Mahalle çocuklarına dağıtılan taze, sıcacık kurabiye kokusu.
Ceplerinde köstekli saatleri başlarında kasketleriyle kaytan bıyıklı Babalarımızın kahvehaneden döndüğünde üzerine sinen sigara kokusu.
Arkadaşımızın ben fazla aç değilim diyerek bölüp verdiği ekmek kokusu.
O müstâkil evlerin avlularında oturup bir demli çayla kahkaha ve kederini paylaşan İnsanların samimiyet kokusu.
Sonra...
Asfaltsız yollarda mangal gibi yürekleri olan yardıma koşmaya hazır belki fakir ama gönül zenginliğinin ne olduğunu bilenlerin kokusu.
Sevgiliye elden gizli verilen mektupların kokusu.
Başı önde mahçup saçları pelikli kızların
“Kalbin gibi temiz ve saf." diye başlayan hatıra defterlerinin kokusu..
Atlı arabalarda, samanların içinde satılan salatalık kokusu.
O sevginin,
Dostluğun,
İçtenliğin,
Doğallığın burnumuzu, yüreğimizi sızlatan o eski yıllar deyip unutulmayan,
nerden esip geliyorsa, bi anlık bi kokuyla hatırlanan zamanın kokusu..
Şimdi mi ?...
Şimdi herşey hormonlu.
Ne tadı kaldı ne tuzu..
alıntı
Tekrar görüşünceye dek,
Sevgiyle kalın.
Yorum Ekle
Yorumlar (0)
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Hülya AYTEKİN
Bazı zamanlar, bazı kokular unutulmaz !...
Meselâ çocuklukta bahçeli evlerin kapılarındaki hanımeli kokusu.
Annelerimizin tulumbalardan bakraçla taşıdığı suyla elde yıkadığı çamaşırların, kalıp sabun kokusu.
Mahalle çocuklarına dağıtılan taze, sıcacık kurabiye kokusu.
Ceplerinde köstekli saatleri başlarında kasketleriyle kaytan bıyıklı Babalarımızın kahvehaneden döndüğünde üzerine sinen sigara kokusu.
Arkadaşımızın ben fazla aç değilim diyerek bölüp verdiği ekmek kokusu.
O müstâkil evlerin avlularında oturup bir demli çayla kahkaha ve kederini paylaşan İnsanların samimiyet kokusu.
Sonra...
Asfaltsız yollarda mangal gibi yürekleri olan yardıma koşmaya hazır belki fakir ama gönül zenginliğinin ne olduğunu bilenlerin kokusu.
Sevgiliye elden gizli verilen mektupların kokusu.
Başı önde mahçup saçları pelikli kızların
“Kalbin gibi temiz ve saf." diye başlayan hatıra defterlerinin kokusu..
Atlı arabalarda, samanların içinde satılan salatalık kokusu.
O sevginin,
Dostluğun,
İçtenliğin,
Doğallığın burnumuzu, yüreğimizi sızlatan o eski yıllar deyip unutulmayan,
nerden esip geliyorsa, bi anlık bi kokuyla hatırlanan zamanın kokusu..
Şimdi mi ?...
Şimdi herşey hormonlu.
Ne tadı kaldı ne tuzu..
alıntı
Tekrar görüşünceye dek,
Sevgiyle kalın.