Bursa’nın pek çok bölgesindeki yapılaşma stokunun tarihi epey eski. Kaçak yapılaşma bölgelerindeki yapılan bile en az 40-50 yıllık geçmişe dayanıyor. Hal böyle olunca Bursa’nın kent merkezi dahil hemen her bölgesinden kentsel dönüşüm beklentisi var. Ama, kentsel dönüşüm olması gereken yerler de değil de rant olan bölgelerde yapılaşması halkın tepkisine yol açıyor.
Bu kentin yapı stokunun yenilenmesi, halkın mal ve can sağlığının korunması adına kentsel dönüşüm çalışmalarının hemen ve acilen başlatılmasına kimsenin itirazı yok. Proje geliştirmesi gereken yerel yönetimler ise kentsel dönüşüm adına çok konuşuyorlar ama yapılan projeler kentsel dönüşüme değil rantsal dönüşüme ışık tutmakla eleştiriliyor.
Bir bakıyoruz, 1999 depreminden sonra, deprem yönetmeliğine uygun yapılan binalar yıkılıp, kentsel dönüşüm adına 5 katlı binalara 12 kat ruhsat verilip beton yığınları dikiliveriyor. Öte yanda, gecekondu, kentsel çöküntü alanı olarak nitelendirilen veya en belirgin örnek Çarşambapazarı ile Altıparmak arasındaki dar sokaklarda 6-7 katlı binaların 5 metrelik yolların etrafına yapıldığı ve pek çoğunun güneş dahi görmediği bölgelerdeki 50-60 yıllık binaların bulunduğu alanlarda kentsel dönüşüm projesi geliştirilmiyor. Bu bölge halkından gelen istekler duyulmuyor galiba.
Müteahhit derneklerinin deyimi ile yazıyorum, çünkü açıkça söylemekten kaçınmıyorlar, “O bölgede beklenilen rant yok.” Yani, yüzde yüz elli kar getirecek, rantsal proje alanı olmayışı bu bölgedeki insanların kentsel dönüşüm beklentilerine darbe vuruyormuş. Söylenilen bunlar. Anlatılanlar bunlar.
Bana göre, 2024 Mahalli seçimlerin, belediye seçimlerinin ana konusu ve gündem maddesi Çarşambapazarı ile Altıparmak arasındaki bölgenin kentsel dönüşüm planlanması olacak. Burada da kentsel dönüşüm göstermelik, bir iki parsel bazında değil, bütün bölge bazında planlanmalı ve gerçekleşmeli. Elini taşın altına koyamayan bir belediye yönetimi Bursa’da bana göre pek fazla iş yapamaz. Dayanamaz. Kentin merkezi ile ilgilenmeyen ve hizmet odakları değil de rantsal odaklı belediye hizmeti sunan bir belediye yönetimini kimse istemez.
Yine, 1050 konutlarla ilgili kentsel dönüşüm çalışması. Bölge halkı, “ne oldu bizim durumumuz” diye sormaya başladığında birkaç kişi, yeni ve insanları yeniden hayallere kaptıran projelerle ortalıkta gezip, tozuyor, sonrasında sesler kesiliyor. Bölge halkı, bugünlerde Çevre ve Şehircilik Bakanlığından gelecek ve TOKİ aracılığıyla yapılması düşünülen projenin akıbeti hakkındaki açıklamayı merakla bekliyor.
Gelelim Beşyol semtindeki kentsel dönüşüm çalışmalarına. Burası Bursa- Yalova yolunun kente giriş noktası. Bursa’nın en can alıcı noktalarından bir tanesi. Beşyol Kavşağının bulunduğu alanda, Bursa’dan Küçükbalıklı Kavşağına dönüş istikametindeki alan, “buraya hastane yapılacak” denilerek mal sahiplerinin elinden alındı. Kamulaştırıldı. Sonra, hastane unutuldu. Bir yanı akaryakıt istasyonu diğer yanı ise beton yığınları ile doldurulmaya başlandı. Halka da “Bursa’nın kent girişleri modernleşiyor” denildi.
