Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Belediyeye “ayrımcılık cezası” ve perde arkası

Yazının Giriş Tarihi: 02.05.2025 00:10
Yazının Güncellenme Tarihi: 02.05.2025 00:10

Avrupalı pek çok siyasetçinin uyguladığı ve Amerika’nın son seçimlerinde Tramp’a tekrar zafer kazandıran bir uygulamadan söz etmek istiyorum. Günümüzün moda deyimi ile başlamak istiyorum,”ne yaparsan yap, algı operasyonları ile yaptığının en güzel ve en iyi hizmet olduğunu halka duyurup, onların kafasındaki olumsuz düşünceleri kendi lehine çevirmeye çalış.“

Kısaca, işleri doğru da yapsanız yanlışta yapsanız, etrafınızda oluşturacağınız destekçilerle beraber, yapılan bütün işleri toplum için, halk için, ülke için yapıldığına inandırmayı başarabilirseniz, sizden iyisi ve güzeli bulunmazdır.

Bizim ülkemizde de son yılların moda deyimi oldu, algı yönetimi. Özellikle belli bir çevreden, ana muhalefet partisinden yükselen bu algı operasyonlarına, mahalli idarelerde çok sık rastlıyoruz. Birinci hedef, medyayı çok iyi kullanmak. İkinci hedef, sadece sosyal medya ile yetinilmeyip, yazılı basında veya internet haber sitelerinde, partili veya partisiz olup, bazı besleme kalemlere sanki tek bir kalemden çıktığı hemen belli olan algı haberlerini işletmek.

Onları yazdırıp, kendilerine yönelik eleştirilere önceden ket vurmak.

Bunda gerçekten başarılı oluyorlar. Kendi kendilerine yarattıkları dikensiz gül bahçesi sayesinde de ortalığı toz pembe gösterebiliyorlar. Hepsini ayrı ayrı tebrik etmek lazım.

Bakın, eğer bizim meslekte doğru insanlar olmasa, yapılan bunca haksızlıkları, olayları, doğruları, yanlışları halka duyurmak gerçekten çok zor olurdu. Bırakın medyayı, gazeteleri, TV ve radyoları, Rusya’nın Pravda Gazetesi gibi tek yanlı, tutarsız, dayanağı olmayan ve belli bir zümreyi destekleyen haberleri okumak zorunda kalabilirdik.

Şimdi, ülkemizdeki Mahalli seçimler yapılalı tam tamına bir yıl geldi geçti. Haklı olarak işbaşına gelenler, “değişim” yapıldığı diye sözlere başlayıp, yapılan değişimlerle ilgili halka çeşitli söylemlerde bulunuyorlar. Bu konuda söyleyecek bir şey yok. Biz, söylem fasılasını geçtik, artık hizmet bekliyoruz diye serzenişte bulunan halkımızın yanında yer alıyoruz.

Bu nedenle de gelmiş, geçmiş bir yıla baktığımızda, Bursa adına ne hizmetler yapıldığını, alt alta yazmak istediğimizde, inanın vatandaş olarak yazacak bir şey bulamamanın sıkıntısı içindeyiz.

Kısaca günler boşa geçmiş.

Birde, yerel yönetimlerde son yıllarda çok kullanılan ve ülkemizde sığınmacı pozisyonunda bulunanlarla ilgili politikalar var. İnceden ayar çekilip, halka öyle bir pazarlanıyor ki bu görüşler, insanların tekene kaba bakarken, altın görmesi gibi yansıyor kamuoyuna.

Bursa’da da bu bir yıl içinde buna benzer bazı olayları yaşadığımız iddialarını hala duymak insanlara olan güven konusunda sıkıntı yaratıyor.

Bakın, Bursa Büyükşehir Belediyesi göreve gelir gelmez, halk arasında büyük tepkilere yol açan Arapça Tabelalar konusunda bir meclis kararı alıyor. Toplantıya katılan iktidar ve muhalefete mensup bütün meclis üyeleri bu kararı destekliyor. Halkımız arasında yapılan haber ve konu pazarlamasına göre de çok iyi bir PR çıkıyor ortaya. Yani, Arapça Tabelaların kaldırılması konusunda herkesin hem fikir içinde olduğu yayılıyor.

Bursa adına, özellikle Osmangazi’deki Küçük Suriye diye sıfat takılan Çarşamba Pazarı adına sevindirici bir olay.

Ama, işin birde kanuni dayanağı olması gerekiyor. Medyaya yer alan bu haberler üzerine Türkiye İnsan Hakları Etik Kurulu, (TİHEK) resen, yani kendi kendisine inceleme başlatıyor.

Bursa Büyükşehir Belediye Meclisince "Arapça tabelaların kaldırılması" yönünde karar alındı ve 1 Mayıs 2024'ten itibaren bu kararın uygulanmaya başladığına dair basında haberler yer aldı. TİHEK, 8 Mayıs 2024'teki toplantısında konuya ilişkin resen inceleme başlattı.

İnceleme kapsamında görüşü sorulan Bursa Büyükşehir Belediye Başkanlığı, Arapça tabelaların kaldırılmasına yönelik Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezine (CİMER) yapılan başvuruların belediyeye yönlendirildiği belirtilerek, "bu kapsamda yetki alanı içerisinde 46 işlem tesis edildiği" bildirildi.

