Bolu Kartalkaya Otel yangını ile ilgili olarak Akademik Odalarının hazırladığı yangın raporunun devamını bugün sizlerle paylaşmaya devam ediyorum.
Raporu bütün olarak değerlendirilmesi halinde, Bakanlıktan İl Özel İdaresine, Belediyeye, hatta, oteli sigorta eden sigorta şirketlerine kadar bir sürü ihmaller zincirine tanıklık ediyoruz.
Dileğimiz, Allah bir daha bize böyle olayları yaşatmasın.
İl Özel İdaresi Kanunu ile de bu idarelere; Belediye sınırları dışındaki gayri sıhhî müesseseler ile umuma açık istirahat ve eğlence yerlerine ruhsat verme ve denetleme görevi verilmiştir
İşyeri Açma ve Çalışma Ruhsatlarına İlişkin Yönetmeliğe göre de söz konusu Turizm Teşvik Kanunu kapsamındaki otelde; denetleme yetkisinin İl Özel İdaresine ve belirli konularda sadece Kültür ve Turizm Bakanlığı’na verildiği açıkça belirtilmiş, ayrıca işyeri açma ve çalışma ruhsatının yetkili idareler tarafından başka bir işleme gerek kalmaksızın on beş gün içinde verileceği, ancak umuma açık istirahat ve eğlence yerleri için bu hususların işyeri açma ve çalışma ruhsatı verilmeden önce yerinde kontrol edileceği ve çalışma ruhsatının verilmesinden sonra yapacakları denetimlerde bu hususların yerine getirilip getirilmediğini kontrol edeceği belirtilmektedir.
İl Özel İdaresince otelin 2011, 2016, 2019, 2021, 2024 tarihlerinde 5 defa denetlendiği; mutfak bölümleri, gıda hazırlama, gıda muhafazası, içme ve kullanma suyu temin şekli analiz raporu, havalandırma sistemi, personel hijyeni ve gıda güvenliği alanlarında denetim yapıldığı bilinmekte ancak ruhsat aşamasında istenen yangın güvenlik tedbirlerinin durumu ile ilgili hususların denetimlerde karşılanıp karşılanmadığı meçhuldür.
Ayrıca, Turizmi Teşvik Kanunu kapsamında turizm alanlarının planlarında risk değerlendirmesinin uygun şekilde yapılmadığı görülmektedir. Bu alanlarda itfaiyenin uzaklığına bağlı olarak OSB’lerde olduğu gibi kendi itfaiyesine sahip olması ve bölgesel hidrant sistemi gibi diğer altyapı koşullarının sağlanması gerekir. AFAD tarafından Bolu ili için hazırlanan İl Afet Risk Azaltma Planı’nda Kartalkaya bölgesinde çıkabilecek yangınlara ilişkin hiçbir değerlendirme olmaması düşündürücüdür.
Otelde dökme LPG kullanılıyor olması, LPG tesisatlarının ilgili teknik düzenlemelere uygunluğu ve periyodik kontrollere dair LPG dağıtımı yapan firmaya da sorumluluk vermektedir. Mutfakların davlumbazlarına otomatik söndürme sistemi yapılması ve ocaklarda kullanılan gazın özelliklerine göre gaz algılama, gaz kesme ve uyarı tesisatının kurulması şartının kontrol edilmesi gerekirdi.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın da işyerini iş sağlığı ve güvenliği yönünden denetlemesi ve yukarıda belirtilen eksiklikleri tespit etmesi gerekirdi. İşçi sağlığı ve güvenliğine ilişkin gereklilikler işveren tarafından yerine getirilmiş olsaydı yangın çıkmaz, çıksa da anında söndürülebilir, otelde bulunanlar hemen tahliye edilebilirdi.
