Siyasetin temelinde yandaşlara kazandırma gibi bir iş, eylem ve görev bulunmamasına rağmen, pek çok siyasetçi, parti ayırımı yapılmaksızın koltukları koruma ve Kendisine kayıtsız şartsız destek bulabilmesi adına, kamu kaynaklarını arpalık olarak kullanmakla suçlanıyor zamanla.
Bugünlerde, ana muhalefet Cumhuriyet Halk Partisi’nin kendi içinde ve bazı sosyal medya kanallarında yer alan iddialara göre, toplumda hoş karşılanmayan bazı arpalık benzetmeleri dikkat çekiyor. CHP’lilerin suç duyuruları ve tanıklığı ile İstanbul’da CHP’li 3 belediyeye yönelik başlatılan yolsuzluk ve rüşvet soruşturmasıyla ilgili çarpıcı detaylar gelmeye devam ediyor.
Eski İBB Başkanı tutuklu Ekrem İmamoğlu tarafından kurulduğu iddia edilen yolsuzluk ağında İmamoğlu'nun CHP Parti Meclisi’ndeki isimleri meclis üyesi gibi siyasi yol arkadaşlığı değil 'Bankamatik üyeleri' gibi maaşa bağladığı ortaya çıktı. Bu iddialar, 21. Olağanüstü kurultaydan yaklaşık bir hafta önce kamuoyu ile paylaşılmaya başlandı. Bazı medya yayın organlarına da haber oldu.
Sözde, İmamoğlu örgütünün CHP Parti Meclisi’ni maaşa bağladığı üyesi olduğu CHP’nin Genel Başkan Yardımcısına 200 bin TL; Genel Sekreter Yardımcısı 150 bin TL, PM Üyesine 60 Bin TL ödediği tespit edildiği öne sürülüyor. Bu iddialara göre, CHP’de Genel Başkan Yardımcısı, Genel Sekreter yardımcısı ve Parti Meclisi’ndeki bazı kişilerin Belediyeler kamu kurumları tarafından finanse edildikleri düzenli maaşa bağlandıkları, paraları da bankamatik aracılığıyla tahsil ettikleri iddia ediliyor.
Yapıldığı ileri sürülen tespitlerde, iddialar muhtelif; umarım bu yazılanlar, çizilenler, konuşulanlar doğru değildir.
Türkiye’nin tam ihtiyacı olan ana muhalefet partisinin, geleceğe yönelik iktidar projeleri, hizmet projeleri ve halka yönelik sosyal politikalar geliştirip, seçimlerde başarı kazanması gerekirken, böylesine akıl dışı iddialarda sürekli gündemde olması, siyasi istikrarı bozuyor. Vatandaşlarımız, 2002 yılından bu yana tek başına iktidar olan ve sürekli kurmaylarınca “bizim alternatifimiz yok!” açıklaması yapılan AK Parti iktidarına karşı kendisinin güvenebileceği bir siyasi liman arayışları sürerken, bu yaşanılanlar ise pişmiş aşa su katma gibi algılanıyor.
İddialara bakıldığında; CHP Genel Başkan Yardımcısı (Sanayi ve Teknoloji Bakanlığından Sorumlu) Pınar Uzun Okakın, Beşiktaş Belediyesi’nden aylık 200 bin TL tahsil ediyor.
CHP Genel Başkan Yardımcısı (Gençlik ve Spor Bakanlığından Sorumlu) Sevgi Kılıç da yine Beşiktaş Belediyesi ve İBB’den aylık 200 Bin TL tahsil ediyor.
CHP Genel Sekreter yardımcısı ve Parti Meclisi üyesi Ozan Işık ise Şişli Belediyesi ve İBB’den aylık 150 bin TL ödeme alıyor.
CHP Parti Meclisi Üyesi Umut Dikili ise Beşiktaş Belediyesi’nden aylık 60 bin TL tahsil ediyor.
CHP Parti Meclisi Üyesi Sinem Kırçiçek de yine Beşiktaş Belediyesi’nden aylık 60 bin TL ödeme alıyor. CHP Parti Meclisi Üyesi Bedirhan Berk Doğru ise Şişli Belediyesinden aylık 60 bin TL ödeme alıyor.
Ekrem İmamoğlu’nun özel kalem müdürü Kadriye Kasapoğlu’nun oğlunun dadısı Berhem D.'nin İBB özel kalem kadrosundan işe alındığı iddiaları ortalığı fena geriyor. Sosyal medyada 'İstanbulluların parasının bir özel dadılara gitmediği kalmıştı' tepkileri beraberinde çığ gibi geldi.
