Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Bursa turizmi için vatandaş önerileri

Yazının Giriş Tarihi: 09.07.2025 00:10
Yazının Güncellenme Tarihi: 09.07.2025 00:10

Hafta başı Bursa’nın fethinin 700. Yıl dönümü etkinlerinin devlet töreniyle kutlanmasına yönelik atılan adımları sizlerle paylaşmıştım.

Bursa Milletvekillerimiz Refik Özen, Ahmet Kılıç ve Osman Mesten’in Kültür ve Turizm Bakanlığı yetkilileriyle görüşüp, 2026 yılı kutlamalarının devlet töreni halinde yapılması teklifi etmeleri, bu çalışmanın duyulması Bursa’da gerçekten heyecan yarattı.

Senelerdir bu konularla ilgilenen MHP’nin eski meclis üyesi Cemil Aydın, “inşallah bu kez istediğimiz ve beklentilerimiz gerçekleşir” diye temennisini dile getirdi.

Türk Dünyası Yörük Türkmen Birliği Başkan vekili Cemal Akkuş, dünyaya hükmeden Osmanlı İmparatorluğu’nun başkentti Bursa’nın tanıtılması ve isminin dünyaya duyurulması, bu sayede turizm ve ekonomik gelirlerin artırılmasına yönelik çalışmaları her zaman desteklediklerini söyledi.

Birde, önemli hatırlatma yaptı; “Türk Dünyası, Yörük Türkmen Birliği olarak bu konuyla ilgili uzun süredir yetkililerle görüşüyoruz. 40’a yakın proje ile konuyu Bursa milletvekillerimizin hepsine anlattık. Sayın Efkan Ala ile Mustafa Varank’a dosyalarımızı verdik. Hatta, Kütahya, Bilecik ve Bursa Valiliklerinin 2026’da başkenttin fethi ile ilgili olarak ortak kutlama yapmalarını önerdik. Zira, 2026 yılı ülkemiz ve Türk tarihi için büyük önem taşıyan Şeyh Edebali’nin vefatının 700. yıl dönümüdür.”

Evet, Bursa gerçekten tarih ve kültür alanında pek çok hazineye sahip.

Bir başka okurum Salih Erkan arayıp, İznik ile ilgili olarak tarihe not düşen kaydın, bütün siyasi guruplarca değerlendirilmesi gerektiğine dikkat çekti.

Balkan ülkeleri arasında çok önemli turizm ve çekim merkezi olan Kuzey Makedonya’nın, turizme Osmanlı mirası sayesinde katkı sağladığını, bu mirası da ekonomik getiriye dönüştürdüğüne dikkat çeken Salih Erkan, Makedonya ile Bursa arasındaki tarihe değerlere ilişkin bazı örneklerden yola çıkıp, bazı önerilerde bulundu.

Makedonya’da bir Ohrid Gölü var. Bu göl, turizm merkezi. Aynı zamanda yine Osmanlı’dan kalma kalesi ve çarşısı var. Senenin 12 ayı turist eksik olmuyor. Bursa’nın hem İznik ilçesi hem de Uluabat beldemize çok benziyor. Ohrid Bu kazanımlarıyla senelerdir milyonlarca turisti misafir ederken, Bursa olarak bizler Ohrid’den kat ve kat üstün tarihi ve kültürel mirasa sahip olmamıza rağmen hala beklenti içindeyiz.

Neden bir İznik Gölümüz ve etrafındaki zenginliklerimizle, doğal ve tarihi, kültürel mirasımızı turizme kazandıramıyoruz?

Neden, Uluabat Gölümüzün ve etrafındaki tarihi, kültürel zenginliklerimizin uluslar arası pazarlamasını yapıp, ülkemize ve Bursa’ya turizm çekim merkezi haline getiremiyoruz?

Bursa için sürekli konuşulup rafa kaldırılan eski projelerin, yeni projelermiş gibi eski söylenenlerin ısıtılıp ısıtılıp gündeme getirilmesinin fayda sağlamadığını sanırım hala anlayamadık.

Çünkü, bu işler lafla olmuyor. Büyüklerimizin ifade ettikleri gibi, lafla peynir gemisi yürümüyor. Onun içinde çalışmak, beraberce sermaye birleşimi yapılarak, kamu kaynaklı destekli turizm master planı hazırlanıp, Bursa’nın eksikliklerinin giderilmesi lazım.

