Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Kanal İstanbul, yalnızca Kanal mı?

Yazının Giriş Tarihi: 27.04.2025 00:10
Yazının Güncellenme Tarihi: 27.04.2025 00:10

Ülkede gündem o kadar hızlı değişiyor ki yetişmek mümkün değil. Üstelik bir olayın farklı iki tarafı karşılıklı jet hızı ile açıklama yaparken vatandaş kime inanacağını şaşırmış durumda. Cezaevinde bulunan Ekrem İmamoglu'nun dikkat çektiği Kanal İstanbul projesi ve Milli Merkez Gönüllüleri genel sekreteri Haluk Dural'ın Kanal İstanbul yapımı sonrası öngörüsünü yazımız da anlatacağız.

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı görevinden uzaklaştırılan Ekrem İmamoğlu, Kanal İstanbul projesi öngörülerek 24 bin konut inşaatına başlandığını öne sürdü.

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı iddiayı yalanladı.

Silivri'deki Marmara Cezaevi'nde tutulan İmamoğlu, paylaşımı avukatları aracılığıyla kullandığı sosyal medya hesabı üzerinden yaptı.

İmamoğlu "Yokluğumu fırsat bilip 'Kanal İstanbul' denen rant ve talan projesi uğruna Avrupa Yakası'nın en önemli su kaynaklarından biri olan Sazlıdere Barajı'nın etrafında 24 bin konutun inşaatını başlattılar" dedi.

Büyükşehir Belediyesi ve İSKİ'nin resmi uyarılarının dikkate alınmadığını ifade eden İmamoğlu, "Cumhurbaşkanlığı kararıyla Sazlıdere Barajı'nın içme suyu kullanım oranını %100'den %0'a indirmişler" dedi.

Haluk Dural

Şu “Kanal İstanbul” dedikleri

Projenin arka planına daha derinden bakış.

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı görevinden uzaklaştırılan Ekrem İmamoğlu, “geçtiğimiz gün Kanal İstanbul projesi çerçevesinde Avrupa Yakası'nın en önemli su kaynaklarından biri olan Sazlıdere Barajı'nın etrafında 24 bin konutun inşaatını başlattılar" dedi.

Sazlıdere havzasına yapılacak 24 bin konutluk projeye ilişkin ihaleler tamamlandı. TOKİ tarafından 17 Mart-18 Nisan tarihleri arasında düzenlenen 28 ayrı ihalenin maliyeti toplamda 54 milyar 881 milyon liraya ulaştı. İhalelerin bir kısmını AKP’li isimlerin yönettiği şirketler aldı.

27 Şubat'ta ayında Erdoğan'a Kanal İstanbul hakkında bir sunum yapıldı. Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı Altyapı Yatırımları Genel Müdürü Yalçın Eyigün tarafından gerçekleştirilen sunumda Kanal İstanbul projesinin yapım maliyeti, çevre planlaması, kimin nasıl inşayı gerçekleştireceği konuşuldu. Buna göre, yapım süresi 5 yıl olarak hesaplanan Kanal İstanbul projesinin yapım maliyetinin 15 milyar dolar (570 milyar lira) olması bekleniyor.

Kanal İstanbul projesi Kamu-Özel İş Birliği ile yapılacak ve tamamen özel sektör finansmanı ile gerçekleştirilecek. İnşa edilecek kanal, 360 metre genişliğinde 21 metre derinliğinde olacak. Kanal üzerine yapılacak 6 adet köprünün toplam maliyetinin 1,4 milyar dolar (53,2 milyar lira) olması bekleniyor. Kanal İstanbul'un güzergâhının bir tarafında 100 bin karşısında ise 65 bin kişilik iki yeni yerleşim yeri kurulacak. Ayrıca, iki lojistik üs, bir teknoloji üssü ile fuar alanı yer alacak. Kanal İstanbul için çıkan hafriyat ile Karadeniz sahilinde yeni bir dolgu alanı yaratılırken, ayrıca yeni bir liman inşa edilecek. Bakanlık bölgeye İstanbul Vadisi adını verecek.

Kanal İstanbul projesinin gerçek hedefi

Kanal İstanbul projesi kamuoyunda, bilinçli şekilde, rant amaçlı konut projesi olarak sunulmakta ve tartışılmaktadır.

Bu tartışmalarla projenin üzeri örtülen, kamuoyundan saklanan gerçek amacı ise iki tanedir:

1-    Kanal ile Trakya sınırımız kalan toprakları savunmasız bırakarak, Yunanistan’ın saldırısına açık hale getirmek,

2-    Montrö Sözleşmesinin iptalini uluslararası tartışmaya açmak.