Tabi, bu arpalık iddialarının Bursa’ya yansıyan tarafları var. Bazı iddialara göre, CHP’nin genel merkez kurultay delegeleri olanların kendileri ve yakınları, belediyenin İktisadi Teşekkülleri (BİT) şirketlerinde yönetime ve ayrıca maaşlı işe alındı. Kurultay delegelerinin belediye ve iştiraklerini nasıl arpalık yaptığını iddialarına dayanak olan listedeki isimleri yazılanlar, parti örgütü içinde eleştiri konusu olup konuşulanlar şöyle ;
Haşim Öztürk / Beşaş Yönetim Kurulu, Yaşar Aslan / Burfaş Yönetim Kurulu, 1.Oğlu Belediye Meclis Üyesi, 2.Oğlu Kültür AŞ Yönetim Kurulu, Elif Nur Yamak / Osmangazi Belediye Meclis ÜYESİ, Şükrü Aksu / Gemlik Belediye Bşk Vek / Gemlik Bel Meclis Üyesi / Burulaş Yönetim Kurulu, Kızı- Nilüfer Belediyesinde Çalışıyor. Nuray Çohan / Recep Çohan Osmangazi Belediye Meclis Üyesi ve Kültür AŞ yönetim Kurulu, Dilan Orhan / Burkent AŞ de işe alındı. Mehmet Uğur Sertaslan / Gemlik eski belediye başkanı ve şu anda BBB Danışmanı ve Jeotermal Yönetim Kurulu / 17 Belediye'nin Sorumlusu, Berfe Nur Kartalkaya / Eşi Jeotermal AŞ ve Bursa Su Genel Müd Yard. Ayten ŞEVİK / Eşi- Osmangazi Belediye Meclis Üyesi, Oğlu- Osmangazi Belediye Personel, Mustafa Güven / Torunu- Osmangazi Belediye Personel, Haşim Ali Arıkan / Harmancık Belediye Başkanı,
Nuray Özdemir / Eşi- Şadi Özdemir Nilüfer Belediye Başkanı / Abisi- Nilüfer Belediye Spor As Başkanı, Mustafa Bozbey / Bursa Büyükşehir Bel Bşk, Erkan Aydın / Osmangazi Belediye Bşk. Ahmet Memişoğulları,(şirket yöneticiliği yok) Nihat Yeşiltaş mevcut Bursa İl Başkanı / Oğlu- İBB Kültür AŞ çalışanı. 38. Genel kurultay sonrasında bizzat Ekrem İmamoğlu tarafından işe alındığı iddiası epeydir konuşuluyor.
Bu iddia ve söylemler, bir siyasi parti için yenilir yutulur gibi değil. Temiz toplum, temiz siyaset konusunda, milyonların umudu ve iktidar alternatifi olan ana muhalefet CHP’ye böylesi iddia ve yakıştırmalar hiç mi hiç yakışmıyor. Eğer, bu iddialar doğru ise, siyasetin nasıl kirlendiğine dair bazı düşüncelere kapılabiliriz. İddialar ve konuşulanlar yanlış ise parti yönetimlerinin zaman geçirmeden ortaya çıkıp, “bunların hepsi yalan, yanlış iftiralardır!” diye açıklama yapması elzemdir. Tabi isimleri geçenlerin de benzer açıklama yapmaları bekleniyor.
Bu arpalık meselesi, sürekli siyasi partilerin başını ağrıtan ve seçimlerde malzeme yapılan en büyük deliller arasında yer alıyor. Her dönem, tartışılan bir olay. İddia ve söylemlerin bütün siyasi partilerden uzak tutulması önemli. Bunun içinde bütün siyasi partilerin, bir araya gelip “Siyasi Ahlak ve Parti gelirlerinin şeffaflığı” ile ilgili gerekli kanunu çıkarmasını bekliyoruz. Unutmadan, bu kanunlarla beraber, Siyasi Partiler Yasası ve Seçim Kanunu da değiştirilmeli.
Aksi halde, bu söylemler durmak, dinmek bilmez. Milletin ağzı torba değil ki büzüp, susturasınız. CHP içinde ne zaman çekişme yaşansa, böylesine kirli çamaşırların orta yere dökülmesine alıştık. Bu kez sanırım kantarın topuzu biraz fazla kaymış. Halkımız, seçmenler, temiz siyaset, temiz toplum istiyor. Siyasete ve siyasetçiye güvenmek istiyor.
