Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Beldeler ilçe mi olacak?

Yazının Giriş Tarihi: 23.06.2025 00:12
Yazının Güncellenme Tarihi: 23.06.2025 00:12

Yerel yönetimlerin daha hızlı hareket etmesi, personel tasarrufu ve araç makine tasarrufu sağlanması, hizmetlerin tek elden daha çabuk yapılması amaçlı olarak 2014 yılında kapatılan beldelerin, ilçe olarak yeniden dizayn edilip hizmet vermesi tartışılmaya başlandı.

Ülkemizdeki merkez nüfusun köylerden göç edip kentlere yerleşmesiyle beraber, bazı belde belediye nüfuslarının azalması, bazılarının gelir yetersizliği bazılarının ise kötü yönetim nedeniyle hizmet edemez duruma gelmesi, beldelerin kapatılması uygulamasına yol açmıştı. Uzun yıllar tartışılan ve 2010 yılında kararı alınan ve 6 bin 360 sayılı kanun olarak Türkiye Büyük Millet Meclisinde kabul edilen Bütünşehir uygulaması, beldelerin kapatılmasına yol açtı.

Aradan çok değil 10 yıl daha yeni geldi geçti. Ama, belediye hizmetleri, mahalli idareler hizmetleri beklendiği gibi hızlı, çabuk seri halde olmadı. Kapatılan belde belediyelerin malları, araç stokları ile binaları dahil hepsi ilçe belediyelerine kaldı. İlçe belediyeleri de üzerine hiç beklemedikleri bir anda oturdukları hazinelerle karşılaştı. Bir anda zenginleştiler.

Pek çok ilçe belediyesi, belde belediyelerinin mallarını haraç mezat satıp, kendi borçlarını ve yok yere heba ettikleri kamu kaynakları adına oluşturdukları borçlarını ödemek için kendilerine gelir kapısı yaptı.

Bursa’ya bakalım. En fazla belde belediye mallarına Nilüfer ilçesinde konuldu. Doğudan batıya doğru, Çalı, Kayapa, Hasanağa, Akçalar, Gölyazı, Görükle Belde belediyelerinin bütün arsaları, tarlaları ilçe belediyesine intikal etti. Aradan geçen 10 yıl içinde, ilçe belediyesi nerede ise bu ilçede imarlı, imarsız bir tane bile parsel, tarla kalmadı ellerinde.

Peki, bu beldelere özellikle hepsinde ayrı bir sanayi bölgesi merkezi, imarlı toplu konut alanları, tarım alanları bulunan yerlerdeki arsa arazileri satan ilçe belediyesi, hangi hizmetleri götürdü? Diye sorular soracak olursak, sanırım cevabı bulmakta güçlük çekeceğiz.

Bu mesele, ayrı bir akademik çalışma konusu olabilir. Çünkü, evdeki hesap çarşıya uymaz söylemine tam tamına uyan bir benzetme gibi. Hükümette 2014 yılında iyi niyet ve dileklerle uygulamaya koyduğu belde belediyelerinin kaldırılması, İl Özel İdare hizmetlerinin kaldırılması, işleri bütünüyle Bütünşehir Belediyesi ve ilçe belediyelerine yıkmasının ne kadar hatalı bir uygulama olduğunu sanırım, aradan geçen 10 yıl içinde anladı. Şimdi, çareler aranıyor meselenin çözümü için.

Bursa adına aklıma gelen şöyle bir anımız oldu. Sene 2011, belde belediyelerinin kapatılması ve bütünşehir uygulamasıyla ilgili tartışmalar sürüyor. Zaten bu tartışmalar 2009 mahalli seçimleri öncesinde baş gösterdi. Gelen tepkiler üzerine 2009’da uygulamadan vaz geçildi. 2011 genel seçimlerinde o dönemin başbakan yardımcısı Bülent Arınç, Bursa’ya gelip, Bursa listesinden aday gösterildi.

Arınç, Bursa doğumlu olması ve Demirtaş ilçesinde, babasının daha evvel görev yapması nedeniyle nüfusu da o dönemlerde 50 binin üzerinde olan Demirtaş’ın ilçe olması, Nilüfer ilçesinin üçe bölünmesi, yine Osmangazi ilçesinde Emek beldesi ile Akpınar’ın 1050 konutların birleştirilip iki ayrı ilçe kurulması amaçlı bir ön çalışma yapılmasını istedi.

Bu çalışma, yine medyaya, basına yansıdı. Akademik Odaların bazıları destek verirken, beldelerin kapatılması yerine ilçe yapılmasına kadar tartışmalar devam etti. Tabi, o dönemlerde nüfusları 2 binin altına düşmüş, köy görünümlü beldelerinde eski siyasi hesap ve beklentiler yüzünden yapıldığının anlaşılması üzerine, sanırım bu çalışma başlamadan rafa kalktı.