Yangın ile mücadele sistemlerinin mevzuat çerçevesinde çalışır durumda tutulması, bakım ve servis hizmetlerinin sürekli olarak yapılması/yaptırılması; çeşitli kriterlere göre ruhsat veya belge vermeye yetkili kurumların belgelendirilen yerlerin süreç içinde bu kriterleri yerine getirip getirmediğini denetlemesi gerektiği açıktır. Yetki, sorumluluk ile birlikte verilen bir görevdir.
Ayrıca belirtmek istiyoruz, imar afları ile yasal imar mevzuatı nasıl işlevsiz hale getirildi ise bu durumu yangın yönetmeliğinin uygulanması ile ilgili getirilen af gibi istisnalarda da görüyoruz. Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliğinde ve Binaların Yangından Korunması Hakkında Yönetmelikte vb ardı ardına yapılan değişiklikler ile itfaiye denetimini ve meslektaşlarımızın mesleki ve özlük haklarını devre dışı bırakan uygulamalar ne yazık ki kuralsızlaşmaya hizmet etmiştir.
29.06.2017 tarihli değişiklikle Binaların Yangından Korunması Hakkında Yönetmelik’in bütününün uygulanması açısından zafiyet yaratılmıştır. Bu değişiklikle 26.07.2002–19.12.2007 tarihleri arasında yapı ruhsatı alan binalarda 2002 tarihli Yönetmeliği uygulama zorunluluğu ortadan kaldırılmıştır.
TMMOB Elektrik Mühendisleri Odası (EMO) tarafından 19.12.2007 tarihli Binaların Yangından Korunması Hakkındaki Yönetmeliğe ilişkin açılan davada, “Yoğun kullanılmasına rağmen bazı küçük veya alçak binalarda otomatik yangın algılama sistemlerinin kurulmasına gerek olmadığı” hükümlerini içeren EK-7 tablosu maddelerinin yürütmesinin durdurulması yönünde Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu tarafından verilen karara rağmen Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından halen yönetmelikte düzenleyici işlem yapılmaması anlaşılır değildir.
Özellikle belirtiriz, denetim kamusal bir görev ve sorumluluktur, piyasanın insafsızlığına bırakılamaz. Kural ihlalleri kabul edilemez. Halkın can ve mal güvenliği kâr hırsına feda edilemez. Bilimin, tekniğin, mühendisliğin, mühendis ve mimar örgütlülüğünün içinde olduğu bir denetleme mekanizmasının acilen oluşturulması gerektiği açıktır.
Akademik Odaların raporunun sonuç bölümü ise herkese görev, yetki ve sorumluluklarını hatırlatacak düzeyde hazırlanmış.
Bu maksatla;
Kültür ve Turizm Bakanlığı’nı turizm belgesi verdiği tesisleri denetlemeye,
İl özel idarelerini, ruhsat aşamasında istenen yangın güvenlik tedbirlerinin durumu ile ilgili hususların periyodik denetimlerle karşılanıp-karşılanmadığının kontrolünü yapmaya,
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nı, konaklama tesislerini yangına hazırlık, yangın önleme, yangına müdahale tesisatlarının, çıkış yollarının yeterliliği, ekipmanların periyodik muayenelerinin düzgün yapılıp-yapılmadığı, yangınlar esnasında binaları boşaltmayı yönlendirmekle sorumlu personele bu eğitimin verilip-verilmediğini denetlemeye,
İşletme sahiplerini, insanların can ve mal güvenliğini sağlamak için vasıflı elemanlar eliyle bilimsel ve teknik gereklilikleri yerine getirmeye,
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nı, yapı üretim süreci ve yapıların işletilmesinin tüm aşamalarında Odaları sürece dahil etmeye, Odaları tarafından Eğitilip Belgelendirilmiş Mühendislerin yer almasını sağlayacak düzenlemeler yapmaya; Danıştay tarafından karar verilen dava hükümleri doğrultusunda mevzuatı revize ederek uygulamaya; yangından korunma sistemlerinin denetimi, periyodik kontrolü, test ve bakımının düzgün şekilde yapılabileceği bir mekanizmanın kurulmasına, yapı ruhsatı sürecinde İtfaiye denetimini zorunlu tutmaya,
