Bir tilki ırmak kenarında karşıya yüzerek uygun en kısa yoldan nasıl geçebilirim derin düşünceleri içerisinde iken yılana rastlar.
Yılan da karşıya geçmek istemektedir.
Dost görüntülü güler bir yüzle, yılan tilkiden yardım ister.
Tilki; “Yılan kardeş, ikimizin gayesi de aynı, ikimiz de karşıya geçmek istiyoruz, sarıl boynuma yüzerek karşıya geçelim” der ve yılan tilkinin boynuna sarılır, ırmağa atlayıp yüzmeye başlarlar.
Yılan bu ya, karşı kıyıya yaklaştıklarında yılan tilkinin boğazını sıkmaya ve boğmaya yeltenir.
Karakterimin gereğini yapıyorum. Ben kişiyi boğmak için boğazına dolanırım.” der ve beraber boğulmak pahasına tilkinin boğazını sıkmaya devam eder.
Tilki; “Anlaşıldı beni boğmaya kararlısın, helalleşelim bari ölmeden uzat da dostumun gül yüzünü göreyim, vedalaşalım” der.
Yılan, gözü dönmüş, küstahlık ve şımarıklık içinde, ahmakça başını uzatıp tilkiye baktığı anda, atik bir hareketle kurnaz tilki yılanı başından ısırır öldürmeden hızlı bir şekilde ırmak kenarına düz bir şekilde uzatıp şöyle der:
Dost dediğin, işte böyle olmalıdır. İyilik yapana kötülük yapmak; nankörlüktür.
Nan: Ekmek demektir. Kör de görmeyen.
Nan-Kör: Ekmek körü demek oluyor.
Yani yediği ekmeği inkâr eden.
Çok yılanlara denk geldim.
Ama asla iyilikten vazgeçmedim.
Gördüm ki yaptıkları yılanlıklarıyla kalıyorlar ve her daim muhtaç.
Allah ıslah etsin der yoluma devam ederim.
Hepimizden uzak olmaları temennisiyle.
Bu haftalıkta böyle olsun.
Tekrar görüşünceye dek,
Sevgiyle kalın…
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Hülya AYTEKİN
TİLKİ YILAN HİKÂYESİ
Bizlere ibret olacak bir hikâye.
Bir tilki ırmak kenarında karşıya yüzerek uygun en kısa yoldan nasıl geçebilirim derin düşünceleri içerisinde iken yılana rastlar.
Yılan da karşıya geçmek istemektedir.
Dost görüntülü güler bir yüzle, yılan tilkiden yardım ister.
Tilki; “Yılan kardeş, ikimizin gayesi de aynı, ikimiz de karşıya geçmek istiyoruz, sarıl boynuma yüzerek karşıya geçelim” der ve yılan tilkinin boynuna sarılır, ırmağa atlayıp yüzmeye başlarlar.
Yılan bu ya, karşı kıyıya yaklaştıklarında yılan tilkinin boğazını sıkmaya ve boğmaya yeltenir.
Nefesi kesilen tilki neden yaptığını sorunca:
Yılan; “Tilki kardeş, benim cibilliyetim böyledir.
Ben yılanım.
Karakterimin gereğini yapıyorum. Ben kişiyi boğmak için boğazına dolanırım.” der ve beraber boğulmak pahasına tilkinin boğazını sıkmaya devam eder.
Tilki; “Anlaşıldı beni boğmaya kararlısın, helalleşelim bari ölmeden uzat da dostumun gül yüzünü göreyim, vedalaşalım” der.
Yılan, gözü dönmüş, küstahlık ve şımarıklık içinde, ahmakça başını uzatıp tilkiye baktığı anda, atik bir hareketle kurnaz tilki yılanı başından ısırır öldürmeden hızlı bir şekilde ırmak kenarına düz bir şekilde uzatıp şöyle der:
Dost dediğin, işte böyle olmalıdır. İyilik yapana kötülük yapmak; nankörlüktür.
Nan: Ekmek demektir. Kör de görmeyen.
Nan-Kör: Ekmek körü demek oluyor.
Yani yediği ekmeği inkâr eden.
Çok yılanlara denk geldim.
Ama asla iyilikten vazgeçmedim.
Gördüm ki yaptıkları yılanlıklarıyla kalıyorlar ve her daim muhtaç.
Allah ıslah etsin der yoluma devam ederim.
Hepimizden uzak olmaları temennisiyle.
Bu haftalıkta böyle olsun.
Tekrar görüşünceye dek,
Sevgiyle kalın…