El emeği ve günlük kazancı ile geçinen bölge esnafı, dükkanların, evlerinin, işyerlerinin ellerinden hastane yapılacağı söylenip, hayırlı bir işe vesile olacakları için sevinirken, böylesine bir beton yığını sözde modern projeye ile karşılaşınca hayal kırıklığı yaşanmaya başlandı.
Belediye şimdi, bu projenin devamı için çalışıyor. Altınova, Beşyol, Küçükbalıklı üçgeni içinde kalan yaklaşık 50 dönümlük bir alan yeni kentsel yenileme bölgesi kapsamına alınmış. Bölgedeki hak sahipleri birer ikişer belediyeye davet edilip, gönüllü olarak imza atmaları ve Büyükşehir Belediyesine yetki vermeleri isteniyormuş.
Bölgede düğün salonu işleten bir arkadaşım ile görüştük. “Burada kentsel dönüşüm değil, insanların ellerinden arsaları, malları alınıp, birilerine rantsal dönüşüm sağlanması mı isteniyor?” diye bir endişe bir tedirginlik var bölge halkında.
Nedeni, hepimizin özlemle beklediğimiz ve senelerce tartıştığımız Bursa’nın kent girişlerinin Yeşil Bursa’ya değer katan bölgeler haline getirilmesi ve enkaz yığını, gecekondu gibi görüntüsünün modernleştirilmesi istemine yönelik çalışmalara kimsenin itirazı yok.
İtirazlar, Belediye burasını halkın elinden aldıktan sonra, tıpkı kavşaktaki arsalar gibi hastane yerine beton yığınları içeren gökdelenlere mi izin verecek?
Bu bölgedeki inşaat ve imalat çalışması nasıl olacak?
18 kat imar izni verilen alandaki arsa sahiplerinin ellerinden arsaları yüzde kaç oranlı alınacak?
Ya da m2 değer fiyatları neye göre belirlenecek?
Çalışmalar ne zaman başlayacak?
Hangi tarihte vaat edilen bedel veya karşılık olarak verilecek olan dükkan, evler hak sahiplerine teslim edilecek?
Bu işin süresi ne kadar?
Yukarıda yazdığım ve yazmadığım bir sürü soru var vatandaşın kafasında. Pek çoğu bu yüzden imza atmıyor. Ortada bir belirsizlik olduğu düşüncesindeler. Bazıları da “belediye bizi boş kağıda/ senede imza atmaya zorluyor” diye tepki gösterip soluğu mahkemelerde almışlar.
Kendilerince küçük bir hesap yapıyorlarmış;
Bana anlatılanlara göre, 120 metrekare arsası olan, üzerinde dükkanı olan ve kendi işini kendisi yapıp para kazanan esnafa deniliyormuş ki, “burada belediyenin şuyulandırmadan kazandığı Düzenleme Ortaklık Payı hakkı var. Onun için size 120 metrekare arsa yerine 60 metrekare dükkan verilebilir. “
Peki, 18 kat imara göre ve kavşakta yapılan inşaata verilen imar iznine göre 120 metrekarelik alanın inşaat hakkı ne kadar? Bunu açıklayan görevli yokmuş. Mahkemede bilirkişiler ellerine kalemi kağıtları, bölge planlarını ve emsal gösterilen inşaatın imar izni ve mevcut yapılaşmasının dikkate alıp bir neticeye varacaklar.
Gelen ilk bilgilere göre, bölgede yapılaşma emsal 2. Kat yüksekliği 18. Yani, yüz metrekare alanda iki yüz metrekare inşaat izni var. Bundan sonra varın hesabı siz yapın.
Bölge halkının kısa mesajı ise şöyle; “Reis sürekli konuşuyor. Şehirler yatay mimari ile büyüyecek. Kat yüksekliği 5’i geçmeyecek. Diye konuşuyor. Reisin partisinin belediyesi ise galiba onu dinlemekten uzak, 18 kat üzerinden hesap kitap yapıp, vatandaşların arsalarını, mallarını ucuza getirmenin çabasında. Acaba bu işlerden Reisin haberi var mı? ”
Bakalım sonuç ne olacak?