Sigorta Şirketleri’ni, sigorta yapılan yerin Binaların Yangından Korunması Hakkında Yönetmelik, ilgili mevzuat ve standartlara göre bağlı olduğu Odasından belgeli mühendis ve mimarlarca projelendirip-projelendirilmediğini, periyodik kontrol, test ve bakımın düzenli yapılıp-yapılmadığını kontrol etmeye,
LPG Dağıtım Şirketlerini, doğalgaz tesisatı kontrolünde olduğu gibi ilgili tesisatın teknik düzenlemelere uygunluğunu tespit etmeye, periyodik kontrollerini yaptırmaya ve teknik düzenlemelere uygun olmayan tesislere LPG ikmali yapmamaya,
AFAD veya Belediyeler Birliği’ni, ülke genelindeki itfaiye istatistik verilerinin toplanacağı, değerlendirileceği, ülke genelindeki itfaiye amirlerinin ve TMMOB’ye bağlı ilgili Mühendis, Şehir Plancıları ve Mimar Odalarının temsilcilerinin katıldığı, periyodik olarak bir araya gelerek görüş alışverişinde bulunacağı, belirtilecek görüşlerin raporlanacağı, eğitim ve danışmanlık hizmetinin sağlanacağı bir komite veya birim kurmaya, davet ediyoruz.
TMMOB’ye bağlı Elektrik, İnşaat, Makine Mühendisleri ve Mimarlar Odaları olarak, ilgili mevzuat düzenlenmesi ve uygulanması sürecinde her türlü desteğe ve görev almaya hazır olduğumuzu bir kez daha ifade etmek isteriz.
Hiç kimsenin istemediği, kimsenin kabul etmediği, edemediği bir facia yaşandı. Ortaya çıkan sonuçlar ise insanların tüylerini ürpertebilecek düzeyde.
Yorum Ekle
Yorumlar (0)
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Muharrem KARABULUT
Akademik Odaların vicdani sorumluluğu (2)
Bolu Kartalkaya Otel yangını ile ilgili olarak Akademik Odalarının hazırladığı yangın raporunun devamını bugün sizlerle paylaşmaya devam ediyorum.
Raporu bütün olarak değerlendirilmesi halinde, Bakanlıktan İl Özel İdaresine, Belediyeye, hatta, oteli sigorta eden sigorta şirketlerine kadar bir sürü ihmaller zincirine tanıklık ediyoruz.
Dileğimiz, Allah bir daha bize böyle olayları yaşatmasın.
İl Özel İdaresi Kanunu ile de bu idarelere; Belediye sınırları dışındaki gayri sıhhî müesseseler ile umuma açık istirahat ve eğlence yerlerine ruhsat verme ve denetleme görevi verilmiştir
İşyeri Açma ve Çalışma Ruhsatlarına İlişkin Yönetmeliğe göre de söz konusu Turizm Teşvik Kanunu kapsamındaki otelde; denetleme yetkisinin İl Özel İdaresine ve belirli konularda sadece Kültür ve Turizm Bakanlığı’na verildiği açıkça belirtilmiş, ayrıca işyeri açma ve çalışma ruhsatının yetkili idareler tarafından başka bir işleme gerek kalmaksızın on beş gün içinde verileceği, ancak umuma açık istirahat ve eğlence yerleri için bu hususların işyeri açma ve çalışma ruhsatı verilmeden önce yerinde kontrol edileceği ve çalışma ruhsatının verilmesinden sonra yapacakları denetimlerde bu hususların yerine getirilip getirilmediğini kontrol edeceği belirtilmektedir.
İl Özel İdaresince otelin 2011, 2016, 2019, 2021, 2024 tarihlerinde 5 defa denetlendiği; mutfak bölümleri, gıda hazırlama, gıda muhafazası, içme ve kullanma suyu temin şekli analiz raporu, havalandırma sistemi, personel hijyeni ve gıda güvenliği alanlarında denetim yapıldığı bilinmekte ancak ruhsat aşamasında istenen yangın güvenlik tedbirlerinin durumu ile ilgili hususların denetimlerde karşılanıp karşılanmadığı meçhuldür.
