Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Atatürk ve Türkiye

Yazının Giriş Tarihi: 10.11.2025 00:15
Yazının Güncellenme Tarihi: 10.11.2025 00:15

Bizim öylesine güçlü bir liderimiz var ki, bütün dünyaya bedel askeri dehası, devlet adamlığı ve geleceği gören fikirleriyle, Türkiye’yi bağımsızlığa kavuşturan Mustafa Kemal Atatürk.

10 Kasım 1938 tarihi, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu önderi Mustafa Kemal Atatürk’ün vefat ettiği gündür. Atatürk, söz konusu günde, 1939 yılından itibaren günümüze kadar her yıl farklı şekillerde, özlemle, hasretle ve geçmişten geleceğe yaktığı medeniyet meşalesinin ışıklarıyla anılmıştır.

Şimdi, biraz tarih yapraklarını karıştırıp geçmişe bakalım. 1939 yılından 1960 yılına dek düzenlenen anma programlarında yas hep ön planda olmuş, 1960 yılından itibaren ise Atatürk için bir gün yas tutulmaya devam edilmekle birlikte 10-16 Kasım tarihleri arası Atatürk Haftası olarak isimlendirilmiş ve Atatürk bir hafta boyunca çeşitli etkinliklerle anılmaya başlanmıştır.

27 Mayıs 1960 Askeri darbesinden sonra ve Milli Birlik Komitesi üyelerinin girişimiyle gerçekleşen bu uygulama, 1988 yılına kadar devam etmiştir. 1988’de, Turgut Özal döneminde de, 50 yıl boyunca devam eden resmi yas uygulaması kaldırılmıştır. 10 Kasımlarda yas tutulması, kaldırıldığı güne kadar sürekli tartışma konusu olmuş, özellikle de 1950’lerden sonra sorgulanmaya başlanmıştır.

Bununla beraber, yas uygulaması sırasında gerçekleştirilen bir takım davranışlar da, herhangi bir zorunluluk olmadığı halde toplumun geniş bir kesimi tarafından benimsenerek sürdürülmüş ve artık gelenek halini almıştır. Öte yandan, 10 Kasım törenleri, zaman zaman farklı siyasi parti ya da gruplar tarafından polemik konusu haline de getirilmiş veya siyasi bir hesaplaşmanın aracı olarak da kullanılmıştır. Günümüzde de bazı ideolojik körlük yaşayanların aynı şekilde, hem milletimizin; hem devletimizin hem de ülkemizdeki bütün insanların, dünyasının neresinde olursa olsun, “ben Türküm” diyenlerin Atası olan Mustafa Kemal Atatürk’ün, siyasi istismarlara konu edildiği üzülerek gözlenmektedir.

Asil Türk milletimizin son devleti olan Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu ve milli mücadelemizin önderi Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü, aramızdan ayrılışının 87. ölüm yılında rahmetle ve saygıyla, özlemle yad ediyoruz.

Mensubu olduğu Milletini sonsuz bir aşkla seven Mustafa Kemal Atatürk, milleti için her türlü zorluğa katlanmış ve kendini milletine adamıştır. Onun "ben, gerektiği zaman en büyük hediyem olmak üzere, Türk Milleti'ne canımı vereceğim" sözü, vatan sevgisinin ve cesaretinin en güzel örneklerinden birisidir.

Çanakkale Savaşı esnasında Anafartalar Gurubu Komutanı iken, hep en ön safta savaşmış. Savaşla ilgili anlatılanlara göre, bu savaş sırasında Atatürk'e bir şarapnel parçası isabet etmiş, fakat sağ cebinde bulunan saati kendisini ölümden kurtarmış.

Sakarya Savaşı sırasında atından düşmesi üzerine kaburga kemikleri kırılmıştı. Buna rağmen cepheden ayrılmamış, savaşı sedye üzerinden yönetmişti. İşte bu cesur komutan ve ülkemizin tartışılmaz lideri Atatürk, 57 yıllık yaşamına 11 savaş, 24 madalya, 7 nişan,13 kitap ve 102 yıldır övünçle kutladığımız Cumhuriyetimiz dahil bağımsız bir ülke sığdırdı.

Ne mutlu bizlere ki, böylesine bir asker, devlet adamının çocukları ve torunlarıyız.

Dünyanın pek çok ülkesindeki tarih kaynaklarında Atatürk ve silah arkadaşlarının Türkiye Cumhuriyeti’ni kurup, vatanı ve milleti esaretten kurtarmasıyla ilgili ilginç olayları yazılıyor. Askeri dehası, cesareti ve devlet adamlığı vasıfları ile çağının en önemli liderlerinden olan Atatürk, gerek askeri alanda, gerekse yönetim alanında yaptıklarıyla tarihe, insanlığa ve mazlum milletlere örnek olmuş bir önderdir.

Milletçe, O'nun işaret ettiği gibi Türkiye Cumhuriyetini çağdaş dünyanın güçlü bir devleti olarak muasır medeniyet seviyesine ulaştırmanın azim ve kararlılığını dün olduğu gibi bugünde yüreğimizde taşıyoruz.

Bağımsızlık savaşımızın önderi, Gazi Mustafa Kemal Atatürk, daima Türk Milletinin ve hepimizin gönlünde yaşayacak, omuz omuza mücadele ettiği silah arkadaşları ve istiklal savaşımızın kahraman şehit ve gazileri hiçbir zaman unutulmayacaktır. Vefatının 87. yıl dönümünde Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve istiklal mücadelemizin bütün kahramanlarına Allah'tan rahmet diliyor, aziz şehitlerimizi ve gazilerimizi şükranla, minnet ve saygı duyarak anıyoruz.

Türk ve dünya tarihine adını altın harflerle yazdıran büyük bir liderimizin, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün aramızdan ayrılışının 87. yıl dönümünde onu bir kez daha saygı ve minnetle hatırlıyoruz.

Büyük bir azim, cesaret ve kararlılıkla elde ettiği zaferler ile milletinin refah ve mutluluğu için çalışan Atatürk, hayatını ülkesine ve ideallerine adamış, insanlık tarihine damga vurmuş müstesna bir lider ve devlet adımı kimliğiyle bizlere her zaman yol gösterici olmaktadır.

Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün geleceğe de ışık tutan “beni görmek demek, mutlaka yüzümü görmek demek değildir. Benim fikirlerimi, benim duygularımı anlıyorsanız ve hissediyorsanız bu kâfidir” sözünü unutmayıp, onun mirasını geleceğe taşıyabilmek için, uğrunda binlerce şehit verdiğimiz vatanımıza ve bağımsızlığa her şart altında sahip çıkıp, Cumhuriyetimizin değerlerini korumak ve yeni nesillere en iyi şekilde aktararak yaşatmak bizlerin üzerine düşen en büyük görevdir.

Bütün dünyaya ders olacak şekilde tek ses, tek nefes, tek yürek halinde tarihi yükselişini sürdüren Türkiye Cumhuriyeti kurucusu ve İstiklal Savaşımızın Başkomutanımız Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü ve silah arkadaşlarını, istiklal mücadelemizin kahramanlarını ve tüm şehitlerimizi bir kez daha minnet, saygı ve rahmetle anıyorum.

Hepsine Allah rahmet eylesin. Mekanları cennet olsun inşallah.

Ne mutlu Türküm diyene….

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar (0)
Yükleniyor..
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.