri personel, 183'ü ise sivil olmak üzere 252 kişi şehit oldu, 2 bin 734 kişi de yaralandı. 15 Temmuzda yapılan FETÖ/PDY hain darbe girişimini şiddetle kınıyor, Allah’tan bu tür acıları bir daha ülkemize yaşatmamasını temenni ediyoruz.

Türk Hükümeti darbe girişiminin ilk anlarından itibaren düzeni yeniden sağlamak ve failleri adalete teslim etmek için harekete geçti. Türk Silahlı Kuvvetlerine sızan yasa dışı bir grup tarafından gerçekleştirildiği ortaya koyuldu. Yakalanan kişilerin itiraflarından, FETÖ’nün darbe girişiminin arkasında olduğu kesinlik kazandı. ABD'de ikamet eden örgüt elebaşının devlet içerisindeki paralel yapılanmasıyla bu hain eylemi gerçekleştirdiği ortaya çıktı.

Kazanılan zafer sadece Türkiye’nin değil tüm dünya demokrasi tarihinin en onurlu direnişlerinden biri olarak kaydedilmiştir. Hain darbe girişimi sonrasında demokratik kurumlarını daha da güçlendiren bir ülke olarak vatandaşlarımızın canına ve ülkemizin bağımsızlığına kasteden terör örgütüyle durmaksızın her alanda mücadele sürüyor.

Tabi, toplumda ve kamuoyunda, yakalanıp cezalandırılan, yurt dışına kaçan, örgütün çıkarları için çalışan binlerce kişinin yanı sıra, bu kişilere yardım ve yataklık eden bir takım siyasi guruplarında olduğunun bilinci hakim. Bugüne kadar ise siyasi kola yönelik operasyonların yapılmadığına dair iddia ve inançların hala konuşuluyor olması da demokrasi adına sakıncalı bir durum gibi gözüküyor.

Darbe girişimleri, demokratik hukuk devletlerinde milli irade tarafından seçilmiş hükümetleri askeri müdahalelerle devirerek, yönetimi zorla ele geçirmeyi hedeflemektedir. Bu türden darbe girişimleri, toplumsal sözleşme niteliğindeki Anayasa’nın yok sayılmasına yahut askıya alınmasına sebebiyet vermektedir.

Halkın iradesini yok sayan ve temel hak ve özgürlüklerin ihlaline neden olan bu hukuk dışı müdahaleler, demokrasinin ilerlemesini ve sivil toplumun gelişme hakkının da ihlal edilmesine yol açmaktadır. Uluslararası düzeyde ülkelerin modern demokratik kimliklerine yönelik itibar kaybına yol açan her bir darbe girişimi, siyasi ve ekonomik anlamda olumsuz gelişmeler ve gerilemelere de sebebiyet verebilmektedir.

15 Temmuz 2016 tarihinde, milletimizin iradesine ve demokrasiye karşı gerçekleştirilen hain darbe girişimi, ülkemizin demokrasi tarihine kara bir leke olarak geçmiştir. Bu istenmeyen darbe girişimi, yalnızca demokratik düzeni hedef almakla kalmamış, aynı zamanda başta yaşam ve özgürlük hakları olmak üzere temel hak ve özgürlüklerin kullanımını yok etmeyi amaçlamış.

Hain darbe girişimi; sosyolojik, psikolojik ve ekonomik etkileriyle de millet hafızasında derin yaralar açmıştır. Türkiye’nin demokratik düzenini yıkmayı hedeflemişse de milletimizin ve vatanını, milletini seven kahraman halkımızın azmi ve kararlılığı sayesinde, bu hain plan başarısızlığa uğratılmıştır. Demokrasiye olan inanç, temel hak ve özgürlüklerin korunmasının en güçlü teminatı olduğu bir kez daha darbeciler başta olmak üzere, onlara destek olan herkese ve dünyaya bir kez daha gösterilmiştir.

Bizler, demokrasi başta olmak üzere, insanların hür ve bağımsız yaşama hakkını savunan, hak- hukuk ve adalet düzenini destekleyen ve hain darbe girişimlerini ret eden Türk toplumu olarak gururluyuz.

Hainlerin saldırıları sırasında, vatan savunması adına hayatını kaybeden şehitlerimizi rahmetle anıyor, gazilerimize şükranlarımızı sunuyoruz. 15 Temmuz, milletimizin iradesinin ve demokrasimizin zaferidir. Bu zafer, temel hak ve özgürlüklerin korunması ve savunulması konusundaki kararlılığımızı bir kez daha pekiştirmektedir.

Ülkemizde, terör olayları ve teröristlere karşı başarılı mücadele veren güvenlik güçlerimiz, kendilerine sürekli destek olan vatan ve millet sevdalısı vatandaşlarımız sayesinde, önümüzdeki günlerin Türkiye Yüzyılı olması yolunda hızlı adımlarla hedefe ilerlediğimize inanıyoruz.

Türkiye, Türktür, Türk kalacaktır. Demokrasi bizim için vaz geçilmezdir.

Ne mutlu Türküm diyene.