Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Adem Vural'da bunu yaşarsa.!

Yazının Giriş Tarihi: 13.06.2025 18:20
Yazının Güncellenme Tarihi: 13.06.2025 18:25

Bahçe de paslı tel örgüye elimin tersi takıldı.

Hafif çizildi.

Kan aktı tabi.

Kolonya !

Kızım Berranur "Baba ne oldu "

Tel örgü falan filan demeden Mudanya Devlet hastanesi acilden yeşil alan numara 151.

50 dakika bekledik.

Anons "adem vural "

Ok.

Doktor hanıma anlattık .

30 sn.

"Enjeksiyon odasına gidin "

Gittik.

Oda boş.

Bir bekleyen daha var.

Başladık beklemeye.

Bekliyoruz.

Aynen doktor sırasını bekler gibi.

Sonra bir hemşire hanım yakınımızda ki bir odadan çıktı.

"Enjeksiyon odasında ki görevli nerede " diye sordum.

Ayağını eliyle de göstererek " alçı yapıyoruz hastaya ,ayağının tamamına"

Yüksek sesle.

Elinde bir tek sopası yok.

Konuşa konuşa acilin sarı alanına yürüdü gitti.

Neden sonra .

Kısa bir zaman sonra.

Erkek sağlık personeli çıktı odadan.

Böyle aşşağılayıcı bir tavır.

İğrenç mimik jestlerle "kim bağırdı hemşire hanıma. O bağıran kim "" el kol hareketleri.

Bağırmalar.

"Bağıran falan yok "dediysek te.

"Ben duydum "

Ortalığı bir gerdi.

Ama ne gerdi.

Yok 300 kişiye sabahtan beri iğne yapmışta.

Ne oldu sonra ?

Ne olacak.

Ben yanımda sıra bekleyen diğer vatandaş.

Tartışma büyüdü.

Ben de şifa bulmaya gittiğim Devlet hastanensin den.

Özel güvenlik polis nezareti ile yavaş yavaş hastanen dışına çıkarıldım.

"Beyefendi şikayetiniz var mı "diyor görevli !

Ne oluyor biliyor musun ?

Haklı olduğunuz bir yerden.

Haksız olarak ayrılıyorsunuz.

En çok bu koyuyor insana !

Bir an 45 yıl memur olarak hizmet ettiğim bu devletin.

Sancakta Türk bayrağı asılı.

Tabelası Devlet olan bir hastaneden fırça yiyerek ayrıldım.

Kimi kime şikâyet edeceğim.

Sonra işin ağır geliyorsa yapma be arkadaş.!

Adem Vural.

Evet üstte yaşanılan olayın mağduru ve yalnızca bir Tetanos iğnesi vurulması gereken kişi Âdem Vural. 45 yıl devlete ve millete Güler yüzüyle hizmet etmiş bir halk adamı ve bir gönül insanı. Sen 45 yıl vatandaşa müdürden dahi evraklarını alıp oradan oraya düz memur gibi koşturan biri olarak uğradığın muameleye bak, üstelik kahramanı olduğun kızının yanında.

Gelelim sağlık personeline. Bak arkadaş bu mesleği kendin seçmişsin, okulunu okumuşsun, m ezan olunca siyasetçilerden torpil aramışsındır mutlaka. Ve şu an senin yerinde çalışmak isteyen en az 20 milyon insan çıkar bu ülkede. Bu dediği mi anlıyor musun? Anlayacağını hiç sanmıyorum.

Sen ve hemşire hanım 300 kişiye mi iğne vurdunuz?

Zor mu geldi?

Psikolojiniz mi bozuldu?

Maaşınız mı düzenli yatmadı?

Aylığının mı düşük?

Personel sayınız mı az?

Vesaire, vesaire örnekleri çoğaltabiliriz.

Her ne olursa olsun çemkireceğiniz yer vatandaşın yüzü değil, aklınızı başınıza alın.

İşinizden şikâyetiniz varsa sorunları üstlerinize bildirin.

Başhekime söyleyin

Hastane müdürüne söyleyin

İl Sağlık müdürüne söyleyin

İl Milletvekillerine söyleyin

Sağlık Bakanına söyleyin

Cumhurbaşkanına söyleyin

Cimer'e yazın

Olmadı işi bırakın.

Ama oraya acı içinde gelmiş insanlara çemkirmeyin.

Sevgili Adem Vural yaklaşık iki yıl önce Belediye seçimlerinde aday yapılmanızı umutla bekledik ne yazık ki olmadı. Üzüldük. Bursa kıymetli bir değerini kaybetti ve halk "hizmet esaslı" bir değerden mahrum kaldı.

Merhum Abdürrahim Karakoç'un

"İsyanlı Sükut" şiirini paylaşalım. Ve şahsım olarak Yerel ve Genel yönetimlerde kamu kuruluşlarında Güler yüzlü insanların çoğalmasını diliyorum umutsuz olsam da.

İSYANLI SÜKUT

Gitmişti makama arz-ı hâl için

'Bey' dedi, yutkundu, eğdi başını.

Bir azar yedi ki oldu o biçim..

'Şey' dedi, yutkundu, eğdi başını.

Kapıdan dört büklüm çıktı dışarı

Gözler çakmak çakmak, benzi sapsarı...

Bir baktı konağa alttan yukarı

'Vay' dedi, yutkundu, eğdi başını.

Çekti ayakları kahveye vardı

Açtı tabakasın, sigara sardı

Daldı.. neden sonra garsonu gördü

'Çay' dedi, yutkundu, eğdi başını.

İçmedi, masada unuttu çayı

Kalktı ki garsona vere parayı

Uzattı çakmağı ve sigarayı

'Say' dedi, yutkundu, eğdi başını.

Döndü, gözlerinde bulgur bulgur yaş

Sandım can evime döktüler ateş

Sordum: 'memleketin neresi gardaş? '

'Köy' dedi, yutkundu, eğdi başını.

Yürüdü, kör-topal çıktı şehirden

Ağzına küfürler doldu zehirden

Salladı dilini.. vazgeçti birden,

'Oyyy' dedi, yutkundu, eğdi başını.

Abdurrahim Karakoç

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar (0)
Yükleniyor..
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.