Türkiye’de gündem saniye başı değişmeye başladı. Ekonomide açıklanan enflasyon rakamları beklentilerin çok altında olmasına rağmen ne iş dünyasını ne de halkı memnun etti. Siyasette ise CHP’ye açılan şaibeli kurultay davası kulislere bomba gibi düştü.
Kurban bayramı öncesinde ülkemizde akıl almaz bir siyasi gelişmelere imza atıldı.
Uzun süredir CHP’nin 3 Kasım’da delegelerin Ankara’ya gelmesiyle başlayan ve 4-5 Kasım 2023 tarihinde gerçekleşen 38. Olağan Kurultayı ile ilgili tartışmalar devam ediyordu. Sadece ülkemizde değil, dünyanın dört bir köşesinde ana muhalefet Cumhuriyet Halk Partisi’ne karşı bir komplo kurulduğu iddiaları konuşuluyordu.
Hatta, kurultaya şaibe karıştırdıkları iddia edilenlerin arasında yer alan İstanbul’un tutuklu Belediye başkanı Ekrem İmamoğlu içinde başına gelecek olayların farkında olduğu için çok erken Cumhurbaşkanlığı adaylığı kampanyası başlattığı konusundaki görüşler ağırlık kazandı.
Bu konularla ilgili olarak kamuoyu tam tamına ikiye ayrılmış durumda. CHP, kendi partileri ve belediye başkanlarına yönelik bir ayrıştırma ve darbe girişiminden söz edip duruyor.
Biz, bu konularla ilgili olarak ne hakim nede savcılık görevi yapmadığımız için çok rahatız. Pek çok yandaş medya gibi davranmak yerine, yargı incelemeleri, soruşturmaları, kovuşturmaları ve kararlarına göre hareket edilmesinin, hukukun üstünlüğü ilkesi ve demokratik hakların kullanılması ilkesiyle beraber uygulanmasını arzu ediyoruz.
Gelelim, CHP içindeki tartışmalara. Şaibeli kurultay kavgaları hem medya üzerinden hem de sosyal medya üzerinden çok fazla yorum yapılan, izlenilen olaylar.
Ankara, Cumhuriyet Başsavcılığı, 3 Kasımda parti delegelerinin Başkentte toplanıp, 4-5 Kasım 2023 tarihinde gerçekleşen ve genel başkan değişimi yaşanılan 38. Kurultayla ilgili iddialar ve ortaya çıkan belgelerle ilgili soruşturmasını tamamladı. Soruşturma no: 2024/5366, Esas no: 2025/7628, İddianame no : 2025/ 23782 sayılı iddianameyi düzenledi.
Basın suçları Soruşturma Bürosu tarafından hazırlanan iddianamede, genel başkan Özgür Özel ile Ensar Aytekin, Ali Mahir Başarır, Gökhan Günaydın, Nurhayat Altaca, Özgür Karabat, Umut Akdoğan, Veli Ağababa, Turan Taşkın, milletvekili olmaları nedeniyle soruşturma kapsamından dosyaları ayrıştırılıp, gerekli izinlerin verilmesi için haklarında düzenlenen fezlekeler Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına gönderildi.
İddianamede isimleri yazılı 12 şüpheli/ sanık var. Baki Aydöner, Cemil Tugay, Ekrem İmamoğlu, Erkan Aydın, Hüseyin Yaşar, Mehmet Kılınçaslan, Metin Güzelkaya, Nihat Yeşiltaş, Özgen Nama, Özgür Çelik, Rıza Akpolat, Serhat Can Eş isimleri yer alıyor.
Bu isimler arasında Bursa için dikkat çeken üç isim var. Birincisi dosyası ayrıştırılan Nurhayat Altaca CHP’nin son üç dönemdir Bursa milletvekili.
Dördüncü sırada yer alan Erkan Aydın, iki dönem milletvekilliği yaptı. Şu anda Osmangazi Belediye Başkanı.
Sekizinci sırada dikkat çeken isim Nihat Yeşiltaş, CHP Bursa il başkanı. Yeşiltaş, bu soruşturmanın fitilini ateşleyen partililerden birisi olarak göze çarpıyor. Çünkü, Yeşiltaş, Muş Gençlik Kolları eski başkanının şahsına yönelik yaptığı suçlama ve iddialar üzerine, bence gerekeni yaptı ve bu kişileri Cumhuriyet Savcılığına şikayet etti.
Bu şikayet ise olayların Bursa’da merkezli olmadığı ve bir siyasi partinin genel kuruluna yönelik iddiaları içerdiği gerekçesiyle Bursa Cumhuriyet Başsavcılığınca “görevsizlik” kararı verilip Ankara’ya gönderildi.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı ise iddiaları tek tek inceleyip değerlendirdi. Masak raporları, banka kayıtları, SGK kayıtları, para transferleri, işe alınmalar, seçimlerle ilgili listeler, kurultayda Özgür Özel lehine oy kullanma karşılığında verildiği iddia edilen belediye başkanlığı makamları, meclis üyelikleri ile ilgili listeler resmi kurumlardan istendi.
