kalıcı eserler bırakan Romalı şair Ovidus'u yad etmek istiyoruz. Sürgün yıllarını bugün bize ait olan vatan topraklarında geçirmiş olan değerli şairi takdir etmemek mümkün değil.
Publius Ovidius Naso.
Sulmona Constanţa (bugün Köstence) doğumlu Romalı şair. Genelde aşk, terkedilmiş kadınlar ve mitolojik temalı şiirler yazan Naso, Publius Vergilius Maro ve Horatius ile beraber, Latin Edebiyatı'nın üç kanonik şairinden biriydi. Genelde hüzün beyitlerinin en büyük hocası olarak kabul ediliyordu. Şiirleri, orta Çağ'ın sonuna kadar Avrupa sanatı ve edebiyatını önemli ölçüde etkilemiştir.
Imparator Augustus’u sinirlendiren “aşk sanatı” isimli yapıtının bedelini sürgüne gönderilmekle ödedi. Sürgündeki 9 senede eşine yazdığı mektuplar insanlık tarihinin en güzel aşk mektupları sıralamasına girmiştir. Ne yazık ki eşine kavuşamadan, ölmüştür
Publius Ovidius Naso
Doğum 20 Mart MÖ 43
Sulmo, Roma Cumhuriyeti (günümüz Sulmona, İtalyası)
Ölüm MS 17 veya MS 18 (60–61 yaşındaydı)
Constanţa (Köstence)
Meslek Şair, Tarzı, Drama, Epik Şiir, Ağıt.
Ovidius'un kariyeri üç kısma ayrılır. Bunların ilki, MÖ 20'lerin ortasından MS 2'ye kadar sürdü. Bu dönemde Amores, kadın mitolojik kahramanların hayalî mektuplarından oluşan Heroides ve Ars Amatoria ("Aşk Sanatı") gibi eserler kaleme aldı. MS 2 ile 8 yılları arasında Metamorfozlar (Metamorphoses) ve Fasti olmak üzere iki büyük proje gerçekleştirdi. MS 8 yılında sürgüne yollanması sonrası ölümüne dek süren üçüncü döneminde Tristia ve Epistulae Ex Ponto gibi eserler üretti.
Aynı zamanda İstanbul'daki ünlü Kız Kulesi hakkında bir efsaneye sahiptir. Hero ile Leandros adlı iki gencin hüzünlü aşkını anlatan hikâyenin mekânı Türkiye'deki Kız Kulesi'dir.
En ünlü yapıtı, dünyanın oluşumunu ve yaratımını anlattığı 15 kitaptan oluşan Metamorfozlardır. Metamorfoz'un 6. cildinde Trakya kralı Tereus ile ilgili efsane anlatılır. Aşk Sanatı adlı eserinde ise genç Romalı erkeklere, kadınlara nasıl yaklaşmaları gerektiğine dair şiirsel bir dille ve çoğu zaman Roma mitolojisinden örneklerle öğütler verir.
Hayatı
Ovidius, diğer Romalı şairlere göre kendi hayatından daha çok bahseder. Biyografisi hakkındaki bilgiler genellikle şiirlerinden elde edilir, özellikle Tristia adlı eserinde kendi hayatına dair uzun bir otobiyografik içerik bulunur.
Ovidius, Roma'nın doğusundaki bir Apenin vadisinde bulunan Sulmo şehrinde, equites sınıfına mensup önemli bir ailenin çocuğu olarak 20 Mart MÖ 43'te doğmuştur.
Kardeşiyle birlikte Roma'da ünlü Arellius Fuscus ve Porcius Latro tarafından eğitim görmüştür. Babası onun hukuk konuşma sanatını çalışmasını istemiştir. Kardeşinin
20 yaşında ölmesinden sonra, kanunlara karşı çıkmış ve Atina'dan Anadolu'ya birçok yerleri dolaşmış ve babasının hiç de onaylamadığı bir şekilde şiire yönelmiştir.
Edebiyat hayatının ilk 25 yılında elegia vezniyle erotik şiirler yazdı. Bu ilk çalışmalarının kronolojisi hakkında kesin bilgi olmamakla birlikte, uzmanlar tahminî sıralamalar yapmışlardır. İlk gerçek anlamda eseri olarak Heroides olarak gösterilir. Mitolojik kahramanların olmayan aşıklarına mektuplarından oluşan bu eserin MÖ 19'da yazıldığı tahmin edilmektedir. Amores'in beş ciltlik ilk yayınının MÖ 16-15'te gerçekleştiği düşünülür. Bununla birlikte, bu kitabın günümüze sadece MÖ 8-3 yıllarında yayımlandığı düşünülen üç ciltlik kısaltılmış hâli ulaşabilmiştir.