Yorum Ekle
Yorumlar (0)
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Muharrem KARABULUT
Beşyol’da kentsel dönüşüm sancısı
Bursa’nın pek çok bölgesindeki yapılaşma stokunun tarihi epey eski. Kaçak yapılaşma bölgelerindeki yapılan bile en az 40-50 yıllık geçmişe dayanıyor. Hal böyle olunca Bursa’nın kent merkezi dahil hemen her bölgesinden kentsel dönüşüm beklentisi var. Ama, kentsel dönüşüm olması gereken yerler de değil de rant olan bölgelerde yapılaşması halkın tepkisine yol açıyor.
Bu kentin yapı stokunun yenilenmesi, halkın mal ve can sağlığının korunması adına kentsel dönüşüm çalışmalarının hemen ve acilen başlatılmasına kimsenin itirazı yok. Proje geliştirmesi gereken yerel yönetimler ise kentsel dönüşüm adına çok konuşuyorlar ama yapılan projeler kentsel dönüşüme değil rantsal dönüşüme ışık tutmakla eleştiriliyor.
Bir bakıyoruz, 1999 depreminden sonra, deprem yönetmeliğine uygun yapılan binalar yıkılıp, kentsel dönüşüm adına 5 katlı binalara 12 kat ruhsat verilip beton yığınları dikiliveriyor. Öte yanda, gecekondu, kentsel çöküntü alanı olarak nitelendirilen veya en belirgin örnek Çarşambapazarı ile Altıparmak arasındaki dar sokaklarda 6-7 katlı binaların 5 metrelik yolların etrafına yapıldığı ve pek çoğunun güneş dahi görmediği bölgelerdeki 50-60 yıllık binaların bulunduğu alanlarda kentsel dönüşüm projesi geliştirilmiyor. Bu bölge halkından gelen istekler duyulmuyor galiba.
Müteahhit derneklerinin deyimi ile yazıyorum, çünkü açıkça söylemekten kaçınmıyorlar, “O bölgede beklenilen rant yok.” Yani, yüzde yüz elli kar getirecek, rantsal proje alanı olmayışı bu bölgedeki insanların kentsel dönüşüm beklentilerine darbe vuruyormuş. Söylenilen bunlar. Anlatılanlar bunlar.
Bana göre, 2024 Mahalli seçimlerin, belediye seçimlerinin ana konusu ve gündem maddesi Çarşambapazarı ile Altıparmak arasındaki bölgenin kentsel dönüşüm planlanması olacak. Burada da kentsel dönüşüm göstermelik, bir iki parsel bazında değil, bütün bölge bazında planlanmalı ve gerçekleşmeli. Elini taşın altına koyamayan bir belediye yönetimi Bursa’da bana göre pek fazla iş yapamaz. Dayanamaz. Kentin merkezi ile ilgilenmeyen ve hizmet odakları değil de rantsal odaklı belediye hizmeti sunan bir belediye yönetimini kimse istemez.
Yine, 1050 konutlarla ilgili kentsel dönüşüm çalışması. Bölge halkı, “ne oldu bizim durumumuz” diye sormaya başladığında birkaç kişi, yeni ve insanları yeniden hayallere kaptıran projelerle ortalıkta gezip, tozuyor, sonrasında sesler kesiliyor. Bölge halkı, bugünlerde Çevre ve Şehircilik Bakanlığından gelecek ve TOKİ aracılığıyla yapılması düşünülen projenin akıbeti hakkındaki açıklamayı merakla bekliyor.
Gelelim Beşyol semtindeki kentsel dönüşüm çalışmalarına. Burası Bursa- Yalova yolunun kente giriş noktası. Bursa’nın en can alıcı noktalarından bir tanesi. Beşyol Kavşağının bulunduğu alanda, Bursa’dan Küçükbalıklı Kavşağına dönüş istikametindeki alan, “buraya hastane yapılacak” denilerek mal sahiplerinin elinden alındı. Kamulaştırıldı. Sonra, hastane unutuldu. Bir yanı akaryakıt istasyonu diğer yanı ise beton yığınları ile doldurulmaya başlandı. Halka da “Bursa’nın kent girişleri modernleşiyor” denildi.