Yorum Ekle
Yorumlar (0)
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Web.tv
Muharrem KARABULUT
CHP’li belediyelere “Arpalık” suçlaması !
Siyasetin temelinde yandaşlara kazandırma gibi bir iş, eylem ve görev bulunmamasına rağmen, pek çok siyasetçi, parti ayırımı yapılmaksızın koltukları koruma ve Kendisine kayıtsız şartsız destek bulabilmesi adına, kamu kaynaklarını arpalık olarak kullanmakla suçlanıyor zamanla.
Bugünlerde, ana muhalefet Cumhuriyet Halk Partisi’nin kendi içinde ve bazı sosyal medya kanallarında yer alan iddialara göre, toplumda hoş karşılanmayan bazı arpalık benzetmeleri dikkat çekiyor. CHP’lilerin suç duyuruları ve tanıklığı ile İstanbul’da CHP’li 3 belediyeye yönelik başlatılan yolsuzluk ve rüşvet soruşturmasıyla ilgili çarpıcı detaylar gelmeye devam ediyor.
Eski İBB Başkanı tutuklu Ekrem İmamoğlu tarafından kurulduğu iddia edilen yolsuzluk ağında İmamoğlu'nun CHP Parti Meclisi’ndeki isimleri meclis üyesi gibi siyasi yol arkadaşlığı değil 'Bankamatik üyeleri' gibi maaşa bağladığı ortaya çıktı. Bu iddialar, 21. Olağanüstü kurultaydan yaklaşık bir hafta önce kamuoyu ile paylaşılmaya başlandı. Bazı medya yayın organlarına da haber oldu.
Sözde, İmamoğlu örgütünün CHP Parti Meclisi’ni maaşa bağladığı üyesi olduğu CHP’nin Genel Başkan Yardımcısına 200 bin TL; Genel Sekreter Yardımcısı 150 bin TL, PM Üyesine 60 Bin TL ödediği tespit edildiği öne sürülüyor. Bu iddialara göre, CHP’de Genel Başkan Yardımcısı, Genel Sekreter yardımcısı ve Parti Meclisi’ndeki bazı kişilerin Belediyeler kamu kurumları tarafından finanse edildikleri düzenli maaşa bağlandıkları, paraları da bankamatik aracılığıyla tahsil ettikleri iddia ediliyor.
Yapıldığı ileri sürülen tespitlerde, iddialar muhtelif; umarım bu yazılanlar, çizilenler, konuşulanlar doğru değildir.
Türkiye’nin tam ihtiyacı olan ana muhalefet partisinin, geleceğe yönelik iktidar projeleri, hizmet projeleri ve halka yönelik sosyal politikalar geliştirip, seçimlerde başarı kazanması gerekirken, böylesine akıl dışı iddialarda sürekli gündemde olması, siyasi istikrarı bozuyor. Vatandaşlarımız, 2002 yılından bu yana tek başına iktidar olan ve sürekli kurmaylarınca “bizim alternatifimiz yok!” açıklaması yapılan AK Parti iktidarına karşı kendisinin güvenebileceği bir siyasi liman arayışları sürerken, bu yaşanılanlar ise pişmiş aşa su katma gibi algılanıyor.
İddialara bakıldığında; CHP Genel Başkan Yardımcısı (Sanayi ve Teknoloji Bakanlığından Sorumlu) Pınar Uzun Okakın, Beşiktaş Belediyesi’nden aylık 200 bin TL tahsil ediyor.
CHP Genel Başkan Yardımcısı (Gençlik ve Spor Bakanlığından Sorumlu) Sevgi Kılıç da yine Beşiktaş Belediyesi ve İBB’den aylık 200 Bin TL tahsil ediyor.
CHP Genel Sekreter yardımcısı ve Parti Meclisi üyesi Ozan Işık ise Şişli Belediyesi ve İBB’den aylık 150 bin TL ödeme alıyor.
CHP Parti Meclisi Üyesi Umut Dikili ise Beşiktaş Belediyesi’nden aylık 60 bin TL tahsil ediyor.
CHP Parti Meclisi Üyesi Sinem Kırçiçek de yine Beşiktaş Belediyesi’nden aylık 60 bin TL ödeme alıyor. CHP Parti Meclisi Üyesi Bedirhan Berk Doğru ise Şişli Belediyesinden aylık 60 bin TL ödeme alıyor.
Ekrem İmamoğlu’nun özel kalem müdürü Kadriye Kasapoğlu’nun oğlunun dadısı Berhem D.'nin İBB özel kalem kadrosundan işe alındığı iddiaları ortalığı fena geriyor. Sosyal medyada 'İstanbulluların parasının bir özel dadılara gitmediği kalmıştı' tepkileri beraberinde çığ gibi geldi.