İlk eserlerinden sonra çok popüler olmuş fakat Augustus tarafından MS 8'de sürgüne gönderilmiştir.
30 yaşına geldiğinde 3 kere evlenmiş, 2 kere boşanmış birisiydi; bu evliliklerden sadece bir kızı vardı.
Edebi üslubu
Ovidius'a dair edebiyat tarihçisi L.P. Wilkinson'ın genel değerlendirmesi şu şekilde aktarılmıştır:
İç savaşın yarattığı dehşeti tecrübe etmiş olan Vergilius ve Horatius'tan farklı olarak Ovidius'un nesli, Augustus Barışı'nın rahatlığı altında, huzur ortamını hazır bularak yetişti. Ovidius'un, örneğin Lucretius gibi bir hakikat arayışı arzusu ya da metafiziğin prolemleriyle uğraşma niyeti de yoktu. İnsani ve iyi hislere hitap eden ve bu olmaksızın diğer karakter özelliklerinin önem arz etmediği Humanitas anlayışı, onun en göze çarpan özelliğiydi.
ŞIİR VE SÖZLERİ
Bu paylaşımda benim de payıma, sevgi düşmüş
Varsın benim de gönlümü, onun yayından atılan oklar delsin, delik deşik etsin
Ne kadar derinden delerse delsin, beni aşk oku
Ne kadar iyileşmez olursa açtığı yaralar
Ne denli derinden vursa da vursun beni aşk,
Bir gün gelir acısını çıkarırım kat be kat.
*
Bir at, eğer arkasında onu takip eden ve Yakalayacak başka atlar yoksa,
Hiçbir zaman çok hızlı koşmaz.
*
Bir hükümdar, cezalandırırken yavaş, Ödüllendirirken hızlı olmalıdır.
*
Bugüne hazır olmayanın
Yarına hazır olması daha zor olacaktır.
*
Ceza kaldırılabilir; ama suç,
İnsanla sonsuza kadar yaşar.
*
Gençlerini kitapla beslemeyen milletlerin sonu acıdır.
*
Parlamentonun kapıları fakirlere kapalıdır.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
İsmet KOYUNCU
İyi ki doğdun Ovidus
kalıcı eserler bırakan Romalı şair Ovidus'u yad etmek istiyoruz. Sürgün yıllarını bugün bize ait olan vatan topraklarında geçirmiş olan değerli şairi takdir etmemek mümkün değil.
Publius Ovidius Naso.
Sulmona Constanţa (bugün Köstence) doğumlu Romalı şair. Genelde aşk, terkedilmiş kadınlar ve mitolojik temalı şiirler yazan Naso, Publius Vergilius Maro ve Horatius ile beraber, Latin Edebiyatı'nın üç kanonik şairinden biriydi. Genelde hüzün beyitlerinin en büyük hocası olarak kabul ediliyordu. Şiirleri, orta Çağ'ın sonuna kadar Avrupa sanatı ve edebiyatını önemli ölçüde etkilemiştir.
Imparator Augustus’u sinirlendiren “aşk sanatı” isimli yapıtının bedelini sürgüne gönderilmekle ödedi. Sürgündeki 9 senede eşine yazdığı mektuplar insanlık tarihinin en güzel aşk mektupları sıralamasına girmiştir. Ne yazık ki eşine kavuşamadan, ölmüştür
Publius Ovidius Naso
Doğum 20 Mart MÖ 43
Sulmo, Roma Cumhuriyeti (günümüz Sulmona, İtalyası)
Ölüm MS 17 veya MS 18 (60–61 yaşındaydı)
Constanţa (Köstence)
Meslek Şair, Tarzı, Drama, Epik Şiir, Ağıt.
Ovidius'un kariyeri üç kısma ayrılır. Bunların ilki, MÖ 20'lerin ortasından MS 2'ye kadar sürdü. Bu dönemde Amores, kadın mitolojik kahramanların hayalî mektuplarından oluşan Heroides ve Ars Amatoria ("Aşk Sanatı") gibi eserler kaleme aldı. MS 2 ile 8 yılları arasında Metamorfozlar (Metamorphoses) ve Fasti olmak üzere iki büyük proje gerçekleştirdi. MS 8 yılında sürgüne yollanması sonrası ölümüne dek süren üçüncü döneminde Tristia ve Epistulae Ex Ponto gibi eserler üretti.