Ortaya çıkan tablo şu; Türkiye’nin siyasi tarihi boyunca, bugüne kadar herhangi bir partinin genel kurulunda, delegelere verilen hediyeler, paralar ve oy devşirme iddialarıyla ilgili mahkeme kurulmadı. Bütün bu söylentiler, partinin kendi kadroları içinde çözümlendi.
CHP’nin olağanüstü günlerde ve olağandışı olarak konuşulan, beklenmedik sonuçların doğurduğu bir genel kurul sonrasında hazırlanan iddianame, siyasi tarihe geçti. İddianamede, eski genel başkan Kemal Kılıçdaroğlu mağdur sıfatı taşıyor. Bu esnada, Kılıçdaroğlu, olaylarla ilgili olarak herhangi bir ifade vermedi. Konuşmadı.
Hatay eski Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfi Savaş ise müşteki sıfatı taşıyor. Malum, mahalli seçimler öncesinde Hatay çok konuşulmuştu. Lütfi Savaş’ın aday yapılıp yapılmaması tartışmaları devam etmişti. Son dakika Savaş aday gösterilmiş,. Seçimler kaybedilmişti.
Bu iddianame, adı üstünde iddialara dayanan bir yargının başlaması için düzenlendi. Yargı sürecinde gerekli ifadeler, soruşturmalar, kovuşturmalar yapılıp, gerçek hak, hukuk ve adalete ulaşılması en büyük dileğimiz.
Siyasetin toplum yararına yapılması, kamuya ve insanlara, topluma hizmet edebilme adına yapılması özlem duyulan bir ilke. Ülkemizdeki siyasetinde halk adına, toplum yararına yapılması bizim arzu ettiğimiz düşüncelerimiz.
Kişilerin geleceklerini inşa etmek, siyaseti geçim kapısı yapmak, yakınlara iş bulunup ikbal yaratılması siyaseti artık eskilerde kalmalı.
Bu tür şaibeleri yaşamak istemiyoruz.
Bu açılan dava, siyasetteki temizlik ve temiz toplum, temiz siyaset beklentisine vesile olmasını bekliyoruz.
Yorum Ekle
Yorumlar (0)
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Muharrem KARABULUT
Beklenen tango !
Türkiye’de gündem saniye başı değişmeye başladı. Ekonomide açıklanan enflasyon rakamları beklentilerin çok altında olmasına rağmen ne iş dünyasını ne de halkı memnun etti. Siyasette ise CHP’ye açılan şaibeli kurultay davası kulislere bomba gibi düştü.
Kurban bayramı öncesinde ülkemizde akıl almaz bir siyasi gelişmelere imza atıldı.
Uzun süredir CHP’nin 3 Kasım’da delegelerin Ankara’ya gelmesiyle başlayan ve 4-5 Kasım 2023 tarihinde gerçekleşen 38. Olağan Kurultayı ile ilgili tartışmalar devam ediyordu. Sadece ülkemizde değil, dünyanın dört bir köşesinde ana muhalefet Cumhuriyet Halk Partisi’ne karşı bir komplo kurulduğu iddiaları konuşuluyordu.
Hatta, kurultaya şaibe karıştırdıkları iddia edilenlerin arasında yer alan İstanbul’un tutuklu Belediye başkanı Ekrem İmamoğlu içinde başına gelecek olayların farkında olduğu için çok erken Cumhurbaşkanlığı adaylığı kampanyası başlattığı konusundaki görüşler ağırlık kazandı.
Bu konularla ilgili olarak kamuoyu tam tamına ikiye ayrılmış durumda. CHP, kendi partileri ve belediye başkanlarına yönelik bir ayrıştırma ve darbe girişiminden söz edip duruyor.
Biz, bu konularla ilgili olarak ne hakim nede savcılık görevi yapmadığımız için çok rahatız. Pek çok yandaş medya gibi davranmak yerine, yargı incelemeleri, soruşturmaları, kovuşturmaları ve kararlarına göre hareket edilmesinin, hukukun üstünlüğü ilkesi ve demokratik hakların kullanılması ilkesiyle beraber uygulanmasını arzu ediyoruz.
Gelelim, CHP içindeki tartışmalara. Şaibeli kurultay kavgaları hem medya üzerinden hem de sosyal medya üzerinden çok fazla yorum yapılan, izlenilen olaylar.
