Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Mehmet Şimşek mi, Cottarelli mi?

Yazının Giriş Tarihi: 06.02.2025 12:59
Yazının Güncellenme Tarihi: 06.02.2025 12:59

Yeni nesiller yani 40 yaşın altındakiler bilmez ama biz biliriz IMF’li yılları ve IMF Türkiye Masası Şefi Carlo Cottarelli’yi.

Bilmeyenler için anlatalım IMF (International Monetary Fund) yani Uluslararası Para Fonu, adından da anlaşılacağı gibi ülkelerin üye olduğu bir para fonu IMF.

Özet anlatırsak, sık sık ekonomik krize giren bizim gibi ülkelerin stand-by anlaşmaları vasıtasıyla kredi kullandığı bu fon, borcun tahsiline kadar atadığı bir görevliyle resmen o ülkeye çökerdi.

IMF, ‘parayı veren düdüğü çalar’ ilkesi gereği, borçlu ülkenin para politikasını ablukaya alır, yatırımları durdurur, asgari ücreti, memur ve emekli maaşlarını mümkünse artırmaz, değilse çok küçük artışlar yapar, faizleri yükseltir, vergileri artırır, piyasadaki para dolaşımını minimize ederek enflasyonu düşürür ve verdiği kredinin tahsilini garanti altına alırdı.

IMF Türkiye İlişkileri
Türkiye, ilk kez 1958’de IMF’den borç alarak, 1961 yılında bir stand-by anlaşması imzalamış.

18. stand-by anlaşmasını 4 Şubat 2002'de imzalayan Türkiye, bu anlaşma sona ermeden hemen önce, Ocak 2005'te yeni bir stand-by anlaşması yapmıştı. (Toplam 19 stand-by)

Son kalan borç, Mayıs 2013'te yapılan taksit ödenmesiyle tamamen kapatılmıştı.

Türkiye, 1961'den 2013'e kadarki süreçte, IMF'den toplam 50 milyar doların üzerinde kaynak kullanmıştı.

İşte Türkiye'nin ekonomik kriz yaşadığı 1999-2001 döneminde IMF'nin Türkiye Masası Şefi olarak atadığı İtalyan Carlo Cottarelli, son bilinen ve en meşhur olan görevliydi.

Sıcak bir insandı, gülümserdi ve ülke ekonomisi için sık sık açıklama yapar, dönemin ekonomi bakanlarından ziyade bürokratlar ve basın onun ağzına bakardı.

Şimşek, yerli Cottarelli mi?

Bu kadar bilgiden sonra gelelim bizim Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ile İtalyan Carlo Cottarelli kıyaslamasına.

Carlo Cottarelli, uluslararası para piyasalarında bilinen ve itibarı olan bir ekonomist, yabancı ve IMF tarafından atandı.

Mehmet Şimşek de uluslararası para piyasalarında bilinen ve itibarı olan bir ekonomist, yerli (kendisi Batman’lı) ve Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından atandı.

İkisi de neredeyse bire bir, IMF’in bilinen Ortodoks ekonomi politikalarını uyguladılar.

Yazıyı fazla uzatmamak için (maalesef insanlarımız artık uzun yazıları okumuyorlar) politika benzerliklerini bir sonraki yazıya bırakıyorum.

IMF’den para almadık ama acı reçeteye maruz kaldık!

Sonuç olarak madem yerli bir Cottarelli’yi göreve getirdik, hani o bir zamanların ucuz deterjan reklamının sloganındaki gibi “Fark göremiyorum, ya siz?” Diye soruyoruz, o zaman neden IMF ile yeni bir stand-by anlaşması imzalamadık?

Hükümet, bütçe açıklarını kapatabilmek için şu anda yüzde 40’a yakın bir faiz ödeyerek kredi kullanıyor. Madem IMF politikalarını uygulayacaktık, neden IMF’den çok daha uygun şartlarda kredi kullanmadık?

İyi bir stand-by anlaşmasının getireceği uygun şartlı krediyle, bu sürecin yakıcılığını çok daha uzun bir vadeye yayabilirdik.

Bunun politik maliyetini anlamakla birlikte reel maliyet yükünü anlamıyorum çünkü bu ekstra yükleri vatandaş olarak maalesef biz taşıyoruz!

IMF’in verdiği kredi karşılığında istediği bütçe performans kriterlerinin (bütçe açığını düşürmek, cari açığı azaltmak, sosyal güvenlik sisteminin, sağlık sisteminin yükünü azaltmak vb.) zorlayıcı taleplerin neredeyse tamamının nasıl gerçekleştirildiğini ve vergiler konusunda ise şeytanın bile aklına gelmeyecek bizim yerli bürokrat hinliklerinin neler olduğunu da, bir sonraki yazıya bırakalım.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar (0)
Yükleniyor..
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.