Tabi, bu arpalık iddialarının Bursa’ya yansıyan tarafları var. Bazı iddialara göre, CHP’nin genel merkez kurultay delegeleri olanların kendileri ve yakınları, belediyenin İktisadi Teşekkülleri (BİT) şirketlerinde yönetime ve ayrıca maaşlı işe alındı. Kurultay delegelerinin belediye ve iştiraklerini nasıl arpalık yaptığını iddialarına dayanak olan listedeki isimleri yazılanlar, parti örgütü içinde eleştiri konusu olup konuşulanlar şöyle ;
Haşim Öztürk / Beşaş Yönetim Kurulu, Yaşar Aslan / Burfaş Yönetim Kurulu, 1.Oğlu Belediye Meclis Üyesi, 2.Oğlu Kültür AŞ Yönetim Kurulu, Elif Nur Yamak / Osmangazi Belediye Meclis ÜYESİ, Şükrü Aksu / Gemlik Belediye Bşk Vek / Gemlik Bel Meclis Üyesi / Burulaş Yönetim Kurulu, Kızı- Nilüfer Belediyesinde Çalışıyor. Nuray Çohan / Recep Çohan Osmangazi Belediye Meclis Üyesi ve Kültür AŞ yönetim Kurulu, Dilan Orhan / Burkent AŞ de işe alındı. Mehmet Uğur Sertaslan / Gemlik eski belediye başkanı ve şu anda BBB Danışmanı ve Jeotermal Yönetim Kurulu / 17 Belediye'nin Sorumlusu, Berfe Nur Kartalkaya / Eşi Jeotermal AŞ ve Bursa Su Genel Müd Yard. Ayten ŞEVİK / Eşi- Osmangazi Belediye Meclis Üyesi, Oğlu- Osmangazi Belediye Personel, Mustafa Güven / Torunu- Osmangazi Belediye Personel, Haşim Ali Arıkan / Harmancık Belediye Başkanı,
Nuray Özdemir / Eşi- Şadi Özdemir Nilüfer Belediye Başkanı / Abisi- Nilüfer Belediye Spor As Başkanı, Mustafa Bozbey / Bursa Büyükşehir Bel Bşk, Erkan Aydın / Osmangazi Belediye Bşk. Ahmet Memişoğulları,(şirket yöneticiliği yok) Nihat Yeşiltaş mevcut Bursa İl Başkanı / Oğlu- İBB Kültür AŞ çalışanı. 38. Genel kurultay sonrasında bizzat Ekrem İmamoğlu tarafından işe alındığı iddiası epeydir konuşuluyor.
Bu iddia ve söylemler, bir siyasi parti için yenilir yutulur gibi değil. Temiz toplum, temiz siyaset konusunda, milyonların umudu ve iktidar alternatifi olan ana muhalefet CHP’ye böylesi iddia ve yakıştırmalar hiç mi hiç yakışmıyor. Eğer, bu iddialar doğru ise, siyasetin nasıl kirlendiğine dair bazı düşüncelere kapılabiliriz. İddialar ve konuşulanlar yanlış ise parti yönetimlerinin zaman geçirmeden ortaya çıkıp, “bunların hepsi yalan, yanlış iftiralardır!” diye açıklama yapması elzemdir. Tabi isimleri geçenlerin de benzer açıklama yapmaları bekleniyor.
Bu arpalık meselesi, sürekli siyasi partilerin başını ağrıtan ve seçimlerde malzeme yapılan en büyük deliller arasında yer alıyor. Her dönem, tartışılan bir olay. İddia ve söylemlerin bütün siyasi partilerden uzak tutulması önemli. Bunun içinde bütün siyasi partilerin, bir araya gelip “Siyasi Ahlak ve Parti gelirlerinin şeffaflığı” ile ilgili gerekli kanunu çıkarmasını bekliyoruz. Unutmadan, bu kanunlarla beraber, Siyasi Partiler Yasası ve Seçim Kanunu da değiştirilmeli.
Aksi halde, bu söylemler durmak, dinmek bilmez. Milletin ağzı torba değil ki büzüp, susturasınız. CHP içinde ne zaman çekişme yaşansa, böylesine kirli çamaşırların orta yere dökülmesine alıştık. Bu kez sanırım kantarın topuzu biraz fazla kaymış. Halkımız, seçmenler, temiz siyaset, temiz toplum istiyor. Siyasete ve siyasetçiye güvenmek istiyor.