Aynı zamanda İstanbul'daki ünlü Kız Kulesi hakkında bir efsaneye sahiptir. Hero ile Leandros adlı iki gencin hüzünlü aşkını anlatan hikâyenin mekânı Türkiye'deki Kız Kulesi'dir.
En ünlü yapıtı, dünyanın oluşumunu ve yaratımını anlattığı 15 kitaptan oluşan Metamorfozlardır. Metamorfoz'un 6. cildinde Trakya kralı Tereus ile ilgili efsane anlatılır. Aşk Sanatı adlı eserinde ise genç Romalı erkeklere, kadınlara nasıl yaklaşmaları gerektiğine dair şiirsel bir dille ve çoğu zaman Roma mitolojisinden örneklerle öğütler verir.
Hayatı
Ovidius, diğer Romalı şairlere göre kendi hayatından daha çok bahseder. Biyografisi hakkındaki bilgiler genellikle şiirlerinden elde edilir, özellikle Tristia adlı eserinde kendi hayatına dair uzun bir otobiyografik içerik bulunur.
Ovidius, Roma'nın doğusundaki bir Apenin vadisinde bulunan Sulmo şehrinde, equites sınıfına mensup önemli bir ailenin çocuğu olarak 20 Mart MÖ 43'te doğmuştur.
Kardeşiyle birlikte Roma'da ünlü Arellius Fuscus ve Porcius Latro tarafından eğitim görmüştür. Babası onun hukuk konuşma sanatını çalışmasını istemiştir. Kardeşinin
20 yaşında ölmesinden sonra, kanunlara karşı çıkmış ve Atina'dan Anadolu'ya birçok yerleri dolaşmış ve babasının hiç de onaylamadığı bir şekilde şiire yönelmiştir.
Edebiyat hayatının ilk 25 yılında elegia vezniyle erotik şiirler yazdı. Bu ilk çalışmalarının kronolojisi hakkında kesin bilgi olmamakla birlikte, uzmanlar tahminî sıralamalar yapmışlardır. İlk gerçek anlamda eseri olarak Heroides olarak gösterilir. Mitolojik kahramanların olmayan aşıklarına mektuplarından oluşan bu eserin MÖ 19'da yazıldığı tahmin edilmektedir. Amores'in beş ciltlik ilk yayınının MÖ 16-15'te gerçekleştiği düşünülür. Bununla birlikte, bu kitabın günümüze sadece MÖ 8-3 yıllarında yayımlandığı düşünülen üç ciltlik kısaltılmış hâli ulaşabilmiştir.
İlk eserlerinden sonra çok popüler olmuş fakat Augustus tarafından MS 8'de sürgüne gönderilmiştir.
30 yaşına geldiğinde 3 kere evlenmiş, 2 kere boşanmış birisiydi; bu evliliklerden sadece bir kızı vardı.
Edebi üslubu
Ovidius'a dair edebiyat tarihçisi L.P. Wilkinson'ın genel değerlendirmesi şu şekilde aktarılmıştır:
İç savaşın yarattığı dehşeti tecrübe etmiş olan Vergilius ve Horatius'tan farklı olarak Ovidius'un nesli, Augustus Barışı'nın rahatlığı altında, huzur ortamını hazır bularak yetişti. Ovidius'un, örneğin Lucretius gibi bir hakikat arayışı arzusu ya da metafiziğin prolemleriyle uğraşma niyeti de yoktu. İnsani ve iyi hislere hitap eden ve bu olmaksızın diğer karakter özelliklerinin önem arz etmediği Humanitas anlayışı, onun en göze çarpan özelliğiydi.
ŞIİR VE SÖZLERİ
Bu paylaşımda benim de payıma, sevgi düşmüş
Varsın benim de gönlümü, onun yayından atılan oklar delsin, delik deşik etsin
Ne kadar derinden delerse delsin, beni aşk oku
Ne kadar iyileşmez olursa açtığı yaralar
Ne denli derinden vursa da vursun beni aşk,
Bir gün gelir acısını çıkarırım kat be kat.
*
Bir at, eğer arkasında onu takip eden ve Yakalayacak başka atlar yoksa,
Hiçbir zaman çok hızlı koşmaz.
*
Bir hükümdar, cezalandırırken yavaş, Ödüllendirirken hızlı olmalıdır.
*
Bugüne hazır olmayanın
Yarına hazır olması daha zor olacaktır.
*
Ceza kaldırılabilir; ama suç,
İnsanla sonsuza kadar yaşar.
*
Gençlerini kitapla beslemeyen milletlerin sonu acıdır.
*
Parlamentonun kapıları fakirlere kapalıdır.