Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Neon ışıklar, sahte dünyalar…

Yazının Giriş Tarihi: 16.11.2014 01:41
Yazının Güncellenme Tarihi: 16.11.2014 01:41


 

Neon ışıklar altında sahte dünyaları izleriz çocukluğumuzdan beri ve bu sahte neon ışıkları altındaki dünyanın büyüsüne hayal gücümüzle mutlaka eşlik ederiz… Kimi zaman kendimize bir rol çizerek senaryoyu yazar, oynarız.

Hollywood filmleri ile büyüyen bir nesil olarak neon ışıklar altındaki aşk filmlerini ve Frank Sinatra danslarını beynimize, hafızamıza kazıdık. Yerli sanat camiamız hal ve hareketleriyle 90’lı yıllardan bu güne büyülü ve sahte dünyaları tüm benlikleriyle taklit eder duruma geldiler. Özel düzenlenen gecelerde salon girişi ve içine serilen kırmızı halılar gibi kopyaları yansıtmanın yanı sıra, çakma Oskar ödül törenleri uygulamaları başladı ve bunlar benim gözümde asla bir Adana Altın Koza ve Antalya Altın Portakal ödüllerinin yerini tutmadı.

Yeşilçam sinemasının emektarları birçok film çevrilmesine karşı emeklerinin karşılıklarını yeteri kadar alamadılar. Günümüzde sıradan bir filmin başrolü veya yan karakteri milyon dolarlar kazanmakta. Geçmişte organize olamayan Yeşilçam emektarları bu hatanın cezasını sefaletle çektiler ve sevenlerini de üzdüler.

Günümüz sanat camiasına döndüğümüzde bir çok sansasyonel ve basit haberlerle gündem yaratıp basın ve ekranlarda yer bulmak uğruna iğrenç durumlara düşmektedirler ve kendilerini reklamın iyisi kötüsü olmaz söylemiyle kandırmaktadırlar. Son yıllarda halkın sempatisini kazanmış olan Ata Demirer, çok yönlü bir sanatçı. Filmleri zevkle izlenebilir, kalite ve güzellikte ayrıca bir ses sanatkarı niteliğinde müzik eğitimi alıp albüm yapabilir, satabilir ve dinlenebilir bir yeteneğe sahip. Bursalı olan Ata Demirer'in basına yansıyan boşanma haberi bizleri şaşırttı ve üzdü. Kendisini bu tarz bir durumda görmek istemezdik. Eyvah Eyvah serisinde başrolü paylaştığı eşi Özge Borak ile olan boşanma haberini sevdiğimiz sanatçılara yakıştıramadık.

Dışardan baktığımız bu sahte neon ışıklar altındaki sahte dünyaların içindeki hayatlar, Anadolu'nun garip kızları ve erkeklerinin özendiği bir yaşam tarzı idi. 70 ve 80 li yıllarda artist olmak için evinden kaçan ve kötü yola düşen gençlerin acılı yaşam öykülerini yıllarca gördük. 90’lı ve 2000’li yıllarda ise daha şımarık ve patavatsız bir gençlik gördük. Büyüklere ve ustalara, hatta halka karşı saygısı olmayan bir yeni nesil çıktı karşımıza. Özel televizyonların ve pop şarkıcıların her geçen gün çoğaldığı bu dönem, özgürlük yerine kalitesizliğin ve dejenere bir gençliğin gelişinin işareti olarak ilk sinyallerini verdi. Sanat camiasında örnek çift olarak merhum Müslüm Gürses-Muhterem Nur, Fatih-Şebnem Kısaparmak, Ali - Aysun Kocatepe, Metin-Eda Özülkü, Selim Soydan-Hülya Koçyiğit gösterilebilir ve bize gerekli olan topluma yansıması gereken çiftler böyle olmalıdır.

Gidişatımıza göre hoş olmayan bir cümle yazmak istiyorum. Sevdiğim aykırı şairlerden biri olan Derman İskender (Küçük İskender), ‘Pardon, daha önce tanışmış olabilir miyiz?’ cümlesini değiştirerek ‘Pardon, daha önce sevişmiş olabilir miyiz?’ diyor! İlk okuduğunuzda sizi gülümsetecek olan bu cümle, aslında yozlaşan toplumda bir tehlikeyi işaret ediyor. Pavyonlar ve gece kulüplerinde neon ışıklar sizi cezbeder ve daha çabuk sarhoş olmanızı sağlar. Her şey size tozpembe görünür. Dış dünyayı umursamaz unutursunuz, anı yaşamak zorunda kalırsınız. Ortamdaki her aksiyon size güzel görünür ve coşarsınız. Ambiyansın büyüsüne kapılır, cebinizi ve cüzdanınızı boşaltırsınız. Neon ışıklar altındaki dünyadan ayılıp gerçeğe döndüğünüzde, gerçekler acıdır ve acıtır... Esen kalın.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar (0)
Yükleniyor..
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.