Bursa olarak bizler turizmden ne anlıyoruz? Diye sokağa çıkıp halka sorduğumuzda, verilen cevaplar epey ilginç. Bazı kişiler, turizm olarak Ulucami, Yeşil Cami, Emirsultan ve Muradiye Cami ziyaretleriyle Tophane semtindeki Osmangazi ve Orhangazi türbelerinin ziyaret edilmesi olarak görüyor.

Arada da Kapalıçarşı’ya uğramayı, Emirhan ve Kozahan’da çay kahve içmeyi ihmal etmiyorlar.

Yani, Bursa’nın turizm değerleri birkaç saat içinde ziyaret edilip, tüketiliyor.

Bunun içinde turistlerin başka ülkelerden veya başka şehirlerden gelip Bursa’da otel kiralaması, motel, pansiyon tutması gerekmiyor. Turistlerin bu kentte kalmaları için cezp edici bir olgu yokmuş gibi gözleniyor.

Bazıları, turizmi Mudanya, Burgaz, Karacabey sahillerinin güzelleştirilip tıpkı Antalya gibi yerli ve yabancı turiste tatil beldesi yapılması gereğine dikkat çekiyor. Bazıları da Uludağ’ın kış aylarında zenginlerin kayak merkezi olduğunu, yaz aylarında ise mangalcılara ev sahipliği yaptığını, 12 ay turizme açılması için çalışmalar yapılmasını söylüyorlar.

Tabi, ayrıntılı olarak dağ yöresinin yayla turizmine açılması, şelale ve derelerin, göllerimizin doğa yürüyüşlerine açılmasını, mağaraların turizm kazandırılması, tarihi köylerimizin doğal yaşam ve turizm kaynaklı değerlendirilmesi için daha fazla proje geliştirilmesini söylüyorlar. Elimizde Cumalıkızık ve Gümüştepe- Misi köyleri örneklerimiz mevcut.

Bizim Bursa’da yaşayanların senelerdir turizm ve doğal eğlence ile sosyalleşmeden anladıklarını bende size şöyle özetleyebilirim.

Bursalılar olarak bizler, denize girebilmek için Gemlik Kumla, Kurşunlu ile Mudanya ve Burgaz’ı seçeriz. Hali vakti yerinde olanlar, mali durumları iyi olanlar, buralardan yazlık alırlar. Kış aylarında şehir merkezinde, yaz aylarında ise bu bölgelere gelirler. Amaç, deniz, kum ve güneşten faydalanma.

Hali vakti yerinde olmayanlar, biraz da mali gücü olanlar ise senelerdir bu beldelerde çadır ve baraka turizmi ile yazlıkçı oldular. Hala devam edenler mevcut.

Ailelerle vakit geçirme ve piknik yapma adına da en fazla Uludağ yolu ve yaylalar sevilir. İnsanlarımız, konu komşu, hep birlikte buralara günü birlik gelip, mangal yaparlar. Kömür semaverlerde çay demlerler. Oyun oynarlar. Akşama kadar serinlenip, kafa dinlerler.

Ellerinde bu imkanı olmayanlar ise Kültürpark’a gelip huzur turu atarlar. Bir ağaç gölgesi bulup yerleşirler. Lunaparkta çocuklarını oynatırlar.

Velhasıl kelam, Bursa ve Bursalılar olarak turizme bakış açısı ve ailelerin gerçek yaşantısı böyle.

Bunun içinde Bursa’nın dört dörtlük tanıtımlı, tarihi, kültürel ve turizm değerlerinin ortaya çıkarılması, bunların ekonomiye katkı sağlar hale getirilmesi, bacasız sanayi turizm hizmetlerinin sağlanması için anlayış değişmeli.

Acilen Bursa Turizm Master planı yapılmalı.

Bursa için İznik’in Gölü, Ayasofyası, Bazalikası önemli. Orhangazi’nin Keramet Ilıcası önemli. İnegöl’ün Oylat’ı hem kaplıca hem de mağarası önemli. Nilüfer Ayvaini Mağarası önemli. Mustafakemalpaşa Suuçtu Şelalesi önemli. Kestel Saitabat önemli. Osmangazi, Orhangazi Türbeleri, Tophane, Hisar surlarımız çok önemli. Uluabat Gölümüz, Kuş cennetimiz önemli.

İşte bütün bunları bir arada toplayıp, turizm alt yapısını oluşturmak daha da önemli.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar (0)
Yükleniyor..
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.