Ayrıca, Turizmi Teşvik Kanunu kapsamında turizm alanlarının planlarında risk değerlendirmesinin uygun şekilde yapılmadığı görülmektedir. Bu alanlarda itfaiyenin uzaklığına bağlı olarak OSB’lerde olduğu gibi kendi itfaiyesine sahip olması ve bölgesel hidrant sistemi gibi diğer altyapı koşullarının sağlanması gerekir. AFAD tarafından Bolu ili için hazırlanan İl Afet Risk Azaltma Planı’nda Kartalkaya bölgesinde çıkabilecek yangınlara ilişkin hiçbir değerlendirme olmaması düşündürücüdür.
Otelde dökme LPG kullanılıyor olması, LPG tesisatlarının ilgili teknik düzenlemelere uygunluğu ve periyodik kontrollere dair LPG dağıtımı yapan firmaya da sorumluluk vermektedir. Mutfakların davlumbazlarına otomatik söndürme sistemi yapılması ve ocaklarda kullanılan gazın özelliklerine göre gaz algılama, gaz kesme ve uyarı tesisatının kurulması şartının kontrol edilmesi gerekirdi.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın da işyerini iş sağlığı ve güvenliği yönünden denetlemesi ve yukarıda belirtilen eksiklikleri tespit etmesi gerekirdi. İşçi sağlığı ve güvenliğine ilişkin gereklilikler işveren tarafından yerine getirilmiş olsaydı yangın çıkmaz, çıksa da anında söndürülebilir, otelde bulunanlar hemen tahliye edilebilirdi.
Yangın ile mücadele sistemlerinin mevzuat çerçevesinde çalışır durumda tutulması, bakım ve servis hizmetlerinin sürekli olarak yapılması/yaptırılması; çeşitli kriterlere göre ruhsat veya belge vermeye yetkili kurumların belgelendirilen yerlerin süreç içinde bu kriterleri yerine getirip getirmediğini denetlemesi gerektiği açıktır. Yetki, sorumluluk ile birlikte verilen bir görevdir.
Ayrıca belirtmek istiyoruz, imar afları ile yasal imar mevzuatı nasıl işlevsiz hale getirildi ise bu durumu yangın yönetmeliğinin uygulanması ile ilgili getirilen af gibi istisnalarda da görüyoruz. Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliğinde ve Binaların Yangından Korunması Hakkında Yönetmelikte vb ardı ardına yapılan değişiklikler ile itfaiye denetimini ve meslektaşlarımızın mesleki ve özlük haklarını devre dışı bırakan uygulamalar ne yazık ki kuralsızlaşmaya hizmet etmiştir.
29.06.2017 tarihli değişiklikle Binaların Yangından Korunması Hakkında Yönetmelik’in bütününün uygulanması açısından zafiyet yaratılmıştır. Bu değişiklikle 26.07.2002–19.12.2007 tarihleri arasında yapı ruhsatı alan binalarda 2002 tarihli Yönetmeliği uygulama zorunluluğu ortadan kaldırılmıştır.
TMMOB Elektrik Mühendisleri Odası (EMO) tarafından 19.12.2007 tarihli Binaların Yangından Korunması Hakkındaki Yönetmeliğe ilişkin açılan davada, “Yoğun kullanılmasına rağmen bazı küçük veya alçak binalarda otomatik yangın algılama sistemlerinin kurulmasına gerek olmadığı” hükümlerini içeren EK-7 tablosu maddelerinin yürütmesinin durdurulması yönünde Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu tarafından verilen karara rağmen Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından halen yönetmelikte düzenleyici işlem yapılmaması anlaşılır değildir.
