Kış mevsiminin son ayına da girdik. Kış mevsimini sevmiyorum, geçmişte yalnızca kasvetli halini düşünüp mutsuz olurdum, büyüdükçe de evi ve sığınma yeri olmayan insanları ve hayvanları düşünür üzülürdüm. Bunların yanısıra uygun kıyafetleri ve yapacakları olmayanları düşünürdüm.
Şubat Ayazı ile meşhur olmuş bir Kış ayıdır. Kışın son ayı olmasına rağmen uğraştırır.
Giderayak tehlikeli soğukları Mart ayına miras bırakır. Ve her yıl Mart baharı müjdeleyen ilk ay olmadan " mart kapıdan baktırır, kazma kürek yaktırır " sözünü de yeniden yaşarız.
Kışın sevmediğim bir yönünde Doğalgaz faturasıdır. Orta seviye de tüm odalar ısınır fatura bedeli 2,400 lira civarı gelir. Üst katta Annem yalnız oturur tek odasında doğalgaz sobası yanar gelen fatura 2,300 lira. Bizim ev tamamen ısınıyor Annem de tek oda arada ki fark 100 lira.!
Kış karamsarlığa haricinde vatandaşımız da artık bir de genel karamsarlık var. Ekonomik darboğaz, Asgari ve Emekli maaşlarının alım gücünün erimesi, savaş naraları gibi. İşte vatandaşın dile getirdiği sorular.
Türkiye’nin şu haline bakar mısınız?
Her gün karı-koca kavgasının yaşandığı, çocukların korkup köşeye sindiği, şiddet ve gürültüden rahatsız olan komşuların yaka silktiği “aile”den farkımız kalmadı.
Güne, gürültü patırtıyla başlıyoruz.
Müge bugün kime bulaşacak?
Esra yine mi Avukat Hülya konuşurken kesecek.!
Bugün acaba hangi muhalif siyasetçi gözaltına alındı?
Hangi belediyeye kayyum atandı?
Hangi belediye başkanı tutuklandı?
Kaç gazeteci hakkında soruşturma açıldı?
Kaç cinayet işlendi?
Hangi cinayetlerin üstü örtüldü?
Hangi belediyeler silkelendi?
Kaç ihale yine yandaşlara verildi?
Gündem değiştirmek için yine ne suç uyduruldu?
Emperyalizm, Türkiye’yi bölüp parçalamak için hazırladığı oyunun bugün hangi sahnesini oynayacak?
Bugün acaba Suriye konusunda hangi yalanları dinleyeceğiz?
Halkımız gırtlağına kadar borç içindeyken, emeklimiz ve asgari ücretlimiz ayın sonunu nasıl getireceğim diye kara kara düşünürken, milletimizin rızkı “hava atmak için” acaba hangi ülkelere gönderildi?
Daha yüzlerce binlerce soru sorulabilir, nasılsa cevap verme tenezzülüne girilmez.
Bizde güne uygun şiirimizle yazıyı bitirelim.
ŞUBAT AYAZI l/Şiir İsmet Koyuncu
Karanlık bir geceydi gönlüm
Mevsimlerden Şubat ayazı
Ayrılığın kadar soğuk
İhanetin kadar tanıdık.
Issız bir sokakta
Gariban bir köpek
Aç ve açıktaydı
Göz göze geldik
Bakışlarınız benzeşiyordu
Melül melül ve nemli.
Çöpleri karıştıran kedi
Dikkatini çekmedi köpeğin
Umursamadı ben gibi seni
Albenisi yoktu
Sefil ve mağrur yokluğun gibi.
Aşka şehla bakan gözlerin
Milim, milim kayardı ihanetlere
Oysa ne adın ne aşkın
Bir Leyla, bir Aslı olmayacaktı.