El emeği ve günlük kazancı ile geçinen bölge esnafı, dükkanların, evlerinin, işyerlerinin ellerinden hastane yapılacağı söylenip, hayırlı bir işe vesile olacakları için sevinirken, böylesine bir beton yığını sözde modern projeye ile karşılaşınca hayal kırıklığı yaşanmaya başlandı.
Belediye şimdi, bu projenin devamı için çalışıyor. Altınova, Beşyol, Küçükbalıklı üçgeni içinde kalan yaklaşık 50 dönümlük bir alan yeni kentsel yenileme bölgesi kapsamına alınmış. Bölgedeki hak sahipleri birer ikişer belediyeye davet edilip, gönüllü olarak imza atmaları ve Büyükşehir Belediyesine yetki vermeleri isteniyormuş.
Bölgede düğün salonu işleten bir arkadaşım ile görüştük. “Burada kentsel dönüşüm değil, insanların ellerinden arsaları, malları alınıp, birilerine rantsal dönüşüm sağlanması mı isteniyor?” diye bir endişe bir tedirginlik var bölge halkında.
Nedeni, hepimizin özlemle beklediğimiz ve senelerce tartıştığımız Bursa’nın kent girişlerinin Yeşil Bursa’ya değer katan bölgeler haline getirilmesi ve enkaz yığını, gecekondu gibi görüntüsünün modernleştirilmesi istemine yönelik çalışmalara kimsenin itirazı yok.
İtirazlar, Belediye burasını halkın elinden aldıktan sonra, tıpkı kavşaktaki arsalar gibi hastane yerine beton yığınları içeren gökdelenlere mi izin verecek?
Bu bölgedeki inşaat ve imalat çalışması nasıl olacak?
18 kat imar izni verilen alandaki arsa sahiplerinin ellerinden arsaları yüzde kaç oranlı alınacak?
Ya da m2 değer fiyatları neye göre belirlenecek?
Çalışmalar ne zaman başlayacak?
Hangi tarihte vaat edilen bedel veya karşılık olarak verilecek olan dükkan, evler hak sahiplerine teslim edilecek?
Bu işin süresi ne kadar?
Yukarıda yazdığım ve yazmadığım bir sürü soru var vatandaşın kafasında. Pek çoğu bu yüzden imza atmıyor. Ortada bir belirsizlik olduğu düşüncesindeler. Bazıları da “belediye bizi boş kağıda/ senede imza atmaya zorluyor” diye tepki gösterip soluğu mahkemelerde almışlar.
Kendilerince küçük bir hesap yapıyorlarmış;
Bana anlatılanlara göre, 120 metrekare arsası olan, üzerinde dükkanı olan ve kendi işini kendisi yapıp para kazanan esnafa deniliyormuş ki, “burada belediyenin şuyulandırmadan kazandığı Düzenleme Ortaklık Payı hakkı var. Onun için size 120 metrekare arsa yerine 60 metrekare dükkan verilebilir. “
Peki, 18 kat imara göre ve kavşakta yapılan inşaata verilen imar iznine göre 120 metrekarelik alanın inşaat hakkı ne kadar? Bunu açıklayan görevli yokmuş. Mahkemede bilirkişiler ellerine kalemi kağıtları, bölge planlarını ve emsal gösterilen inşaatın imar izni ve mevcut yapılaşmasının dikkate alıp bir neticeye varacaklar.
Gelen ilk bilgilere göre, bölgede yapılaşma emsal 2. Kat yüksekliği 18. Yani, yüz metrekare alanda iki yüz metrekare inşaat izni var. Bundan sonra varın hesabı siz yapın.
Bölge halkının kısa mesajı ise şöyle; “Reis sürekli konuşuyor. Şehirler yatay mimari ile büyüyecek. Kat yüksekliği 5’i geçmeyecek. Diye konuşuyor. Reisin partisinin belediyesi ise galiba onu dinlemekten uzak, 18 kat üzerinden hesap kitap yapıp, vatandaşların arsalarını, mallarını ucuza getirmenin çabasında. Acaba bu işlerden Reisin haberi var mı? ”
Bakalım sonuç ne olacak?