Özellikle belirtiriz, denetim kamusal bir görev ve sorumluluktur, piyasanın insafsızlığına bırakılamaz. Kural ihlalleri kabul edilemez. Halkın can ve mal güvenliği kâr hırsına feda edilemez. Bilimin, tekniğin, mühendisliğin, mühendis ve mimar örgütlülüğünün içinde olduğu bir denetleme mekanizmasının acilen oluşturulması gerektiği açıktır.
Akademik Odaların raporunun sonuç bölümü ise herkese görev, yetki ve sorumluluklarını hatırlatacak düzeyde hazırlanmış.
Bu maksatla;
Kültür ve Turizm Bakanlığı’nı turizm belgesi verdiği tesisleri denetlemeye,
İl özel idarelerini, ruhsat aşamasında istenen yangın güvenlik tedbirlerinin durumu ile ilgili hususların periyodik denetimlerle karşılanıp-karşılanmadığının kontrolünü yapmaya,
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nı, konaklama tesislerini yangına hazırlık, yangın önleme, yangına müdahale tesisatlarının, çıkış yollarının yeterliliği, ekipmanların periyodik muayenelerinin düzgün yapılıp-yapılmadığı, yangınlar esnasında binaları boşaltmayı yönlendirmekle sorumlu personele bu eğitimin verilip-verilmediğini denetlemeye,
İşletme sahiplerini, insanların can ve mal güvenliğini sağlamak için vasıflı elemanlar eliyle bilimsel ve teknik gereklilikleri yerine getirmeye,
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nı, yapı üretim süreci ve yapıların işletilmesinin tüm aşamalarında Odaları sürece dahil etmeye, Odaları tarafından Eğitilip Belgelendirilmiş Mühendislerin yer almasını sağlayacak düzenlemeler yapmaya; Danıştay tarafından karar verilen dava hükümleri doğrultusunda mevzuatı revize ederek uygulamaya; yangından korunma sistemlerinin denetimi, periyodik kontrolü, test ve bakımının düzgün şekilde yapılabileceği bir mekanizmanın kurulmasına, yapı ruhsatı sürecinde İtfaiye denetimini zorunlu tutmaya,
Sigorta Şirketleri’ni, sigorta yapılan yerin Binaların Yangından Korunması Hakkında Yönetmelik, ilgili mevzuat ve standartlara göre bağlı olduğu Odasından belgeli mühendis ve mimarlarca projelendirip-projelendirilmediğini, periyodik kontrol, test ve bakımın düzenli yapılıp-yapılmadığını kontrol etmeye,
LPG Dağıtım Şirketlerini, doğalgaz tesisatı kontrolünde olduğu gibi ilgili tesisatın teknik düzenlemelere uygunluğunu tespit etmeye, periyodik kontrollerini yaptırmaya ve teknik düzenlemelere uygun olmayan tesislere LPG ikmali yapmamaya,
AFAD veya Belediyeler Birliği’ni, ülke genelindeki itfaiye istatistik verilerinin toplanacağı, değerlendirileceği, ülke genelindeki itfaiye amirlerinin ve TMMOB’ye bağlı ilgili Mühendis, Şehir Plancıları ve Mimar Odalarının temsilcilerinin katıldığı, periyodik olarak bir araya gelerek görüş alışverişinde bulunacağı, belirtilecek görüşlerin raporlanacağı, eğitim ve danışmanlık hizmetinin sağlanacağı bir komite veya birim kurmaya, davet ediyoruz.
TMMOB’ye bağlı Elektrik, İnşaat, Makine Mühendisleri ve Mimarlar Odaları olarak, ilgili mevzuat düzenlenmesi ve uygulanması sürecinde her türlü desteğe ve görev almaya hazır olduğumuzu bir kez daha ifade etmek isteriz.
Hiç kimsenin istemediği, kimsenin kabul etmediği, edemediği bir facia yaşandı. Ortaya çıkan sonuçlar ise insanların tüylerini ürpertebilecek düzeyde.