Ankara, Cumhuriyet Başsavcılığı, 3 Kasımda parti delegelerinin Başkentte toplanıp, 4-5 Kasım 2023 tarihinde gerçekleşen ve genel başkan değişimi yaşanılan 38. Kurultayla ilgili iddialar ve ortaya çıkan belgelerle ilgili soruşturmasını tamamladı. Soruşturma no: 2024/5366, Esas no: 2025/7628, İddianame no : 2025/ 23782 sayılı iddianameyi düzenledi.
Basın suçları Soruşturma Bürosu tarafından hazırlanan iddianamede, genel başkan Özgür Özel ile Ensar Aytekin, Ali Mahir Başarır, Gökhan Günaydın, Nurhayat Altaca, Özgür Karabat, Umut Akdoğan, Veli Ağababa, Turan Taşkın, milletvekili olmaları nedeniyle soruşturma kapsamından dosyaları ayrıştırılıp, gerekli izinlerin verilmesi için haklarında düzenlenen fezlekeler Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına gönderildi.
İddianamede isimleri yazılı 12 şüpheli/ sanık var. Baki Aydöner, Cemil Tugay, Ekrem İmamoğlu, Erkan Aydın, Hüseyin Yaşar, Mehmet Kılınçaslan, Metin Güzelkaya, Nihat Yeşiltaş, Özgen Nama, Özgür Çelik, Rıza Akpolat, Serhat Can Eş isimleri yer alıyor.
Bu isimler arasında Bursa için dikkat çeken üç isim var. Birincisi dosyası ayrıştırılan Nurhayat Altaca CHP’nin son üç dönemdir Bursa milletvekili.
Dördüncü sırada yer alan Erkan Aydın, iki dönem milletvekilliği yaptı. Şu anda Osmangazi Belediye Başkanı.
Sekizinci sırada dikkat çeken isim Nihat Yeşiltaş, CHP Bursa il başkanı. Yeşiltaş, bu soruşturmanın fitilini ateşleyen partililerden birisi olarak göze çarpıyor. Çünkü, Yeşiltaş, Muş Gençlik Kolları eski başkanının şahsına yönelik yaptığı suçlama ve iddialar üzerine, bence gerekeni yaptı ve bu kişileri Cumhuriyet Savcılığına şikayet etti.
Bu şikayet ise olayların Bursa’da merkezli olmadığı ve bir siyasi partinin genel kuruluna yönelik iddiaları içerdiği gerekçesiyle Bursa Cumhuriyet Başsavcılığınca “görevsizlik” kararı verilip Ankara’ya gönderildi.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı ise iddiaları tek tek inceleyip değerlendirdi. Masak raporları, banka kayıtları, SGK kayıtları, para transferleri, işe alınmalar, seçimlerle ilgili listeler, kurultayda Özgür Özel lehine oy kullanma karşılığında verildiği iddia edilen belediye başkanlığı makamları, meclis üyelikleri ile ilgili listeler resmi kurumlardan istendi.
Ortaya çıkan tablo şu; Türkiye’nin siyasi tarihi boyunca, bugüne kadar herhangi bir partinin genel kurulunda, delegelere verilen hediyeler, paralar ve oy devşirme iddialarıyla ilgili mahkeme kurulmadı. Bütün bu söylentiler, partinin kendi kadroları içinde çözümlendi.
CHP’nin olağanüstü günlerde ve olağandışı olarak konuşulan, beklenmedik sonuçların doğurduğu bir genel kurul sonrasında hazırlanan iddianame, siyasi tarihe geçti. İddianamede, eski genel başkan Kemal Kılıçdaroğlu mağdur sıfatı taşıyor. Bu esnada, Kılıçdaroğlu, olaylarla ilgili olarak herhangi bir ifade vermedi. Konuşmadı.
Hatay eski Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfi Savaş ise müşteki sıfatı taşıyor. Malum, mahalli seçimler öncesinde Hatay çok konuşulmuştu. Lütfi Savaş’ın aday yapılıp yapılmaması tartışmaları devam etmişti. Son dakika Savaş aday gösterilmiş,. Seçimler kaybedilmişti.
Bu iddianame, adı üstünde iddialara dayanan bir yargının başlaması için düzenlendi. Yargı sürecinde gerekli ifadeler, soruşturmalar, kovuşturmalar yapılıp, gerçek hak, hukuk ve adalete ulaşılması en büyük dileğimiz.
Siyasetin toplum yararına yapılması, kamuya ve insanlara, topluma hizmet edebilme adına yapılması özlem duyulan bir ilke. Ülkemizdeki siyasetinde halk adına, toplum yararına yapılması bizim arzu ettiğimiz düşüncelerimiz.
Kişilerin geleceklerini inşa etmek, siyaseti geçim kapısı yapmak, yakınlara iş bulunup ikbal yaratılması siyaseti artık eskilerde kalmalı.
Bu tür şaibeleri yaşamak istemiyoruz.
Bu açılan dava, siyasetteki temizlik ve temiz toplum, temiz siyaset beklentisine vesile olmasını bekliyoruz.