1- Türk Ordusunun Trakya’daki ilk savunma hattı Edirne-Babaeski-Tekirdağ hattıdır. Ancak esas savunma hattı, Çatalca’daki hat olup, özellikle 2. Dünya Savaşı sırasında Bulgaristan’ı işgal eden Alman Ordularının sınırı geçme ihtimaline karşı iyice tahkim edilmiş olup, Çakmak Hattı olarak anılır. Bugün de 1. Ordunun en ağır zırhlı birlikleri bu hat etrafında konuşludur.

Açıklandığı şekilde Küçükçekmece-Sazlıdere-Durusu güzergâhında bu kanal açılırsa, 1. Ordu ana ve ihtiyat birlikleriyle Trakya’daki askeri birliklerimiz arasındaki irtibat kesilecektir.

Türkiye ile Yunanistan arasındaki bir sıcak çatışmaya ABD’nin NATO’da müttefiki olan Bulgaristan ve Dedeağaç’taki ve Bulgaristan’daki ABD üslerinde bulunan 15 bin dolayındaki ABD askerleri de katılarak, Trakya’yı işgal edeceklerdir.

24 Temmuz 1923 tarihli Lozan Barış Antlaşması’nın 2. Maddesinde Yunanistan ile sınırlarımız, 11 Ekim 1922 tarihli Mudanya Mütarekesi ile belirlenmiş olan sınırlara uygun olarak çizilmiş, Karaağaç mahallesi Türkiye sınırları içine alınmıştır. Lozan’dan buyana geçen 97 yılda Yunanistan’ın Doğu Trakya ve Batı Anadolu üzerindeki emellerinde herhangi bir değişiklik olmamıştır.

Bir savaş sırasında düşman hava kuvvetlerinin ilk hedefi İstanbul ile Trakya’yı bağlayan, kanal üzerine yapılacak 6 köprü olacaktır. Köprülerin yıkılması halinde Trakya’daki savaşan birliklerimize kanal üzerinden ikmal yapmak mümkün olamayacağı gibi birliklerin takviyesi veya geri çekilmeleri için Marmara Denizi kıyısındaki Tekirdağ ve Ereğli limanları da yeterli olmayacaktır. Bunun kaçınılmaz sonucu ise Trakya’daki vatan topraklarını düşmana terk etmektir.

2- Amerika Karadeniz’e kıyıdaş ülke olmadığından, diğer bütün devletler gibi Karadeniz’de sürekli harp gemisi bulunduramaz. Barış zamanında önceden Türkiye’ye diplomatik kanaldan ön bildirimde bulunduktan sonra 5 gün içinde Çanakkale Boğazından girmek şartıyla, ABD harp gemileri 21 gün süre ile Karadeniz’e girebilirler (Madde: 18/2), süre sonunda Çanakkale Boğazından Türk karasularını terk etmek mecburiyetindedir. Ayrıca kıyıdaş olmayan bütün devletler gibi ABD de boğazlardan bir seferde toplam tonajları 15.000 tonu aşmayan en fazla 9 adet gemiyi Karadeniz’e çıkartabilir (Madde: 14). Andlaşmanın II Nolu Eki ile kıyıdaş olmayan devletlerin harp gemilerinin tonaj ve toplarının çapları için ayrıca sınırlamalar getirilmiştir.

Amerika’nın Karadeniz’e girmek istemesinin ana sebebi, Ukrayna’daki batıcı hükümeti desteklemek, Rusya’yı güneyden kuşatmaktır. ABD eğer Montrö’yü delerse, Romanya veya Ukrayna’nın Odessa veya başka uygun limanında Avrupa Füze Kalkanı projesi kapsamında Füze Kruvazörü konuşlandırmayı, böylece Rusya’nın ABD’ye yönelik gönderebileceği nükleer başlıklı Kıtalararası Balistik Füzelerini henüz Rusya üzerindeyken vurmak istemektedir.

Bu nedenlerle ABD, Montrö Sözleşmesinin iptalini istemektedir.

Sonuç:

Kanal İstanbul projesi gerçekte yapılmayacaktır. Hedef Trakya’yı düşman saldırısına açık hale getirmek ve Montrö Andlaşmasıdır.

- Trakya, Yunan saldırısına açık hale getirilecek,

Ve ABD;

- Rusya’daki muhtemel hedefleri baskılayacak,

- Romanya’daki Devesolo üssünü güçlü şekilde korumaya alacak,

- NATO’ya alınması gündeme getirilen Gürcistan’a doğrudan askeri destek verecek,

- Türkiye ile Rusya’nın irtibatını kesecektir,

- Türkiye’yi kuzeyden kuşatacaktır.

Haluk Dural

Millî merkez Genel Sekreteri,

21.04.2025

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar (0)
Yükleniyor..
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.