Dünyada yeni bir oyun düzeni kurulmaya çabalanıyor. Amerika’da, Donald Trump’in ikinci kez başkan seçilmesinin ardından hem ekonomik hem de savaşların sona erdirilmesi ve barış ortamının sağlanması ardına bir takım çıkar ilişkileri göze çarpıyor.

Ülkemizde ise 41 yıldır devam eden bölücü çatışmaların son bulması ve barış ortamının sağlanması adına önemli adımlar atılıyor. Buna en belirgin örnek, hain ve bölücü terör örgütü PKK’nın silah bırakma kararı.

On binlerce gencimizin, askerimizin, öğretmenimizin, devlet memuru ve kamu görevlilerimizin şehit edilmesine, yine on binlerce insanın ölümüne yol açan bölücü faaliyetleri bulunan hain örgütünün kendisini feshi etme kararı alması, belki de Terörsüz Türkiye özlemi açısından çok önemli bir gelişme.

Akan kanın durması, bundan böylede çatışma olmayacağının garanti altına alınıp, iç çatışmaların son bulmasıyla ülkemize, ülkemiz etrafındaki devletlere belki de huzur ve refah ortamı gelecek. Özlemini çektiğimiz barış, vatanın birlik ve beraberliği, insanların teröre kurban edilmesinin son bulmasıyla sağlanmış olabilecek.

Bu konuda çok dikkatli olunmalı, ve PKK içindeki katil sürülerinin adalete teslim olup, yüce Türk Adaleti önünde yaptıkları eylemlerin ve hain saldırılarının hesaplarını vermesini bekliyoruz. Feshi kararı, insanların ve teröristlerin af edilmesi kararı olmamalı.

Bunun içinde, ülkemizin bölünmez bütünlüğü, kardeşliği, el birliği içinde gelecek nesillerin huzurlu ve mutlu yaşamalarının sağlanmasına yönelik her türlü adımların atılmasına destek olmalıyız. Ülkemizin ve milletimizin geleceği olan çocuklarımız, gençlerimiz terör belasına kurban edilmemeli.

Bugün, eğer bizler terörsüz Türkiye söylemlerini kullanıyorsak, eli kanlı terör örgütü kendisini feshi kararı aldığını açıklıyorsa, bu yaşanılan olayların, geçmişte, ülkemiz, bayrağımız ve vatanın bütünlüğü için bölgede şehit verdiğimiz gençlerimizin, yüzü suyu hürmetine olduğunu unutmayalım. O bölgelerde teröristlerle çatışan, yaralanan gazi olan evlatlarımızın yüzü suyu hürmetine olduğunu unutmayalım.

Yöre insanlarıyla hep beraber birlik olup, bütün Türkiye olarak Terörsüz Türkiye yaşantısının gerçekleştirilmesi için herkes, her kesim amasız, fakatsız olarak üzerine düşen görevleri yapmalı.

Nasıl ki, atalarımız, annelerimiz, babalarımız bu ülke için cephelerde savaşıp, bizlere Türkiye Cumhuriyeti’ni emanet etmişlerse, bizlerde gelecek nesillere Terörsüz Türkiye’yi emanet etme imkanını, fırsatlarını geri tepmeden gerçekleştirme arzusundayız. Adilane, şehitlerinin vicdanlarını, kemiklerini sızlatmadan, şehit ailelerinin vicdanlarını kanatmadan yerine getirmenin yollarını bulmalıyız.

Bugün tarih, takvim yapraklarına baktığımızda 19 Mayısı görüyoruz.

Türkiye Cumhuriyeti için çok önemli bir tarih.

Bizim için çok önemli bir tarih.

19 Mayıs 1919 tarihinde Samsun’a ayak basıp İstiklal Savaşının başlaması için çalışan gazi Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere, yurdumuzu düşmanlardan temizleme ve ulusal Kurtuluş Savaşına kadar “önce vatan!” diyerek can siperhane savaşan cetlerimizin kemiklerinin sızlamaması için önemli bir tarih.

Atalarımız, birlik ve beraberlik içinde, güç birliği oluşturulunca, düşmanların vatan topraklarından nasıl temizlenip, ülkemizin hür ve bağımsız bir devlet haline getirileceğine bize 19 Mayıs tarihinden başlayarak gösterdi. Aslında, 18 Mart 1915 tarihinde Çanakkale’de gösterdiler. Tarihimiz, destan yazan zaferlerle dolu.

Bizler de bugün ülkemizde yaşayan, ülkemizin birlik ve beraberliği için iç ve dış güçlere karşı mücadele etmek görevinde bulunan insanlar olarak çok dikkatli olmalıyız. Öncelikle, oyunlara gelmeden, onun bunun doldurmasıyla hareket etmek yerine, vatanımız ve milletimiz için en hayırlısı neyse ona göre hareket etmeliyiz.

Ne mutlu Türküm diyene sözünü unutmadan. Unutturmadan.

19 Mayıs tarihi Türk Milleti’nin direniş azmi ve bağımsızlık aşkının nişanesidir.

19 Mayıs, 1915 yılında gerçekleşen başarı ve Çanakkale’de başlayan, tüm zorluklara ve imkânsızlıklara rağmen Birinci Dünya Savaşı boyunca asla pes etmeyen milletimizin yeniden dirilişidir.

19 Mayıs, İstiklal Savaşımızı başlatmanın yanı sıra, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunun, milletimizin de kurtuluşunun müjdesidir.

19 Mayıs, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Türkiye gençliğine duyduğu güvenin ve verdiği önemin bir göstergesidir.

19 Mayıs, milletimiz için bir gurur vesilesi, gençlerimiz için ilham kaynağıdır.

Başta Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere silah arkadaşlarını, vatan için canlarını feda eden aziz şehitlerimizi ve ebediyete irtihal eden gazilerimizi rahmet, minnet ve saygıyla anıyoruz.

Gençlerimizin ve tüm milletimizin 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı’nı kutluyoruz.

Ne mutlu Türküm diyene!