Söz konusu kararın Belediye Meclisince oy birliği ile alındığına işaret eden Bursa Büyükşehir Belediyesi, iş yerlerine ait yabancı dildeki tabelaların kaldırılmasıyla ilgili işlemlerin dayanağının bin 353 sayılı Türk Harflerinin Kabul ve Tatbiki Hakkında Kanun ile 3 bin 701 sayılı Dilekçe Hakkının Kullanılmasına Dair Kanun olduğunu bildiriyor TİHEK’na.

Yani, Belediye, yabancı dillerdeki tabela kullanımı ve tabelalarda Türkçe dışında kelime kullanılmaması gereken bin 353 sayılı Kanuna dayanak olarak böyle bir işlem yaptıklarını açıklıyor inceleme kuruluna.

İncelemesini yapan TİHEK, uygulamanın Arapça tabelalarla sınırlı olması nedeniyle "ayrımcılık yasağı ihlali" yapıldığına kanaat getirdi ve Bursa Büyükşehir Belediye Başkanlığına 204 bin 285 lira idari para cezası kesti.

Kararın gerekçesinden anlaşıldığı üzere, Bursa Büyükşehir Belediyesi sadece Arapça harflerle yazılı tabelaları indirmek üzere işlem yapmış. Oysa ki, bu kentte, cadde ve sokaklarda sadece Arapça değil, İngilizce başta olmak üzere pek çok dilde tabelalar belirlenmiş.

TİHEK'in kararında, Türk harfleri dışında harflerle yazılmış yazıların kullanımının bin 353 sayılı Türk Harflerinin Kabul ve Tatbiki Hakkında Kanun uyarınca kanun koyucu tarafından sınırlandırıldığı belirtilerek, "Türkiye'de faaliyet gösteren bir işletmenin kullandığı tabelaların Türk alfabesine uygun bir şekilde düzenlenmesi zorunludur." değerlendirmesine yer verildi.

Belediyelerin de kanuni düzenlemeye uygun hareket etmesinin zorunlu olduğuna işaret edilen kararda, somut olayda yapılan incelemenin "Türkçe dışındaki dillerin kullanıldığı tabelalara yönelik işlemler arasında muamele farkı olup olmadığıyla sınırlı" olduğu ifade edildi.

Kararda, yabancı tabela yasağı kapsamında belediye tarafından yapılan 46 işlemin tamamının Arapça dilindeki tabelalara yönelik olduğu aktarılan kararda, yabancı dildeki tabelaların nasıl kullanılacağına ilişkin İçişleri Bakanlığı Göç İdaresi Başkanlığınca düzenleme yapıldığı anımsatıldı.

İncelenen olayda "sadece Arapça tabelalar hakkında işlem yapıldığı", diğer dillerdeki tabelalara ilişkin işlem yapılmadığı, bunun "ayrımcı muamele" olduğunu belirtilen kararda, şunlara yer verildi:

"İncelemede, Türk harfleri arasında sayılmayan Q-W-X harflerini içeren 6 İngilizce tabelaya herhangi bir işlem yapılmadığı tespit edilmiştir. Kanun uyarınca Arapça harfler olan tabelaların kaldırılması gerektiği anlaşılmaktadır. Bununla birlikte Türk harfleri arasında yer almayan Q-W-X vb. harfleri barındıran yabancı dildeki tabelaların da aynı kanun hükümleri ve bu kanuna dayanan Meclis Kararı uyarınca kaldırılması gerektiği hususunda şüphe bulunmamaktadır.

Somut olayda Arapça tabelaların kaldırılmasına yönelik işlem tesis edilirken Türk harfi dışında harfler barındıran ancak Arapça olmayan başka yabancı dillerdeki tabelalara ilişkin işlem tesis edilmemesinin Türk Harflerini Kabul ve Tatbiki Hakkında Kanun hükümlerine uygun olmadığı kanaati hasıl olmuştur. Meclis Kararı doğrultusunda Türk harfleri barındırmayan tüm tabelalara işlem tesisi edilmesi gerekirken yalnızca Arapça tabelalara yönelik işlem tesis edilerek 6 bin 701 sayılı Kanun'un 3. maddesinde yer alan dil temelinde ayrımcılık yasağının ihlal edildiği değerlendirilmektedir."

Etik Kurulun verdiği karar ve gerekçesi gerçekten şaşırtan bir kararmış gibi gösteriliyor. Ama, bu kanunu çıkaran tek parti hükümeti. Yani, Ülkemizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk, 1 Kasım 1928 tarihinde Harf İnkılabını yapıp, bin 353 sayılı Harf Kanunu çıkarmış.

Şimdi, Atatürk’ün izinden gittiklerini öne sürüp siyaset yapanların, “böyle kanun olur mu?” diye şikayette bulunmaya hakları var mıdır, yok mudur siz değerli okurlarımıza takdiri bırakıyorum.

Önemli olan, halka eşit muamele ise sadece Arapça Tabelalar değil, anlamını bile bilmediğimiz bir umum yabancı dillerdeki bütün tabelalar indirilmeli. Ki, hak, hukuk, adalet yerine gelsin.

Bu arada, belediye ilgilileriyle konuyla ilgili yaptığım görüşmeler sırasında, TİHEK, uygulamanın Arapça tabelalarla sınırlı olması nedeniyle "ayrımcılık yasağı ihlali" yapıldığına kanaat getirdi ve Bursa Büyükşehir Belediye Başkanlığına 204 bin 285 lira idari para cezası kesilmeyi olayını doğruladılar. Cezanın iptila içinde Sulh Ceza Mahkemesi’ne dava açılacağını ifade ettiler.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar (0)
Yükleniyor..
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.