Sonra, 15 Temmuz hain darbe girişimi ertesinde, İçişleri Bakanı olan Süleyman Soylu, aralarında Bursa’nın da bulunduğu bazı şehirlerde, yeni kent gelişmesi ve insanların merkezi yaşam alanları dikkate alınarak, belediye hizmetlerinin daha fazla yapılması amaçlı yeni ilçelerin kurulabileceği sinyallerini verdi. Tabi, bu ifadeler de siyasi olarak algılandı. Bursa adına da Nilüfer ilçesinde sürekli seçimleri kazanan CHP’ye tuzak olarak nitelendirildi.

Yine çalışmalar rafta kaldı.

MHP genel başkanı Devlet Bahçeli’nin il sayısının 100’e çıkarılması teklifini yaptığı 2023 yılında, Cumhuriyetimizin 100. Kuruluş yıl dönümünde de benzer tartışmaları gördük, yaşadık. Hatta, il olmayı bekleyen pek çok ilçe hemen 82 plaka numarasını yapıştırıp, kendilerine özel plaka sistemi bile kurup, sosyal medyada taraftar toplamaya başladılar. Bursa’nın İnegöl ilçesi gibi.

Beldelerin ilçe olması meselesi, bugünlerde yine gündeme geldi. Konu, sadece belediye hizmetleriyle bağlantılı değil. Kamu hizmetleri, devlet hizmetleri, asayiş hizmetleri de dahil. Pek çok ilçenin beklenilenden fazla nüfus sayısının arttığı, yeni imar planları yapılıp, imara açılan bölgelerdeki yapılaşma ve şehirleşme nedeniyle de pek çok belediyenin kamu hizmetini yerine getirmekte güçlük çektiği gözleniyor. Halkın şikayetleri de mevcut.

Bu nedenle de yeni bir planlama yapılabilir mi? Yapılırsa neler olabilir? Düşüncesi kamu yönetiminde ağırlık kazanmış. İlk akla gelen il sayısının artırılması ve bazı beldelerin ilçe yapılıp kamu hizmetinin tabana ve halka daha yakın hale getirilmesi.

Bursa adına bizim öğrendiğimiz kadarıyla Büyükorhan ilçesinde zaten eskiden sadece Kınık beldesi vardı. Birleşme oldu. Nüfus ve yüzölçümü nedeniyle yeni bir belediye kurulmasına gerek olmadığını kanısı hakim. Gemlik ilçesinde Küçükkumla, Kurşunlu, Umurbey üç belde vardı. Nüfus bakımından bu ilçenin de yeniden bölünmesine gerek görülmüyor.

Yenişehir, Gürsu ve Harmancık, Karacabey ve Keles ilçelerinde, eskiden belde belediyesi yoktu. Zaten, yeni durumda da bazılarının bölünmesi gerekmediği düşüncesi hakim. İznik ilçemizde Boyalıca ve Elbeyli belde idi. Yeni yapılanmada nüfus dikkate alındığında bölünmesi gerekmediği kanaati hakim.

Kestel ilçesinde sadece Barakfakih beldesi vardı. Birleşme olumlu karşılandı. Mudanya’da Zeytinbağı - Trilye ile Güzelyalı olmak üzere iki tane belde vardı, birleşmenin yine iyi olduğu düşünülüyor. Orhangazi’de Çakırlı, Narlıca, Sölöz, Yeniköy, Yenisölöz beldeleri vardı. Birleşme sonrası, nüfusa göre yeni bir bölünme ve yeni ilçe kurulmasına gerek olmadığı düşünülüyor.

Osmangazi’de Demirtaş, Emek, Kirazlı, Ovaakça beldeleri vardı. Bugün itibariyle Demirtaş’ın Ovaakça ile birleştirilip ayrı bir ilçe, eski Emek beldesiyle Akpınar, 1050 konutların birleştirilip yeni bir ilçe olmak üzere iki ayrı ilçe kurulması gündemde.

Yıldırım ilçesinde eskiden hiç belde yoktu. Yeni planlamada Ankara yolu altı ile Ankara Yolu üst kesimlerinin iki ayrı ilçe şeklinde düzenlenmesi yapılabilir. Yolun üstü kesimleri Yıldırım ismiyle, alt kesimleri ise Yavuz Sultan Selim ilçesi ismiyle karşımıza çıkabilir.

Gelelim olayların can alıcı noktası Nilüfer’e. Nilüfer planlanan ve beklenilenden çok daha fazla gelişti. Bu nedenle de eskiden Akçalar, Hasanağa, Kayapa, Çalı ve Gölyazı beldelerinin bulunduğu kesim Uluabat isimli yeni bir ilçe olabilir. Görükle, yine kendi adıyla ayrı bir ilçe olabilir.

Asıl önemli mesele ise İnegöl’ün il olması durumu. İnegöl il olursa, Yenişehir ve İznik ilçelerinin de Bozüyük ilçesiyle beraber İnegöl’e bağlanması söz konusu.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar (0)
Yükleniyor..
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.