Dedim ya köpek açtı üşüyordu
Mevsimlerden Şubat ayazıydı
Seninle yapmadığım bir hayaldi
Köpeği sevip doyurmaya ısıtmaya
Melül bakışları gülümsetmeye yürüdüm.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
İsmet KOYUNCU
Şubat Ayazı
Kış mevsiminin son ayına da girdik. Kış mevsimini sevmiyorum, geçmişte yalnızca kasvetli halini düşünüp mutsuz olurdum, büyüdükçe de evi ve sığınma yeri olmayan insanları ve hayvanları düşünür üzülürdüm. Bunların yanısıra uygun kıyafetleri ve yapacakları olmayanları düşünürdüm.
Şubat Ayazı ile meşhur olmuş bir Kış ayıdır. Kışın son ayı olmasına rağmen uğraştırır.
Giderayak tehlikeli soğukları Mart ayına miras bırakır. Ve her yıl Mart baharı müjdeleyen ilk ay olmadan " mart kapıdan baktırır, kazma kürek yaktırır " sözünü de yeniden yaşarız.
Kışın sevmediğim bir yönünde Doğalgaz faturasıdır. Orta seviye de tüm odalar ısınır fatura bedeli 2,400 lira civarı gelir. Üst katta Annem yalnız oturur tek odasında doğalgaz sobası yanar gelen fatura 2,300 lira. Bizim ev tamamen ısınıyor Annem de tek oda arada ki fark 100 lira.!
Kış karamsarlığa haricinde vatandaşımız da artık bir de genel karamsarlık var. Ekonomik darboğaz, Asgari ve Emekli maaşlarının alım gücünün erimesi, savaş naraları gibi. İşte vatandaşın dile getirdiği sorular.
Türkiye’nin şu haline bakar mısınız?
Her gün karı-koca kavgasının yaşandığı, çocukların korkup köşeye sindiği, şiddet ve gürültüden rahatsız olan komşuların yaka silktiği “aile”den farkımız kalmadı.
Güne, gürültü patırtıyla başlıyoruz.
Müge bugün kime bulaşacak?
Esra yine mi Avukat Hülya konuşurken kesecek.!
Bugün acaba hangi muhalif siyasetçi gözaltına alındı?
Hangi belediyeye kayyum atandı?
Hangi belediye başkanı tutuklandı?
Kaç gazeteci hakkında soruşturma açıldı?
Kaç cinayet işlendi?
Hangi cinayetlerin üstü örtüldü?
Hangi belediyeler silkelendi?
Kaç ihale yine yandaşlara verildi?
Gündem değiştirmek için yine ne suç uyduruldu?
Emperyalizm, Türkiye’yi bölüp parçalamak için hazırladığı oyunun bugün hangi sahnesini oynayacak?
Bugün acaba Suriye konusunda hangi yalanları dinleyeceğiz?
Halkımız gırtlağına kadar borç içindeyken, emeklimiz ve asgari ücretlimiz ayın sonunu nasıl getireceğim diye kara kara düşünürken, milletimizin rızkı “hava atmak için” acaba hangi ülkelere gönderildi?
Daha yüzlerce binlerce soru sorulabilir, nasılsa cevap verme tenezzülüne girilmez.
Bizde güne uygun şiirimizle yazıyı bitirelim.
ŞUBAT AYAZI l/Şiir İsmet Koyuncu
Karanlık bir geceydi gönlüm
Mevsimlerden Şubat ayazı
Ayrılığın kadar soğuk
İhanetin kadar tanıdık.
Issız bir sokakta
Gariban bir köpek
Aç ve açıktaydı
Göz göze geldik
Bakışlarınız benzeşiyordu
Melül melül ve nemli.
Çöpleri karıştıran kedi
Dikkatini çekmedi köpeğin
Umursamadı ben gibi seni
Albenisi yoktu
Sefil ve mağrur yokluğun gibi.
Aşka şehla bakan gözlerin
Milim, milim kayardı ihanetlere
Oysa ne adın ne aşkın
Bir Leyla, bir Aslı olmayacaktı.
Dedim ya köpek açtı üşüyordu
Mevsimlerden Şubat ayazıydı
Seninle yapmadığım bir hayaldi
Köpeği sevip doyurmaya ısıtmaya
Melül bakışları gülümsetmeye yürüdüm.